22 Aralık 2014 Pazartesi

ATATÜRK DÖNEMİ.. İNGİLİZ & ERMENİ İLİŞKİLERİ HAKKINDA GÖRÜŞLERİ..3 ( A )




ATATÜRK DÖNEMİ.. İNGİLİZ & ERMENİ İLİŞKİLERİ HAKKINDA GÖRÜŞLERİ..3  ( A ) 


ATATÜRK'TEN ERMENİ SORUNU   (1920, Ocak - Haziran)

Atatürk'ün, Ermenilere yönelik silahlı tecavüzlerden kaçınılmasına dair, Konya'da 12. Kolordu Kumandanı Fahrettin Efendiye yazdığı 
10 Ocak 1920 tarihli yazı.

Konya'da 12. Kolordu Kumandanı Fahrettin Efendiye
Ankara, 10 Ocak 1920

Adana Valisi Celal Bey'in, Sivas Kongresi'nin Adana hakkındaki kati kararını bilmediğinden.... 
Aşağıdaki talimatın emin vasıta ile adı geçene ulaştırılmasına...

"Kilikya havalisi işgali, Mütareke hükümlerine aykırı ve tamamen geçici bir mahiyettedir. Fransızlar, iktisadi menfaatlerini temin etmek şartıyla 
tahliye etmeye hazırdırlar. Ermenilere, Müslümanlar aleyhinde zulüm yaptırmayacaklarını ve kendileri tarafından da hükümet haklarına ve milli 
haysiyetimize tecavüz edilmeyeceğine söz vermişlerdir. Müdafaai Hukuk Cemiyeti teşkilatının alenen devam ve yayılmasına razı olmuşlardır.

Yalnız kendileri tarafından veya Ermeniler tarafından sebebiyet verilmedikçe silahlı tecavüzlerden vazgeçmemizi rica eylediklerinden, biz de silahlı 
tecavüzleri engellemeye çalışacağımızı vaat eyledik

Anadolu ve Rumeli Müdafaaı Hukuk Cemiyeti
Heyeti Temsiliyesi namına
Mustafa Kemal

Atatürk'ün Bütün Eserleri (ATABE) c. 6, Kaynak Yayınları, 2001, s. 92.

*****

Atatürk'ün, Kilikya havalisindeki Ermenilere karşı hiçbir tecavüzde bulunulmaması hakkında, Sivas'ta 3. Kolordu Kumandanı Selahattin Bey, 
Diyarbekir'de Cevdet Bey ve Everek'te (Develi) Ahzı Asker Muamelat Müfettişi Kemal Bey'e yazdığı 
11 Ocak 1920 tarihli yazısı.

Sivas'ta 3. Kolordu Kumandanı Selahattin Beyefendi'ye
Diyarbekir'de Cevdet Beyefendi'ye
Everek'te (Develi) Ahzı Asker Muamelat Müfettişi Kemal Bey'e
Ankara, 11 Ocak 1920

Adana Valisi Celal Bey'den gizli ve saklı olarak alınan yazıda, Maraş ve havalisindeki milli harekatın Adana havalisine de yayılması icap eylediği 
takdirde, Kilikya havalisindeki Ermenilere karşı, hiçbir tecavüzde bulunulmaması ve bilhassa kendilerinin Kuvayi Milliye'ce temin edilmesi elzem 
olup, aksi halde bizim ile işbirliğine eğilimli olan Ermenilerin, tamamıyla Fransız tarafını tutmalarına sebebiyet vereceği ve bu keyfiyetin son derece 
gizli tutulması bildirilmektedir.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s. 97
Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı 16, Ankara, Haziran 1956

*****

Atatürk'ün, Ermeniler tarafından sebebiyet verilmedikçe, silahlı tecavüzde bulunulmaması hakkındaki emrin Adana Valisi Celal Beyefendi'ye 
ulaştırılmasına dair, Konya'da 12. Kolordu Kumandanı Fahrettin Bey'e gönderdiği 
11 Ocak 1920 tarihli yazı.

Konya'da 12. Kolordu Kumandanı Fahrettin Beyefendi'ye
Ankara, 11 Ocak 1920

Gizli ve özel vasıta ile Adana Valisi Celal Beyefendi'ye aşağıdaki cevabın ulaştırılması istirham olunur.
Tecavüzlerde bulunulmaması hakkında icap edenlere gerekli talimat verildi. Milli teşkilatımızın Adana havalisinde yayılmasına ve genişlemesine 
ihtimam buyurmaları herkesçe bilinen hamiyetlerinden beklenir. Fransızlar, kendileri veya Ermeniler tarafından sebebiyet verilmedikçe tarafımızdan 
silahlı tecavüzlerde bulunulmamasını evvelce istida eylediklerinden, olur verilmiş ve o zaman lüzumlu talimat da verilmişti. Buna karşılık, geçici 
olarak işgalleri altında bulunan Kilikya havalisinde de milli teşkilatımızın serbestçe şekillenmesine ve genişlemesine engel olmayacakları kendi 
taraflarından taahhüt edilmiştir. Buna göre, Osmanlı memurlarının müdahale ve yardımı mümkündür.

 
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti
Heyeti Temsiliyesi namına
Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s. 371
Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı 16, Ankara, Haziran 1956

*****

Atatürk'ün, Ermenileri geri çekerek, İslamlar aleyhindeki zulme nihayet vereceklerini söyleyen Fransızların, 
Ermenilerle birlikte İslam halka katliam yaptıklarına dair, Harbiye Nazırı Cemal Paşa'ya yazdığı 
3 Kasım 1920 tarihli yazı.

Harbiye Nazırı Cemal Paşa'ya
Ankara, 11 Ocak 1920

Fransızların Maraş-Islahiye yolu üzerindeki Şerefoğlu, Gölpınar, İloğlu, Ceceli Sarılar, Şekerobası köylerini topla bombardıman ederek yaktıkları, 
İloğlu köyünü üç yüz mevcutlu bir müfreze ile basarak yağma ve fecayi bir kötülüğe başladıkları, Maraş'ta yerli Ermenilerden sekiz yüz mevcutlu 
bir kıtanın kışlada hazırlandığı, bütün Ermeni gençlerinin silahlandırılmaya başlandığı, dağınık Ermeni hanelerinin boşaltılarak tekmil Ermenilerin 
kilisede toplandığı, Çukuroba mahallesindeki Camiişerif içine bomba atmak üzere saklanmış olan üç Ermeni ele geçirildiği, bu esnada oradan 
geçen üç Fransız süvari neferinin ezanı Muhammedi okuyan müezzine iki el silah attığı, Bababurnu'nda, Fransızların sekiz yüz kadar kuvvetleriyle 
ahaliyi feci surette katletmekte oldukları bildirilmektedir. Ermenileri geri çekerek, İslamlar aleyhindeki zulme nihayet vereceklerini söyleyen 
Fransızların bu defa birlikte İslam halkı katliam eyledikleri son derece dikkate değerdir. Bu hal böyle devam eylediği takdirde Kuvayi Milliye'nin 
şiddetli ve kati müdahalesi zaruri olacak, genişlemesinden hasıl olacak mesuliyet tamamen Fransızlara ait kalacaktır. Hükümeti seniyenin de kati ve 
şiddetli bir şekilde vaki olan harekatı protesto eylemesi ve Urfa, Maraş, Ayıntap'ın tahliyesini talep eylemesi lazımdır.


Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s. 99
Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı 16

*****

Atatürk'ün Fransız memurlarının sözlerine rağmen, Ermenilerin, Islahiye, Ayıntap, Maraş, Kilis ve Zeytun taraflarında devlet memurlarıyla 
İslam ahaliye zulüm yaptıklarına dair, 3. Kolordu Kumandanlığı'na gönderidği 
14 Ocak 1920 tarihli yazısı.

3. Kolordu Kumandanlığı'na
Ankara, 14 Ocak 1920

Bazı Fransız memurlarının aldatıcı olan tatlı sözlerine rağmen, bir hayli zamandan beri, Islahiye, Ayıntap, Maraş, Kilis ve Zeytun taraflarında devlet 
memurlarıyla İslam ahaliye ziyadesiyle zulüm yapmaya başlamış oldukları ve bu arada birçok İslamı şehit ettikleri, gelen raporlar muhteviyatından 
malumu alileri olmuştur. Bu hususta, kararlaştırılan plan muhteviyatının süratle tatbiki ile İslam ahalinin ümitsiz kalmamalarına gayret olunmasını 
vatani gayretlerinden bekleriz. 

Heyeti Temsiliye
M. Kemal

ATABE, c.6, s. 112
Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı 17, Ankara, Eylül 1956

*****

Atatürk'ün Mondros Mütarekesi'nden sonra Amerika'dan gelen 250 bin Rum ve Ermeni'nin İstanbul'a yerleştiklerine dair, 
15. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir'e yazdığı 
15 Ocak 1920 tarihli yazısı.

15. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir'e
Ankara, 15 Ocak 1920

İstanbul'da Mütareke'den sonra 250 bin Rum ve Ermeni Amerika'dan gelmiş ve yerleşmiştir....

 
Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s.121

*****

Atatürk'ün, Maraş mıntıkasında, ahaliye tecavüz ve İslam ahaliye zulümler yapan Fransız ordusundaki Ermenilerin, Kuvayi Milliye tarafından 
bozguna uğratıldığına dair, Kastamonu Valiliği'ne ve Mıntıka Kumandanlığı'na yazdığı 
21 Ocak 1920 tarihli yazısı

Kastamonu Valiliği'ne ve Mıntıka Kumandanlığı'na
21 Ocak 1920

Maraş mıntıkasında, ahaliye tecavüz ve İslam ahaliye zulümler yapan Fransız ordusundaki Ermenileri, Kuvayi Milliye'miz bozguna uğratarak 
Maraş'a ricata mecbur etmiş ve 2 katırla bir miktar silah cephane ele geçirmişlerdir. Düşmanın 80 ölü ve 30 yaralısı vardır. Antep'in 28 kilometre 
kuzeybatısındaki Araplar Köyü'ne gelen bir Fransız müfrezesi, İslam ahalinin evlerine girerek sandıkları kırmaya, eşyalar aramaya ve birtakım 
tecavüz ile, Kuvayi Milliye'mizle vaki olan çarpışma neticesinde, Fransızlar mağluben Islahiye istikametine ricata mecbur olmuşlardır.

Fransızların son günlerde, Maraş mıntıkasında hassaten köylerimize tecavüz ve zulümleri tahammül edilmeyecek derecede artmaktadır.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s.135

*****

Atatürk'ün, Adana, Islahiye, Osmaniye, Katma, Antep ve Maraş'taki Fransız sömürge ve Ermeni askerlerinin sayısına ve bu yöredeki mücadelelere 
dair, 
24 Ocak 1920 tarihli tamimi.

Tamim
24 Ocak 1920

1. Son alınan malumata göre düşmanın Adana'da 1170, Toprakkale-Islahiye şimendifer hattı üzerinde 270, Osmaniye-Adana üzerinde 200, 
Katma'da 300, Kilis'te 600, Antep'te 1200, Maraş'ta 1200 kadar Fransız sömürge ve Ermeni askeri olmak üzere işgal kuvvetleri bulunduğu 
anlaşılmıştır....

2. Fransızların tahammül edilemez tecavüzlerine Maraş ve Pazarcık ahalisinin mukavemet etmesi üzerine, 21 Ocak 1920'de şiddetli bir çarpışma 
başlamış ve hala devam etmekte bulunmuştur. Bu çarpışmada fevkalade fedakarlık gösteren vatandaşlarımız pek çok muvaffakiyetler 
kazanmışlardır. Fransız işgal bölgesinin öteki mahallerinde vatandaşlarımızın pek çok tecavüze uğradıkları anlaşılmaktadır.

4.... Maraş'ta başlamış olan çarpışmanın tamamıyla lehimize neticelenmesi fevkalade mühim olduğundan, şimdilik 3. Kolordu'nun, Maraş'a her 
hususta yardım etmesini rica ve öteki kolorduların da evvelce ayrılan bölgelerinde seri ve silahlı bir teşkilat vücuda getirilmesi için şimdiden 
oralardaki teşkilatın himayesi maksadıyla işgal bölgesine milli müfrezeler göndermelerini ve bu hususta son derece gayret gösterilmesi bilhassa 
rica olunur.

Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti
Heyeti Temsiliyesi namına
Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s.167, 168

*****

Atatürk'ün, Fransızlar ve Ermenilerin Maraş'ta yaptıkları katliam hakkındaki 
25 Ocak 1920 tarihli yazısı.

Fransızların ve Ermenilerin Maraş'ta Yaptıkları Katliam Hakkında
25 Ocak 1920

Maraş'ta, Fransızlar, Ermeniler, Müslümanları katliam etmektedirler. Her yerde ahalinin derhal mitingler yaparak İstanbul'da Sadaret makamına ve 
temsilciliklere telgraflarla protesto etmeleri ve insanlık aleminden bu katliama nihayet verilmesini talep eylemeleri tamim olunur.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s.179

*****
Atatürk'ün, Maraş'ta, Fransız ve Ermeniler tarafından Müslümanların katliamı, insanlığı dehşete düşürecek şekilde devam ettiğine dair, 
19 Ocak 1920 tarihli yazısı.

Sivas Heyeti Merkeziyesi'ne
29 Ocak 1920

Maraş'ta, Fransız ve Ermeniler tarafından Müslümanların katliamı, insanlığı dehşete düşürecek şekilde devam ediyor. 
Her tarafta derhal mitingler yapılarak merkezi hükümet ve yabancı temsilcilerine, bu zulümlere bir nihayet verilmesi için müracaat olunması ve 
fiilen müdafaa ile meşgul olan felaketzede Maraşlı dindaşlarımızın, yapılan teşebbüslerden doğrudan doğruya haberdar edilmesi ehemmiyetle 
rica olunur.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s.182
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 174

*****

Atatürk'ün, Fransızların Kilikya'da Ermenileri silahlandırdıkları ve her gün 8-10 Türkün Ermeniler tarafından kayıp edildiğine dair, 
31 Ocak 1920 tarihli yazısı.

Müdafaai Hukuk Cemiyeti Sivas Heyeti Merkeziyesi Riyaseti'ne
Sivas, 31 Ocak 1920

2. Bugünlerde Kilikya'da Fransızlarda telaş çoğaldığı ve çevrede ve merkezde Ermenileri silahlandırmakta oldukları ve her gün 8-10 Türkün 
Ermeniler tarafından kayıp edildiği.


Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal


ATABE, c.6, s.193
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 177


*****
Atatürk'ün, 17 günden beri Ermenilerin Maraş'ta yaptıkları katliamların devam ettiğine dair, 
8 Şubat 1920 tarihli tamimi.

Tamim
8 Şubat 1920

On yedi günden beri Maraş'ta cereyan eden feci ve kanlı vakalara nihayet verilmesi hakkında, medeniyet ve insanlık aleminin duyup öğrenmesi 
için yükseltilen feryat ve acının yankılanacak bir yer bulmadığı, hala bu vahşetin devamıyla sabit oluyor. Koca bir şehir ihtiyar, genç, kadın ve 
çocuklarıyla, Fransız ve Ermenilerin top, mitralyöz, bomba ateşleri altında yanmakta, binlerce dindaşımız bu vahşetin intikam feryadı olarak 
yerlere serilmektedir. Kuşatma ve sansür altında yükselen milletimizin feryadının, medeni milletler tarafından nihayet işitileceğini ümit etmekteyiz. 
Maraş'taki Fransız zulümleri hakkında, Müdafaai Hukuk Cemiyeti'nin bütün heyeti merkeziyeleri tarafından yeniden teşebbüslerde bulunularak, 
Milli Meclis reisleriyle, Dersaadet'teki İtilaf devletleri temsilcilerine ve Osmanlı matbuatına telgraflarla protesto edilerek bu zulümlere bir an evvel 
nihayet verilmesini ve zulümlere sahne olan Kilikya, Ayıntap, Maraş, Urfa'dan Fransız kuvvetlerinin derhal çektirilmesi hususunda, medeni 
milletlerin ve insanlığın dikkatinin çekilmesini, şu aralık müsait olan siyasi vaziyetten bu suretle istifade olunmasını tavsiye eyleriz.

 
Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s.224
Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, sayı:87, ATASE yayını, Ankara-1989

*****
Atatürk'ün, Inekler ve Bahçe Ermenilerinin, Güller ve Zencirli İslam köylerini yağmalayıp halkını vahşi bir şekilde katlettiklerine dair, 
Sivas Vilayeti'ne ve Sivas Heyeti Merkeziyesi'ne yazdığı 
10/11 Şubat 1920 tarihli yazı.

Sivas Vilayeti'ne ve Sivas Heyeti Merkeziyesi'ne
10/11Şubat 1920


2. Maraş dahilinde çarpışmalar devam ediyor. Islahiye yönünden gelen 500 nefer ve iki sahra topundan ibaret Fransız imdat kuvvetleri 
7.2.1920'de Maraş'a bir buçuk saat mesafede Kuvayi Milliye tarafından durdurulmuş ve çarpışma devam etmekte bulunmuştur.

3. Katma'dan Ayıntap'a gelen 60 arabalık bir düşman cephane kolu Ayıntap'a iki saat mesafede Kuvayi Milli tarafından durdurulmuştur.

4. Adana'da heyecan ve asabiyet ziyadeleşmiştir. Ermeniler, kilise ve mekteplerde sık sık toplanmaktadırlar. İnekler ve Bahçe Ermenileri, 
Güller ve Zencirli İslam köylerini yağmalamış ve ahalisini pek vahşiyane katliam etmişlerdir.

 
Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s.231
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 190-191

*****

Atatürk'ün, Fransızlar ve onların kışkırttığı Ermeniler tarafından hunharca katliama tabi tutulan Maraş'lıların, düşman kuvvetleri bozguna 
uğrattıklarına dair, bütün Müdafaai Hukuk Cemiyetlerine gönderdiği 
12 Şubat 1920 tarihli yazı.

Bütün Müdafaai Hukuk Cemiyetlerine
Ankara, 12 Şubat 1920

Bir suretinin köylere kadar yayılmak üzere heyeti merkeziyelere verilmesi.

1. Maruz kaldıkları zulüm ve baskılara karşı kahramanane silaha sarılan Maraşlı kardaşlarımız, yirmi güne yakın bir zamandan beri kan ve ateşler 
içerisinde, istilacı Fransızlarla, onların silahlandırdığı ve musallat ettiği hunhar Ermenilerle uğraşmakta idiler. 10/11 gecesi, düşmanı Islahiye 
istikametinde bozguna uğratıp firara mecbur ederek, milli mevcudiyetlerini elde etmeye muvaffak olmuşlardır.


Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal


ATABE, c.6, s. 247
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 193

*****

Atatürk'ün, Batı medeniyetinin öncüsü olduğunu iddia eden Fransızlar ile Ermenilere karşı çarpışan ve zafer kazanan Maraşlıları, bütün memleket 
namına tebrik eden, 
12 Şubat 1920 tarihli yazısı.

Maraş Müdafaai Hukuk Cemiyeti'ne
Maraş Belediye Riyaseti'ne
Maraş'ta Kuvayi Milliye Kumandanı Kılıç Ali Bey'e
12 Şubat 1920

Batı medeniyetinin öncüsü olduğunu iddia eden Fransızların zulüm ve baskılarına ve on asırdan beri milletimizin geçerli olan fiili hakimiyetinin 
ortadan kaldırılmasına ve imhasına karşı silah müdafaasını kullanmaya mecbur olup, yirmi güne yakın bir zaman zarfında Ermenilerle birleşen 
düşman kuvveti ile her türlü mahrumiyetler içinde çarpışan ve nihayet muvaffak olan kahraman Maraşlıları, bütün memleket namına tebrik ve 
tazize (Şereflendirmeye) Koşarız.

 
Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s.252

*****

Atatürk'ün, Ermenilerin Ocak ayında İslamlara karşı daha ziyade şiddet göstermeye ve hunharlığa başladıklarına dair, 
Müdafaai Hukuk Cemiyeti Sivas Heyeti Merkeziyesi'ne, 12 Şubat 1920'de gönderdiği yazı.

Müdafaai Hukuk Cemiyeti Sivas Heyeti Merkeziyesi'ne
14 Şubat 1920

1. Ermeniler Kanunusani (Ocak) zarfında İslamlara karşı daha ziyade şiddet göstermeye ve hunharlığa başlamışlardır. Zengisur havalisinde, birçok 
İslam köylerini imha ve katliam ettikleri, fakat, Halil Paşa kumandasındaki Azerbaycan birliklerinin Zengisur'un imdadına gelerek, şehirde 
Ermenileri mahv ve o havaliyi işgal ettikleri ve Ermenilerin 400 ölü, bir batarya top ve iki makineli tüfek terkiyle firar ettikleri haber alındı.

2. Ermenilerin Kars, Gümrü vesaire mevkilerden topladıkları muhtelif sınıflardan meydana gelen kuvvetlerle Çıldır havalisindeki İslam ahalinin 
silahını toplamak vesilesiyle kötülük icrasına başlamışlarsa da, İslamların şiddetli mukavemetleri neticesinde muvaffakiyetle püskürtülmüşler ve 
İslamlar tamamen galip gelmişlerdir.

3. Ermeniler, Akbaba, Zarşat havalisinde de aynı şekilde hareket icraya teşebbüs etmişlerse de, uğradıkları son mağlubiyet üzerine devama 
cesaret edememişlerdir. Bu suretle Çıldır, Akbaba ve Zarşat İslam ahalisi içerisine, şimdiye kadar olduğu gibi, hiçbir Ermeni girememiş ve 
Ermeni hakimiyeti buralardan uzak kalmıştır.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal


ATABE, c.6, s. 258
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 200-201

*****
Atatürk'ün, medeniyet maskesine gizlenen Fransızlar ve onların öncüsü olan Ermenilerin, Urfa ve havalisinde İslam ahali hakkında zalimane 
katliamlara başladıklarına dair, Müdafaai Hukuk Cemiyeti Sivas Heyeti Merkeziyesi Riyaseti'ne gönderdiği 
14 Şubat 1920 tarihli yazısı.


Müdafaai Hukuk Cemiyeti Sivas Heyeti Merkeziyesi Riyaseti'ne
Sivas, 14 Şubat 1920

Maraş'taki kardeşlerimizin masum kanı, henüz feci bir şekilde akıtılmakta devam ederken, medeniyet maskesine gizlenen Fransızlar ve onların 
öncüsü olan Ermeniler, Urfa ve havalisinde İslam ahali hakkında zalimane katliamlara başlamışlardır.


Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s.264
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 200-201

*****
Atatürk'ün, Güney işgal bölgelerindeki Fransız kuvvetleri tarafından silahlandırılan Ermenilerin, bulundukları mahallerdeki İslamlara katl ve imha 
siyaseti yoluna girdiklerine dair, Harbiye Nazırı Fevzi Paşa'ya gönderdiği, 
20 Şubat 1920 tarihli yazısı. 

Harbiye Nazırı Fevzi Paşa Hazretleri'ne
Ankara, 20 Şubat 1920

Güney işgal bölgelerindeki Fransız kuvvetleri tarafından silahlandırılan Ermeniler, Fransız himayesinden cüret alarak bulundukları mahallerdeki 
İslamlara musallat olmakta ve intikam fikriyle her tarafta merhametsiz bir şekilde katl ve imha siyaseti yoluna girmektedirler. Maraş feci hadisesi 
bu sebepten ortaya çıkmış ve General Keret'in Fransız kuvvetleriyle birleşen Ermeniler top ve mitralyözlerle Maraş gibi eski bir İslam beldesini 
yerle bir etmişler ve binlerce aciz ve masum valide ve çocukları kahr ve imha eylemişlerdir. Tarihte emsali görülmemiş olan bu vahşetin faili 
Ermeniler olup, Müslümanlar ancak namus ve hayatlarını muhafaza kaydıyla mukavemet ve müdafaada bulunmuşlardır. Yirmi gün devam eden 
Maraş katliamında Müslümanlarla birlikte şehirde kalan Amerikalıların bu hadise hakkında Amiral Bristol'a çektikleri telgraf, facia sebeplerini, 
tekzip edilemez bir şekilde tayin etmektedir. General Keret'in geri çekilmesiyle neticelenen bu muharebelerden sonra Kuvayi Milliye'ye teslimiyet 
arz eden muharip Ermeni kuvvetlerine karşı hiçbir ceza tatbik etmeyip bilakis onları şefkatli sinesine ve himayesine alan milletimizin alineceplığını 
Maraş Ermenileri de minnet ve şükran ile teyit etmektedirler. Şu halde Ermenilerin intikam fikri ve tecavüzleri neticesi meydana gelmiş bazı vakalar 
var ise, bunların mesuliyeti milletimize değil bizzat Ermeni milletine ve onun tahrikçilerine ait olmak lazım gelir. Adana vilayeti dahilinde 
Müslümanların Fransızlar tarafından tepeden tırnağa kadar silahlandırılan Ermeni süngülerinin tehdidi altında her dakika katliama maruz bir 
vaziyette kalmaları asabiyetimizin derecesini izaha kafidir zannederiz.
 
Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s.289, 290

*****

Atatürk'ün, hiçbir yerde Ermeni kıtali (kırımı) yapılmadığı ve Türklerin sebepsiz hiçbir yerde hiçbir yabancı unsura mütecaviz olmadığına dair, 
Harbiye Nazırı Fevzi Paşa'ya gönderdiği, 
22 Şubat 1920 tarihli yazısı.

Harbiye Nazırı Fevzi Paşa Hazretleri'ne
22 Şubat 1920

İngiliz siyasi temsilcisinin talep ettiği hususlar Ermeni kıtaliyle (kırımı, soykırımı) Yunanlılar da dahil olduğu halde İtilaf kuvvetlerine karşı 
tarafımızdan yapılan harekatın hemen tatilinden ibarettir. Hiçbir yerde Ermeni kıtali (kırımı) yapılmakta değildir. Maraş hadisesinden bahsedilmek 
murat ediliyorsa, orada Fransız askerleriyle beraber milletimize taarruz eden Ermeniler katledilmiş olmayıp, bilakis Fransız askeri kendilerini terk 
edip çekildikten sonra İslamlar tarafından himaye ve şefkate mazhar olmuşlardır....

Urfa'da dahi Fransızların mevcut bütün Ermenileri tüfek ve mitralyözlerle teçhiz ederek İslamlara karşı vaziyet aldırmasından doğan hadisenin 
bertaraf edilmesi, bizim değil Fransızların elindedir.

Hakikat olarak arz ederim ki; milletimiz sebepsiz hiçbir yerde hiçbir yabancı unsura mütecaviz değildir.

Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal


ATABE, c.6, s.291

*****

Atatürk'ün, Kozan'da birçok Türkün kiliseye doldurulduğuna Feke ilçesinin 80 Ermeni tarafından sarıldığına ayrıca Saimbeyli'ye az zamanda 
takviye yetiştirilmediği takdirde Türklerin sonunun fena olacağına dair, 3. Kolordu Komutanlığı'na gönderdiği 
2 Mart 1920 tarihli yazısı.

Sivas'ta 3. Kolordu Kumandanlığı'na
2 Mart 1920

Kozan'da birçok Türklerin kiliseye doldurulduğunun tesbit edildiği, Feke ilçesinin 80 Ermeni tarafından sarıldığı bildiriliyor, ayrıca Saimbeyli'ye az 
zamanda takviye yetiştirilmediği takdirde Türklerin sonunun fena olacağı, bu sebeple genel tedbirlerin acele olarak alınması ve Saimbeyli civarında 
Ermeniler üstün olduğundan Aziziye'den (Pınarbaşı) süratle tertiplenecek bir milli müfrezenin bu bölgeye gönderilmesi ve buradaki kıtaların da 
milli kıyafetle olaylara iştirak ettirilmesi isteniyor ve Binbaşı Kenan Bey'in (Kozanoğlu Doğan Bey) derhal Develi'ye hareket ederek bu işleri 
düzenlemesi ve aynı zamanda bu hareketler sırasında yağma vesaire yapılmaması ve silahlı olmayan Ermenilere hiçbir sebeple taarruz 
edilmemesi....

Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s.348
Türk İstiklal Harbi Güney Cephesi, Gnkur. Basımevi, 1966, s.184

*****

Atatürk'ün, 10 Mart'ta geniş bir harekete başlanarak, Sis (Kozan) ve Hacın (Saimbeyli) gibi Ermenilerce saldırıya uğrayan dindaşlarımızı kurtarmak 
ve İslam halkın örgütünü güçlendirmek, saldırıya geçmesini sağlamak gerektiğine dair, Komutanlara gönderdiği 
2 Mart 1920 tarihli yazısı. 

Komutanlara
Ankara, 2 Mart 1920

1. Feke, yerli Ulusal Kuvvetleri'nin özverili çalışmaları üzerine kuşatmadan kurtarılmıştır. Hacın (Saimbeyli) ve Sis (Kozan) ilçeleri ile Feke ilçesi 
İslam halkı Fransız askeri yönetimi ile bağlantısını kesmiştir.

2. Harekete her yandan 10 Mart'ta başlanmalıdır. Bu hareketten beklenilen amaç; Sis (Kozan) ve Hacın (Saimbeyli) gibi Ermenilerce saldırıya 
uğrayan dindaşlarımızı kurtarmak ve Pozantı-Islahiye demiryolunun kuzeyindeki başka bir bölge gibi saldırıya uğrayan İslam halkının örgütünü 
güçlendirmek, saldırıya geçmesini sağlamak olmalıdır. Saldırgan olmayan düşman kuvvetlerine kesinlikle saldırmamayı, hareketin yerel ve ulusal 
kuvvetlerle yapıldığını ve özellikle Ermenilerin İslamlara soykırım yaptıklarını dışa göstermek yararlıdır.


5. Hacın (Saimbeyli) çevresinde Ermenilerin çok güçlü olduğu anlaşıldığından, Üçüncü Kolordu'ca Hacın'a (Saimbeyli) gönderilmesi gereken 
müfrezelerin zamanında harekete geçirilmesini Üçüncü Kolordu'dan rica ederim.

6. Bu emir 20'nci Kolordu Komutanlığına, 11 nci Tümen Komutanlığına, Binbaşı Kemal Bey'e ve Üçüncü Kolordu Komutanlığına bildirilmiştir.


Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları, c. II, s. 2, 3
Türk İstiklal Harbi Güney Cephesi, Gnkur. Basımevi, 1966, s.187

 *****
Atatürk'ün, Fransızlar tarafından silahlandırılan Ermenilerin Kilikya'da İslam ahaliye fiilen saldırdıklarına dair, 
Sivas Müdafaai Hukuk Cemiyeti'ne gönderdiği 
3 Mart 1920 tarihli yazı.

Sivas Müdafaai Hukuk Cemiyeti'ne
3 Mart 1920

Kilikya'da Ermeniler, Fransızlar tarafından silahlandırılmakta ve İslam ahaliye fiilen musallat edilmektedir. Kozan'da birçok Müslümanları kiliseye 
doldurdukları, akıbetlerinin meçhul bulunduğu ve birçok namusa tecavüz edildiği ve Feke kazasının Ermeniler tarafından kuşatıldığı, telgraf 
tellerinin kesildiği ve İslam ahalinin işgal bölgesi haricine koşarak imdat niyaz eyledikleri, akıbetlerinin vehametinden bütün İslam ahalinin galeyan 
ve heyecanda bulunduğu, mahallinden bildirilmiştir. Bunlar karşısında vukuu tabii olan nefsi müdafaadan dolayı ortaya çıkacak mesuliyetin nereye 
ait olduğu şimdiden anlaşılmak üzere, icap edenlerin vaziyet hakkında aydınlatılması rica olunur.

Mustafa Kemal

ATABE, c.6, s. 350
Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 237

*****

Atatürk'ün, Avrupa'da olumsuz akımlar doğurmayı çıkarları gereği görenler tarafından Anadolu'da yeniden 20,000 Ermenin öldürüldüğü hakkında 
çok iğrenç ve kesinlikle gerçek dışı haberler uydurulduğuna dair, Amiral Bristol'e ve İtilaf temsilcilerine gönderdiği, 
7 Mart 1920 tarihli bildirisi.

Yeni Ermeni Kırımı'nın Yalanlanması 
İstanbul'da İtilaf Temsilcilerine, 
Amiral Sayın Bristol'e
Ankara, 7 Mart 1920

1. Mondros Ateşkesi'nin imzasından beri kesin barışın yapılmasını bekleyen ulusumuz, ülkenin elde kalan kısımlarından en önemli parçaların çeşitli 
bahanelerle Anlaşma devletleri tarafından işgalini görmekle acı duymaktadır. Bu durumun barış konferansının adil kararlarıyla değiştirilmesi, 
hukuki isteklerimiz içinde hakka uygun bir biçime dönüştürüleceğini ümit etmek isterken, barış kararlarımızın olanak ölçüsünde kötü esaslar 
içinde düzenlenmesi için Avrupa'da olumsuz akımlar doğurmayı çıkarları gereği görenler tarafından Anadolu'da yeniden 20,000 Ermenin 
öldürüldüğü hakkında çok iğrenç ve kesinlikle gerçek dışı haberler uyduruldu.

Bütün Anadolu'da İtilaf Devletlerine ve Amerika hükümetine mensup çeşitli kişiler ve haber alma kaynakları bulunduğu için sözü geçen haberlerin 
yabancı kaynaklarca inanılmaya değer görülmeyeceğini ummuş ve kesinlikle yapılmamış olan böyle uydurma bir kırımın yalanlanmasını bile 
gereksiz saymıştık.

Fakat bugün gerçek gidişata ait bilgi edinmiş olmaları gereken önemli yabancı şahısların da görüşme yerlerinde bu yalancı haberlere inandıklarını 
ve hatta aynı sebeple biran önce bir karara bağlanmasını ülkemiz için hayati bir mesele saydığımız barışımızın geri bırakılacağını büyük şaşkınlık 
ve üzüntüyle görüyor ve ileri sürülen üzücü olayların olmadığını kesinlikle bildirmeye süratle girişmiş bulunuyoruz.

2. Maraş, Urfa ve dolaylarındaki çarpışmalar sırasında Türklerden, Fransızlardan ve Fransız askeri arasında bulunan Ermenilerden ve Maraş merkez 
kasabası içinde yapılan çarpışmalar sırasında ise iki taraf silahlarının etkisiyle çeşitli unsurlara mensup halktan kayıplar verildiği herkesçe 
bilinmektedir.

Ancak bu, bir Ermeni Kırımı değil, Kilikya ve yöresine dışarıdan getirilen ve yerli halktan silahlandırılan Ermeni askerlerinin kesinlikle sabırla 
karşılanması imkansız bulunan saldırıları ve işgal kuvvetlerinin sebepsiz yere sürekli olarak işgal sahasını genişletmesi ve özellikle işgal kuvvetleri 
komutanlarının hırslı Ermeni askerinin İslam Halkı aleyhinde uyguladıkları saldırılar ve yolsuzluklara göz yummaları sonucunda yerli halkın coşması 
ve karşı koymasıyla meydana gelen çarpışmaların doğal bir sonucudur.

Şunu da eklemek gerektir ki, Kilikya ve dolaylarındaki işgal kuvvetlerine komuta eden kişiler Ermenileri silahlandırarak görevlendirmese ve 
korumasaydı ve yerli halkın unsurları hakkında adalet ve eşitliğe uygun bir yönetim uygulasaydı ve özellikle mütarekenin yapıldığı sırada 
İngilizlerdeyken değiştirilerek işgal olunan toprakların sebepsiz ve sürekli olarak genişletilmesinden sakınılsaydı, taraflardan birçok insanların 
kaybını doğuran acınmaya değer çarpışmalar hiçbir zaman olmayacaktı.

3. İşte Anadolu'da Ermenilerin öldürüldüğüne dair uydurulan yalanların gerçek niteliği bundan meydana gelmiş olup öldürüldüklerinden sözedilen 
Maraş halkı adına Ermeni delegeleri ve ileri gelenleri tarafından İtilaf Devletleri yetkili delegelerine yapılan yazılı müracaatlar dahi bu gerçeği 
tümüyle doğrular.

İzmir'de yapıldığı gibi bir uydurma Ermeni kırımı meselesi ve tüm dünyayı aldatmak için yaratılan bu kin ve hırs ürünü propagandaların niteliği 
hakkında uygarlık ve insanlık dünyasının bir kere daha aydınlatılması ve bu suretle haksızlığa uğramış Türk ulusunun iğrenç ve alçakça bir 
suçlamadan arındırılması için Anlaşma Devletleriyle Amerika hükümetinin adalet severlik duygularına başvururuz.

Mustafa Kemal

Bilgi için İstanbul Merkez Kurulu ve Kolordulara yazılacak. Bu şifre sureti İstanbul'da gazetelere, Gazeteciler Cemiyetine, Hakimiyeti Milliyeye, 
il gazetelerine.


Atatürk Haftası Armağanı, Gnkur. ATASE Başkanlığı, 1982, Belge 2

*****
Atatürk'ün, Kozan, Haçin (Saimbeyli), Feke gibi bölgelerde fiilen kendisini göstermiş olan Ermeni mezaliminin bir an önce söndürülmesi 
gerektiğine dair, 3, 12, 20, 13 ncü Kolordu Komutanlıklarına gönderdiği, 
9 Mart 1920 tarihli emri.

3, 12, 20, 13 ncü Kolordu Komutanlıklarına
Bilgi için 15 ve 14 ncü Kolordu Komutanlıklarına,
Refet Bey'e
9 Mart 1920

Fransız işgal bölgesinde oluşan duruma göre milli harekat ve kuruluşların aşağıdaki biçimde yönetilmesi uygun görülmektedir:

1. Bugün Kozan, Haçin (Saimbeyli), Feke gibi bölgelerde fiilen kendisini göstermiş olan Ermeni mezaliminin bir an önce söndürülmesi gereklidir. 
Yalnız şu aralık her türlü islam hareketlerini Ermeni kırımı biçiminde göstermek istenildiği anlaşıldığından harekatın her halde bu gibi yanlış 
söylentilere ve suçlamalara yer bırakmayacak şekilde idaresi,

2. Fransız birlikleriyle Ermeni çetelerinin taarruz ve tecavüzlerine uğramayan kısımlarda sebepsiz çarpışmalara yer verilmemesi ve yalnız bu tür 
yerlerde milli müfrezelerin varlığından yararlanılarak teşkilatın süratle oluşmasına çalışılması,

3. Önce Cerablus'a gelişi haber alınan Fransız kuvvetlerinden üç sınıftan oluşan bir müfrezenin Birecik'e gelerek şehri topa tuttuğu ve geçici 
hükümet kurarak oraya bir Fransız müfrezesi bıraktıktan sonra Urfa'ya doğru hareket ettiği anlaşılmıştır. Bu gibi durumlara uğrayacak olan 
yerlerde milli emellerin sonuna kadar savunulmasını sağlayacak etkili tedbirlerin alınması gereklidir.

4. Mersin Sancağında Emin Arslan Bey harekatının daha Doğuya doğru uzatılmasına şimdilik, gerek kalmadığından durdurulması. 
Ancak kuvvetlerin dağıtılmaması, bu kuvvetlere dayanarak işgal bölgesine doğru kuruluşların güçlendirilmesi ve Fransızların Batıya doğru 
genişlemelerine yer vermeyecek biçimde tertibat alınması uygun olur.

5. İşgal bölgesinin ayrım gözetmeksizin, bütün kısımlarında milli kuruluşların güçlendirilmesi ve gerekli görülen yerlerin, ilgi çekmeyecek 
biçimde korunması gerekir. Ve bugün işgal sahasının yeni saldırılara karşı güçlü bulunduğu duygusunun verilmesi pek önemlidir.

6. 3, 12, 20 nci Kolordulara ve bilgi için 14 ve 15 nci Kolordularla Refet Bey'e yazılmıştır.

Mustafa Kemal

Atatürk Özel Arşivinden Seçmeler, 
T.C. Kültür Bakanlığı, Ankara-1981, s. 134-135.

*****

Atatürk'ün, Kars'a bağlı 40 köyün tamamen yok edildiği ve 2 bin müslümanın Ermeniler tarafından katledildiğine dair, çeşitli devletlere gönderdiği 
22 Mart 1920 tarihli protesto telgrafı.

Ermeni Zulmü Üzerine Devletlere Gönderilen Protesto Telgrafı
22 Mart 1920

Tohumluk istemek, vergi koymak, silah toplamak gibi bahanelerle öteden beri Ermeni zulüm ve işkencesine maruz kalan Şark hududumuz 
haricindeki ahalii İslamiye son Şubat ayı zarfında Ermeni tümen kumandanları tarafından sevk ve idare edilen sunufu muhtelifeden mürekkep 
müteaddit müfrezelerin taarruzları karşısında bir çok kurban vermiş ve Kars vilayetine tabi Çıldır, Zarşad, Şuragel, Akbaba kazalarında isimleri 
belli kırk İslam köyü kamilen tahrip ve imha olunmuştur. Bu köylerin biçare halkından iki binden ziyade İslam müfusu pek feci bir surette katl 
olunmuştur. Ve katliama uğrayan İslamların eşyası Kars pazarlarında alenen satılmıştır.

Hemen her gün kemali teessürle haber almakta olduğumuz Ermeni zulüm ve katliamına yeni bir ilave olmak üzere Orduabad, Ahur, Civa, Ciyusi, 
Vedi mıntakalarındaki ahalii islamiyeye karşı Ermeniler 19 Marttan itibaren taarruza başlamışlardır.

Ayrıca Oltu havalisine karşı da yeni bir taarruza hazırlandıkları inanılır şekilde haber alınmıştır. Bu harekatı kemali şiddetle protesto ettiğimizin ve 
bu tecavüzlerin önü alınmazsa cihanın pek büyük facianın oluşumuna şahid olacağının mensup olduğunuz hükümete sür'atle ulaştırılmasını rica 
eder ve saygılar sunarız..

Anadolu ve Rumeli Müdafaaı Hukuk Cemiyeti 
Heyeti Temsiliyesi namına 
Mustafa Kemal

Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri; 
Derleyen. Nimet Arsan, 
Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayını, 1961, s. 268, 269.

*****

M. Kemal'in; Milli Mücadele aleyhine olan bazı gazetelerle tüm Ermenice gazetelerin Anadolu'ya sokulmasını yasaklayan bildirisi, 
23 Mart 1920.,

Kolordulara Refet Beyefendi'ye
Ankara, 23 Mart 1920

Bütün vilayetlere ve bağımsız livalara, milli mukadderatımızın katiyet kazanacağı bu zamanda memleketteki fikirlerin ahenginin şiddetlenerek 
muhafazasını temin için milli emeller aleyhinde propaganda yapan Peyam Sabah, Serbesti, Alemdar, Bosfor, Entanet gazeteleriyle, aynı 
mahiyette olan bütün Rumca ve Ermenice gazetelerin Anadolu'ya sokulmaması münasip görülmüştür. Postahanelerde sansür vazifesine memur 
edilenler tarafından bu hususun temin ettirilmesini arz eyleriz.

Heyeti Temsiliye namına 
Mustafa Kemal

Yücel Özkaya, Milli Mücadele'de Atatürk ve Basın (1919-1921), Türk Tarih Kurumu Basımevi, 
Ankara, 1989, s.30.

*****

Lord Curzon'un Avam Kamarasında Ermeniler hakkındaki olumsuz beyanına dair 
27 Mart 1920 tarihli haber alma raporu.

Haber Alma Raporu
27 Mart 1920

Lord Curzon'un Ermeniler hakkındaki beyanatı...
Sivas Vilayetine ve Heyeti Merkeziyeye gönderilen telgraf.


13 Mart tarihli Temsp gazetesinde Lord Curzon Avam Kamarasında irad ettiği nutukta Ermenilere dair demiştir ki: 
Bana öyle geliyor ki siz Ermenileri sekiz yaşında pek temiz ve masum bir kız gibi zannediyorsunuz. Bunda pek yanılıyorsunuz. 
Zira Ermeniler bilhassa son harekatı vahşiyaneleri ile ne derecelere kadar hunhar bir millet olduklarını bizzat kendileri ispat eylemişlerdir.


Heyeti Temsiliye namına
Mustafa Kemal

Atatürk'ün Tamim, Telgraf, s. 274, 275

*****

M. Kemal'in; Ermeniler tarafından Avrupa'da yapılan propagandaların tamamen uydurma olduğunun İsviçre tarafından bir beyanname ile 
açıklandığını bildirmesi, 
28 Mart 1920

Müdafaai Vatan Kadınlar Cemiyetine
Ankara, 28 Mart 1920


3. İsviçre Müdafaai Hukuk Cemiyeti, son olarak Anadolu'da ortaya çıkan vakalar münasebetiyle, Ermeniler tarafından Avrupa mahfillerinde icra 
edilen propagandaların tamamen uydurma olduğu hakkında yeni bir beyanname yayımlayarak anılan vakaların hakikatini izah etmiştir.


Heyeti Temsiliye namına 
Mustafa Kemal

Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri IV, 
Hazırlayan: Nimet Arsan, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayını, 
Ankara, 1964, s. 279-280; 
Bekir Sıtkı Baykal, 
Milli Mücadele'de Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 
Ankara, 1986, s.16

*****

Atatürk'ün, Ermenilerin Maraş, Urfa ve Adana bölgesindeki katliamlarına dair bilgilerin İtalyan Ajansı aracılığı ile yayımlanmasına aracılık etmesi 
için Refet Bey'e gönderdiği 
31 Mart 1920 tarihli yazısı

Refet Beyefendi'ye
Ankara, 31 Mart 1920

Aşağıdaki bildirinin İtalyan Ajansı aracılığı ile yayımlanmasına aracılık buyrulması rica olunur.

Adana'nın genel durumu günden güne kötüleşiyor. Fransızlar Maraş ve Urfa'da yaptıklarını Adana'da da yaparak Ermenileri silahlandırıyorlar. 
Bunlar İslam halkına saldırıyor. Kozan çevresinde İslam halkından toplanan silahlar ve hayvanlar saldırgan Ermenilere veriliyor. 
Kozan çevresindeki Hamam, Kurtoğlu Çiftliği, Çolak Hasan, Yassıçalı, Mehmet Ağa ve Kabasakal köyleri Ermeni jandarma ve gönüllülerince bütün 
olarak yakılmıştır. Bu köylerden kaçarak kurtulabilen halktan 750 kişi Ceyhan ve 1500 kişi Karsantı dolaylarına göçmüşlerdir. Buçak yakınlarında 
birkaç köyün daha yakıldığı da haber alınmıştır.

Yaşları elverişli olan Ermenilerin silahlandırılmasına karşın, bir tek İslam jandarma bile yapılmıyor. Özellikle Kozan çevresinde bulunan Fransız 
Binbaşısı Tayarda'nın (Taillardat) yaptırdığı ve yapılmasına göz yumduğu acıklı olayların anlatılması olanaksızdır. Adana'daki Türk memurları bu 
kötü durumlar içinde görevlerini sürdürmeye olanak görmediklerinden bölük pörçük görevlerinden çekiliyorlar. İstanbul işgal altında 
bulunduğundan yeni memur atanamayacak, atansa bile görevlerini yapmaya olanak bulamayacaklardır. Bunun sonunda, Kilikya İşgal Kuvvetleri, 
gerçekte baskıları ve etkileri altında Osmanlı memurlarının yokluğundan yararlanmak fırsatını kaçırmayacaklardır.

Kilikya'da ve çevresindeki işgal bölgelerinde Fransızların yarattığı durum, Türkler ve Ermeniler arasında karşılıklı olarak bir öç alma duygusunu 
beslemek ve bunun sonucunda da, işgalin kaldırılması ile birlikte yerli halkın birbirlerini boğazlayacaklarını dünyaya yayarak amaçlarına varmaktır.

 
Heyeti Temsiliye adına
Mustafa Kemal

Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları, c. II, s. 80

*****
Mustafa Kemal'in, Çukurova bölgesinde Fransız ve Ermeniler'e karşı çarpışan kuvvetlere, 10 Mart 1920'de her yandan harekete başlamaları emri, 
Mart 1920..,

TAMİM
Mart 1920

1. Feke, mahalli Kuvayi Milliye'nin fedakarlığı üzerine kuşatılmaksızın kurtarılmıştır. Haçin (Şaimbeyli) ve Sis (Kozan) kazaları ile Feke kazası ahalisi 
Fransız yönetimi ile irtibatını kesmiştir.

2. Harekete her taraftan 10 Mart'ta başlanmalıdır. Bu hareketten beklenilen gaye Kozan ve Haçin gibi Ermenilerce taarruza uğrayan dindaşlarımızı 
kurtarmak ve Pozantı-Islahiye şimendiferinin kuzeyindeki diğer bölgeler gibi taarruza uğrayan İslam ahalinin teşkilatını kuvvetlendirmek ve 
taarruza geçirmek olmalıdır. Saldırgan olmayan düşman kuvvetlerine kesinlikle taarruz etmemeyi, hareketin mahalli ve milli kuvvetlerle yapıldığını 
ve bilhassa Ermenilerin İslamlara kıyımlar yaptığını harice göstermek çok faydalıdır.

3. Niğde bölgesinden gönderilen müfrezeler şimdiye dek kararlaştırıldığı gibi Karaisalı bölgesine geçeceklerdir. Yahyalı'da nizamiye bölüğü ile milli 
müfrezeler, Binbaşı Kemal Bey'in düzenlediği gibi Kozan havalisine hareket edeceklerdir. Develi'ye gelecek olan cebel takımı doğrudan doğruya 
Kemal Bey kumandasında Haçin bölgesine hareket edecektir.

Andırın'daki Mülazım Osman Bey, Kemal Bey'in direktifine uyarak Kozan'a hareket etmelidir.

4. İşgal bölgesi dahilindeki hareketler Bnb. Kemal Bey'in düzenlemelerine bilhassa (...) Feke'nin kurtarılması üzerine Develihisar'daki iki nizamiye 
bölüğünü Yahyalı'ya gelerek Yahyalı'da kalması gerekir. Hareketin (...) yapılması ve Haçin, Feke, Kozan havalisinde yapılan durum hakkında sık sık 
malumat verilmelidir.

5. Haçin çevresinde Ermenilerin çokça kuvvetli olduğu bilindiğinden, 3. Kolordu'ca Haçin'e gönderilmesi icap eden müfrezelerin zamanında 
harekete geçirilmesini 3. Kolordu'dan rica ederim.

6. Bu tamim 20. Kolordu Kumandanlığı'na ve 11. Fırka Kumandanlığı'na, Binbaşı Kemal Bey'e ve 3. Kolordu Kumandanlığı'na bildirilmiştir.


Heyeti Temsiliye namına 
Mustafa Kemal

Faruk Yılmaz, Kurtuluş Savaşı ve Sonrasında Niğde, Hamle Yayınları, Niğde, 1998, s.65-66

*****

Atatürk'ün, esir edilen düşman askerlerinin hayatlarının korunmasına olağanüstü özen gösterilmesi ve esirlerin hastalık sebebiyle bile olsun 
elimizde ölmelerinin dini ve milli ahlakımıza uygun düşmediğine dair, Kolordu komutanlıklarına yazdığı 
13 Nisan 1920 tarihli emri.

Kolordulara
56 ve 61 nci Tümen Komutanlıklarına
Albay Refet'e
13 Nisan 1920

Gerek Askeri Birlikler ve gerekse milli kuvvetler tarafından esir edilen düşman askerinin hayatlarının korunmasına olağanüstü özen gösterilmesi 
istenir.

Milletimizin fertlerine en ağır saldırılarda buluna katiller bile esir edildiği zaman öc alma duygusuna kapılmayarak hayatlarının korunmasını nasıl 
olursa olsun sağlamalarını bütün amirlerden diler; esirlerin hastalık sebebiyle bile olsun elimizde ölmeleri dini ve milli ahlakımıza uygun 
düşmedikten başka vatani çıkarlarımızı da gerçek biçimde yaralar.

Bütün birliklere ve Kuvayı Milliye teşkilatına bu öğütlerimizin hakkıyla bildirilmesini rica ederiz. 

Heyeti Temsiliye adına
Mustafa Kemal

Atatürk Özel Arşivinden Seçmeler, T.C. Kültür Bakanlığı, Ankara-1981, s. 125

*****

Atatürk'ün, 24 nisan 1920 Meclis Gizli Oturumu'nda yaptığı konuşmanın Ermenilerle ilgili bölümleri.

 Meclis Gizli Oturum Konuşması 
 24 Nisan 1920



Ermenilere gelince: Ermeniler bütün dünyanın fevkalade desteğini almış bir vaziyette bulunuyorlar. 
Siyasi emellerinin tecellisi için nasıl çalıştıkları malumdur. Fakat bugünkü vaziyetler, bizimle temaslarına yönelik arzedebileceğim noktalar şunlardır:

Ermeniler, Erivan Ermeni Hükümeti mıntıkası dahilinde ahali-i İslamiyeyi imha etmekle meşguldür. 
Biz; İngilizleri, Amerikalıları aleyhimizde tahrik etmemek ve her nasılsa Harb-i Umumi'de yapılmış olan vakanın tekrar ve devamına dair hiçbir zan 
ve şüphe vermemek için bir mıntaka-i malume dahilinde bulunan ahali-i İslamiyenin hududumuzu geçmek suretiyle alenen yardımlarına dahi 
seğirtmekte tereddüt ettik. Fakat oradaki ahali-i İslamiye her taraftan hamisiz kalınca bittabi kendi hayat ve namuslarını yine kendiliklerinden 
muhafaza ve müdafaada tereddüt etmediler.

Bu cihetle bidayetten bugüne kadar Erivan Hükümeti mıntakası dahilinde muharebe ve çatışma devam edegelmektedir. 
Ve bütün çatışmalar neticesinde bittabi dindaşlarımız fevkalada mutazarrır olmakla beraber namus ve haysiyetlerini de muhafaza etmekten geri durmuyorlar.


Fransızlarla da temaslar olmuştur. Bilhassa, Suriye'de fevkalade mümessil bulunan Picot namında bir zat Sivas'a kadar geldi.... 
Bu zatla görüştüğümüz esas noktalar hatırımda kaldığına göre şunlardı:

... Açık söylediği şey, Suriye'yi müstemleke yapmak için istemiyorlardı ve fakat Kilikya da dahil olmak üzere (...) ve bizim mevcudiyetimiz, 
umumi olan mevcudiyetimizin kurtarılması için Kilikya meselesi için anlaşmaktan ibaretti. Bu imkan derecesini de şu tarzda tespit etti: 
En nihayet Kilikya'yı tahliye edeceğini, yalnız, orada bize iktisadi (sahada) emniyet bahşolacak bir vaziyet kabul edersiniz.

Biz kendisiyle görüştüğümüz zaman bizim için bir Kilikya, bir de Türkiye meselesi gibi iki mesele yoktur. Bir mesele vardır. O da Türkiye 
meselesidir. Binaenaleyh, bizim halline çalıştığımız mesele budur. Bütün vatanımızın tamamiyeti ve bu vatanda yaşayan milletimizin istiklalidir. 
Bu nokta-i nazardan anlaşmak lazım gelir. Fransızlar için yalnız Kilikya meselesi vardır. Bunun halli esnasında sizin için birinci olan meselede bazı 
hususatı görüşebiliriz.

Ve binnetice Kilikya dahi arzettiğim şekilde ve heyet-i umumiye de her suretle bize yardım vadetmişti. Yalnız, bütün bu vaatlerini tatbik 
ettirebilmek için ancak Paris'e muvasalatında çalışmaya mecbur olduğunu ve sulh akdedilinceye kadar Kilikya dahilinde hiçbir hareket-i milliye 
olmamasını rica etti.

Biz de netice itibariyle dedik ki:

"Şimdi Fransız taht-ı işgalinde bulunan bölgede bizim tarafımızdan kuvvet sevkiyle hiçbir harekette bulunmayacağız. Ancak, sizin taht-ı işgalinizde 
bulunan ve asayişinden, emniyetinden sizin mesul olduğunuz bölge vardır ki, Kilikya, Maraş, Urfa hepsi dahil ve Fransızlar tarafından 
silahlandırılan Ermenilerin ahali-i İslamiyeye tecavüz etmesi, onları katletmesi neticesi olarak vuku bulacak mukabelelerden, mukavemetlerden 
de hiçbir mesuliyet kabul etmeyiz. Ve bu gibi olayların önüne geçebilmek için siz derhal (icap eden tedbirleri almalısınız)."

O zaman, malumaliniz, valimizi koğmuşlardı.

"Siz valimizi iade edeceksiniz. Diğer Devlet-i Osmaniye memurlarını yerinde bırakacak ve ahali-i İslamiyeye tasallut eden Ermenileri oradan 
uzaklaştıracak ve bilhassa bundan sonra silahlandırmıyacaksınız."

Ve bunlara kati olarak söz verdi. Ve hatta Sivas'ta icap edenlere tebligatta bulundu. Filhakika valimiz oraya gitti. Vaziyet hüsn-i hale girer gibi oldu.


Bir Fransız diplomatı (Picot) oraya gitti. Bunu bizimle görüştü. Fakat buradaki kuvvetlere (kumanda eden) Fransızlar da başka adamlardır. Bunlar, 
bilhassa Kilikya dahilinde bulunan bir miralay vardı ki o da Reymon. Bu, İslam düşmanı ve Ermeni hamisi bir adamdır. 
Tazyikten bir an bile kaçınmadı. Ve bunun neticesi olarak Maraş'ta ahali-i İslamiyeye Maraş'ta tecavüzatta (bulundular), (onları) tevkif ettiler. 
Ve ahali-i İslamiye kendilerini muhafaza etti. Neticesi itibariyle olay büyüdü. çatışma oldu. Ve oradan Fransızlar çekildi. 
Bittabi bu çatışma esnasında Fransız kisvesi altında ahali-i İslamiyeye tecavüz eden (Ermeniler), kendi nefsi hayatını muhafaza eden ahali-i İslamiye
 de, ateş esnasında öldüler.

(Bu hadiseyi) bütün Avrupa'da, bütün Amerika'da dalgalandırdılar. Halbuki milletimiz tarafından tecavüz vaki olmuş değildir. Vuku bulan tecavüze 
mukabele edilmiştir. Hatta, Fransızlar çekildikten sonra daha ileriye gitmekten de sarf-ı nazar eyledik. O kadarla yetinildi.

Urfa'da da aynı vaziyet olmuştur. Yine Fransızlar tarafından, daha doğrusu Fransızların teşvik ve himayesiyle Ermeniler, ahali-i İslamiyeye tecavüz 
eden Ermenilerin sebebiyet vermesi yüzünden yine muharebe ve çatışma olmuş, binnetice Fransızlar orasını da tahliye etmeye mecbur edilmiştir.


TBMM Gizli Celse Zabıtları, C.I, İş Bankası Yayını, 1985, s. 4-6.)

Borak, Şadi; Atatürk Gizli Oturumlardaki Konuşmalar, Kaynak Yayınları, 1997, s. 15, 16

Metel, Raşit; TBMM Gizli Oturumlarından Sorunlar ve Görüşler (23 Nisan 1920-29 Ekim 1923) Mustafa Kemal Atatürk, 
Belge Yayınları 1990, s. 21, 22.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder