23 Aralık 2014 Salı

ASALA'nın Özellikleri ASALA’nın Propaganda Anlayışı


ASALA'nın Özellikleri ,  
ASALA’nın Propaganda Anlayışı .  


ASALA'nın Özellikleri 





ASALA’nın tutum ve davranışlarına genel olarak bakıldığında tam bir terörü 
yansıtmaktadır. Yönetimin bütün kademelerinde, terör ve uygulamada terör bu 
örgütün simgesi sayılmaktaydı. Liderler, birbirlerini öldürüyor, 
beğenmediklerini tasfiye ediyorlar, öldürtüyorlardı. Bunun dışında, her terör 
timi sanki yeni bir Ermeni örgütü gibi dünya kamuoyuna tanıtılmak isteniyor, bu 
yolda her türlü propaganda yapılıyordu. Cinayetleri çeşitli, ismi yeni duyulan 
örgütler üstleniyordu.

1975 yılında kurulan ASALA’nın politik gelişmeleri iki safhada etkin bir durum 
almıştır. 1979 yılında Paris Ermeni Konferansı sırasında sağladığı yeni güçlerle 
kuvvetlenmiş ve 1983 yılında ikiye bölünmüştür.

ASALA kurucularından Agop Tarakçıyan, bu terör örgütünün ilk eylemini 16.02.1976 
tarihinde Beyrut Türk Büyükelçiliği Başkatibi Oktay Cerit‘i öldürmekle 
gerçekleştirmiştir. 1979 yılına kadar, Filistinlilerin kendi aralarındaki 
çatışmalara karışan lider Agopyan yaralanmıştır.

1979 yılında Paris’te toplanan Ermeni Konferansı sırasında, Fransa’daki Ermeni 
teröristlerle irtibat kurulmuş ve örgüte yeni elemanlar katılmıştır. Bunların 
içerisinde en ünlüleri Alex Yenikomsiyan ve Monte Melkiyan‘dır. 1981 yılında 
birçok terör olaylarını bu yeni gruplar gerçekleştirmiştir. ASALA, bir taraftan 
İsviçre’yi, diğer taraftan Fransa’yı tehdit etmeye başlamış, Fransa’daki “Yeni 
Ermeni Direniş Örgütünün” Kanada’daki “Azad Hay” ve İngiltere’deki “Gaitzer” 
gruplarının ASALA’ya katıldıklarını ilan etmiştir.

Terörün büyük bir etkinlik ve yaygınlıkla devam ettiği bu yıllar içinde merkez 
kadrosunda ihtilaflar başlamış ve özellikle ASALA’nın masum insanlara da 
yönelmiş terör eylemleri, çeşitli kamuoylarında tepkiler nedeniyle durumlarını 
sarsmıştır. İsrail’in Lübnan’ı işgaliyle ASALA yöneticileri, Filistinlilerle 
birlikte Lübnan’ı terk etmek zorunda kalmış ve örgüt Temmuz 1983 tarihinde ise 
ikiye bölünmüştür.

Agop Agopyan Grubu: Yunanistan ve Ortadoğu’ya yerleşmiştir. Türk ve yabancı, 
masum kadın ve çocuk ayırımı yapmadan teröre devam etmiş, Orly katliamı 
gerçekleştirmiş ve saldırılarını sürdürmüştür.

Bölünmeden sonra, 2. grup Batı Avrupa’da, “ASALA Devrimci Hareketi” ismini 
almıştır. Daha ılımlı ve terörde sadece Türk hedefleri esas alan bir tutum 
izlemiştir. Bu hareketin liderlerinden biri, Monte Melkonyan diğeri Ara 
Toranyan‘dır. Toranyan, Paris merkezli Ermeni Ulusal Hareketi adlı grubun 
liderliğini yapıyordu. Bu grup, Orly saldırısını tamamen “Faşist bir saldırı” 
olarak nitelemiştir.

Melkonyan ise Ermeni mücadelesinin siyasi zeminini oluşturmayı amaçladığını ve 
mücadelelerinin “ Ermenileri harekete geçirmek  ve Türkiye’ye karşı harekete 
geçmiş diğer güçlerle işbirliğinde bulunmak” şeklinde iki yönü bulunduğunu ifade 
etmekteydi. İran doğumlu Melkoyan, ikinci aşamada “ittifaklar” kurma 
stratejisini ileri sürmüş, diğer taraftan Agopyan da faaliyetlerini devam 
ettirmiştir.

  İzlediği politikalar gereği ASALA’nın amaçları, üç yönlü bir destek  sağlamaktadır:

 Sovyetler – Doğu Bloğu ve Sosyalist ülkeler desteği,

 Jeopolitik beklentileri bakımından, Türkiye’yi dış ve iç tehdit ve terörle 
  yıpratmayı politikalarının esası sayan Yunanistan, Suriye gibi ülkelerin 
  desteği,
  Komünist partilerden, dolaylı olarak Hınçak Ermeni terör örgütünden ve 
  sempatizanlarından, karşı görüşlere sahip bulunsalar da Ermeni kiliselerinden 
  sağlanan desteklerdir.

ASALA’nın ilişkileri ise, uyguladıkları stratejiye paralel olarak Türkiye için 
tehdit ve terörü doğrudan veya dolaylı şekilde uygulamaya çalışan Ermeniler dışı 
terör örgütlerine öncelik verilmek üzere düzenlenmiştir. Bunlar 1975 -1980 
dönemi içinde Filistin Kurtuluş Örgütü, Komünist partileri eylem grupları ve 
bazı devletlerin gizli örgütleridir.

1980 yılında Nisan ayında Sidon/Lübnan’da yapılan PKK ile ortak eylem 
anlaşmasıyla, ASALA ilişkilerini genişletmiştir. Bu yolla, aynı amaçları ve 
benzer yapı/görüşleri paylaşan ASALA ve PKK arasında görüş ve eylem birliği 
kurulmuştur. 1983 yılından sonra başlayan evrede ise ASALA ilişkileri Monte 
Melkonyan’ın stratejisine uygun şekilde gelişmiş, Türkiye içinde terörün 
uygulanmasına ağırlık verilerek, bu stratejiyi doğrudan veya dolaylı şekilde 
eylemleştirecek imkan ve kabiliyette bulunan her örgütle ilişkiler kurulması 
esas alınmıştır. Bunların başında yine PKK ve benzeri kuruluşlar ile TKP ve 
diğer komünist örgütler gelmektedir.

ASALA’nın en önemli ve resmi yayın organı “HAYASTAN” dır. Ayrıca, “Hay-Baykar” , 
“Armenia”, Londra’da yayınlanan “Kaytzer” adlı dergiler de yayın organlarının 
başında gelmektedir. ASALA ilk radyo yayınına 1981’de Beyrut’ta başlamış, 
“Lübnanlı Ermenilerin Sesi” adı altında günde bir saatlik yayınlar yapmıştır. 
Bunların dışında ilişkili olduğu ülkelerin haberleşme araçları ve kamu iletişim 
sistemleri de ASALA’ya yayın yönünden destek sağlamıştır.

ASALA’nın temel stratejisi, dünyadaki ilerici Ermeni hareketlerini bir noktada 
(Lübnan’da) toplamak ve bir merkezden yönlendirmektir. Kısaca, ilerici Ermeniler 
ASALA çatısı altında birleşecek ve “ASALA Halk Hareketi”ni başlatacaktır. Bu 
suretle, Ermenilerin ilerici güçleri, birbirleriyle resmi işbirliğine 
girebilecekler ve güçlerini birleştirebileceklerdir.

ASALA stratejisinin bu bölümünü 1981 yazında, dünyadaki tüm ilerici Ermenileri 
Lübnan’da toplantıya çağırmakla uygulamaya çalışmıştır. Stratejinin ikinci bir 
aşaması da, bu güç birliğinin sosyalist hükümetlerinde yardımıyla terörü 
yayarak, savaş dönemini başlatmasıdır. Ermeni terörü, Ortadoğu’daki kurtuluş 
mücadelelerinin bir parçasıdır ve Türkiye’nin bütünlüğüne yönelmiş her hareketle 
bütünleşebilir. Bu stratejinin sonucu olarak yukarıda da belirtildiği üzere 
ASALA-PKK işbirliği meydana gelmiştir.

.



ASALA’nın Propaganda Anlayışı   

ASALA terör örgütü hem Ermeni cemaati içerisinde hem de dünya kamuoyunda 
reklamını yapmak için farklı farklı medya unsurlarını kullanmaktaydı. Bunlar 
arasında Hayastan isimli bir dergi ile günlük yayın yapan bir radyo 
bulunmaktaydı. Bu iletişim organları ile ASALA, gerçekte var olduğu yani yaptığı 
terör faaliyetlerinin taban tabana zıddı bir tablo oluşturmakta, dış dünyada 
örgütün olumlu imaj kazanmasına imkân sağlamayı amaçlamıştır.Hayastan dergisinde 
ASALA militanlarının gülümseyen fotoğraflarının gösterilmesinin aksine, onların 
gündelik hayatları neredeyse bir zindan hayatı gibiydi. Kimliklerine ve 
paralarına el konuyor, mektupları sansürleniyor ve bütün hareketleri ciddi bir 
şekilde takibe uğruyordu. Hagopyan, örgütün yapmış olduğu silahlı saldırılardaki 
başarılarının yanında, iletişim araçlarını bu şekilde kullanarak sistematik bir 
propaganda yapmış oluyordu.Hayastan’daki yazılar, Hagopyan’in sıkı bir 
kontrolünden geçtikten sonra ancak yayımlanabiliyordu. Zaten pek çok makaleyi 
bizzat kendisi yazıyordu. 24 Nisan (Şehitler Günü) 1981 tarihinde, Beyrut’ta 
yayın hayatına başlayan günlük radyoda da aynı kontrolü uyguladı. Söz konusu 
radyonun yayınları İsrail’in Lübnan’ı işgaline kadar devam etti.

Ermeni diasporası içerisinde ASALA’nın faaliyetleri ile değişik oranlarda 
dayanışma ifade eden bir dizi başka yayınlar da vardı. Yayıncılar, çoğu zaman 
örgüte dolaylı yollardan hizmet eden ASALA-Halk Hareketi gruplarıydı. 1976 
yılının başlarında Fransa’daki genç Ermeniler Hay Baykar [Hai Baikar] isimli 
dergiyi çıkarttılar. Kanada’dakiler Azad Hay’ı yayınladı. Her ne kadar ASALA’dan 
ziyade Taşnak Partisi ile daha yakından ilişkili olsa da, ABD’deki Ermeniler Nor 
Seround yayınlayarak oradaki Ermenilere “Ermeni silahlı mücadelesinin” 
mesajlarını taşıdılar. Büyük Britanya’daki Ermeni cemaatince Gaydzer (Kaytzer) 
yayınlanırken, İtalyan Ermenileri tarafından Zeitun ve Kıbrıs’takiler tarafından 
da Haydook yayınlandı. ASALA’nın medya unsurlarının yanında, yukarıda bahsedilen 
yayınlar, örgütün vermek istediği mesajlar ve Ermeni meselesi hususunda, 
bulundukları ülkelerde izole olmuş Ermeniler üzerinde oldukça etkiliydi.

http:www.terororgutleri.com

.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder