8 Ocak 2016 Cuma

ASALA-PKK İLİŞKİSİ -III-




ASALA-PKK İLİŞKİSİ -III- 



13 Eylül 2012 Perşembe


Köşemde bu konuyu ele aldığım anda tarihten alıntılar yapacağımı belirttiğim halde yorumlardan bu konunun nedense bir kesimi rahatsız ettiğini üzülerek gözlemledim. Halbuki tarih ve gerçekler neden rahatsız ediyor neden ele alınmasıyla inkarlar baş gösteriyor. Bunları yaşayan ve yaşatanlar insanlar değil mi bu bir rüya mı yoksa da biz aslında rüyada mı bunları yaşıyoruz. Evet bitirme planlarıdır bunlar ve başaktörleri de figüranları da bellidir. Neden hasır altı edelim. Madem ki herkes herkesi bilecek şeffaflık var kim kimdir nedir tüm açıklığıyla bilelim. Yine kaynaklardan aldığım bilgiler doğrultusunda ki kaynakları çok araştırmacı bazı okurlarım alıp okuyabilirler merak ederek. Burada belirtmeyi uygun görmüyorum. Zira ben emek vermişim araştırmışım çoğunda da yazılarımın içinde kaynakları zaten belirtiyorum inkar yorumları yapana kadar yok alıntı vs diyene kadar okumayı ve araştırmayı öğrenelim diyorum. Burada yazıklarımın daha derin sürecini de kaynaklardan okuduklarında öğrenecekler ve inşallah Ülkelerine Türklüklerine sahip çıkacaklardır. Beni eleştirmek yerine yok olan Türklüklerini vatanlarını fidanlarını kollarının altına korumalarına alıp bilinçlensinler. Bu arada bendeniz köşe yazarlığını da layıkıyla yapmakta olup bunun eğitiminin alasını alarak burada yazılarımı yazmaktayım. İsmimi görür görmez hoşlanmayan hiç yazılarımı okumak için zahmet etmesin. Okumaya başlayan da yazılarımın, içindekilerin ruhuna girerek, yazıdaki anlatılanları özümseyerek okusun. Okumayı sevmeyen bir millet olarak köşe yazarını değerlendirmek yerine ciddi konularda yazdığım yazılarda ki gerçekleri öğrensin. Orta Doğu ve Türkiye’nin yangınlar içinde kaldığı senaryoda köşe yazarlarını eleştirmek abesle iştigaldir. Süreç ve gelinen ve ulaştırılmaya çalışılan zihniyetler ile yapılmaya çalışılanlar yorumlansın köşe yazarlarının yazılarında. Ciddi yazılarda alıntılar tarihten notlar ve elbette ki yazarın yorumları da olacaktır dikkatli okursanız bunları yazılarımda zaten göreceksiniz. Günlük yazılmıyor veya masal anlatılmıyor burada. Biz bu konuları burada ele alıyoruz ki ülkemiz ve o kadar şehidimiz için ne yapabiliriz. Ama ben bakıyorum hemen hemen her köşe yazarımız yazılarının özü ile değil farklı durumlarıyla eleştiri oklarına maruz kalıyoruz. Asıl anlatmaya çalıştıklarımız ilgisiz yorumlarla kayboluyor. Biraz daha yazılarıma yoğunlaşmanız ve sorunlara hep beraber toplum olarak çözüm kandilleri ile ulaşmamız umuduyla.

Yazıma kaldığım yerden tamamen özet halinde can alıcı noktalarını ele alarak tereddüte meydan vermeden devam ediyorum. ASALA-PKK ilişkisinin temelleri her ikisinin de beraber omuz omuza siyasi ve askeri eğitim gördükleri Filistin kamplarında başlamıştır. 1979 yılında Lübnan’ın Sidon şehrinde ASALA ile PKK Türkiye Cumhuriyeti’ni faşist  olarak ilan etmiş ve Ermeni ve Kürt halkları adına ortak bir eylem kararı aldıklarını açıklamışlardır. Bu beyanname Kurdistan News and Comment’in 4. sayısında yayınlanmıştır. Bu bildirinin hemen arkasından, Uluslararası Af Örgütü, Kürt Dayanışma Komitesi, Ermeni Öğrenci Organizasyonu, Avrupa Ermeni Öğrenci Birliği, Avrupa Kürt Öğrenci Birliği, Ermeni Basın ve Haber Örgütü, İngiliz Komünist Partisi gibi Marksist örgütler ortak bir cephe oluşturarak İngiltere’de ‘‘Türkiye’de Kürtlerin azınlık olduğu ve Türk Hükümetinin onlara baskı yaptığı’’ iddialarıyla Türkiye aleyhtarı bir kampanya başlatmışlardır. Avrupa ülkelerinde sempatizanlık evresinden militanlığa geçiş sürecindeki Ermeni ve Kürt öğrenciler, birleşmenin tarihten kaynaklanan sancılarını gidermeye çalışırken, 8 Nisan 1980’de Lübnan’ın Sayda (Sidon) kentinde, PFLB lideri George Habbas’a bağlı silahlı gerillaların koruması altında bir araya gelen ASALA ve PKK liderleri, Türkiye’ye karşı ortak eylem deklarasyonu yayınlamışlardır. Bu toplantı sonunda ASALA temsilcisi; …Savaşçılarımız çok yakın bir gelecekte Kürt savaşçılar ile yan yana geleceklerdir. Bu, faşist Türk rejimine karsı en büyük silahımız olacaktır. Biz, Türkiye dışında iken Türk Ermenistan’ı kurtarmamız mümkün değildir. Ermenistan’ı, Kürt savaşçı kardeşlerimizle birlikte kurtaracağız ve çok yakında varlığımızı işgal edilmiş Ermenistan’ın en iç noktalarında göstererek kanıtlayacağız. Bu, ASALA’nın atacağı gelecek adımdır… şeklinde ifadesini dile getirmiştir. Daha sonra söz alan PKK temsilcisi, Kürdistan İşçi Partisi’nin 1975’te kurulduğunu ve 1978 yılında bugünkü adı altında eylemlerine başladığını, ilk eylemlerini 30 Mart 1980’de gerçekleştirdiklerini anlatır. PKK temsilcisinin iddia ettiğine göre Mardin’de bir askeri konvoyu pusuya düşürerek 30 askeri öldürmüşlerdir.(Böyle bir eylem olmamıştır. E.Ç.) Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ile aralarında bir benzerlik olmadığını özellikle vurgulayan temsilci, amaçlarının Türk Kürdistanı’nın bağımsızlığını sağlamak olduğunu belirtmiştir. “PKK ve ASALA’nın üzerinde anlaşmaya vardıkları devletin adı ‘‘Ermeni – Kürt Federe Devleti’’ olacaktır, bölge Doğu Anadolu, yapılması amaçlanan federe devletin ermeni sektöründe, Güneydoğu Anadolu ise Kürt sektöründe kalacaktır.” ASALA ile PKK temsilcileri arasında bu deklarasyonun imzalanmasının ardından Abdullah Öcalan, yurtiçindeki örgüt militanlarına 21 – 28 Nisan tarihini Kızıl Hafta olarak ilan ettiğini ve bu günler içerisinde bütün imkanlar kullanılarak silahlı eylemlerin tırmandırılması talimatını vermiştir. Nitekim, ASALA ile PKK eylem ortaklığı ilk defa 9 Kasım 1980’de Türkiye’nin Strazburg Başkonsolosluğu’nun ve 19 Kasım 1980 tarihinde de Roma Türk Havayolları bürosunun saldırıya uğraması ile kanlı eylemlere dönüşmüş ve yapılan bu eylemler PKK ve ASALA tarafından ortaklaşa üstlenilmiştir. 24 Eylül 1981’de ‘‘Kürt ve Türk Halklarına Başvuru’’ adlı bir bildiri yayınlayan ASALA, ‘‘PKK’ya her konuda destek vereceğini, aynı etnik kökene sahip(!) Kürtler ve Ermenilerin, aynı ulustan (Türklerden) gördükleri baskılara ortak eylemlerle cevap vereceklerini’’ açıklamıştır. 1982 yılında ASALA merkezini Atina’ya taşırken, militanları da PKK safında Kuzey Irak’ta ve Suriye’de eylemlere katılmıştır.

“ASALA, 1984’de yapılan ikinci bir anlaşmayla tecrübesini, destek odaklarını ve kadrosunu PKK’ya devrederek Türkiye’ye karsı terör bütünlüğü sağlamıştır.” Bu sayede Ermeni militanlar PKK terör örgütü bünyesinde

Türkiye’ye yönelik eylemleri gerçekleştirmeye devam etmişlerdir. Bunun en büyük kanıtı geçtiğimiz yıllarda PKK terör örgütüne yönelik yapılan operasyonlarda etkisiz hale getirilen teröristlerin büyük bir çoğunluğunun Ermeni asıllı olmasıdır. Ayrıca, 1987 ve 1990 yıllarında PKK ile Ermeniler arasında yapılan anlaşmalarda bu gerçeği ortaya koymuştur. 1987 yılında bölücü terör örgütü PKK ile Ermeniler arasında bir anlaşma yapılmıştır. Bu anlaşmanın hükümleri şunlardır:

• Ermeniler PKK terör örgütü içinde eğitim faaliyetlerinde bulunacaklar,

• PKK terör örgütüne her yıl militan basına 5.000 dolar ödenecek,

• Ermeniler küçük çaplı eylemlere katılacaklar

Yapılan bu anlaşmanın akabinde örgüt içerisinde Ermenilerin sivrilmeleri üzerine, PKK-ASALA ilişkilerinden sorumlu Hermez Samurouyan adlı şahısla birlikte 18 Nisan 1990 tarihinde yapılan toplantıda şu kararlar alınmıştır:

• PKK ve ASALA terör örgütlerinin artık ortak yönetilecektir,

• Türkiye’de güvenlik kuvvetlerine yönelik eylemlerde istihbaratı Ermeniler yapacak,

• Muhtemel devrimden sonra elde edilen topraklar eşit olarak bölüşülecek,

• Kamp masraflarının %75’ini Ermeniler karşılayacak,

• Türkiye’deki metropol şehirlerde eylemler yapılacak

Sonuç olarak, ASALA ve PKK birbirinden farklı etnik kimlikten hareket etmelerine rağmen Türkiye’yi bölme ve zayıflatma konusunda işbirliğine gitmişlerdir.

ASALA İle PKK  Arasındaki Benzerlikler

ASALA ile PKK terör örgütlerine yüzeysel olarak bakıldığında ASALA’nın Ermeni Devleti’ni PKK’nın da Kürt Devleti’ni kurmayı amaçladığından dolayı iki örgüt arasında benzerlik olması imkansız gibi görünmüştür. Ancak, ASALA’nın son verdiği dönemde PKK’nın hızlı bir çıkış yaparak faaliyetlerine başlaması iki örgüt arasındaki benzerlik ve birbirinin devamı olduğu yönündeki kuşkuları artırmıştır. Nitekim, detaylara inildiğinde iki örgüt arasında bir takım benzerlikler bulunduğu ortaya çıkmıştır. ASALA ile PKK arasındaki benzerlikler aşağıdaki gibi sıralanabilir.

Her iki örgütte,

• Marksist ideolojiyi sahiplenmiştir,

• Kuruluş aşamasında aynı devletler ve dış güçler tarafından desteklenmiştir,

• Sözde Anayurt toprakları Türkler tarafından işgal edilmiştir,

• Kültürel, sosyal ve siyasal haklarının kısıtlamalar altında bulunduğunu iddia etmiştir,

• Türkiye’yi ve Türkleri hedef alırken diğer taraftan örgüte destek olmayan veya karsı çıkan Ermeni ve Kürt vatandaşlara da yönelmiştir,

• Finans kaynağı olarak, bazı devletlerin ve dış güçlerin yardımı yanında uyuşturucu kaçakçılığı ticaretine girmiş ve hatta aynı bağlantıları kullanmıştır,

Ancak, ASALA Türkiye’de tabana sahip olmadığı için yurtdışında yaşayan Türk Diplomat ve vatandaşlarına yönelik eylemlerde bulunurken, PKK ise sahip olduğu tabandan yararlanarak Türkiye’de eylemlerini yoğunlaştırmıştır. Nitekim; ASALA ile PKK arasında etnik ayrılıklar haricinde hiçbir farklılık bulunamaması PKK’nın ASALA’nın devamı olduğu yönündeki iddiaları arttırmıştır ve ASALA’nın iniş dönemi ile PKK’nın çıkış döneminin örtüşmesi ve de arkalarındaki dış odakların aynı olması bu tezi güçlendirmiştir. Ermeni etnik terör örgütleri (ASALA, ASALA – MR, NAR, ARA, GEKO) incelendiğinde farklı ideoloji kaynaklı olmalarına rağmen örgütler sözde soykırımın kabul ettirilmesi, Türkiye’den tazminat ve toprak talebi ve de Bağımsız bir Ermenistan Devleti kurma amacında birleştikleri görülmüştür. PKK terör örgütü, ASALA’nın aksine Türkiye içerisinde güçlü militan desteği sağlayabilmesinden dolayı bütün şehirlerde özellikle nokta saldırısından daha çok propaganda faaliyeti olarak kullanabileceği kitlelere yönelik saldırılar gerçekleştirmiştir. Ayrıca, örgüt militanları ASALA’nın aksine eğitimsiz, cahil gençlerden oluştuğu görülmüştür. PKK terör örgütünün ASALA’nın devamı veya sıkı ilişkiler içerisinde olduğu yönünde iddialar mevcut olmakla birlikte PKK ile ASALA’nın aynı kamplarda eğitim almasının yanı sıra bir dönem ortak eylemlerde bulunmaları ve de örgüt militanları arasında Ermeni vatandaşların çoğunlukta olması bu iddiaların iddia olmadığını kanıtlamaktadır. Ayrıca, ASALA ile PKK arasında sadece etnik kimlik farklılığı bulunmasına rağmen, Ermeni etnik terör örgütü ASALA’nın uyutulmaya terk edildiği dönemde PKK terör örgütünün canlanarak ortaya çıkması da PKK’nın ASALA’nın devamı olduğunu kanıtlamakta ve hatta her iki örgütün de aynı güçlerin masası olarak kullanıldığını göstermektedir. Türk vatandaşlarına ve diplomatlarına yönelik nokta saldırıları gerçekleştiren ve gizlilik esaslı yapılanma gösteren Ermeni etnik terör örgütü ASALA ile yaklaşık 30 yıl boyunca 35 bin insanımızı genç-yaşlı, çoluk-çocuk, kadın-erkek, sivil-asker demeden canice öldüren Ayrılıkçı Kürt Hareketi Kaynaklı Etnik Terör

Örgütü PKK mevcut deliller ve bilgiler ışığında incelenmeye çalışılmıştır. Yapılan bu inceleme sonucunda;

• Marksist ideolojiyi sahiplendiği,

• Aynı örgütün kamplarında eğitim aldıkları (Filistin’de FKÖ Kampı),

• Aynı devletler tarafından desteklendikleri,

• Sözde anayurt topraklarının Türkler tarafından işgal edildiğini iddia etmeleri,

• Kültürel ve sosyal alanda kısıtlamalar uygulandığını dile getirmeleri,

• Türkiye’yi ve Türkleri hedef alırken diğer taraftan örgüte destek olmayan veya karşı çıkan Ermeni ve Kürt vatandaşlara da yönelmeleri,

• Dönem dönem ortak eylemde bulunmaları ve işbirliğine gitmeleri

• ASALA’nın faaliyetlerini durdurmasının ardından Ermeni Teröristlerin PKK içinde devam etmeleri gibi sonuçlar elde edilmesi her iki örgütün sadece işbirliği ile sınırlandırılamayacağını ve birbirinin devamı olduğu yönündeki iddiaları da güçlendirmiştir. Ancak, buna ister işbirliği isterseniz devamı deyin gerçek olan her iki örgütün de Türkiye’yi yıpratarak böl – parçala – yönet politikasını hayata geçirmek isteyen devletlerin ve dış güçlerin masası olduğu gerçeğini yansıtmaktadır.



İnci KAYAR
inci@habername.com

YAZARIN BİYOGRAFİSİ ;
İnci KAYAR / yazar
1967 yılında Niğde’de dünyaya geldim. İlköğrenimime ve ortaöğretimime 1974 yılında Gelibolu’da; ortaokul kalan bölüm ve lise eğitimime İstanbul’da Üsküdar-Ümraniye 
Lisesi’nde başlayarak 1985 yılında KKTC Lefkoşa da 20 Temmuz Lisesi’nde tamamladım. Bu arada Erzurum’da bulunmamız sırasında Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde 
memuriyete girdim. Memuriyetim sırasında Anadolu Üniversitesi’nde Sosyal Bilimleri okudum ve mezun oldum. İçimde hukuk vardı hem de ceza alanında eğitim almak. 
Ailemden ve çevremden aldığım manevi destekle Yurtdışında İsviçre’de Uluslar arası Hukuk okuyup 2010 yılında tamamladım.


http://www.habername.com/yazi-inci-kayar-asala-pkk-iliskisi-iii--8940.htm


****

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder