22 Aralık 2014 Pazartesi

ATATÜRK DÖNEMİ.. İNGİLİZ & ERMENİ İLİŞKİLERİ HAKKINDA GÖRÜŞLERİ..3 ( B )





ATATÜRK DÖNEMİ.. İNGİLİZ & ERMENİ İLİŞKİLERİ HAKKINDA GÖRÜŞLERİ..3  ( B )


ATATÜRK'TEN ERMENİ SORUNU   (1920, Ocak - Haziran)



Atatürk'ün, 24 Nisan 1920 tarihli Meclis açık oturumunda yaptığı konuşma.

24 Nisan 1920 Meclis Konuşması

(Sadrazam Damat Ferit Paşa'ya)
Verdiğim cevapta şu maddeler vardı:

1. Dün sizlerden aldığım telgrafta Paris Konferansı kararlarına boyun eğmekten başka yapılacak bir şey görülemediği söylenmektedir. 
Bu kararlar nelerdir? Ajansların en son duyurusu milli bağımsızlığımızı ve geleceğimizi pek ümitsiz bir durumda gösteriyor. 
Mesela Paris Konferansı Batı Trakya, Pontus, İzmir, Kilikya konularını devletin aleyhine olarak belirlemiş ve doğu illerinde Ermenistan egemenliğini 
kabul ederek onaylamış ise bu kararlara boyun eğmek için yetki ve sorumluluk alan ve değerlendirenler kimlerdir? Sadrazam Paşa hazretleri vatan 
ve milletin gelecek haklarını yok eden bu feci durumları ortadan kaldırmak ve değiştirmek için ne gibi olumlu maddi güvence ve ümitle dönüyorlar?



Ferit Paşa'ya en son verdiğim cevap şudur:
Harbiye Nazırı Ferit Paşa Hazretlerine
Erzurum, 6 Temmuz 1919

Ermenistan'a bağlanmalarına söz verilmiş olduğunu öğrenmekle heyecana gelen ve coşan doğu illeri halkının arasından ayrılıp İstanbul'a gelmem 
konusundaki önerinizi yerine getirmek konusunda kişisel irademi kullanmaya manen ve maddeten imkan bulamıyorum. 
Durumun değerlendirilmesini, bilinen mertliğiniz ve samimiyetinize güvenerek arz ederim, efendim. 


Üçüncü Ordu Müfettişi ve 
Padişahın Fahri Yaveri 
M. Kemal


Başkent ile Anadolu'yu birbirinden ayırmaya kurulumuz ve temsilcisi bulunduğumuz millet bireyleri sebep olmamışlardır. 
Tam tersine, düşünülen hükümetin Paris barış konferansında doğu illerimizi, tamamen geniş bir özerkliği olan Ermenistan olarak kabul edişi, 
Toroslar sınır gösterilerek iki üç ilimizin tümünün Osmanlı sınırı dışında bırakılması ve başkent ile illerimizin bazılarında ateşkes antlaşması 
hükümlerine aykırı birçok işgaller ve devlet ve milletin bağımsızlık gururunun kırılmasına seyirci kalınması, başkent ile Anadolu'nun birbirinden 
ayrı düşünmelerine neden olmuştur.


Rum ve Ermenilerle İngilizler başta olmak üzere İtilaf devletlerinin ve bunların suçlarına alet olan düşük Ferit Paşa kabinesinin, milli birliğe ve 
vatan mutluluğuna yönelik her çeşit girişimi ve meşru milli faaliyeti genel olarak ittihatçılıkla suçlamayı bir meslek edinmiş oldukları hepimizce 
bilinmektedir.



... İtilaf devletlerinin bizim savaşa katılmamızdan (Birinci Dünya Savaşı) dört ay önce her yönüyle Osmanlı hükümetinin zararına bir 
Ermenistan Cumhuriyeti kurulmasına karar verdiklerini ilan etmiş olmaları ve hatta Bolşeviklerin yayımladığı gizli antlaşmadan da anlaşıldığına 
göre, İstanbul'un Çarlık Rusyasına vadedilmiş olması, savaşa İtilaf devletlerine karşı girmemizin zorunlu olduğunu gösteren açık delillerdir.



... Saltanat başkenti ve hilafetimiz kuşatma altında olup bağımsızlığımız burada manen ve fiilen yürürlükte değildir. Buna, bir de Rum ve 
Ermenilerin hükümeti tanımamalarını ve İtilaf devletlerine dayanarak bir çeşit ayaklanma durumunda bulunmalarını eklersek, başkentimizin içinde 
bulunduğu üzücü ve korkunç durumu tam anlamı ile açıklamış oluruz.



...İngilizler görünüşte tatlı, kamu oyunun gönlünü alacak bir genelge sundular. İngiliz siyasi temsilcisi, İngiliz Dışişleri Bakanlığı adına 
hükümetimize bir nota verdi. Notada şöyle deniliyor: Önce, İtilaf devletlerine karşı başlatılmış olan ve Yunanlıları da içeren eylemleri durdurunuz. 
İkinci olarak, Türkiye'de Ermenilere karşı yapılan soykırımdan vazgeçiniz. İşte bu iki önerimizi yerine getirmeniz durumunda İstanbul size 
bırakılacaktır. ...

Efendiler, bu, tabii ki çok haince ve samimiyetten uzak bir istek idi. Çünkü her iki öneride de, gerçekte yeri olmayan konular üzerinde duruluyordu.

Birincisi, Yunanlıların da içinde bulunduğu İtilaf hükümetlerine karşı eylemde bulunmamak, saldırıya geçmemek önerisi. 
Zaten böyle bir şey olmadı. Gerçi Yunan cephesinde, İzmir cephesinde, silah ve mevzilenmiş bir takım kuvvetler, milli kuvvetler vardı, fakat bu, 
Devlet kuvveti, hükümet kuvveti, ordu kuvveti değildi. Bu, Yunanlıların, ateşkes hükümlerine uymayan davranışları ve insanlığa karşı dünyada 
eşine rastlanmayacak biçimde zulmederek, facialar yaratmalarına karşın devletin koruyuculuğundan yoksun olan milletimizin kendi namusunu, 
onurunu korumak ve kollamak için silaha sarılmak zorunluluğundan kaynaklanıyordu. (...) İkinci istek ise, ülke içinde soykırım yapılmaması ile 
ilgiliydi. Ermenilere karşı böyle bir tutum yoktu ve olay doğru değildi. Ülkemiz gerçeklerini hepimiz biliyoruz. Hangi yörede Ermenilere karşı 
soykırım yapılmıştır veya yapılmaktadır? (...) Bu gün ülkemizde faciaların yaşandığı savunularak, bundan vazgeçmemiz isteniyordu...

 Düşmanların bütün çalışması, barış esaslarının kararlaştırılacağı şu sıralarda memleketimizi dışarıda ve içeride güçsüz bir durumda bırakarak 
istedikleri her şeyi kabul ettirmeyi amaçlıyordu.

Anadolu'nun çeşitli yerlerinde inceleme ve araştırma yapmak için geziler yapan bütün Amerikalı ve Avrupalı kişiler ve heyetler daima lehimize 
düşüncelerle dolu olarak ülkelerine dönmüşlerdir. Bu kişiler ve kurullar Avrupa ve Amerika kamu oyunda çeşitli araçlarla ülkemiz aleyhine yapılan 
kışkırtıcı propagandalara karşı üstünlük sağlamışlarsa da, barış için kesin kararların belirlenmesini üstlenen barış konferansı çerçevesi içinde çok 
az etkinlik taşıyan, gerekli önemi vurgulayamayan bir durum yaratmışlardır. İşte böylece, geleceğe yönelik çıkarlarını, çeşitli baskılarla bütün dış 
ülkeleri aleyhimize çevirmekte gören bazı kuruluş ve unsurlar ise, tarafımıza yöneltilen bu akımı temelinden yıkmak ve bütün dış ülkelerin 
milletimiz lehine, düşüncelerinde değişiklikler olmasına fırsat vermemek için, tümüyle yalan olan en son Ermeni soykırımı uydurmasını düzenlediler 
ve açıkladılar. Aslında pek az ve basit yalanlama araçlarımız olan gazetelerimize de, son derecede etkin bir sansür uygulayarak hiçbir araçla 
medeni dünyaya karşı haklarımızı korumamıza imkan tanımadılar. Böylece, insanlık hukukunun kutsal kuralı olan "kendi kendini koruma" 
hakkından da milletimizi tümüyle yoksun bırakarak, kamu oyunu ve dünya milletlerinin fikirlerini harap durumdaki ülkemiz ve ezilmiş milletimizi 
birçok suçlamalarla lekeleyerek büyük çapta etkilediler.

İngilizler, bir yandan dış durumumuzu yeni toplu öldürme iftiraları ile sarsarak, diğer yandan da kabineyi, Meclisi Mebusanımızın çalışmalarına 
engel olmak konusunda kışkırtarak, içişlerimizde çok tehlikeli bunalımlar yaratacak biçimde çalışarak, tasarladıkları İstanbul işgalini kolaylıkla 
uygulayabilecek bir ortam hazırlıyorlardı. ...

Anadolu'da yerleşmiş Ermenilerin ve Rumların hükümet emirlerine ve milli amaçlara karşı gelmedikçe her türlü saldırıdan korunmaları ve tam 
anlamı ile mutlu ve rahat bir hayat yaşamaları öteden beri kabul edilmiş bir ana konu idi. Kilikya ve dolaylarında ve doğu hududumuz dışındaki 
resmi ve resmi olmayan Ermeni kuvvetlerinin dindaş ve ırkdaşlarımıza karşı yapılan cinayete varan saldırıları karşısında bile, ülkemizde yaşayan 
Ermenilerin her türlü taarruzdan korunmasını sağlamayı pek önemli bir medeni görev kabul ettik ve Anadolu'nun dış dünya ile ilişkisinin kesik 
olduğu bu günlerde yüce vatan çıkarlarını amaçlayan önlemler içinde Ermeni halkının esenliğinin korunması gerekliliğini bütün makamlara bildirdik.

İşte, İstanbul'un yabancı kuvvetlerce işgalinden bu güne kadar geçen acı günlerinde hiçbir dış ülkenin fiili korumasına erişemeyen Anadolu 
Ermenilerinden hiçbir kişinin, en küçük bir anlamda bile, saldırıya uğramamış olması, bize her nedenle cinayet yükleyen ve medeni duyarlılığı 
kendi tekelinde sanan entrikacı Avrupalıların yüzlerini kızartacak ve milletimizin yaradılışından sahibi bulunduğu insanlık törelerinin yücelik 
derecesini ispat edecek çok önemli bir konudur.


Atatürk'ün TBMM'ni Açış Konuşmaları, TBMM Yayını, Ankara-1987, s. 3-50.
ASD, c. I, s. 12-60.

*****

Türkiye'nin Sovyet Rusya ile beraber emperyalist hükümetlere karşı savaş ve yardım teklifi. 
26 Nisan 1920.

Türkiye'nin Sovyet Rusya İle Beraber Emperyalist Hükümetlere Karşı Savaş ve Yardım Teklifi
26 Nisan 1920

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Moskova Hükümetine birinci Teklifnamesidir.

1- Emperyalist Hükümetler aleyhine harekatı ve bunların tahakküm ve esareti altında bulunan mazlum insanların kurtarılması gayesini hedefleyen 
bolşevik Ruslarla ortak mesai ve harekatı kabul ediyoruz.

2- Bolşevik kuvvetleri Gürcistan üzerine harekatı askeriye yapar veyahut takip edeceği siyaset ve göstereceği tesir ve nufuzla Gürcistan'nın da 
Bolşevik ittifakına dahil olmasını ve içlerindeki İngiliz kuvvetlerini çıkarmak üzere bunlar aleyhine harekata başlamasını temin ederse Türkiye 
Hükümeti de Emperyalist Ermeni hükümeti üzerine harekatı askeriye icrasını... taahüt eyler.

3- Evvela milli topraklarımızı işgal altında bulunduran Emperyalist kuvvetleri kovmak ve gelecekte emperyalizm aleyhine vuku bulacak müşterek 
mücadelemiz için kuvayı dahiliyemizi güçlendirmek üzere şimdilik ilk taksit olarak beş milyon altının ve kararlaştırılacak miktarda cephane vesair 
vesaiti fenniyei ve malzemei sıhhiyenin ve yalnız şarkta icrayı harekat edecek kuvvetler için erzakın, Rus Sovyet Cumhuriyetince temini rica olunur. 
İhtıramatı faike ve hissiyatı samimanemizin kabulünü rica eyleriz.

 
Büyük Millet Meclisi Reisi
Mustafa Kemal

Atatürk'ün Tamim, Telgraf s.304-305

*****

Atatürk'ün, Moskova Hükümeti'ne yapılacak işbirliği ve yardım teklifini Kazım Karabekir'e bildirmesi, 
26 Nisan 1920.

15. Kolordu Komutanlığına - Erzurum
26 Nisan 1920

1. Emperyalist Hükümetler aleyhine harekatı ve bunların tahakküm ve esareti altında bulunan mazlum insanların kurtarılması gayesini güden 
Bolşevik Rusya ile iş ve harekat birliğini kabul ediyoruz.

2. Bolşevik kuvvetleri, Gürcistan üzerine askeri harekat yapar veyahut yürüteceği siyaset ve göstereceği tesir ve nüfuzla Gürcistan'ın Bolşevik 
ittifakına girmesini ve İngiliz kuvvetlerini çıkarmak üzere bunlar aleyhine harekata başlamasını sağlarsa, Türkiye Hükümeti de Emperyalist Ermeni 
Hükümeti'ne karşı askeri harekat yapmayı... taahhüt eder.

3. İlk önce Milli Topraklarımızı işgal altında bulunduran Emperyalist kuvvetleri atmak ve ilerde Emperyalizm aleyhine beraberce yapacağımız 
mücadele için kuvvetlerimizi geliştirmek üzere, şimdilik ilk taksit olarak 5.000.000 altın (Ruble) ve karar verilecek miktarda cephane ve sair 
teknik harb araçlarının ve sıhhi malzemenin ve yalnız doğuda harekat yapacak kuvvetler için erzakın Rus Sovyet Hükümeti'nce sağlanması lazımdır. Mali sıkıntımızı biliyorsunuz....

Gönderilecek heyet, Azerbaycan Hükümeti'yle gereken teşebbüslerde bulunarak çok önemli olan paranın hatta borç almanın sağlanmasına 
çalışılması uygundur.

Büyük Millet Meclisi Reisi
Mustafa Kemal

Türk İstiklal Harbi, III. Cilt Doğu Cephesi, Gnkur. Basımevi, 1965, s. 80

 *****

Atatürk'ün, 1 Mayıs 1920 tarihli Meclis Gizli Oturumunda yaptığı konuşmanın Ermenilerle ilgili bölümü.
01 Mayıs 1920 Meclis Gizli Oturum Konuşması



Müsaade buyurursanız biraz da Kilikya Cephesinden bahsedeyim: Buradan bahsederken Elviye-i Selase diyebileceğimiz Antep, Maraş, Urfa'yı 
nazardan geçirebiliriz.

Efendiler!

Her yerde olduğu gibi buraya da Mütarekename ahkamı hilafına İtilaf Kuvvetleri girdiler ve bilahare aralarında bir itilaf yapıldı ve İngilizler çekildi. 
Antep, Maraş, Urfa'yı bütün Suriye ile beraber Fransızlara bıraktılar ve Fransızlar burayı işgal ettiler. Bu tecavüze karşı merkez-i hükümet hiç tedbir 
almadı, hatta protesto bile etmedi. Bu, cümlenizce malumdur.

Fakat bizim kabul ettiğimiz esas programda çizdiğimiz hududun dahiline buraları da girer. Buraların da düşmandan temizlenmesi lazımdır. 
Fakat aynı zamanda muhtelif cephelerde düşmanlarımızı harbe mecbur etmemek için çatışmaya sebebiyet vermekten de daima kaçındık. 
Fakat Fransızlar burayı haksız olarak işgal ettikten sonra çok küstah davrandılar ve ahali-i İslamiyeye karşı çok fena hareketlerde bulundular. 
Bu hareketleri, Fransız üniforması altında Ermenilere yaptırdılar. Diyebiliriz ki her ne vesile ile olursa olsun bu memlekette Ermenilerle milletimiz 
arasında birtakım kanlı olaylar cereyan etmiştir. Bu iki milletin birbirine ve bilhassa Ermenilerin milletimize karşı kuvvetli kin ve düşmanlığı vardır. 
Binaenaleyh, Ermenileri bize sataştırmak, ahali-i İslamiye'ye sataştırmak bittabi yanlış bir hareketti. Çünkü, Ermenilerin gayesi, bilhassa, himaye 
ve yardım gördükten sonra Kilikya'da, Antep'te, Maraş'ta, Urfa'da, her nerede bulurlarsa ahaliyi imha etmektir.

Oralarda bulunan zavallı kardeşlerimiz pek acı muamelelere maruz kalmışlardır. Her türlü mukaddesatı muhafaza için hariçten, bütün milletten 
yardım istiyorlar. Bu yardım istekleri na-mütenahidir. Fakat daima işitilmemiş bir halde kalıyorlar. Maatteessüf hükümet-i merkeziye hiçbir yardım 
yapmamıştır. Birçok sebep ve düşünceden dolayı aleni ve kati tedbirlere tevessül edemiyordu.

İşte böyle, artık her taraftan ümidi kesen ve idama mahkum olduklarına şüphesi kalmayan Kilikya ve diğer bölgeler ahalisi bizatihi muhafaza-i 
mevcudiyet için ortaya atılmak mecburiyetinde kaldılar. Buralar halkına hiç olmazsa hem-civar olan ahali-i İslamiye'nin seyirci kalmaları doğru 
olamazdı.

Filhakika, memleket dahilinden, bilhassa Sivas'tan büyük, vicdanlı vatanperverler kalktılar, koştular; bu meşgul mıntıkaların hudutları içine girdiler 
ve oradaki kardeşleriyle birleşerek onların namus, mukaddesat ve mevcudiyet savaşlarında onlarla aynı safta yer aldılar.

Mücadele devam etmektedir. İlk müsademe Maraş'ta oldu. Ve netice haklının lehine mütemayildir. Bunu müteakıp Urfa'da ve Silifke havalisinde 
müsademeler oldu. Buralarda da biz kazandık. Antep'te yine Ermenilerin tasallut ve tezahüratı neticesinde vukua gelen müsademe devam 
etmektedir.

Gizli Celse Zabıtları, c.I, s. 7
Borak, Sadi, a.g.e., s. 39-40.

Metel, Raşit, a.g.e., s. 47-48.

***** 
Genel siyasi durum ve Bolşeviklerle ittifak için aradaki Ermenistan engelinin kaldırılmasına dair Vekiller Heyeti kararının 
15. Kolordu Komutanlığına bildirilmesi, 
6 Mayıs 1920.

Genel Siyasi Durum ve Bolşeviklerle İttifak İçin Aradaki Ermenistan Engelinin Kaldırılmasına Dair Vekiller Heyeti Kararı
15. Kol. K.lığına gönderilen şifre
Ankara, 6 Mayıs 1920

Zata mahsus ve aceledir.

Vaziyeti umumiyei siyasiyemiz ve Bolşeviklerle ittifak yapmak için emperyalizm siyasetine alet olan Ermeni hükümetinin aradan çıkarılması ve 
imhası meselesi bugün Vekiller Meclisinde müzakere olunarak zatı samilerine müzakere sonucunun aşağıda olduğu gibi tebliğine karar verilmiştir.

Şöyle ki:

1- Sulh konferansının hakkımızda alacağı kararlar kesin olarak açıklanıncaya kadar İtilaf Devletlerini bizimle anlaşma hazırlıkları imkanından 
mahrum etmeğe dahili ve harici vaziyeti hazıramız şimdilik müsait değildir.

2- Binaenaleyh Bolşeviklerle işbirliği şartlarımız az, çok belirmeden ve hututu esasiyemiz tesbit ve bize temin edecekleri maddi yardım tayin 
edilmeden evvel fiilen bunlarla teşriki mesai sakıncalı görüldü.

3- Ermeni vukuatı bütün Hristiyan Dünyasını aleyhimize sevk eden sebeplerin en mühimlerinden olduğuna göre mevcudiyeti ilk evvel tarafımızdan 
tasdik olunan Ermeni hükümetini ordumuzun kuvvetiyle mahvetmek ve bittabi yeniden bir Ermeni kırımı demek olan bu harekete bizim 
tarafımızdan sebebiyet verilmek az, çok lehimize bir cereyan getiren gelişmeleri de muvakkatan fesh ve bilhassa Amerika kamuoyunu aleyhimize 
çevirir ve sevkettirir ve İngilterenin hakkımızda tatbikini istediği tarzı harekete cümlesinin yandaş olmasını temin gibi sakıncalı ve öldürücü bir 
netice doğurur. Bu gerekçeler nedeniyle ordumuzun şimdilik Ermeni hükümetine karşı resmen ve alenen taarruz ve icrayı muhasebattan 
kaçınmasını, mümkün olduğu kadar gizli şekilde Elviye-i Selasede teşekkül eden küçük hükümetlerin milis kıtaatı takviye olunarak bunlarla 
Gence'ye kadar ilerledikleri haber alınan İslam Bolşvikleri vasıtasiyle bu taarruzun icra edilmesi daha uygun görülmüştür. 
Bu konudaki görüşlerinizin ivedilikle bildirilmesi rica olunur.

Büyük Millet Meclisi Reisi
Mustafa Kemal

Atatürk'ün Tamim, Telgraf, s. 318-319

*****

BMM'nin, Adana, Maraş, Ayıntap ve Urfa gibi en eski İslam memleketlerinin Fransız zabitlerinin idaresinde Ermeni kin ve öfkesine, Ermeni ruhunun 
yırtıcı kabalık ve düşmanlığına yenecek, parçalanacak bir av gibi terkedildiği konularında İslam dünyasına yayınladığı beyanname, 
9 Mayıs 1920.

Büyük Millet Meclisi'nin İslam Alemine Beyannamesi
09 Mayıs 1920

Adana, Maraş, Ayıntap ve Urfa gibi en eski İslam memleketleri Fransız zabitlerinin idaresinde Ermeni kin ve öfkesine, Ermeni ruhunun yırtıcı 
kabalık ve düşmanlığına yenecek, parçalanacak bir av gibi terkedildi. Hükümeti elim bir mütareke ile silahlarından tecrid edilmiş, orduları dağıtılmış 
bir millet, ana yurduna musallat olan başı boş bırakılmış ve yangıncı, yağmacı işgalcilere karşı müdafaadan başka ne yapabilirdi. Biz bu sebeple 
aile ocaklarımızda eski gazalardan yadigar kalmış silahlarımızla analarımız ve kız kardeşlerimizle çocuklarımız ve ihtiyarlarımızla her tarafta 
düşmanı karşılayarak geri iten bir halk mücadelesine başladık.


Büyük Millet Meclisi emriyle 
Reis Mustafa Kemal

Atatürk'ün Tamim, Telgraf, s. 324

*****

Sınırın Geçilmesi Teklifi Üzerine Vekiller Heyetinin, 
12 Mayıs 1920'de Kazım Karabekir Paşa'dan'den Sorduğu Hususlar.

Hududun Geçilmesi Teklifi Üzerine Vekiller Heyetinin Kazım Karabekir'den Sorduğu Hususlar
12 Mayıs 1920

15. Kolordu Kumandanı Kazım Paşa Hazretlerine

Hududun tecavüziyle şarktan gelen harekete iştirak hususundaki görüşleriniz Heyeti Vekillerce büyük ehemmiyetle nazarı dikkate alındı. 
Heyeti Vekile kesin karar için aşağıdaki sorular hakkındaki değerlendirmelerinize müracaatı münasip gördü:

1- Kızıl ordu; Ermenistan ve Gürcistan hudutlarına geldikleri halde bizim yardımımız için henüz bir müracaatta bulunmamışlardır. 
Halbuki buna imkan bulabilecekleri tahmin edilmektedir.

2- Ermenistan'a taarruz hareketimizi İtilaf devletleri ve Amerika ilanı harp kabul edecek ve ihtimal ki memleketin Batısından ve büyük ihtimalle 
Trabzon'dan da taarruza geçeceklerdir. Bu umumi taarruza karşı şark harekatına iştirak eden kuvvetlerimiz Batıyı korumak için ne kadar zamanda 
serbest kalabileceklerdir.

Bolşeviklerin bu takdirde maddi seri yardımları ne olabilecektir. Bolşeviklerle aramızda henüz bir anlaşma yapılmamış olduğundan yardımlarından 
emin olabilir miyiz?

3- Trabzon'a terk olunacak kuvvetin bir İngiliz çıkarmasına karşı koyma ve savunmaya kifayet edememesi halinde bütün memleket dahilindeki 
tereddüdün aleyhimize gelişeceği değerlendiriliyor. Ermeni ve Gürcistan hudutlarına temas eden Kızıl ordunun miktarı ne kadar tahmin edilmektedir.

4- Heyeti Vekilenin ve hatta bir dereceye kadar Büyük Millet Meclisi'nin kararını almadan harekete geçmek mesuliyeti mahzurunu görüyorum. 
Bu kararın alınmasında harekete karşılık temin edilecek menfaatlerin bir ittifakname ile tesbit edilmiş olduğunu ifade etmek lüzumu anlaşılmalıdır. 
Mevcudiyeti milliyemizi de tehlikeye sokacak bir mahiyette olacağı açık olan San Remo kararlarının da yakınlarda tebliği beklenmekte ve 
binaenaleyh Meclisce karar alınması yakındır efendim.

Büyük Millet Meclisi Reisi 
M. Kemal

Atatürk'ün Tamim, Telgraf, s. 327-328
Türk İstiklal Harbi, Doğu Cephesi, s. 82-83

*****
Atatürk'ün, 17 Mayıs 1920 Meclis Gizli Oturumunda yaptığı konuşmanın, Ermenilerle ilgili bölümü.

17 Mayıs 1920 Meclis Gizli Oturum Konuşması



Bize suret-i hususiyede (San Remo Konferansı'ndan) gelen malumatta bir defa Trakya'nın Çatalca hattına kadar Yunanlılara verilmesi vardı. 
İzmir'in Yunanlılara verilmesi, şarktan bir kısım arazinin, Trabzon'un şarkına kadar olan arazinin Ermenilere terki vardır....

Mustafa Taki Efendi (Sivas): Şark hududu nerelere kadardır?

Mustafa Kemal Paşa (Devamla): Şark hududunda deniliyor ki Trabzon'un şarkına kadar kadar Ermenistan'a.

Haşim Bey (Çorum): Paşa Hazretleri! Ermenilerin Bolşeviklerle ittifakı bizim aleyhimizde olur. 
Biz onlardan evvel itilaf etsek acaba mümkün değil mi. Bolşeviklerle ittifak etsek olmaz mı?

Paşa Hazretleri: Efendim, ben yetişemedim. Fakat Meclis-i aliniz burada okunmuş bir takrirle heyet-i icraiyeye bir dereceye kadar salahiyet verdi.

"Elviye-i Selasiye'ye dair sesleri".

"Salahiyeti her hususta veririz sesleri".


Gizli Celse Zabıtları, c.I, s. 32-33.
Bocak, Sadi; s. 58-59.

Metel, Raşit; s. 71-74.

*****

Vekiller Heyeti'nin Kafkas Cephesi ve Ermenilere dair 
1 Haziran 1920 tarihli kararı.

Kafkas Cephesine Dair Vekiller Heyeti Kararı
Onbeşinci Kolordu Kumandanı Kazım Paşa Hazretlerine

Zata Mahsus
01 Haziran 1920

1- Doğu Hareketiniz için 30 Mayıs 1920 günlü telgrafınız Bakanlar Kurulu'nda görüşülmüş, gerekçesi incelenmiş ve askeri birliklerimizle 
Ermenistan savaşının başlatılması zamanının daha geçmediğine karar verilmiştir. Kurulumuzun bu zamanla ilgili olarak girişim ve düşüncesi 
aşağıda açıklanır ve toplantıyı sürdürmekte olan Bakanlar Kurulu kararı ile bildirilir.

Birincisi: Devlet ve ulusumuzun kurtuluş ve esenliği için Batı devletlerinden güvenli bir yardım ve adaletli davranış olmayacağı anlaşılmıştır. 
Ülkemizin geleceği, Doğu sınırlarımızın Ruslara ve İslam Dünyasına dayandığı Kurulumuzca bilinmektedir. Bu dayanışın güvenliği için önemli 
çalışmalar yapılacaktır.

İkincisi: Bolşeviklerle politik olarak anlaşıp, karşılıklı ilişkiyi belirlemeden önce kesin harekete geçmeyeceğiz. Böyle bir hareketin Bolşeviklerce 
nasıl karşılanacağını bilememekteyiz. Gerçekte, Bolşeviklerin bizden bekleyeceği en büyük çıkar, askeri hareketin kazançlarını biz kendi elimizle 
onlara verdikten ve böylelikle içine düştüğümüz çıkmazdan kurtulma olanağı kalmadığını gösterdikten sonra Bolşeviklerden bize çıkar sağlama 
olanağı kalmaz, yalnızca onların uydusu ve tutsağı oluruz. Alman savaşına da böyle girdiğimizi unutmamalıyız.

Üçüncüsü: Yalnızca askeri bakış açısından bile Ermenistan savaşını güvenli ve başarı ile sonuçlandırmak için başka bir yerden askeri yardıma 
gerek olduğu kanısındayız. Eğer Azerbaycan ve Gürcistan yönlerinden Ermeniler kuvvetle sıkıştırılmazsa, yalnız bizim üç tümenimizle az zamanda 
Ermenistan kuvvetlerini yok edinceye dek kovalayabilmek olanaklı değildir. İşte yukarda üç ana görüşten öneriniz incelenmiştir. 
Bunlardan birinci madde sizinle bütün bütüne görüş birliğimizi gösterir. Öteki maddeler askeri hareket zamanının daha geçmediğini belirleyen 
temel gerekçelerdir.

2- Kafkasya'nın politik ve askeri durumunda Kurulumuzca açıklık görülmemektedir. Şundan ki, Bolşevik ordusunun 28 Nisan 1920'de Bakü'ye 
girişinden beri Karabağ'da Azerbaycan ordusunun ve Bolşevik ordusunun yığılması ve 10 Mayıs 1920 hareketinde Ermenistan'a üç gün süreyle 
ültimatom verilmesi ve dahası, Azerbaycan anlaşmasının açıklanması gibi haberler alınmış ve bunlardan şimdiye değin bir sonuç çıkmamıştır. 
Bu kez de Azerbaycan'ın Gürcistan'la uzlaşmasının Azerbaycan için güç olup olmayacağı bilinmemektedir.

Yüz bin kişilik ordunun Bakü çevresinde ve on dört bin kişinin Zengezor'da bulunması haberi ile Ermenilerin İslam kıyımına yönelmeleri ve 
komşularına karşı zorbacasına bir durum almaları haberi arasında içerik yönü ile çelişki vardır. Halil Paşa'nın güçlü bir ordunun komutasını 
bırakmayı istememesi gerekir. Sözün kısası, Ermenistan'a karşı savaşa karar için Azerbaycan ya da Bolşevik birliklerinin varlığını daha bilmiyoruz. 
Biz, özellikle Bolşevik askeri hareketinde beklemeyi ve şimdilik Bolşevik birliklerinin Kafkas yöresinden uzaklaştıklarını sezinliyoruz.

Son zamanlarda Bolşeviklerin Lehlilere (Polonyalılar) Kiyef cephesinde yenildikleri ve on beş bin tutsak verdikleri ve bu nedenle, Kafkasya'dan da 
kuvvet getirmek zorunda kaldıkları belirtilmiştir. Odesa'nın sallantıda olup olmadığı da tartışıldı. Rusya için on beş bin tutsak veren yenilgi önemli 
bir anlam taşımaz ama, Kiyef ve Odesa adları askeri yenilginin durumundan çok bir iç sarsıntıyı sezinletir. Lenin'in yerine Bresilof'un geçmesi 
haberinin anlamı da anlaşılamadı. Kanıtlarımıza göre, Rusya'nın Bolşevik durumu bu yüzden değişmeyecektir. Daha kesin kararlılıkla, kuvvet 
kullanmayı daha iyi sağlamak için gelmiştir. Ama, bu değişikliklerin gelişmesini iyi saptamaya gerek vardır. Kafkas uluslarının davranışları da 
Rusya'daki bu kararsızlığı göstermektedir. Bu yüzden durum daha açıklığa kavuşmamıştır.

3. Bu koşullar altında iç durumumuz acelecilik gerektirmemektedir. Bilinen barış koşullarına göre, Ermenilere söz verilen Doğu illerimizi savunmak 
için hazırlıklı olmak, o yöre halkına ve askerlerine karşı güçlü bir dayanaktır. Ama, Sarıkamış'a gidecek orada bekleme durumunda kalmak, belli 
anlayışlara karşı hem yapıcı gücümüz olmadığı, hem de kötülükleri kendi elimizle getirdiğimiz biçiminde iz bırakır ve daha çok sarsıntı yapar. 
Mali durumumuz ve yiyeceklerimizin Sarıkamış'ta daha iyi olacağına dair bir sebep yoktur. Bundan başka iç durumumuzda olan düzelme ve 
değişikliği bilmektesiniz. İstanbul'la doğrudan ilişkili olan çevrelere ezici yumruklar indirilmiş ve pek önemli olan ayaklanmacıların başkanları 
Vatan Hainliği Yasası uyarınca cezalandırılmıştır. Konya'da iki kez görülen ayaklanma etkin bir güce gerek görülmeden bastırıldı.

Sivas'taki olay, Düzce-Bolu olaylarının kızışkın zamanlarında düzenlenmiş bir olaydı. Umut bağlayanlar, bozguncu yuvasının yıkılması ile kesin 
yenilgiye uğramış olacaktır. Görüntülerden de bunu sezinliyoruz. Özetle, daha ötede ve beride karşılaşılacağı bildirilmekle birlikte, yönetimimiz 
sırasında kararlılık ve etkili hareket, sürekli aydınlatma ve önlem çalışmaları ile göğüslemeyeceğimize göre, iç durumda temel konu, subayların 
kesin kararına ve inancına kesin olarak güvenilen, güvenli bir kuvvetin varlığıdır. Buralarda böyle kuvvetler oluşturmaya çok önem veriyoruz.

4. Delegelerimizin ulaşması, Ermenistan savaşının başlatılması için başlı başına gerekçe olamayacağı doğal olmakla birlikte kuşkusuz pek önemlidir.
 Hareketlerinin çabuklaştırılmasına rica ederiz. Delegelerimizin kılık değiştirerek kara yolu ile Azerbaycan'a geçmesi zorunludur. 
Sarıkamış hareketi onların trenle yolculuklarını güvenceleyemez. Çoğu yerinde İslam halkla kuşatılmış geniş bir bölgeden açıklık bularak geçmeye 
olanak bulunabilir.

5. Doğrudan doğruya Nuri Paşa'nın yanından ve Bakü'den geldiğini ve onun Azerbaycan'da olduğunu bildiren efendi, bir iki güne kadar buraya 
gelecektir. La Hey Ataşemiliteri Yarbay Nuri Bey'de yarın Avrupa'dan buraya geliyor. Umduğumuz gibi gelişmeleri açıklayacak bir takım bilgiler 
alırsak derhal arzedeceğiz efendim.

Büyük Millet Meclisi Başkanı
Mustafa Kemal

Atatürk'ün Tamim, Telgraf, s. 334-337
Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları, c. II, s. 146-148

*****
15. Kolordu Komutanlığı'nın taarruz teklifine yönelik Bakanlar Kurulu kararı , 
6 Haziran 1920.

15. Kolordu Komutanlığına - Erzurum
6 Haziran 1920


Savunma durumumuzu düzeltmek maksadiyle, Soğanlı Geçit'lerini işgal etmek için askeri birliklerle ilerlemek hakkındaki 4 Haziran 1920 tarihli
15 nci Kolordu Komutanlığı'nın teklifi, Bakanlar Kurulu'nca incelenerek uygun görülmüştür.

Üç Sancak'ın işgali hakkının zamanında kullanılması Büyük Millet Meclisi tarafından Bakanlar Kurulu'na verilmiş olduğundan, Bakanlar Kurulu 
(Bakanlar Kurulu: Genelkurmay Başkanı İsmet, Bayındırlık Bakanı İsmail Fazıl, Sağlık Bakanı Doktor Adnan, Milli Eğitim Bakanı Doktor Rıza Nur, 
Adalet Bakanı Celalettin Arif ve İçişleri Bakanı Cami Beyler) bu yetkiye dayanarak yapılan teklifin uygulanmasına karar vermiştir. Kararın siyasi 
yönünü idare ve ilan şekli için lazımgelen nota ve talimat gibi kararlar ayrıca ek olarak bildirilecektir. O zamana kadar siyasi hiçbir teşebbüste 
bulunmıyarak, yalnız askeri harekata hazırlanılması ve bu harekatın ne zaman başlıyacağının bildirilmesi rica olunur.

 
Büyük Millet Meclisi Başkanı
Mustafa Kemal

T.İ.H. Doğu Cephesi, s. 84

*****

Atatürk'ün, 7 Haziran 1920'de yaptığı Meclis konuşmasının Ermenilerle ilgili bölümü.

07 Haziran 1920 Meclis Konuşması


Efendiler; hudud-u millimiz dahilinde bulunan ve fakat mütareke hükümleri nedeniyle kuva-yi askeriyemizin tahliye etmiş bulunduğu elviye-i 
selasenin icabında tekrar işgali için heyeti aliyeniz Heyeti İcraiyeye salahiyet vermişti. Fakat bu salahiyetin zaman-ı takdirini Heyeti İcraiyeye terk 
buyurmuştunuz.

Ermeniler eski hududun ilerisinde bulunan ahali-i İslamiyeye fevkalade zulüm ve haksızlık yapmakta ve katliam icra eylemektedir ve pek çok 
islamlar, pek sefil ve perişan, şayan-ı merhamet bir halde bize iltica etmekte, muhaceret etmektedirler. Binaenaleyh Heyeti İcraiyeye vermiş 
olduğunuz salahiyetin tatbikına lüzum ve mecburiyet hasıl olacağını zannetmekteyiz. Heyeti aliyenize şimdiden bilgi olarak arz ediyorum....

Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c.I, s. 79

*****
Ermeni Cumhuriyetine verilen 
13/14 Haziran 1920 tarihli nota.

Ermeni Cumhuriyetine Nota
15. Kolordu Komutanlığına - Erzurum
13/14 Haziran 1920

Harekata geçmeden önce tarafımızdan Ermeni Komutanlığı'na hitaben, en yakın Ermeni askeri merkezine Türkçe bir mektup verilmesi ve bu 
mektuba cevap beklenmiyerek ve karşı tedbir alınmasına vakit bırakılmayarak harekata geçilmesi uygun görülmüştür. Mektubun benzeri aşağıda 
yazılıdır. Bunu ulaştıracağınız tarihe dair sizden bilgi alır almaz İtilaf Devletleri ve yabancı devletlere buradan tebligat yapılacaktır.

Büyük Millet Meclisi Başkanı
Mustafa Kemal

Erivan Cumhuriyeti Askeri Komutanlığı'na

"Daha önce harb tazminatına karşılık olarak verilmişken Brestlitovsk Antlaşmasiyle Türkiye'ye geri verilen ve ayrıca Türkiye'ye ait olduğu Erivan 
Cumhuriyeti tarafından da kabul edilmiş bulunan Üç Sancak'taki Türk halkı Ermeniler tarafından devamlı olarak katliam edilmektedir. 
Ermenilerin böyle hareket ettiklerini Avrupalılar da kabul etmektedirler. Uyruğumuz bu zulümlere karşı devamlı olarak feryat etmekte ve yardım 
istemektedir. Uyruğumuzun hayatlarını korumak maksadiyle memleketimizin parçası sayılan Üç Sancak içindeki gereken yerleri işgal altına almak 
zorundayız.

Kan akmasına meydan vermemek için hemen askeri kıtalarınızı çekmenizi, Hükümetimden aldığım emir üzerine, bildiririm."

T.İ.H., Doğu Cephesi, s. 92

*****

Atatürk'ün, General Gouraud'ya çektirilmek üzere 56. Tümen Komutanı Albay Bekir Sami Bey'e gönderdiği 
13 Haziran 1920 tarihli nota.

Bursa'da 56 ncı Tümen Komutanı Albay Bekir Sami Beyefendi'ye
Ankara, 13 Haziran 1920

Aşağıdaki konuların General Gouraud'ya hemen çektirilmek üzere Brissot'ya bildirilmesini rica ederim.

Kilikya'da ateş kesilmesinden sonra Ermenilerce İslam halkına yapılan ve yapılmakta olan kıyım ve kırımı aşağıya alıyorum. 
Bu olaylar bütün Kilikya İslam halkının olağanüstü kaynaşmasına ve duygulanmasına etken olmuştur. 
Tutsakların verilmesi için yaptığımız hazırlıkların uygulanmasını engellemiştir.

Bu duruma çabuklukla son verilmesi için önemli girişimlerde bulunmanızı rica ederim. Yoksa bizim istemediğimiz ve buyruğumuza aykırı olarak 
gelişecek olaylardan sorumluluk alamayacağımı belirtmek isterim. Bu durumlar, düşmanlığı bizim durdurmamıza karşın kendilerinin sürdürmekte 
olduğunu göstermektedir.

Acıklı olaylar özet olarak aşağıdadır:

1.11 Haziran 1920'de sabahleyin Hacıbayram (Adana içinde) kapısındaki İslam mahallelerine saldıran Ermeniler, İslamları zorla evlerinden 
çıkararak bütün araç-gereçlerini almışlardır. Neye uğradıklarını bilmeyen İslamlar, Kahyaoğlu Çiftliği ve Küçükdilli yolu ile kaçmak zorunda 
kalmışlardır.

2. 11 Haziran öğleden sonra saat üçte bu zavallı halk, Kahyaoğlu Çiftliği'ne vardığında silahlı otuz Ermeni'den kurulu bir çetenin saldırısına 
uğrayarak erkekler bir eve, çocuklarla kadınlar bir başka eve doldurulmuş, kırk üç erkek, yirmi bir kadın ve sayısı saptanamayan çocuklar 
kamadan geçirilmişlerdir. Ayrıca, dördü erkek ve on sekizi kadın olmak üzere yirmi iki yaralı vardır. Kadınların kollarını keserek bileziklerini ve 
küpelerini almışlardır.

3. Adana'nın 10 km doğusundaki İncirli köyünde 9 Haziran 1920 günü Ermeni çeteleri bütün köy halkını bir yere doldurup bomba ile havaya 
uçurmuşlardır.

4. 8-9 Haziran gecesi Ermeniler, Karaoğlan köyünde Çerkez Hasan Bey'in çobanlarından dört kişiyi öldürmüşlerdir.

5. Adana'nın yakınında Çotlu, İkizce ve Gemisüren, Karaoğlan, Camili ve Herekli köyleri ile yakınlarındaki çiftliklerin büyük hayvanları Ermenilerce 
alınmış ve Karaoğlanlılardan Çerkez Hasan Bey'in beş yüz koyununu kaçırmışlar ve kaçırma sırasında Herekli'den bir, Karaoğlan'dan altı kişiyi 
öldürmüşlerdir.

6. 11 Haziranda Adana'dan gelen bir tren içindeki topla Kürkçü istasyonundan Kürkçü köyü bombardıman edilmiştir. Bu bombardımanın 
arkasından Ermeniler köyü kuşatarak araç-gereçleri almışlar, ondan sonra köyü yakmışlardır.

 
BMM Başkanı
Mustafa Kemal

Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları, c. II, s. 153-154

*****

Atatürk'ün, Fransızların ateşkes sözleşmesine uymadıkları ve Ermenilerin İslam ahaliye tecavüze devam ettiklerine dair, komutanlara gönderdiği 
16 Haziran 1920 tarihli yazı.

Komutanlara
Ankara, 16 Haziran 1920

1. Fransızlar Ateşkes için yapılan sözleşmeye uymamıştır ve uymamaktadır. Anlaşmadaki amaçlarının, tutsaklarını kurtarmak ve yapacakları saldırı 
hazırlıklarını yürütmek için süre kazanmak olduğu kesinleşmiştir. Ateşkes'ten sonra büyük memurlar ve ileri gelenlerle suçsuz İslamları tutuklamayı 
sürdürmeleri, İslam halkını Ermenilerle kırmaları ve verdiğimiz tutsaklara karşılık, aynı sayıda tutsak vermemeleri nedeni ile, anlaşmayı 
çiğnemişlerdir. Kendilerine bildirmemize gerek kalmamak üzere 18/19 Haziran 1920 gece yarısı bütün Fransız cephesinde yeniden ateş 
başlayacaktır. ...

2. 12 nci, 13 ncü Kolordu Komutanlıklarına, Antep Ulusal Kuvvetler Komutanı Recep Bey'e ve bilgi için Kaymakam irfan ve Binbaşı Şemsettin 
Beylere bildirilmiştir.

 
BMM Başkanı
Mustafa Kemal

Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları, c.II, s. 154-155

*****
Atatürk'ün, Fransızlara bildirilmek üzere 56. Tümen Komutanı Bekir Sami Bey'e gönderdiği, 
17 Haziran 1920 tarihli Fransızca telgrafı.
Bursa'da 56 ncı Tümen Komutanı Bekir Sami Beyefendiye
Ankara, 17 Haziran 1920

Komutan Brissot'ya aşağıdaki Fransızca telgrafı ivedilikle bildirmenizi rica ederim.

Eki: 1. (Fransızca telgraf)

BMM Başkanı
Mustafa Kemal

Komutan Brissot (Briso) Aracılığı ile Ekselans General Gouraud'ya

Saldırıların sona erdirilmesi için yapılan anlaşmaya Fransızlar uymadılar. Bizim, düşmanlığa son vermemize karşın, Fransızlarca üst düzey 
yöneticileri ve dahası çok sayıda suçsuz Müslümanların tutuklanmasına gidildi. Tutuklanan kişileri bize geri vermediler. Tersine, başka yere 
götürüldüler. Tarsus ve Adana bölgelerinde Müslüman köyler suçsuz yere toplu ölüm ve yakılıp yok edilmeye karşı karşıya bırakıldılar. 
Bu aşırılıklar kesilmedi. Öte yandan bizim saldırıları durduruşumuzdan bir yeri daha işgal ettiler. Bu, sunduklarıma dayanarak, saldırganlığın 
durdurulmasını öngören kendileriyle yaptığımız anlaşmanın buyruklarını öncelikle Fransızların çiğnediğini size iletirim.

Mustafa Kemal
Türkiye Milli Hükümeti ve
BMM Başkanı

Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları, c. II, s. 155-156

*****
Atatürk'ün, Bolşeviklerle ilişki kurulması ve taarruzun geri bırakılması hususunda Doğu Cephesi Komutanlığı'na yazdığı 
20 Haziran 1920 tarihli yazı.

Doğu Cephesi Komutanlığına - Erzurum
20 Haziran 1920

Bakanlar Kurulu'nca Çiçerin'in mektubu incelenmiş ve 23 Haziran 1920'de tarafımızdan harekat yapılması kararlaştırıldığı hakkındaki telgrafınız da 
alınmıştır. Bakanlar Kurulu, kararlaştırılan hareketin kesin olarak geri bırakılmasına ve yolda bulunduğu haber verilen Bolşevik heyetiyle temas 
edilmesine karar vermiştir.

 
Büyük Millet Meclisi Başkanı
Mustafa Kemal

T.İ.H. Doğu Cephesi, s. 94

*****

Ermenilerle ilgili olarak, Sovyet Rusya Dışişleri Komiserine verilen 
20 Haziran 1920 tarihli cevap.

Sayı;1920_06_20_03

Sovyet Rusya Dışişleri Komiserine Verilen Cevap
20 Haziran 1920

Rusya Sovyet Cumhuriyeti Umuru Hariciye Ahali Komiseri Efendiye
Rusya Sovyet Cumhuriyeti umuru Hariciye Ahali Komiserliğinin 3 Haziran 920 tarihiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Riyasetine hitaben gönderdiği 
mektubun mealine memnuniyetle muttali olduk. Cevaplarımızı aşağıda sunmaktan şeref duyarız.

2- ... Ermenistan ve Acemistanla hudutlarımızı tayin için Rusya Sovyet Cumhuriyetinin aracılığını memnuniyetle kabul ve müzakeratı siyasiye ile 
müşkilatı mevcudenin halli yolunu tercih ederiz.

3- Ancak komşularımızın gayrı kabili itiraz bir surette Türk olan araziyi tahrip ve ahaliyi katliam ettiklerinden ve Garp Emperyalistlerine has olan 
usullerde sun'i kitleler ve ekseriyetler vücuda getirmekte olduklarından şiddetle üzülüyor ve yakınıyoruz. Buna nihayet verecek acil tedbirlerden 
olmak üzere elviyei selase dahilinde bazı yerleri işgal için harekatı askeriye icrasına karar vermek zorunda kalmış iken mektubunuz üzerine 
harekatı erteledik. ... Ahalimiz aleyhine Ermenilerin tecavuzatının durdurulmasını ve aracılık için ileri sürülecektekliflerin ivedilikle bildirilmesini 
rica ederiz.

Büyük Millet Meclisi Reisi
Mustafa Kemal

Atatürk'ün Tamim, Telgraf, s. 338

*****

Atatürk'ün Batı Adana Kuvayi Milliye Komutanı Sinan Beyi 
20 Haziran 1920 tarihli uyarısı.
Sayı; 1920_06_20_1


Batı Adana Kuvayi Milliye Komutanı Sinan Beye
20 Haziran 1920


Adana Cephesinin 41 nci Tümen komutanı emrine verilmesi üzerine gönderilen telgrafnamenizi büyük bir hayret ve teessüfle aldım. 
Ermenilerin zulüm yapmaya başlamaları ile husule gelen şu karışık zamanlarda kişisel duygulara kapılarak vatanın askeri savunma harekat ve 
tertiplerini zedelemek şimdiye kadar Adana bölgesini savunmak için elde edilen bunca üstün çalışma ve başarıları yok ederek, düşmanlarımızın 
yapmak istedikleri fenalıktan daha büyük bir fenalık doğuracaktır. Bunu takdir edeceğinizi biliyorum. Derhal itaatla bağlı bulunduğunuz 
41 nci Tümen Komutanlığından alacağınız emirleri iyi karşılamanızı ve vazifeye devam eyleminizi isterim. Aksi takdirde hareketlerinizi vatana 
ihanet kabul ederek ona göre işlem yapacağımı kesin olarak bilmenizi ve şimdiye kadar geçen hizmetlerinizi ve üstün durumunuzu alt üst edecek 
böyle bir hareketten sakınmanızı hatırlatır ve tavsiye ederim. Bu gibi hareketler bir asker için en büyük kusurdur. Bu yersiz ve aşırı hareketlerden 
sizi kati surette menederim.

Büyük Millet Meclisi Başkanı
Mustafa Kemal

Türk İstiklal Harbi IV, 3 Cilt, Güney Cephesi, Gnkur. Basımevi 1966, s. 160

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder