1 Ocak 2016 Cuma

ERMENİ SOYKIRIMININ İÇ YÜZÜ.., BÖLÜM 4






ERMENİ SOYKIRIMININ İÇ YÜZÜ.., BÖLÜM 4


SÖZDE ERMENİ  SOYKIRIMI  TASARILARI


Yıllık geçmişi olan, aslında inşa edilen, imal edilen bir ulusa sahip Amerika'da fikirler, diller o kadar birbirine kaynaşmış ki, Amerikalılık diye bir mefhum doğmuş. Kendilerini "Eritme Potası" (melting pot) diye nitelendiren pota içinde yer alan Ermeniler, yani Ermeni kökenli Amerikalılar Californiya'da bazı yerleşim birimlerinde yoğun olarak bulunmaktadırlar.

Amerika'da bulunan Ermeniler 1915 yılında Türklerin kendilerine soykırım uyguladıklarını iddia ediyorlar ve bu yönde karar çıkarmak için çaba gösteriyorlar ve göstermektedirler. ABD'deki Ermeni lobisi 24 eyalette ders kitaplanna 1915 olaylarını soykınm olarak geçirmeyi başarmıştır. Kafileler halinde gidip yerel milletvekilleriyle, senatörlerle görüşüyor ve adaylara bağış yapıyor, kampanya ların da görev alıyorlar. Kabul etmek gerekir ki, Ermeni lobisi bu konuda çok daha etkilidir. Yerel düzeyde az da olsa Amerikan genel politikasına tesir edebilirler, eyaletIerde ve hatta Temsilciler Meclisi'nde karar çıkarabilirler. Aslında bu durum Amerikan sisteminden kaynaklanıyor. ABD sisteminde hangi lobi fazla para verirse onun dediği olmaktadır. Yani bu ülkede lobitokrasi var. Amerikanın ulusal güvenliği nedir, uluslar arası siyaseti nedir, hiç önemli
değiL.Başbakanlık sistemi böyle işlemektedir, yani ABD'de iki başlı bir yönetim var. Bir yanda yürütme, yani Başkanlık, öte yanda paranı n ve lobilerin roloynadığı Kongre. Kongre zaman zaman devletin üstüne çıkabiliyor. Neticede yaklaşık 4 milyon nüfusu olan Ermenistan, 60 milyon nüfusa sahip Türkiye'yi mahkum edebiliyor. Ermeni Soykırım Tasarısı Amerika'daki Ermeni azınlık için
çok önemli. Neden? Çünkü onları bir araya getiren, onları "Eritme
kabı" dediğimiz pot içerisinde kimliklerini hatırlatan bir şey.

ABD Kongresi'nde "Sözde Ermeni Soykırımı" her yıl rutin olarak ve senaryoya uygun olarak gündeme getirilmektedir. Temsilciler Meclisi ve Senato genel kurullarına kadar ulaşan daha önceki Ermeni tasarılarında şu sonuçlar elde edilmişti:

• 24 Nisan 1984 yılında 247 sayılı ortak kararla ABD Kongresine indirilen 121 imzalı "24 Nisan'ın insanın insana vahşetini anma günü" ilanını ve "tüm Amerikan vatandaşlarının bugün de bütün soykırım kurbanları ve özellikle
1915-1923 yılları arasında Türkiye tarafından girişilen katliam da ölen 1,5 milyon Ermeni'yi" anmasını öngören tasarı yeter sayı olan 218 imzaya ulaşmadığı için yasalaşamamıştı.

• 1985 yılında Temsilciler Meclisi ve Senato'ya resmi devlet politikası niteliğindeki yasa tasarısı Haziran ayında Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'na kadar ulaşabildikten sonra üçte iki çoğunluk esasına dayanarak yapılan oylamada reddedildi. Dolayısıyla tasarı Senato aşamasına ulaşamadı.

• Benzeri bir Ermeni tasarısı ısıtılarak yine 1985 yılı sonlarında ortak yasa tasarısı olarak hem Temsilciler Meclisi, hem de Senato'ya sunuldu. Tasarı yine Temsilciler Meclisi Genel Kuruluna ulaştıysa da dönemin Dışişleri Bakanı George
Schulz'un çabalarından sonra oylamadan önce hazırlayıcılarınca
geri çekildi.

• 1987 yılında yeniden gündeme getirilen bir başka Ermeni tasarısı, Temsilciler Meclisi Genel Kuruluna ulaştı, ama salt çoğunluk esasına göre yapılan oylamada reddedildi. Tasarı, böylece Senato'da görüşülmedi.

• Sözde soykınm konusunda Türkiye açısından en tehlikeli girişim, 1989-1990'da oldu. Yine devlet politikasını belirlemek amacıyla ortak yasa tasansı niteliğini taşıyan yeni Ermeni tasansı, en büyük başansına ulaşarak Temsilciler
Meclisinde kabul edildi. Tasan, ardından 1990 Ocak ayında Senato'ya indi. 1990 yılında Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı olarak da gösterilen Ermeni yanlısı Senatör Bob Dole'un önderlik ettiği tasan, Demokrat Senatör Robert
Byrd'ın engeline takıldı. "Soykırımı Tanıma" yasası çıkarma girişimlerini Kongrede sonuçlandıramayan Ermeni lobisi sonraki yıllarda taktik değiştirerek
çabalarını eyalet meclislerinde yoğunlaştırdı ve 24 eyalet meclisinden
bu yönde karar çıkarmayı başardı. Califomiya Eyalet Meclisi'nin 1996 yılında aldığı 24 Nisan'ı "Soykırımı Anma Günü" kararını daha sonra Virginia, Rhode İsland, Georgia, Massachusets gibi eyaletlerin kararlan izlemeye başladı.
Daha sonra Ermeni Soykırımı Tasansı Eylül 2000 tarihinde ABD Temsilciler Meclisi'nin Uluslar arası Operasyonlar ve İnsan Hakları Alt Komisyonu'nda kabul edildi. Birkaç ay sonra yapılacak başkanlık seçimleri için Ermeni oylanna gözünü diken Temsilciler Meclisi Uluslar arası İlişkiler Komitesi'nde ele alınan sözde Ermeni Soykırımı Yasa Tasansı, 2 çekimser ve 11 ret oyuna karşı 24 oyla
kabul edildi ve Genel Kurula sevk edildi. ABD'nin sözde Ermeni Soykırımı tasarısının özeti şöyleydi:

TASARININ ÖZETİ

• Türkiye'nin Ermeni Soykırımını 1915-23 arasında gerçekleştirerek
insanlık suçu işlediği hükmü veriliyor. Böylece yalnız 1915 tehciri değil, Kurtuluş Savaşı da mahkum ediliyor. Atatürk de, adı veıilmeden soykırım suçlusu kapsamına alınıyordu.

• İngiltere, Fransa ve Rusya'nın ı. Dünya Savaşında, Türkiye'yi insanlık suçuyla itham eden ortak açıklamaları haklı bulunuyordu.

• Sevr Barış Anlaşması'nın, Ermeni veya Yunan ırkına karşı Türkiye'nin işlediği suçları, "İnsanlık suçu" kapsamına alan 230. Madde hükmü, örnek gösteriliyor du.

• Ermeni Soykırım suçluları cezalandırılmadığı için bu tür insanlık suçlarının daha sonra işlendiği vurgulanarak, ima yoluyla Kürt soykırımı suçlamasının ucu gösteriliyordu.

• Damat Ferit türünden işbirlikçi hükümetler, soykırımı yargıladıkları için övülüyordu.

• ABD başkanlarının "bu iğrenç suçun yeniden işlenmesine karşı" tetikte bulunma çağrıları yineleniyordu.

• Ermeni mallarının tazmini konusunun Türkiye hükumeti nin önüne konması sözü verildiği belirtiliyordu.

• Clinton dahil ABD başkanlarının "Ermeni Soykırımı"nı mahkum eden resmi açıklamaları tek tek hatırlatılıyordu.

• Ermeni Soykırımı suçlularının cezalandırılmamasının sonuçlarına vurgular yapılarak, Türkiye'yi soykırımdan yargılamanın yolları açılıyordu.

• BM, Avrupa Parlamentosu gibi uluslararası kuruluşların Ermeni Soykırımını mahkum eden kararları sıralanarak, Türkiye'ye uluslararası müdahalelerin hukuki zemini inşa ediliyordu.

• ABD' nin Ermeni Soykırımı konusunu "uzun vadeli politikanın" aracı olarak gördüğü, mahkeme kararına gönderme yapılarak belirtiliyordu.

• "Politik Sunuşlar" başlığı altında Ermeni Soykırımı'na ilişkin uygulamaların yürütülmesi sorumluluğu, ABD başkanına, Dışişleri Bakanlığına vb. veriliyordu.
Ama ABD Temsilciler Meclisi 'nde Genel Kurul aşamasına gelen ve geçmesine kesin gözüyle bakılan "Ermeni Soykırımı" karar tasarısı 19 Ekim 2000 tarihinde gündemden çekildi. Bill Clinton'un son ana kadar Ermeni karar tasarısına karşı bizzat tasarıyı getiren Temsilciler Meclisi Başkanı, Ermeni yanlısı Dennis Hastert tarafından alındı. Meclis başkanı Hastert konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Clinton 19 Ekim 2000 tarihinde gönderdiği mektubunda bu tasarının Genel Kurulda görüşülmemesinin Amerikan güvenliği için ciddi tehlikeler yarattığını vurguladığını ve Genel Kurmay Başkanı Henry Shelton'un bu tasarının ele alınmamasını istediğini ilettiğini" dile getiriyordu. "Bu tasarıyı desteklediğim gibi kendim Genel Kurul gündemine getirdim", diyen Hastert, Clinton'un bu tasarının
kabulünün Ortadoğuda olumsuz sonuçlara yol açacağına ve Amerikalıların hayatını riske edeceğine inandığını kendisine ifade ediyordu. Bunun boş bir talep olmadığını vurgulayan Hastert, Orta doğuda durumun olağanüstü gergin olduğuna dikkat çekiyor ve Orta doğuya olumsuz yansımaların olacağını vurguluyordu. İşte, göründüğü gibi herşeyortada. Doğru, Ermeni Tasarısı
ABD Temsilciler Meclisi'nden geri çekildi. Ancak Türk milletinin bu oyunun arkasını görmeleri lazım. ABD Başkanı Bill Clinton'un Temsilciler Meclisi Başkanı'na yazdığı mektuba göz atalım. İngilizcesi şöyle başlıyor:

"I am writing to express may deep concern ...dealing with
the tragic events in eastern Anatolia und er Ottoman rule in the
years 1915-1923.
Every year on April 24, I have commemorated Armenian
Remembrance Day, mourning the deportations and massacres
of innocent Armenians during that era ..."

Şimdi de Türkçesine bakalım: " Size Osmanlı İmparatorluğu döneminde Doğu Anadolu da 1915-1923 yılları arasında gerçekleşen trajik olaylarla ilgili olarak (gündemdeki tasarı hakkında) duyduğum derin endişeyi dile getirmek için yazıyorum.

Her yıl 24 Nisan Ermenileri anma gününde onları andım, o dönemde masum Ermeni/erin sürgün edilmesinin ve öldürülmesinin yasını tu/tum. Ve her yıl ...bu tür vahşetlerin bir daha yaşanmaması için ...çağrıda bulundum .... "
Evet, Clinton'un mektubu böyle başlıyor. Mektubunda Doğu Anadolu'da trajik olaylardan, masum Ermenilerin öldürülmesinden söz ediyor. Ancak Başkan ufak bir yanılgıya düşüyor! Anadolu'da 1920 yılından sonra Osmanlı yok! Sonrasında 24 Nisan Ermeni Soykırımı gününe değiniyor ve böyle "vahşetlerin" bir daha olmamasını istediğini vurguluyor. Yani Clinton atalarımızın hayrı için iş
yapmıyor. Tam tersine, Ermeni tasarısı geri alınsın diye yazdığı bu
mektupta Ermeni tezine destek veriyor, onların iddialarını doğruluyor.

Sonra mektubuna devam ediyor:

"Ancak tasarının ABD için olumsuz sonuçlar doğuracağından endişe ediyorum. Dünyanın bu sorunlu bölgesinde (Türkiye dahil) önemli çıkarlarımız vardır. Saddam, Ortadoğu, Orta Asya, Balkanlar, yeni enerji kaynakları ... Tasarının bu hassas zamanda kabulü (ulusal) çıkarlarımızı olumsuz etkiler."
Görüldüğü gibi, Clinton Ermeni iddialarını doğruluyor, sadece " soykırım " kelimesini kullanmıyor. Asıl önemli olan mektubun içindeki gizli ve geleceğe yönelik mesajları görmek lazım.

* * *
Amerika'daki kararın ardından Fransa'daki Ermeni lobisi de atağa geçti. Fransa Senatosu Başkanlık Divanı'nın 3 Ekim 2000 tarihinde yaptığı toplantıda sözde Ermeni Soykırımı gündeme geldi. Fransa'nın 2001 yılı Mart ayının yerel seçimlerde iktidarı isteyen politikacılar yüzünden Türkiye ile ilişkileri olumsuz yönde gelişmeye başladı.
18 Ocak 2001 tarihinde tasarı onaylandı. "Fransa, Ermenilerin 1915 yılında maruz kaldığı soykırımı tanır" ifadesinin yer aldığı tasarının geçmişi 1998 yılına kadar uzanır. Mecliste 1998 yılında Sosyalist Parti milletvekillerinin girişimiyle gündeme gelen yasa tasarısı, Türkiye'nin tepkisi üzerine Senato gündemine getirilmemişti. Tasarı, Senato Başkanlık Divanı ve hükümetin gündeme almayı
reddetmesi üzerine Marsilya Senatörü Jean elaude Gaudin ve arkadaşlarının
bireysel girişimiyle 8 Ekim 2000 tarihinde yapılan oylamada 40'a karşı 164 oyla kabul edilerek Ulusal Meclis'e gönderilmişti. Ulusal Mecliste 18 Ocak 2001' de 577 milletvekilinden 51 'inin katıldığı oylamada da "oybirliği" ile kabul edildi. Fransa Cumhurbaşkanı Jaques Chirac, parlamento tarafından 18 Ocak'ta
oybirliğiyle kabul edilen sözde Ermeni Soykırımı yasasını 28 Ocak 200 i tarihinde imzalayarak yürürlüğe soktu. Ama işin ilginç tarafı Fransız politikacılar anayasal suç işlediler. Çünkü 1958 Anayasasına göre Fransız Meclisi'nin dış politika konularında yasa çıkarma yetkisi yok. Anayasa, Meclisin dış politika konusunda yalnızca yürütme yetkisi olduğunu açıkça belirtiyor.

Türkiye'yi Ermenilere karşı soykırım ile itham eden karar tasarıları sadece ABD, Fransa ile sınırlı değildir. Bu gün ABD, Fransa kabul ediyorsa, yarın da ingiltere, Almanya, İran vb. ülkeler de Türkiye'yi itham edecektir 33•
Bütün bu olup bitenler içinde, özellikle -biri emperyalist ülkelerin, diğeri de medyanın tutumuna dair- iki noktanın altını çizmek isterim. ilki, 1915'in büyük emperyalist ülkelerin iç politikalarında araç olarak kullanılmasıdır. Ermeni nüfusun seçim sonuçlarını etkileyecek boyutlarda olduğu ülkelerde, özellikle ABD ve Fransa'da her seçim döneminde hep aynı oyun sahnelenir, Siyasal partiler oylarını arttırmak için soykırım tasarısını temcit pilavı gibi gündeme getirirler.
Bunun için Ermenistan'ın ya da ABD'deki etkin Ermeni lobisinin girişimlerine gerek duyulmadığı bile olur. Diyeceğim odur ki, bu karar tasarısının doğrudan ABD yönetimince de gündeme getirilmiş olma olasılığı yüksektir. ABD, kendi kıyısını korumanın en etkin yolunun karşı kıyıyı bombalamak olduğunu en iyi bilen ve beceren ülkedir. Bu olayda ABD, "Ermeni soykırımı karar tasarısı"yla
Türkiye'yi bir şeye iknaya çalışıyor olabilir. Örneğin, milyar dolarlarla dile getirilen 'helikopter ihalesi'ni güvence altına almak için bu tasarıyı bir silah olarak kullanıyor olabilir.

"Helikopter ihalesi"nin yabana atılmayacak denli sağlam bir etken olduğu kanısındayım. Öyle ki, gerek hükümet, gerekse de dış politika uzmanları karara dair değerlendirmelerinde ister geçmişte olsun, ister gelecekte, alt komitede kabul edilen karar tasarısının, Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'na gelmeden ABD yönetimince mutlaka engelleneceğine olan inançlarını belirtmektedirler. 


33. Radikal gazetesi, 24 Eylül 2000; Radikal gazetesi, 20 Ekim 2000; Hürriyet 
gazetesi, 4- ı8-20-24 Ekim 2000; Hürriyet gazetesi, 3 ı Ocak 2001; Ortadoğu gazetesi, 17 Ekim 2000; Sabah gazetesi. ı8 Ocak 2001; Yeni Avrasya Dergisi, Ekim 2000.


Bu inanç, Türkiye'nin ABD politikaları bakımından bölgedeki önemine dayandığı kadar, konjonktürelolarak "helikopter ihalesi"ne dayanıyor olabilir.,

Bir diğer varsayım, Türkiye'ye biçilen 'yeni misyon'un koşullarını olgunlaştırma girişimleridir. Bir süreden beri Türkiye, Kafkaslardaki olası politik gelişmelere göre yeniden konuşlandırılmak istenmekte, bölgede büyük güçlerden biri oluşunun gereklerini yerine getirmesi için her bakımdan donatılmaktadır. Kafkaslar, ABDRusya çıkar çatışmasının arenası olmayaaday, dünyanın önemli
bölgelerinden biridir. ABD'nin Türkiye'yi gözden çıkarmayacağı açık bir gerçek iken bu ve benzeri karar tasarılarının sonuçları, geçmişte olduğu gibi yalnızca geçici bir yanılsama' dan ibaret kalacağı kanısındayım.

Diyeceğim, bu olayemperyalist ülkelerin geri kalmış ülkelere uyguladıkları güncel politik varyasyonlardan yalnızca biridir. Kedifare oyunu kesintisiz sürmekte; değişen, salt dekor ve üsluplar olmaktadır. Emperyalist politikalar örneğin, geride bıraktığımız yüzyıla göre daha rafine uygulanmaktadır. Kaba politikalar, yerini "de_ mokratik" söylem li ince politikalara bırakmıştır. "Soykırım tasarısı", Ermenistan yönetimince de politik bir araç olarak kullanılmaktadır. Geleneksel iktidar manevradır: "İçte sorunlar ağırlaştığında kamuoyunun dikkati" dışa çekilmeye çalışılır. Bir ülkede işler iyi gitmiyorsa, ekonomi rayından çıkmışsa, yoksullaşma ve işsizlik artmışsa, bilmeliyiz ki, hükümetin bir "dış" düşman
yaratmasının eli kulağındadır. Ermenistan yönetimi de 1915'i tam da bu anlamda kullanmakta, halkını yeni bir ruhla ülke kalkınmasına seferber etmesi gerekirken elinin altındaki kolay, ama halkına bir yararı olmayan argumanı kullanarak, yoksulluğu, işsizliği ve bitmişliği perdelemeye çalışıyor. Bir yandan Türkiye'den kapıları açmasını, kendisiyle diplomatik temas kurmasını talep ediyor, öte
yandan ABD'deki lobiyi seferber ediyor.


...Bütün bu gelişmelerin temelinde ise günümüz dünyasının en temel gerçekliği olan "ulusalcı oluşumlar" yatmaktadır. "Ulusal kimlik" aşılıncaya, buharlaşıp önemini yitirinceye değin, dünyada bu "yabancılaşma" sürecek, düşmanca politikaların sonu gelmeyecektir. Her "aidiyet" gibi "ulusal aidiyet" de insanı kendine yabancılaştırmaktan başka bir şeye yaramamaktadır.


BİBLİOGRAFYA  GAZETELER

Aydııılık gazetesi, 8 Kasım 1990.
Hürriyet gazetesi, 24 Eylül 2000.
Hürriyet gazetesi, 4 Ekim 2000.
Hürriyet gazetesi, 6 Ekim 2000.
Hürriyet gazetesi, 9 Ekim 2000.
Hürriyet gazetesi, 16 Ekim 2000.
Hürriyet gazetesi, 18 Ekim 2000.
Hürriyet gazetesi, 20 Ekim 2000.
Hürriyet gazetesi, 22 Ekim 2000.
Hürriyet gazetesi, 24 Ekim 2000.
Hürriyet gazetesi, 31 Ocak 2000.
Hürriyet gazetesi, 17 Ekim 2000.
Radikal gazetesi, 24 Eylül 2000.
Radikal gazetesi, 27 Eylül 2000.
Radikal gazetesi, 20 Ekim 2000.
Sabah gazetesi, 18 Ocak 2001.

'Yeni Avrasya Stratejileri' Dergisi. Ekim 2000.


KİTAPLAR

I. Azmi Süslü, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Yüzüncü Yıl Üniv. Rektör!üğü, yayın no: 5, Ankara, 1990.
2. Bayram Kodaman, Ermeni Meselesiniıı Doğuş Sebepleri, Türk Kültürü, sayı: 219 (Mart-Nisan 1981).
3. Baykara, Hüseyin, Azerbaycan istiklal Mücadelesi Tarihi, Azerb. Devlet Yayınları, Bakü, 1992.
4. Gürün, Kamuran, Ermeııi Dosyası, TTK yayınları, Ankara, 1983.
5. Deliorman, Altan, Türklere Karşı Ermeni Komiteciliği, Boğaziçi yayınları, İstanbul, 1973.
6. Kevorkyan, Dikran, "Ermeni Meselesinde Tehcire Amil Olan Sebepler", Tarih
Boyunca Türklerin Ermeııi Toplumu ile ilişkileri, Erzurum, 8-12 Ekim 1984.
7. Erol Kürkçüoğlu, Ortaçağda Bizans ve iran 'm Ermeni Siyaseti, Ermeni Siyaseti, 21. Yüzyıla Girerken Tarihe Dostça Bir Bakış; Türk-Ermeni ilişki/eri, Atatürk Araştırma Merkezi yayınları, Ankara, 2000.
8. Eryılmaz, Bilal, Osmanlı Devletinde Gayrimüslim Teb'aııın Yönetimi, Risale
yayınları: SO, İstanbuL, Ocak/1990.
9. Hasanov Cemil, 1918 ilkbaharı: Azerb.-da Ermeni Terörizmi ve Türk-Müslüman Soykırımı, Meslek Hayatlıım25. Ydıııda Prof. Dr. Abdiilhaluk M. çay Armağaııı, Cİlt i ,Ankara, 1998.
10. , Siyah Lekelerin Beyaz Gölgesi, Bakü, 1991. iI. İlter Erdal, Ermeni Kilisesi ve Terör, A.Ü. Osm. Tarihi Araş. ve Uyg. Merk. yayınları, Ankara, 1996.
12. o_o, Ermeni ve Rus Mezalimi, Azerb. Kültür Derneği yayınları, no: 47, Ankara, 1996.
13. o_o, Ermeni Meselesinin Perspektifi ve Zeytin isyanları (1780- 1915), Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara, 1995.
14. Justin Mc Carthy, Ölüm ve Sürgün, İnk. yayınları, çev: Bilge Umar, 1998,2. Baskı. 
15. Küçük Cevdet, XiX. Asırda Anadoluda Ermeni Nüfusu, Türk Tarihinde Ermeniler Sempozyumu Kitabı, Dokuz Eylül Üniv., İlahiyat Fak., İzmir, 1983.
16. Laurens Evans, United States Policyand the Partition of Turkey (1914-1924),
Baltimore, The Johns Hopkins Press, 1965, Türkçe terc: Tevfik Alanay, Türkiye'nin Paylaşılması (1914-1924), İstanbul, 1972.
17. Marian Kent, Osmanlı imp.-nun Sonu ve Büyük Güçler, çev: Ahmet Fethi, Tarih Vakfı Yurt yayınları, İstanbul, 1999.
18. Salahi R. Sonyel, "Yeni Belgelerin ışığı Altında Ermeni Tehcirleri", Belleten, cilt: XXXVi, sayı: 141, Ocak 1972.
19. Selahattin İ. Ermeni Sorununun Rakamlarla Gerçeği, İst. Üniv. Siyasal Bilgiler Fak., 1984, yıl 2, sayı 2'den ayrı basım".
20. Urfalı Mateos Vekayinamesi (952-1136) ve Papaz Grigor'un Zeyli (1136-1162), Terc. Andreasyan, Hrant, Notlar Dulaurier, Edouard- Yinanç, Mükrİmin Halil, Ankara, 1962.
21. Zafer Özkan, Ermeni Tehciri, Doktora Tezi, Ank. Üniv. Türk İnk. Tarih Enst., 1985.


..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder