20 Aralık 2014 Cumartesi

ATATÜRK'TEN ERMEN'i SORUNU İLE İLĞİLİ YAZIŞMA BİLGİ BELGE VE TAMİMLERİ 1920 - 1921- 1924 ( BÖLÜM ) 3





ATATÜRK'TEN ERMEN'i  SORUNU İLE İLĞİLİ YAZIŞMA BİLGİ BELGE VE TAMİMLERİ,   1920 - 1921- 1924  ( BÖLÜM ) 3




1920-1921-1924 TARİHLERİ ARASINDAKİ YAZIŞMALAR,



Konya'da 12. Kolordu Kumandanı Fahrettin Efendiye
Ankara, 10 Ocak 1920

Adana Valisi Celal Bey'in, Sivas Kongresi'nin Adana hakkındaki kati kararını bilmediğinden.... Aşağıdaki talimatın emin vasıta ile adı geçene ulaştırılmasına...
"Kilikya havalisi işgali, Mütareke hükümlerine aykırı ve tamamen geçici bir mahiyettedir. Fransızlar, iktisadi menfaatlerini temin etmek şartıyla tahliye etmeye hazırdırlar. Ermenilere, Müslümanlar aleyhinde zulüm yaptırmayacaklarını ve kendileri tarafından da hükümet haklarına ve milli haysiyetimize tecavüz edilmeyeceğine söz vermişlerdir. Müdafaai Hukuk Cemiyeti teşkilatının alenen devam ve yayılmasına razı olmuşlardır.
Yalnız kendileri tarafından veya Ermeniler tarafından sebebiyet verilmedikçe silahlı tecavüzlerden vazgeçmemizi rica eylediklerinden, biz de silahlı tecavüzleri engellemeye çalışacağımızı vaat eyledik
...

Anadolu ve Rumeli Müdafaaı Hukuk Cemiyeti
Heyeti Temsiliyesi namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
- Atatürk'ün Bütün Eserleri (ATABE) c. 6, Kaynak Yayınları, 2001, s. 92.

Sivas'ta 3. Kolordu Kumandanı Selahattin Beyefendi'ye
Diyarbekir'de Cevdet Beyefendi'ye
Everek'te (Develi) Ahzı Asker Muamelat Müfettişi Kemal Bey'e
Ankara, 11 Ocak 1920
Adana Valisi Celal Bey'den gizli ve saklı olarak alınan yazıda, Maraş ve havalisindeki milli harekatın Adana havalisine de yayılması icap eylediği takdirde, Kilikya havalisindeki Ermenilere karşı, hiçbir tecavüzde bulunulmaması ve bilhassa kendilerinin Kuvayi Milliye'ce temin edilmesi elzem olup, aksi halde bizim ile işbirliğine eğilimli olan Ermenilerin, tamamıyla Fransız tarafını tutmalarına sebebiyet vereceği ve bu keyfiyetin son derece gizli tutulması bildirilmektedir.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s. 97
Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı 16, Ankara, Haziran 1956

Konya'da 12. Kolordu Kumandanı Fahrettin Beyefendi'ye
Ankara, 11 Ocak 1920
Gizli ve özel vasıta ile Adana Valisi Celal Beyefendi'ye aşağıdaki cevabın ulaştırılması istirham olunur.
Tecavüzlerde bulunulmaması hakkında icap edenlere gerekli talimat verildi. Milli teşkilatımızın Adana havalisinde yayılmasına ve genişlemesine ihtimam buyurmaları herkesçe bilinen hamiyetlerinden beklenir. Fransızlar, kendileri veya Ermeniler tarafından sebebiyet verilmedikçe tarafımızdan silahlı tecavüzlerde bulunulmamasını evvelce istida eylediklerinden, olur verilmiş ve o zaman lüzumlu talimat da verilmişti. Buna karşılık, geçici olarak işgalleri altında bulunan Kilikya havalisinde de milli teşkilatımızın serbestçe şekillenmesine ve genişlemesine engel olmayacakları kendi taraflarından taahhüt edilmiştir. Buna göre, Osmanlı memurlarının müdahale ve yardımı mümkündür.

Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti
Heyeti Temsiliyesi namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s. 371
Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı 16, Ankara, Haziran 1956

Harbiye Nazırı Cemal Paşa'ya
Ankara, 11 Ocak 1920
... Fransızların Maraş-Islahiye yolu üzerindeki Şerefoğlu, Gölpınar, Iloğlu, Ceceli Sarılar, Şekerobası köylerini topla bombardıman ederek yaktıkları, Iloğlu köyünü üç yüz mevcutlu bir müfreze ile basarak yağma ve fecayi bir kötülüğe başladıkları, Maraş'ta yerli Ermenilerden sekiz yüz mevcutlu bir kıtanın kışlada hazırlandığı, bütün Ermeni gençlerinin silahlandırılmaya başlandığı, dağınık Ermeni hanelerinin boşaltılarak tekmil Ermenilerin kilisede toplandığı, Çukuroba mahallesindeki Camiişerif içine bomba atmak üzere saklanmış olan üç Ermeni ele geçirildiği, bu esnada oradan geçen üç Fransız süvari neferinin ezanı Muhammedi okuyan müezzine iki el silah attığı, Bababurnu'nda, Fransızların sekiz yüz kadar kuvvetleriyle ahaliyi feci surette katletmekte oldukları bildirilmektedir. Ermenileri geri çekerek, Islamlar aleyhindeki zulme nihayet vereceklerini söyleyen Fransızların bu defa birlikte Islam halkı katliam eyledikleri son derece dikkate değerdir. Bu hal böyle devam eylediği takdirde Kuvayi Milliye'nin şiddetli ve kati müdahalesi zaruri olacak, genişlemesinden hasıl olacak mesuliyet tamamen Fransızlara ait kalacaktır. Hükümeti seniyenin de kati ve şiddetli bir şekilde vaki olan harekatı protesto eylemesi ve Urfa, Maraş, Ayıntap'ın tahliyesini talep eylemesi lazımdır.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s. 99
Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı 16

3. Kolordu Kumandanlığı'na
Ankara, 14 Ocak 1920
Bazı Fransız memurlarının aldatıcı olan tatlı sözlerine rağmen, bir hayli zamandan beri, Islahiye, Ayıntap, Maraş, Kilis ve Zeytun taraflarında devlet memurlarıyla Islam ahaliye ziyadesiyle zulüm yapmaya başlamış oldukları ve bu arada birçok Islamı şehit ettikleri, gelen raporlar muhteviyatından malumu alileri olmuştur. Bu hususta, kararlaştırılan plan muhteviyatının süratle tatbiki ile Islam ahalinin ümitsiz kalmamalarına gayret olunmasını vatani gayretlerinden bekleriz.
...

Heyeti Temsiliye
M. Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s. 112
Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı 17, Ankara, Eylül 1956

15. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir'e
Ankara, 15 Ocak 1920
Istanbul'da Mütareke'den sonra 250 bin Rum ve Ermeni Amerika'dan gelmiş ve yerleşmiştir....

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s.121

Kastamonu Valiliği'ne ve Mıntıka Kumandanlığı'na
21 Ocak 1920
Maraş mıntıkasında, ahaliye tecavüz ve Islam ahaliye zulümler yapan Fransız ordusundaki Ermenileri, Kuvayi Milliye'miz bozguna uğratarak Maraş'a ricata mecbur etmiş ve 2 katırla bir miktar silah cephane ele geçirmişlerdir. Düşmanın 80 ölü ve 30 yaralısı vardır. Antep'in 28 kilometre kuzeybatısındaki Araplar Köyü'ne gelen bir Fransız müfrezesi, Islam ahalinin evlerine girerek sandıkları kırmaya, eşyalar aramaya ve birtakım tecavüz ile, Kuvayi Milliye'mizle vaki olan çarpışma neticesinde, Fransızlar mağluben Islahiye istikametine ricata mecbur olmuşlardır.
... Fransızların son günlerde, Maraş mıntıkasında hassaten köylerimize tecavüz ve zulümleri tahammül edilmeyecek derecede artmaktadır.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s.135

Tamim
24 Ocak 1920
1. Son alınan malumata göre düşmanın Adana'da 1170, Toprakkale-Islahiye şimendifer hattı üzerinde 270, Osmaniye-Adana üzerinde 200, Katma'da 300, Kilis'te 600, Antep'te 1200, Maraş'ta 1200 kadar Fransız sömürge ve Ermeni askeri olmak üzere işgal kuvvetleri bulunduğu anlaşılmıştır....
2. Fransızların tahammül edilemez tecavüzlerine Maraş ve Pazarcık ahalisinin mukavemet etmesi üzerine, 21 Ocak 1920'de şiddetli bir çarpışma başlamış ve hala devam etmekte bulunmuştur. Bu çarpışmada fevkalade fedakarlık gösteren vatandaşlarımız pek çok muvaffakiyetler kazanmışlardır. Fransız işgal bölgesinin öteki mahallerinde vatandaşlarımızın pek çok tecavüze uğradıkları anlaşılmaktadır.
...
4.... Maraş'ta başlamış olan çarpışmanın tamamıyla lehimize neticelenmesi fevkalade mühim olduğundan, şimdilik 3. Kolordu'nun, Maraş'a her hususta yardım etmesini rica ve öteki kolorduların da evvelce ayrılan bölgelerinde seri ve silahlı bir teşkilat vücuda getirilmesi için şimdiden oralardaki teşkilatın himayesi maksadıyla işgal bölgesine milli müfrezeler göndermelerini ve bu hususta son derece gayret gösterilmesi bilhassa rica olunur.

Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti
Heyeti Temsiliyesi namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s.167, 168

Fransızların ve Ermenilerin Maraş'ta Yaptıkları Katliam Hakkında
25 Ocak 1920
Maraş'ta, Fransızlar, Ermeniler, Müslümanları katliam etmektedirler. Her yerde ahalinin derhal mitingler yaparak Istanbul'da Sadaret makamına ve temsilciliklere telgraflarla protesto etmeleri ve insanlık aleminden bu katliama nihayet verilmesini talep eylemeleri tamim olunur.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s.179

Sivas Heyeti Merkeziyesi'ne
29 Ocak 1920
Maraş'ta, Fransız ve Ermeniler tarafından Müslümanların katliamı, insanlığı dehşete düşürecek şekilde devam ediyor. Her tarafta derhal mitingler yapılarak merkezi hükümet ve yabancı temsilcilerine, bu zulümlere bir nihayet verilmesi için müracaat olunması ve fiilen müdafaa ile meşgul olan felaketzede Maraşlı dindaşlarımızın, yapılan teşebbüslerden doğrudan doğruya haberdar edilmesi ehemmiyetle rica olunur.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s.182
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 174

Müdafaai Hukuk Cemiyeti Sivas Heyeti Merkeziyesi Riyaseti'ne
Sivas, 31 Ocak 1920
...
2. Bugünlerde Kilikya'da Fransızlarda telaş çoğaldığı ve çevrede ve merkezde Ermenileri silahlandırmakta oldukları ve her gün 8-10 Türkün Ermeniler tarafından kayıp edildiği.
...

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s.193
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 177

Tamim
8 Şubat 1920
On yedi günden beri Maraş'ta cereyan eden feci ve kanlı vakalara nihayet verilmesi hakkında, medeniyet ve insanlık aleminin duyup öğrenmesi için yükseltilen feryat ve acının yankılanacak bir yer bulmadığı, hala bu vahşetin devamıyla sabit oluyor. Koca bir şehir ihtiyar, genç, kadın ve çocuklarıyla, Fransız ve Ermenilerin top, mitralyöz, bomba ateşleri altında yanmakta, binlerce dindaşımız bu vahşetin intikam feryadı olarak yerlere serilmektedir. Kuşatma ve sansür altında yükselen milletimizin feryadının, medeni milletler tarafından nihayet işitileceğini ümit etmekteyiz. Maraş'taki Fransız zulümleri hakkında, Müdafaai Hukuk Cemiyeti'nin bütün heyeti merkeziyeleri tarafından yeniden teşebbüslerde bulunularak, Milli Meclis reisleriyle, Dersaadet'teki Itilaf devletleri temsilcilerine ve Osmanlı matbuatına telgraflarla protesto edilerek bu zulümlere bir an evvel nihayet verilmesini ve zulümlere sahne olan Kilikya, Ayıntap, Maraş, Urfa'dan Fransız kuvvetlerinin derhal çektirilmesi hususunda, medeni milletlerin ve insanlığın dikkatinin çekilmesini, şu aralık müsait olan siyasi vaziyetten bu suretle istifade olunmasını tavsiye eyleriz.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s.224
Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, sayı:87, ATASE yayını, Ankara-1989

Sivas Vilayeti'ne ve Sivas Heyeti Merkeziyesi'ne
10/11Şubat 1920
...
2. Maraş dahilinde çarpışmalar devam ediyor. Islahiye yönünden gelen 500 nefer ve iki sahra topundan ibaret Fransız imdat kuvvetleri 7.2.1920'de Maraş'a bir buçuk saat mesafede Kuvayi Milliye tarafından durdurulmuş ve çarpışma devam etmekte bulunmuştur.
3. Katma'dan Ayıntap'a gelen 60 arabalık bir düşman cephane kolu Ayıntap'a iki saat mesafede Kuvayi Milli tarafından durdurulmuştur.
4. Adana'da heyecan ve asabiyet ziyadeleşmiştir. Ermeniler, kilise ve mekteplerde sık sık toplanmaktadırlar. Inekler ve Bahçe Ermenileri, Güller ve Zencirli Islam köylerini yağmalamış ve ahalisini pek vahşiyane katliam etmişlerdir.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s.231
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 190-191

Bütün Müdafaai Hukuk Cemiyetlerine
Ankara, 12 Şubat 1920
Bir suretinin köylere kadar yayılmak üzere heyeti merkeziyelere verilmesi.
1. Maruz kaldıkları zulüm ve baskılara karşı kahramanane silaha sarılan Maraşlı kardaşlarımız, yirmi güne yakın bir zamandan beri kan ve ateşler içerisinde, istilacı Fransızlarla, onların silahlandırdığı ve musallat ettiği hunhar Ermenilerle uğraşmakta idiler. 10/11 gecesi, düşmanı Islahiye istikametinde bozguna uğratıp firara mecbur ederek, milli mevcudiyetlerini elde etmeye muvaffak olmuşlardır.
...

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s. 247
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 193

Maraş Müdafaai Hukuk Cemiyeti'ne
Maraş Belediye Riyaseti'ne
Maraş'ta Kuvayi Milliye Kumandanı Kılıç Ali Bey'e
12 Şubat 1920
Batı medeniyetinin öncüsü olduğunu iddia eden Fransızların zulüm ve baskılarına ve on asırdan beri milletimizin geçerli olan fiili hakimiyetinin ortadan kaldırılmasına ve imhasına karşı silah müdafaasını kullanmaya mecbur olup, yirmi güne yakın bir zaman zarfında Ermenilerle birleşen düşman kuvveti ile her türlü mahrumiyetler içinde çarpışan ve nihayet muvaffak olan kahraman Maraşlıları, bütün memleket namına tebrik ve tazize (şereflendirmeye) koşarız.
...

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s.252

Müdafaai Hukuk Cemiyeti Sivas Heyeti Merkeziyesi'ne
14 Şubat 1920
1. Ermeniler Kanunusani (Ocak) zarfında Islamlara karşı daha ziyade şiddet göstermeye ve hunharlığa başlamışlardır. Zengisur havalisinde, birçok Islam köylerini imha ve katliam ettikleri, fakat, Halil Paşa kumandasındaki Azerbaycan birliklerinin Zengisur'un imdadına gelerek, şehirde Ermenileri mahv ve o havaliyi işgal ettikleri ve Ermenilerin 400 ölü, bir batarya top ve iki makineli tüfek terkiyle firar ettikleri haber alındı.
2. Ermenilerin Kars, Gümrü vesaire mevkilerden topladıkları muhtelif sınıflardan meydana gelen kuvvetlerle Çıldır havalisindeki Islam ahalinin silahını toplamak vesilesiyle kötülük icrasına başlamışlarsa da, Islamların şiddetli mukavemetleri neticesinde muvaffakiyetle püskürtülmüşler ve Islamlar tamamen galip gelmişlerdir.
3. Ermeniler, Akbaba, Zarşat havalisinde de aynı şekilde hareket icraya teşebbüs etmişlerse de, uğradıkları son mağlubiyet üzerine devama cesaret edememişlerdir. Bu suretle Çıldır, Akbaba ve Zarşat Islam ahalisi içerisine, şimdiye kadar olduğu gibi, hiçbir Ermeni girememiş ve Ermeni hakimiyeti buralardan uzak kalmıştır.
...

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s. 258
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 200-201

Müdafaai Hukuk Cemiyeti Sivas Heyeti Merkeziyesi Riyaseti'ne
Sivas, 14 Şubat 1920
Maraş'taki kardeşlerimizin masum kanı, henüz feci bir şekilde akıtılmakta devam ederken, medeniyet maskesine gizlenen Fransızlar ve onların öncüsü olan Ermeniler, Urfa ve havalisinde Islam ahali hakkında zalimane katliamlara başlamışlardır.
...

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s.264
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 200-201

Harbiye Nazırı Fevzi Paşa Hazretleri'ne
Ankara, 20 Şubat 1920
... Güney işgal bölgelerindeki Fransız kuvvetleri tarafından silahlandırılan Ermeniler, Fransız himayesinden cüret alarak bulundukları mahallerdeki Islamlara musallat olmakta ve intikam fikriyle her tarafta merhametsiz bir şekilde katl ve imha siyaseti yoluna girmektedirler. Maraş feci hadisesi bu sebepten ortaya çıkmış ve General Keret'in Fransız kuvvetleriyle birleşen Ermeniler top ve mitralyözlerle Maraş gibi eski bir Islam beldesini yerle bir etmişler ve binlerce aciz ve masum valide ve çocukları kahr ve imha eylemişlerdir. Tarihte emsali görülmemiş olan bu vahşetin faili Ermeniler olup, Müslümanlar ancak namus ve hayatlarını muhafaza kaydıyla mukavemet ve müdafaada bulunmuşlardır. Yirmi gün devam eden Maraş katliamında Müslümanlarla birlikte şehirde kalan Amerikalıların bu hadise hakkında Amiral Bristol'a çektikleri telgraf, facia sebeplerini, tekzip edilemez bir şekilde tayin etmektedir. General Keret'in geri çekilmesiyle neticelenen bu muharebelerden sonra Kuvayi Milliye'ye teslimiyet arz eden muharip Ermeni kuvvetlerine karşı hiçbir ceza tatbik etmeyip bilakis onları şefkatli sinesine ve himayesine alan milletimizin alineceplığını Maraş Ermenileri de minnet ve şükran ile teyit etmektedirler. Şu halde Ermenilerin intikam fikri ve tecavüzleri neticesi meydana gelmiş bazı vakalar var ise, bunların mesuliyeti milletimize değil bizzat Ermeni milletine ve onun tahrikçilerine ait olmak lazım gelir. Adana vilayeti dahilinde Müslümanların Fransızlar tarafından tepeden tırnağa kadar silahlandırılan Ermeni süngülerinin tehdidi altında her dakika katliama maruz bir vaziyette kalmaları asabiyetimizin derecesini izaha kafidir zannederiz.
...

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s.289, 290

Harbiye Nazırı Fevzi Paşa Hazretleri'ne
22 Şubat 1920
... Ingiliz siyasi temsilcisinin talep ettiği hususlar Ermeni kıtaliyle (kırımı, soykırımı) Yunanlılar da dahil olduğu halde Itilaf kuvvetlerine karşı tarafımızdan yapılan harekatın hemen tatilinden ibarettir. Hiçbir yerde Ermeni kıtali (kırımı) yapılmakta değildir. Maraş hadisesinden bahsedilmek murat ediliyorsa, orada Fransız askerleriyle beraber milletimize taarruz eden Ermeniler katledilmiş olmayıp, bilakis Fransız askeri kendilerini terk edip çekildikten sonra Islamlar tarafından himaye ve şefkate mazhar olmuşlardır....
Urfa'da dahi Fransızların mevcut bütün Ermenileri tüfek ve mitralyözlerle teçhiz ederek Islamlara karşı vaziyet aldırmasından doğan hadisenin bertaraf edilmesi, bizim değil Fransızların elindedir.
Hakikat olarak arz ederim ki; milletimiz sebepsiz hiçbir yerde hiçbir yabancı unsura mütecaviz değildir.
...

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s.291

Sivas'ta 3. Kolordu Kumandanlığı'na
2 Mart 1920
Kozan'da birçok Türklerin kiliseye doldurulduğunun tesbit edildiği, Feke ilçesinin 80 Ermeni tarafından sarıldığı bildiriliyor, ayrıca Saimbeyli'ye az zamanda takviye yetiştirilmediği takdirde Türklerin sonunun fena olacağı, bu sebeple genel tedbirlerin acele olarak alınması ve Saimbeyli civarında Ermeniler üstün olduğundan Aziziye'den (Pınarbaşı) süratle tertiplenecek bir milli müfrezenin bu bölgeye gönderilmesi ve buradaki kıtaların da milli kıyafetle olaylara iştirak ettirilmesi isteniyor ve Binbaşı Kenan Bey'in (Kozanoğlu Doğan Bey) derhal Develi'ye hareket ederek bu işleri düzenlemesi ve aynı zamanda bu hareketler sırasında yağma vesaire yapılmaması ve silahlı olmayan Ermenilere hiçbir sebeple taarruz edilmemesi....
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s.348
Türk Istiklal Harbi Güney Cephesi, Gnkur. Basımevi, 1966, s.184

Komutanlara
Ankara, 2 Mart 1920
1. Feke, yerli Ulusal Kuvvetleri'nin özverili çalışmaları üzerine kuşatmadan kurtarılmıştır. Hacın (Saimbeyli) ve Sis (Kozan) ilçeleri ile Feke ilçesi Islam halkı Fransız askeri yönetimi ile bağlantısını kesmiştir.
2. Harekete her yandan 10 Mart'ta başlanmalıdır. Bu hareketten beklenilen amaç; Sis (Kozan) ve Hacın (Saimbeyli) gibi Ermenilerce saldırıya uğrayan dindaşlarımızı kurtarmak ve Pozantı-Islahiye demiryolunun kuzeyindeki başka bir bölge gibi saldırıya uğrayan Islam halkının örgütünü güçlendirmek, saldırıya geçmesini sağlamak olmalıdır. Saldırgan olmayan düşman kuvvetlerine kesinlikle saldırmamayı, hareketin yerel ve ulusal kuvvetlerle yapıldığını ve özellikle Ermenilerin Islamlara soykırım yaptıklarını dışa göstermek yararlıdır.
...
5. Hacın (Saimbeyli) çevresinde Ermenilerin çok güçlü olduğu anlaşıldığından, Üçüncü Kolordu'ca Hacın'a (Saimbeyli) gönderilmesi gereken müfrezelerin zamanında harekete geçirilmesini Üçüncü Kolordu'dan rica ederim.
6. Bu emir 20'nci Kolordu Komutanlığına, 11 nci Tümen Komutanlığına, Binbaşı Kemal Bey'e ve Üçüncü Kolordu Komutanlığına bildirilmiştir.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları, c. II, s. 2, 3
Türk Istiklal Harbi Güney Cephesi, Gnkur. Basımevi, 1966, s.187

Sivas Müdafaai Hukuk Cemiyeti'ne
3 Mart 1920
Kilikya'da Ermeniler, Fransızlar tarafından silahlandırılmakta ve Islam ahaliye fiilen musallat edilmektedir. Kozan'da birçok Müslümanları kiliseye doldurdukları, akıbetlerinin meçhul bulunduğu ve birçok namusa tecavüz edildiği ve Feke kazasının Ermeniler tarafından kuşatıldığı, telgraf tellerinin kesildiği ve Islam ahalinin işgal bölgesi haricine koşarak imdat niyaz eyledikleri, akıbetlerinin vehametinden bütün Islam ahalinin galeyan ve heyecanda bulunduğu, mahallinden bildirilmiştir. Bunlar karşısında vukuu tabii olan nefsi müdafaadan dolayı ortaya çıkacak mesuliyetin nereye ait olduğu şimdiden anlaşılmak üzere, icap edenlerin vaziyet hakkında aydınlatılması rica olunur.
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
ATABE, c.6, s. 350
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 237

Yeni Ermeni Kırımı'nın Yalanlanması
Istanbul'da Itilaf Temsilcilerine,
Amiral Sayın Bristol'e
Ankara, 7 Mart 1920
1. Mondros Ateşkesi'nin imzasından beri kesin barışın yapılmasını bekleyen ulusumuz, ülkenin elde kalan kısımlarından en önemli parçaların çeşitli bahanelerle Anlaşma devletleri tarafından işgalini görmekle acı duymaktadır. Bu durumun barış konferansının adil kararlarıyla değiştirilmesi, hukuki isteklerimiz içinde hakka uygun bir biçime dönüştürüleceğini ümit etmek isterken, barış kararlarımızın olanak ölçüsünde kötü esaslar içinde düzenlenmesi için Avrupa'da olumsuz akımlar doğurmayı çıkarları gereği görenler tarafından Anadolu'da yeniden 20,000 Ermenin öldürüldüğü hakkında çok iğrenç ve kesinlikle gerçek dışı haberler uyduruldu.
Bütün Anadolu'da Itilaf Devletlerine ve Amerika hükümetine mensup çeşitli kişiler ve haber alma kaynakları bulunduğu için sözü geçen haberlerin yabancı kaynaklarca inanılmaya değer görülmeyeceğini ummuş ve kesinlikle yapılmamış olan böyle uydurma bir kırımın yalanlanmasını bile gereksiz saymıştık.
Fakat bugün gerçek gidişata ait bilgi edinmiş olmaları gereken önemli yabancı şahısların da görüşme yerlerinde bu yalancı haberlere inandıklarını ve hatta aynı sebeple biran önce bir karara bağlanmasını ülkemiz için hayati bir mesele saydığımız barışımızın geri bırakılacağını büyük şaşkınlık ve üzüntüyle görüyor ve ileri sürülen üzücü olayların olmadığını kesinlikle bildirmeye süratle girişmiş bulunuyoruz.
2. Maraş, Urfa ve dolaylarındaki çarpışmalar sırasında Türklerden, Fransızlardan ve Fransız askeri arasında bulunan Ermenilerden ve Maraş merkez kasabası içinde yapılan çarpışmalar sırasında ise iki taraf silahlarının etkisiyle çeşitli unsurlara mensup halktan kayıplar verildiği herkesçe bilinmektedir.
Ancak bu, bir Ermeni Kırımı değil, Kilikya ve yöresine dışarıdan getirilen ve yerli halktan silahlandırılan Ermeni askerlerinin kesinlikle sabırla karşılanması imkansız bulunan saldırıları ve işgal kuvvetlerinin sebepsiz yere sürekli olarak işgal sahasını genişletmesi ve özellikle işgal kuvvetleri komutanlarının hırslı Ermeni askerinin Islam Halkı aleyhinde uyguladıkları saldırılar ve yolsuzluklara göz yummaları sonucunda yerli halkın coşması ve karşı koymasıyla meydana gelen çarpışmaların doğal bir sonucudur.
Şunu da eklemek gerektir ki, Kilikya ve dolaylarındaki işgal kuvvetlerine komuta eden kişiler Ermenileri silahlandırarak görevlendirmese ve korumasaydı ve yerli halkın unsurları hakkında adalet ve eşitliğe uygun bir yönetim uygulasaydı ve özellikle mütarekenin yapıldığı sırada Ingilizlerdeyken değiştirilerek işgal olunan toprakların sebepsiz ve sürekli olarak genişletilmesinden sakınılsaydı, taraflardan birçok insanların kaybını doğuran acınmaya değer çarpışmalar hiçbir zaman olmayacaktı.
3. Işte Anadolu'da Ermenilerin öldürüldüğüne dair uydurulan yalanların gerçek niteliği bundan meydana gelmiş olup öldürüldüklerinden sözedilen Maraş halkı adına Ermeni delegeleri ve ileri gelenleri tarafından Itilaf Devletleri yetkili delegelerine yapılan yazılı müracaatlar dahi bu gerçeği tümüyle doğrular.
Izmir'de yapıldığı gibi bir uydurma Ermeni kırımı meselesi ve tüm dünyayı aldatmak için yaratılan bu kin ve hırs ürünü propagandaların niteliği hakkında uygarlık ve insanlık dünyasının bir kere daha aydınlatılması ve bu suretle haksızlığa uğramış Türk ulusunun iğrenç ve alçakça bir suçlamadan arındırılması için Anlaşma Devletleriyle Amerika hükümetinin adalet severlik duygularına başvururuz.
Mustafa Kemal
Bilgi için Istanbul Merkez Kurulu ve Kolordulara yazılacak. Bu şifre sureti Istanbul'da gazetelere, Gazeteciler Cemiyetine, Hakimiyeti Milliyeye, il gazetelerine.

--------------------------------------------------------------------------------
Atatürk Haftası Armağanı, Gnkur. ATASE Başkanlığı, 1982, Belge 2

3, 12, 20, 13 ncü Kolordu Komutanlıklarına
Bilgi için 15 ve 14 ncü Kolordu Komutanlıklarına,
Refet Bey'e
9 Mart 1920
Fransız işgal bölgesinde oluşan duruma göre milli harekat ve kuruluşların aşağıdaki biçimde yönetilmesi uygun görülmektedir:
1. Bugün Kozan, Haçin (Saimbeyli), Feke gibi bölgelerde fiilen kendisini göstermiş olan Ermeni mezaliminin bir an önce söndürülmesi gereklidir. Yalnız şu aralık her türlü islam hareketlerini Ermeni kırımı biçiminde göstermek istenildiği anlaşıldığından harekatın her halde bu gibi yanlış söylentilere ve suçlamalara yer bırakmayacak şekilde idaresi,
2. Fransız birlikleriyle Ermeni çetelerinin taarruz ve tecavüzlerine uğramayan kısımlarda sebepsiz çarpışmalara yer verilmemesi ve yalnız bu tür yerlerde milli müfrezelerin varlığından yararlanılarak teşkilatın süratle oluşmasına çalışılması,
3. Önce Cerablus'a gelişi haber alınan Fransız kuvvetlerinden üç sınıftan oluşan bir müfrezenin Birecik'e gelerek şehri topa tuttuğu ve geçici hükümet kurarak oraya bir Fransız müfrezesi bıraktıktan sonra Urfa'ya doğru hareket ettiği anlaşılmıştır. Bu gibi durumlara uğrayacak olan yerlerde milli emellerin sonuna kadar savunulmasını sağlayacak etkili tedbirlerin alınması gereklidir.
4. Mersin Sancağında Emin Arslan Bey harekatının daha Doğuya doğru uzatılmasına şimdilik, gerek kalmadığından durdurulması. Ancak kuvvetlerin dağıtılmaması, bu kuvvetlere dayanarak işgal bölgesine doğru kuruluşların güçlendirilmesi ve Fransızların Batıya doğru genişlemelerine yer vermeyecek biçimde tertibat alınması uygun olur.
5. Işgal bölgesinin ayrım gözetmeksizin, bütün kısımlarında milli kuruluşların güçlendirilmesi ve gerekli görülen yerlerin, ilgi çekmeyecek biçimde korunması gerekir. Ve bugün işgal sahasının yeni saldırılara karşı güçlü bulunduğu duygusunun verilmesi pek önemlidir.
6. 3, 12, 20 nci Kolordulara ve bilgi için 14 ve 15 nci Kolordularla Refet Bey'e yazılmıştır.
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
Atatürk Özel Arşivinden Seçmeler, T.C. Kültür Bakanlığı, Ankara-1981, s. 134-135

Ermeni Zulmü Üzerine Devletlere Gönderilen Protesto Telgrafı
22 Mart 1920
Tohumluk istemek, vergi koymak, silah toplamak gibi bahanelerle öteden beri Ermeni zulüm ve işkencesine maruz kalan Şark hududumuz haricindeki ahalii Islamiye son Şubat ayı zarfında Ermeni tümen kumandanları tarafından sevk ve idare edilen sunufu muhtelifeden mürekkep müteaddit müfrezelerin taarruzları karşısında bir çok kurban vermiş ve Kars vilayetine tabi Çıldır, Zarşad, Şuragel, Akbaba kazalarında isimleri belli kırk Islam köyü kamilen tahrip ve imha olunmuştur. Bu köylerin biçare halkından iki binden ziyade Islam müfusu pek feci bir surette katl olunmuştur. Ve katliama uğrayan Islamların eşyası Kars pazarlarında alenen satılmıştır.
Hemen her gün kemali teessürle haber almakta olduğumuz Ermeni zulüm ve katliamına yeni bir ilave olmak üzere Orduabad, Ahur, Civa, Ciyusi, Vedi mıntakalarındaki ahalii islamiyeye karşı Ermeniler 19 Marttan itibaren taarruza başlamışlardır.
Ayrıca Oltu havalisine karşı da yeni bir taarruza hazırlandıkları inanılır şekilde haber alınmıştır. Bu harekatı kemali şiddetle protesto ettiğimizin ve bu tecavüzlerin önü alınmazsa cihanın pek büyük facianın oluşumuna şahid olacağının mensup olduğunuz hükümete sür'atle ulaştırılmasını rica eder ve saygılar sunarız..

Anadolu ve Rumeli Müdafaaı Hukuk Cemiyeti
Heyeti Temsiliyesi namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri; Der. Nimet Arsan, Türk Inkılap Tarihi Enstitüsü Yayını, 1961, s. 268, 269.

Haber Alma Raporu
27 Mart 1920
Lord Curzon'un Ermeniler hakkındaki beyanatı...
Sivas Vilayetine ve Heyeti Merkeziyeye gönderilen telgraf.
...
13 Mart tarihli Temsp gazetesinde Lord Curzon Avam Kamarasında irad ettiği nutukta Ermenilere dair demiştir ki: Bana öyle geliyor ki siz Ermenileri sekiz yaşında pek temiz ve masum bir kız gibi zannediyorsunuz. Bunda pek yanılıyorsunuz. Zira Ermeniler bilhassa son harekatı vahşiyaneleri ile ne derecelere kadar hunhar bir millet olduklarını bizzat kendileri ispat eylemişlerdir.
...

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
Atatürk'ün Tamim, Telgraf, s. 274, 275

Refet Beyefendi'ye
Ankara, 31 Mart 1920

Aşağıdaki bildirinin Italyan Ajansı aracılığı ile yayımlanmasına aracılık buyrulması rica olunur.
Adana'nın genel durumu günden güne kötüleşiyor. Fransızlar Maraş ve Urfa'da yaptıklarını Adana'da da yaparak Ermenileri silahlandırıyorlar. Bunlar Islam halkına saldırıyor. Kozan çevresinde Islam halkından toplanan silahlar ve hayvanlar saldırgan Ermenilere veriliyor. Kozan çevresindeki Hamam, Kurtoğlu Çiftliği, Çolak Hasan, Yassıçalı, Mehmet Ağa ve Kabasakal köyleri Ermeni jandarma ve gönüllülerince bütün olarak yakılmıştır. Bu köylerden kaçarak kurtulabilen halktan 750 kişi Ceyhan ve 1500 kişi Karsantı dolaylarına göçmüşlerdir. Buçak yakınlarında birkaç köyün daha yakıldığı da haber alınmıştır.
Yaşları elverişli olan Ermenilerin silahlandırılmasına karşın, bir tek Islam jandarma bile yapılmıyor. Özellikle Kozan çevresinde bulunan Fransız Binbaşısı Tayarda'nın (Taillardat) yaptırdığı ve yapılmasına göz yumduğu acıklı olayların anlatılması olanaksızdır. Adana'daki Türk memurları bu kötü durumlar içinde görevlerini sürdürmeye olanak görmediklerinden bölük pörçük görevlerinden çekiliyorlar. Istanbul işgal altında bulunduğundan yeni memur atanamayacak, atansa bile görevlerini yapmaya olanak bulamayacaklardır. Bunun sonunda, Kilikya Işgal Kuvvetleri, gerçekte baskıları ve etkileri altında Osmanlı memurlarının yokluğundan yararlanmak fırsatını kaçırmayacaklardır.
Kilikya'da ve çevresindeki işgal bölgelerinde Fransızların yarattığı durum, Türkler ve Ermeniler arasında karşılıklı olarak bir öç alma duygusunu beslemek ve bunun sonucunda da, işgalin kaldırılması ile birlikte yerli halkın birbirlerini boğazlayacaklarını dünyaya yayarak amaçlarına varmaktır.

Heyeti Temsiliye adına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları, c. II, s. 80

Kolordulara
56 ve 61 nci Tümen Komutanlıklarına
Albay Refet'e
13 Nisan 1920
Gerek Askeri Birlikler ve gerekse milli kuvvetler tarafından esir edilen düşman askerinin hayatlarının korunmasına olağanüstü özen gösterilmesi istenir.
Milletimizin fertlerine en ağır saldırılarda buluna katiller bile esir edildiği zaman öc alma duygusuna kapılmayarak hayatlarının korunmasını nasıl olursa olsun sağlamalarını bütün amirlerden diler; esirlerin hastalık sebebiyle bile olsun elimizde ölmeleri dini ve milli ahlakımıza uygun düşmedikten başka vatani çıkarlarımızı da gerçek biçimde yaralar.
Bütün birliklere ve Kuvayı Milliye teşkilatına bu öğütlerimizin hakkıyla bildirilmesini rica ederiz.

Heyeti Temsiliye adına
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
Atatürk Özel Arşivinden Seçmeler, T.C. Kültür Bakanlığı, Ankara-1981, s. 125

24 Nisan 1920 Meclis Gizli Oturum Konuşması
...
Ermenilere gelince: Ermeniler bütün dünyanın fevkalade desteğini almış bir vaziyette bulunuyorlar. Siyasi emellerinin tecellisi için nasıl çalıştıkları malumdur. Fakat bugünkü vaziyetler, bizimle temaslarına yönelik arzedebileceğim noktalar şunlardır:
Ermeniler, Erivan Ermeni Hükümeti mıntıkası dahilinde ahali-i Islamiyeyi imha etmekle meşguldür. Biz; Ingilizleri, Amerikalıları aleyhimizde tahrik etmemek ve her nasılsa Harb-i Umumi'de yapılmış olan vakanın tekrar ve devamına dair hiçbir zan ve şüphe vermemek için bir mıntaka-i malume dahilinde bulunan ahali-i Islamiyenin hududumuzu geçmek suretiyle alenen yardımlarına dahi seğirtmekte tereddüt ettik. Fakat oradaki ahali-i Islamiye her taraftan hamisiz kalınca bittabi kendi hayat ve namuslarını yine kendiliklerinden muhafaza ve müdafaada tereddüt etmediler.
Bu cihetle bidayetten bugüne kadar Erivan Hükümeti mıntakası dahilinde muharebe ve çatışma devam edegelmektedir. Ve bütün çatışmalar neticesinde bittabi dindaşlarımız fevkalada mutazarrır olmakla beraber namus ve haysiyetlerini de muhafaza etmekten geri durmuyorlar.
...
... Fransızlarla da temaslar olmuştur. Bilhassa, Suriye'de fevkalade mümessil bulunan Picot namında bir zat Sivas'a kadar geldi.... Bu zatla görüştüğümüz esas noktalar hatırımda kaldığına göre şunlardı:
... Açık söylediği şey, Suriye'yi müstemleke yapmak için istemiyorlardı ve fakat Kilikya da dahil olmak üzere (...) ve bizim mevcudiyetimiz, umumi olan mevcudiyetimizin kurtarılması için Kilikya meselesi için anlaşmaktan ibaretti. Bu imkan derecesini de şu tarzda tespit etti: En nihayet Kilikya'yı tahliye edeceğini, yalnız, orada bize iktisadi (sahada) emniyet bahşolacak bir vaziyet kabul edersiniz.
Biz kendisiyle görüştüğümüz zaman bizim için bir Kilikya, bir de Türkiye meselesi gibi iki mesele yoktur. Bir mesele vardır. O da Türkiye meselesidir. Binaenaleyh, bizim halline çalıştığımız mesele budur. Bütün vatanımızın tamamiyeti ve bu vatanda yaşayan milletimizin istiklalidir. Bu nokta-i nazardan anlaşmak lazım gelir. Fransızlar için yalnız Kilikya meselesi vardır. Bunun halli esnasında sizin için birinci olan meselede bazı hususatı görüşebiliriz.
Ve binnetice Kilikya dahi arzettiğim şekilde ve heyet-i umumiye de her suretle bize yardım vadetmişti. Yalnız, bütün bu vaatlerini tatbik ettirebilmek için ancak Paris'e muvasalatında çalışmaya mecbur olduğunu ve sulh akdedilinceye kadar Kilikya dahilinde hiçbir hareket-i milliye olmamasını rica etti.
Biz de netice itibariyle dedik ki:
"Şimdi Fransız taht-ı işgalinde bulunan bölgede bizim tarafımızdan kuvvet sevkiyle hiçbir harekette bulunmayacağız. Ancak, sizin taht-ı işgalinizde bulunan ve asayişinden, emniyetinden sizin mesul olduğunuz bölge vardır ki, Kilikya, Maraş, Urfa hepsi dahil ve Fransızlar tarafından silahlandırılan Ermenilerin ahali-i Islamiyeye tecavüz etmesi, onları katletmesi neticesi olarak vuku bulacak mukabelelerden, mukavemetlerden de hiçbir mesuliyet kabul etmeyiz. Ve bu gibi olayların önüne geçebilmek için siz derhal (icap eden tedbirleri almalısınız)."
O zaman, malumaliniz, valimizi koğmuşlardı.
"Siz valimizi iade edeceksiniz. Diğer Devlet-i Osmaniye memurlarını yerinde bırakacak ve ahali-i Islamiyeye tasallut eden Ermenileri oradan uzaklaştıracak ve bilhassa bundan sonra silahlandırmıyacaksınız."
Ve bunlara kati olarak söz verdi. Ve hatta Sivas'ta icap edenlere tebligatta bulundu. Filhakika valimiz oraya gitti. Vaziyet hüsn-i hale girer gibi oldu.
Bir Fransız diplomatı (Picot) oraya gitti. Bunu bizimle görüştü. Fakat buradaki kuvvetlere (kumanda eden) Fransızlar da başka adamlardır. Bunlar, bilhassa Kilikya dahilinde bulunan bir miralay vardı ki o da Reymon. Bu, Islam düşmanı ve Ermeni hamisi bir adamdır. Tazyikten bir an bile kaçınmadı. Ve bunun neticesi olarak Maraş'ta ahali-i Islamiyeye Maraş'ta tecavüzatta (bulundular), (onları) tevkif ettiler. Ve ahali-i Islamiye kendilerini muhafaza etti. Neticesi itibariyle olay büyüdü. çatışma oldu. Ve oradan Fransızlar çekildi. Bittabi bu çatışma esnasında Fransız kisvesi altında ahali-i Islamiyeye tecavüz eden (Ermeniler), kendi nefsi hayatını muhafaza eden ahali-i Islamiye de, ateş esnasında öldüler.
(Bu hadiseyi) bütün Avrupa'da, bütün Amerika'da dalgalandırdılar. Halbuki milletimiz tarafından tecavüz vaki olmuş değildir. Vuku bulan tecavüze mukabele edilmiştir. Hatta, Fransızlar çekildikten sonra daha ileriye gitmekten de sarf-ı nazar eyledik. O kadarla yetinildi.
Urfa'da da aynı vaziyet olmuştur. Yine Fransızlar tarafından, daha doğrusu Fransızların teşvik ve himayesiyle Ermeniler, ahali-i Islamiyeye tecavüz eden Ermenilerin sebebiyet vermesi yüzünden yine muharebe ve çatışma olmuş, binnetice Fransızlar orasını da tahliye etmeye mecbur edilmiştir.
...

--------------------------------------------------------------------------------
TBMM Gizli Celse Zabıtları, C.I, Iş Bankası Yayını, 1985, s. 4-6.)
Borak, Şadi; Atatürk Gizli Oturumlardaki Konuşmalar, Kaynak Yayınları, 1997, s. 15, 16
Metel, Raşit; TBMM Gizli Oturumlarından Sorunlar ve Görüşler (23 Nisan 1920-29 Ekim 1923) Mustafa Kemal Atatürk, Belge Yayınları 1990, s. 21, 22.

24 Nisan 1920 Meclis Konuşması
...
(Sadrazam Damat Ferit Paşa'ya)
Verdiğim cevapta şu maddeler vardı:
1. Dün sizlerden aldığım telgrafta Paris Konferansı kararlarına boyun eğmekten başka yapılacak bir şey görülemediği söylenmektedir. Bu kararlar nelerdir? Ajansların en son duyurusu milli bağımsızlığımızı ve geleceğimizi pek ümitsiz bir durumda gösteriyor. Mesela Paris Konferansı Batı Trakya, Pontus, Izmir, Kilikya konularını devletin aleyhine olarak belirlemiş ve doğu illerinde Ermenistan egemenliğini kabul ederek onaylamış ise bu kararlara boyun eğmek için yetki ve sorumluluk alan ve değerlendirenler kimlerdir? Sadrazam Paşa hazretleri vatan ve milletin gelecek haklarını yok eden bu feci durumları ortadan kaldırmak ve değiştirmek için ne gibi olumlu maddi güvence ve ümitle dönüyorlar?
...
Ferit Paşa'ya en son verdiğim cevap şudur:
Harbiye Nazırı Ferit Paşa Hazretlerine
Erzurum, 6 Temmuz 1919
Ermenistan'a bağlanmalarına söz verilmiş olduğunu öğrenmekle heyecana gelen ve coşan doğu illeri halkının arasından ayrılıp Istanbul'a gelmem konusundaki önerinizi yerine getirmek konusunda kişisel irademi kullanmaya manen ve maddeten imkan bulamıyorum. Durumun değerlendirilmesini, bilinen mertliğiniz ve samimiyetinize güvenerek arz ederim, efendim.

Üçüncü Ordu Müfettişi ve
Padişahın Fahri Yaveri
M. Kemal
...
... Başkent ile Anadolu'yu birbirinden ayırmaya kurulumuz ve temsilcisi bulunduğumuz millet bireyleri sebep olmamışlardır. Tam tersine, düşünülen hükümetin Paris barış konferansında doğu illerimizi, tamamen geniş bir özerkliği olan Ermenistan olarak kabul edişi, Toroslar sınır gösterilerek iki üç ilimizin tümünün Osmanlı sınırı dışında bırakılması ve başkent ile illerimizin bazılarında ateşkes antlaşması hükümlerine aykırı birçok işgaller ve devlet ve milletin bağımsızlık gururunun kırılmasına seyirci kalınması, başkent ile Anadolu'nun birbirinden ayrı düşünmelerine neden olmuştur.
...
Rum ve Ermenilerle Ingilizler başta olmak üzere Itilaf devletlerinin ve bunların suçlarına alet olan düşük Ferit Paşa kabinesinin, milli birliğe ve vatan mutluluğuna yönelik her çeşit girişimi ve meşru milli faaliyeti genel olarak ittihatçılıkla suçlamayı bir meslek edinmiş oldukları hepimizce bilinmektedir.
...
... Itilaf devletlerinin bizim savaşa katılmamızdan (Birinci Dünya Savaşı) dört ay önce her yönüyle Osmanlı hükümetinin zararına bir Ermenistan Cumhuriyeti kurulmasına karar verdiklerini ilan etmiş olmaları ve hatta Bolşeviklerin yayımladığı gizli antlaşmadan da anlaşıldığına göre, Istanbul'un Çarlık Rusyasına vadedilmiş olması, savaşa Itilaf devletlerine karşı girmemizin zorunlu olduğunu gösteren açık delillerdir.
...
... Saltanat başkenti ve hilafetimiz kuşatma altında olup bağımsızlığımız burada manen ve fiilen yürürlükte değildir. Buna, bir de Rum ve Ermenilerin hükümeti tanımamalarını ve Itilaf devletlerine dayanarak bir çeşit ayaklanma durumunda bulunmalarını eklersek, başkentimizin içinde bulunduğu üzücü ve korkunç durumu tam anlamı ile açıklamış oluruz.
...
...Ingilizler görünüşte tatlı, kamu oyunun gönlünü alacak bir genelge sundular. Ingiliz siyasi temsilcisi, Ingiliz Dışişleri Bakanlığı adına hükümetimize bir nota verdi. Notada şöyle deniliyor: Önce, Itilaf devletlerine karşı başlatılmış olan ve Yunanlıları da içeren eylemleri durdurunuz. Ikinci olarak, Türkiye'de Ermenilere karşı yapılan soykırımdan vazgeçiniz. Işte bu iki önerimizi yerine getirmeniz durumunda Istanbul size bırakılacaktır. ...
Efendiler, bu, tabii ki çok haince ve samimiyetten uzak bir istek idi. Çünkü her iki öneride de, gerçekte yeri olmayan konular üzerinde duruluyordu. Birincisi, Yunanlıların da içinde bulunduğu Itilaf hükümetlerine karşı eylemde bulunmamak, saldırıya geçmemek önerisi. Zaten böyle bir şey olmadı. Gerçi Yunan cephesinde, Izmir cephesinde, silah ve mevzilenmiş bir takım kuvvetler, milli kuvvetler vardı, fakat bu, Devlet kuvveti, hükümet kuvveti, ordu kuvveti değildi. Bu, Yunanlıların, ateşkes hükümlerine uymayan davranışları ve insanlığa karşı dünyada eşine rastlanmayacak biçimde zulmederek, facialar yaratmalarına karşın devletin koruyuculuğundan yoksun olan milletimizin kendi namusunu, onurunu korumak ve kollamak için silaha sarılmak zorunluluğundan kaynaklanıyordu. (...) Ikinci istek ise, ülke içinde soykırım yapılmaması ile ilgiliydi. Ermenilere karşı böyle bir tutum yoktu ve olay doğru değildi. Ülkemiz gerçeklerini hepimiz biliyoruz. Hangi yörede Ermenilere karşı soykırım yapılmıştır veya yapılmaktadır? (...) Bu gün ülkemizde faciaların yaşandığı savunularak, bundan vazgeçmemiz isteniyordu...
...
... Düşmanların bütün çalışması, barış esaslarının kararlaştırılacağı şu sıralarda memleketimizi dışarıda ve içeride güçsüz bir durumda bırakarak istedikleri her şeyi kabul ettirmeyi amaçlıyordu.
...Anadolu'nun çeşitli yerlerinde inceleme ve araştırma yapmak için geziler yapan bütün Amerikalı ve Avrupalı kişiler ve heyetler daima lehimize düşüncelerle dolu olarak ülkelerine dönmüşlerdir. Bu kişiler ve kurullar Avrupa ve Amerika kamu oyunda çeşitli araçlarla ülkemiz aleyhine yapılan kışkırtıcı propagandalara karşı üstünlük sağlamışlarsa da, barış için kesin kararların belirlenmesini üstlenen barış konferansı çerçevesi içinde çok az etkinlik taşıyan, gerekli önemi vurgulayamayan bir durum yaratmışlardır. Işte böylece, geleceğe yönelik çıkarlarını, çeşitli baskılarla bütün dış ülkeleri aleyhimize çevirmekte gören bazı kuruluş ve unsurlar ise, tarafımıza yöneltilen bu akımı temelinden yıkmak ve bütün dış ülkelerin milletimiz lehine, düşüncelerinde değişiklikler olmasına fırsat vermemek için, tümüyle yalan olan en son Ermeni soykırımı uydurmasını düzenlediler ve açıkladılar. Aslında pek az ve basit yalanlama araçlarımız olan gazetelerimize de, son derecede etkin bir sansür uygulayarak hiçbir araçla medeni dünyaya karşı haklarımızı korumamıza imkan tanımadılar. Böylece, insanlık hukukunun kutsal kuralı olan "kendi kendini koruma" hakkından da milletimizi tümüyle yoksun bırakarak, kamu oyunu ve dünya milletlerinin fikirlerini harap durumdaki ülkemiz ve ezilmiş milletimizi birçok suçlamalarla lekeleyerek büyük çapta etkilediler.
...
Ingilizler, bir yandan dış durumumuzu yeni toplu öldürme iftiraları ile sarsarak, diğer yandan da kabineyi, Meclisi Mebusanımızın çalışmalarına engel olmak konusunda kışkırtarak, içişlerimizde çok tehlikeli bunalımlar yaratacak biçimde çalışarak, tasarladıkları Istanbul işgalini kolaylıkla uygulayabilecek bir ortam hazırlıyorlardı. ...
...
Anadolu'da yerleşmiş Ermenilerin ve Rumların hükümet emirlerine ve milli amaçlara karşı gelmedikçe her türlü saldırıdan korunmaları ve tam anlamı ile mutlu ve rahat bir hayat yaşamaları öteden beri kabul edilmiş bir ana konu idi. Kilikya ve dolaylarında ve doğu hududumuz dışındaki resmi ve resmi olmayan Ermeni kuvvetlerinin dindaş ve ırkdaşlarımıza karşı yapılan cinayete varan saldırıları karşısında bile, ülkemizde yaşayan Ermenilerin her türlü taarruzdan korunmasını sağlamayı pek önemli bir medeni görev kabul ettik ve Anadolu'nun dış dünya ile ilişkisinin kesik olduğu bu günlerde yüce vatan çıkarlarını amaçlayan önlemler içinde Ermeni halkının esenliğinin korunması gerekliliğini bütün makamlara bildirdik.
Işte, Istanbul'un yabancı kuvvetlerce işgalinden bu güne kadar geçen acı günlerinde hiçbir dış ülkenin fiili korumasına erişemeyen Anadolu Ermenilerinden hiçbir kişinin, en küçük bir anlamda bile, saldırıya uğramamış olması, bize her nedenle cinayet yükleyen ve medeni duyarlılığı kendi tekelinde sanan entrikacı Avrupalıların yüzlerini kızartacak ve milletimizin yaradılışından sahibi bulunduğu insanlık törelerinin yücelik derecesini ispat edecek çok önemli bir konudur.
...

--------------------------------------------------------------------------------
Atatürk'ün TBMM'ni Açış Konuşmaları, TBMM Yayını, Ankara-1987, s. 3-50.
ASD, c. I, s. 12-60.

Türkiye'nin Sovyet Rusya Ile Beraber Emperyalist Hükümetlere Karşı Savaş ve Yardım Teklifi
26 Nisan 1920
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Moskova Hükümetine birinci Teklifnamesidir.
1- Emperyalist Hükümetler aleyhine harekatı ve bunların tahakküm ve esareti altında bulunan mazlum insanların kurtarılması gayesini hedefleyen bolşevik Ruslarla ortak mesai ve harekatı kabul ediyoruz.
2- Bolşevik kuvvetleri Gürcistan üzerine harekatı askeriye yapar veyahut takip edeceği siyaset ve göstereceği tesir ve nufuzla Gürcistan'nın da Bolşevik ittifakına dahil olmasını ve içlerindeki Ingiliz kuvvetlerini çıkarmak üzere bunlar aleyhine harekata başlamasını temin ederse Türkiye Hükümeti de Emperyalist Ermeni hükümeti üzerine harekatı askeriye icrasını... taahüt eyler.
3- Evvela milli topraklarımızı işgal altında bulunduran Emperyalist kuvvetleri kovmak ve gelecekte emperyalizm aleyhine vuku bulacak müşterek mücadelemiz için kuvayı dahiliyemizi güçlendirmek üzere şimdilik ilk taksit olarak beş milyon altının ve kararlaştırılacak miktarda cephane vesair vesaiti fenniyei ve malzemei sıhhiyenin ve yalnız şarkta icrayı harekat edecek kuvvetler için erzakın, Rus Sovyet Cumhuriyetince temini rica olunur. Ihtıramatı faike ve hissiyatı samimanemizin kabulünü rica eyleriz.

Büyük Millet Meclisi Reisi
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
15. Kolordu Komutanlığına - Erzurum

26 Nisan 1920
1. Emperyalist Hükümetler aleyhine harekatı ve bunların tahakküm ve esareti altında bulunan mazlum insanların kurtarılması gayesini güden Bolşevik Rusya ile iş ve harekat birliğini kabul ediyoruz.
2. Bolşevik kuvvetleri, Gürcistan üzerine askeri harekat yapar veyahut yürüteceği siyaset ve göstereceği tesir ve nüfuzla Gürcistan'ın Bolşevik ittifakına girmesini ve Ingiliz kuvvetlerini çıkarmak üzere bunlar aleyhine harekata başlamasını sağlarsa, Türkiye Hükümeti de Emperyalist Ermeni Hükümeti'ne karşı askeri harekat yapmayı... taahhüt eder.
3. Ilk önce Milli Topraklarımızı işgal altında bulunduran Emperyalist kuvvetleri atmak ve ilerde Emperyalizm aleyhine beraberce yapacağımız mücadele için kuvvetlerimizi geliştirmek üzere, şimdilik ilk taksit olarak 5.000.000 altın (Ruble) ve karar verilecek miktarda cephane ve sair teknik harb araçlarının ve sıhhi malzemenin ve yalnız doğuda harekat yapacak kuvvetler için erzakın Rus Sovyet Hükümeti'nce sağlanması lazımdır. Mali sıkıntımızı biliyorsunuz....
Gönderilecek heyet, Azerbaycan Hükümeti'yle gereken teşebbüslerde bulunarak çok önemli olan paranın hatta borç almanın sağlanmasına çalışılması uygundur.

Büyük Millet Meclisi Reisi
Mustafa Kemal

--------------------------------------------------------------------------------
Türk Istiklal Harbi, III. Cilt Doğu Cephesi, Gnkur. Basımevi, 1965, s. 80

01 Mayıs 1920 Meclis Gizli Oturum Konuşması
...
Müsaade buyurursanız biraz da Kilikya Cephesinden bahsedeyim: Buradan bahsederken Elviye-i Selase diyebileceğimiz Antep, Maraş, Urfa'yı nazardan geçirebiliriz.
Efendiler!
Her yerde olduğu gibi buraya da Mütarekename ahkamı hilafına Itilaf Kuvvetleri girdiler ve bilahare aralarında bir itilaf yapıldı ve Ingilizler çekildi. Antep, Maraş, Urfa'yı bütün Suriye ile beraber Fransızlara bıraktılar ve Fransızlar burayı işgal ettiler. Bu tecavüze karşı merkez-i hükümet hiç tedbir almadı, hatta protesto bile etmedi. Bu, cümlenizce malumdur.
Fakat bizim kabul ettiğimiz esas programda çizdiğimiz hududun dahiline buraları da girer. Buraların da düşmandan temizlenmesi lazımdır. Fakat aynı zamanda muhtelif cephelerde düşmanlarımızı harbe mecbur etmemek için çatışmaya sebebiyet vermekten de daima kaçındık. Fakat Fransızlar burayı haksız olarak işgal ettikten sonra çok küstah davrandılar ve ahali-i Islamiyeye karşı çok fena hareketlerde bulundular. Bu hareketleri, Fransız üniforması altında Ermenilere yaptırdılar. Diyebiliriz ki her ne vesile ile olursa olsun bu memlekette Ermenilerle milletimiz arasında birtakım kanlı olaylar cereyan etmiştir. Bu iki milletin birbirine ve bilhassa Ermenilerin milletimize karşı kuvvetli kin ve düşmanlığı vardır. Binaenaleyh, Ermenileri bize sataştırmak, ahali-i Islamiye'ye sataştırmak bittabi yanlış bir hareketti. Çünkü, Ermenilerin gayesi, bilhassa, himaye ve yardım gördükten sonra Kilikya'da, Antep'te, Maraş'ta, Urfa'da, her nerede bulurlarsa ahaliyi imha etmektir.
Oralarda bulunan zavallı kardeşlerimiz pek acı muamelelere maruz kalmışlardır. Her türlü mukaddesatı muhafaza için hariçten, bütün milletten yardım istiyorlar. Bu yardım istekleri na-mütenahidir. Fakat daima işitilmemiş bir halde kalıyorlar. Maatteessüf hükümet-i merkeziye hiçbir yardım yapmamıştır. Birçok sebep ve düşünceden dolayı aleni ve kati tedbirlere tevessül edemiyordu.
Işte böyle, artık her taraftan ümidi kesen ve idama mahkum olduklarına şüphesi kalmayan Kilikya ve diğer bölgeler ahalisi bizatihi muhafaza-i mevcudiyet için ortaya atılmak mecburiyetinde kaldılar. Buralar halkına hiç olmazsa hem-civar olan ahali-i Islamiye'nin seyirci kalmaları doğru olamazdı.
Filhakika, memleket dahilinden, bilhassa Sivas'tan büyük, vicdanlı vatanperverler kalktılar, koştular; bu meşgul mıntıkaların hudutları içine girdiler ve oradaki kardeşleriyle birleşerek onların namus, mukaddesat ve mevcudiyet savaşlarında onlarla aynı safta yer aldılar.
Mücadele devam etmektedir. Ilk müsademe Maraş'ta oldu. Ve netice haklının lehine mütemayildir. Bunu müteakıp Urfa'da ve Silifke havalisinde müsademeler oldu. Buralarda da biz kazandık. Antep'te yine Ermenilerin tasallut ve tezahüratı neticesinde vukua gelen müsademe devam etmektedir.

...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder