24 Aralık 2014 Çarşamba

ERMENİLERCE HAZIRLANAN DİYARBAKIR’DA 14 GÜN BELGESELİ.. 1


ERMENİLERCE HAZIRLANAN DİYARBAKIR’DA 14 GÜN BELGESELİ.. 1


                   DİYARBAKIR KÜRTÇE ( AMED )   &  ERMENİCE ( TİGRANAKERT )..,

 
Diyarbakır’da 14 gün/Amed’e dair 14 fotoğraf/ Tigranakert’e dair 14 metin
Gazeteci ve fotoğrafçı MJM Repair için iki hafta boyunca Diyarbakır'da (Kürtçe ismiyle Amed ve Ermenice Tigranakert'te) röportajlar yaptı. 1915 Soykırımından önce şehirde nüfusu binlerle ölçülen Ermenilerin geçmişi, bugünü ve geleceğine dair fotograflar çekti. MJM hikayeleri Ermenilerle kesişen mekanlar ve insanlarla karşılaşmalarını röportajları boyunca okuyucuyla paylaşıyor. 
Bu foto-röportaj Mayıs 2013'te yapılmıştır. Yazıda yer verilen bazı hususlarda o tarihten sonra değişiklikler olmuştur.
1. gün – Plastik ambalajlı Surp Giragos
Diyarbakır’a ilk gelişimden iki yıl sonra Surp Giragos epey değişmiş. Bu Ermeni kilisesini resmi açılışından bir kaç ay önce görmüştüm, o zaman inşaat çalışmaları devam ediyordu. Her yerde yapı iskeleleri vardı, mobilyalar henüz gelmemişti. Oysa şimdi üzerilerinde Ermeni alfabesiyle yazılmış “SG” (Surp Giragos) baş harfleri bulunan yepyeni banklar yerleştirilmiş, mumlar yakılmış ve Ortadoğu’nun en büyüklerinden biri olduğu söylenen kilisenin restorasyonuna katkıda bulunmak isteyenler için kilitli iki kutu bağışları bekliyor. Koronun olduğu bölümde sandalyeleri ve ihtişamlı bir koltuğu tozdan korumak için üzerilerinde kalın plastik örtüler var hala. İnananları ağırlamak için her şey hazırsa da, Surp Giragos’ta temel bir şey, daha doğrusu biri eksik : bir papaz !
Patrikhane bir gün bir papazın geleceğine söz vermiş olsa da kimse ne zaman geleceğini bilmiyor. Din görevlisi sayısının azlığından dolayı, Diyarbakır’ın küçük Ermeni topluluğunun Pazar ayininin burada yapıldığını görmek için daha beklemesi gerekiyor. Yerli ve yabancı turistler her gün ziyaret etse ve Paskalya kilisede bu yıl ikinci defa çörekler ve rengârenk yumurtalar eşliğinde kutlansa da, kilise bu yüzden şimdilik “bekleme modunda”. Bir din görevlisinin yokluğunda töreni yönetmeyi üstenen Ermenice öğretmeni Kevork bize Paskalya için hazırlanan yumurtaların 500’den fazla olduğunu anlatıyor.
Kilisenin ağır kapısı kapanıp sokağın uğultusu geride kalınca içeriye huzur hâkim oluyor. Doğa burada kendine ait olanı yeniden almış, küçük avluya hükmeden dut ağacı ziyaretçilere kurtarıcı gölgesini ve tatlı meyvelerini sunuyor. Bir köşede bir fotoğraf sergisi yapılan restorasyon çalışmalarının boyutunun farkına varmayı sağlıyor, aynı zamanda ziyaretçilere geçen yüzyıl başı Diyarbakır’ında Ermenilerin varlığı hakkında bilgi veriyor. Binanın iki tarafına da bu bölgede insanın asla reddetmeyeceği türden bir ferahlık sağlayan çeşmeler yerleştirilmiş. Seslerini duyduğumuz güvercinler ise Rusya’dan özel olarak getirilmiş ve Surp Giragos’un hayatta olduğunu bize hatırlatan ağır çanların yanında kendilerine bir yer bulmuşlar bile. “Çok kültürlülüğün örnek kenti olmalıyız, ezan seslerinin yanında çan seslerini de duymak istiyorum”, demişti iki sene önce yapılan bir söyleşide Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir. Rüyası sonunda gerçekleşti…



Çeşitli gazete ve dergilerde çalışan MJM Yerkir Europe Sivil toplum kuruluşu için Ermenistan ve Türkiye'de foto-röportajlar gerçekleştirdi. Çalışmalarından örnekler www.mjm-wordsandpics.com sitesinde görülebilir.

Diyarbakır’da 14 gün/Amed’e dair 14 fotoğraf/ Tigranakert’e dair 14 metin
Gazeteci ve fotoğrafçı MJM Repair için iki hafta boyunca Diyarbakır'da (Kürtçe ismiyle Amed ve Ermenice Tigranakert'te) röportajlar yaptı. 1915 Soykırımından önce şehirde nüfusu binlerle ölçülen Ermenilerin geçmişi, bugünü ve geleceğine dair fotograflar çekti. MJM hikayeleri Ermenilerle kesişen mekanlar ve insanlarla karşılaşmalarını röportajları boyunca okuyucuyla paylaşıyor. 
Bu foto-röportaj Mayıs 2013'te yapılmıştır. Yazıda yer verilen bazı hususlarda o tarihten sonra değişiklikler olmuştur.
2. gün – Aram’ın rüyası
Dicle Üniversitesi’nde felsefe dersleri veren ve sanatla uğraşan 32 yaşındaki Seçkin Aydın’la Amed’e geldiğim ilk gün, “Le Mona” adındaki bir kafede tanışıyoruz. “Otur, aç mısın ? Gel, bunun tadına bak hepsini yiyemem ben” diyor kendini tanıtırken. Bir modern sanat bienali için yakında İtalya’ya gidecekmiş. Üzerine ezme sürdüğü bir dilim ekmeği uzatırken “Aram Tigran’ı tanıyor musun ?”  diye soruyor. Burada kim Aram Tigran’ı tanımaz ki ? Kurmanci kadar Ermenice ve Arapça da çok iyi söyleyen ve gerçek ismi Aram Melikyan olan sanatçı bölgenin en büyük müzisyenlerinden biri olarak kabul ediliyor. Ermeniler tarafından az tanınsa da kendisi Kürt ve Ermeni kültürlerinin arasında kurulan bir köprü adeta. 2009 Ağustos’unda vefat eden Tigran atalarının topraklarına, Diyarbakır Ermeni mezarlığına gömülmek istemişti. Ama Türk İçişleri Bakanlığı buna izin vermedi.
Seçkin bana projesinden bahsediyor : “Aram Tigran hakkında araştırma yaparken onun bir sözüne rastladım. ‘Dünyaya tekrar gelirsem bütün tankları ve ateşli silahları alıp müzik aletlerine dönüştüreceğim’ demiş. Bu bir bakıma Aram Tigran’ın rüyasıydı, ben de gerçekleştirmeye karar verdim” diyor gülümseyerek. Silahları temin edip erittikten sonra Diyarbakırlı zanaatkârlardan aralarında darbuka ve defin de bulunduğu müzik aletlerini yapmalarını isteyecekmiş. “İtalya’da yaşayan Kürt arkadaşlarım var ve onları bu aletlerle Kürt müziği yapmaları için davet edeceğim” diyor Seçkin. “Biliyorsun, buradaki insanlar Ermenileri katlettiler, Kürtlerle Ermenilerin ilişkilerine dair anlatacak çok fazla iyi hikâye yok. Aram Tigran’ın babasının Kürtler tarafından kurtarılıp büyütülmesi ve minnet borcunu ödemek için oğlundan onların dillerinde söylemesini istemesi bu hikâyelerden biri ve benim de çok sevdiğim bir hikâye”.
Ölümünden önce Aram Tigran ailesinin yaşadığı yerleri sonunda kendi gözleriyle görebilmişti. Newroz için Batman’da ve Diyarbakır’da bir konser vermişti. Diyarbakır’da gördüğü sıcak ilgiden esinlenerek bu şarkıyı yazmıştı : « Di xewnên şevan de min bawer nedikir (Rüyamda görsem inanmazdım)/Bi çavan bibînim bajarê Diyarbekir (Diyarbakır’ı göreceğimi)/Rojbaş Diyarbekir me pir bêriya te kir (Merhaba Diyarbakır, seni çok özledik)/Te derî Li me vekir (Bize kapını açtın)/Te me şa kir (Bizi çok mutlu ettin). »
* Amed, Diyarbakır’ın Kürtçe ismi.

Çeşitli gazete ve dergilerde çalışan MJM Yerkir Europe Sivil toplum kuruluşu için Ermenistan ve Türkiye'de foto-röportajlar gerçekleştirdi. Çalışmalarından örnekler www.mjm-wordsandpics.comsitesinde görülebilir.


Diyarbakır’da 14 gün/Amed’e dair 14 fotoğraf/ Tigranakert’e dair 14 metin
Gazeteci ve fotoğrafçı MJM Repair için iki hafta boyunca Diyarbakır'da (Kürtçe ismiyle Amed ve Ermenice Tigranakert'te) röportajlar yaptı. 1915 Soykırımından önce şehirde nüfusu binlerle ölçülen Ermenilerin geçmişi, bugünü ve geleceğine dair fotograflar çekti. MJM hikayeleri Ermenilerle kesişen mekanlar ve insanlarla karşılaşmalarını röportajları boyunca okuyucuyla paylaşıyor.
Bu foto-röportaj Mayıs 2013'te yapılmıştır. Yazıda yer verilen bazı hususlarda o tarihten sonra değişiklikler olmuştur.
3. gün - Şeyhmus Diken, Diyarbakır’ın sesi
Diyarbakır Ermenilerinin tarihi ve yaşadıkları bölgeler bugün Kürtlerin elinde. Kürtler, kendilerine rağmen, 1915’te Ras-ul-Ayn’daki imha kamplarına, oradan da Der Zor çöllerine sürülen ya da onlarca yıldır buradan uzaklarda yaşamak zorunda kalan “gâvurların” hatıralarının bekçisi olmuş durumdalar. Burada tanıştığınız her Kürdün Ermenilere dair anlatacağı küçük ya da büyük bir hikâyesi var.  Biri size çocukluk arkadaşının kendisine Paskalya yumurtaları verdiğini anlatır, bir başkası kimsenin demiri ya da değerli metalleri Ermeniler gibi işleyemediğini, diğeri de tanıdığı bir Ermeni’nin harika yemek yaptığını. Zamanla silinmeye başlayan ve son derece anlamsız görünebilen bu bellek parçaları tarihin yapraklarında sonsuza dek kalacak geçmiş bir zamanın önemli izleri aslında.
Yazar Şeyhmus Diken belki de Diyarbakır’ın bu sesini ve geçmişini en iyi temsil eden kişi. Doğduğu şehre dair pek çok kitabın yazarı olan Diken Kürtlerin, Ermenilerin, Süryanilerin ve Yahudilerin görece bir uyum içinde birlikte yaşadığı Amed’in o altın çağını tekrar yaşatmak için anılara başvuruyor. “Bu şehir ne tek dilli, tek dinli, ne de tek kimliklidir. Ermenilere olduğu kadar Kürtlere ve Süryanilere de aittir” diyor yazar. “Geçmişin büyük adaletsizliklerinden sonra bazı halklar buradan silindiyse de yaşadıkları olaylar, yerler ve hatıraları hala burada ve hep bahsediliyor” diye ekliyor. Yazar Ermenilerden özür dileme kampanyasının imzacılarından biri aynı zamanda. Görüşmemizde bölgede ve başka yerlerde Kürtlerle konuşmalarımızda hep gündeme gelen önemli bir konudan da bahsediyoruz. Ermenilerin ve genel olarak Hristiyanların bölgeden yok edilmelerinin yarattığı inanılmaz kayıptan. “Şehir sadece ekonomik olarak değil, aynı zamanda kültürel, entelektüel ve siyasi olarak ta fakirleşti. Tek tipleşti” diye özetliyor Şeyhmus Diken. Ve ekliyor : “Diyarbakır halkı bunun tamamen bilincinde”.  

Çeşitli gazete ve dergilerde çalışan MJM Yerkir Europe Sivil toplum kuruluşu için Ermenistan ve Türkiye'de foto-röportajlar gerçekleştirdi. Çalışmalarından örnekler www.mjm-wordsandpics.comsitesinde görülebilir.


Diyarbakır’da 14 gün/Amed’e dair 14 fotoğraf/ Tigranakert’e dair 14 metin
Gazeteci ve fotoğrafçı MJM Repair için iki hafta boyunca Diyarbakır'da (Kürtçe ismiyle Amed ve Ermenice Tigranakert'te) röportajlar yaptı. 1915 Soykırımından önce şehirde nüfusu binlerle ölçülen Ermenilerin geçmişi, bugünü ve geleceğine dair fotograflar çekti. MJM hikayeleri Ermenilerle kesişen mekanlar ve insanlarla karşılaşmalarını röportajları boyunca okuyucuyla paylaşıyor.
Bu foto-röportaj Mayıs 2013'te yapılmıştır. Yazıda yer verilen bazı hususlarda o tarihten sonra değişiklikler olmuştur.
4. gün- Özgür, Ermeni mezarlığının bekçisi
Şehrin Ermeni Mezarlığı Urfa kapısının yakınlarında bulunuyor. 450 kadar çökmüş, süsleri sökülmüş ve taşlarından ölenlerin resimleri silinmiş mezarın bulunduğu ve daha çok terk edilmiş bir bahçeye benzeyen bu alan için “mezarlık” sözü biraz fazla kaçıyor aslında. Burada her şey tam anlamıyla “ölü”, ayağımızın altında çıtırdayan kuru otlar bile. Bu hüzünlü görüntü bana Arapkir’de ve Dersim’de tarlaların arasında kalmış, bakışlardan uzak ve erozyona terk edilmiş Ermeni mezarlarını hatırlatıyor.
Noradouz’daki gibi binlerce haçkarın göz alabildiğine uzandığı ve ailelerin ölülerine en güzel mezarı sunmak için inanılmaz servetler harcadıkları bazı Ermeni mezarlıklarının saçma lüksünden çok uzağız burada. Mezar taşlarına isimlerin alelacele yazıldığı Diyarbakır’da böyle bir “mezar rekabeti” yok. İsimler Ermeni alfabesiyle yazılmamış ve çok az soyadı “yan” ile bitiyor. Türkçe isimler tercih edilmiş. Ermeni kimliği ölümde dahi inkâr edilmiş ya da silinmiş. Ünlü müzisyen ve şarkıcı Aram Tigran’ın son isteği bu mezarlığa gömülmekti. Ama İçişleri Bakanlığı başka türlü olmasına karar verdi…
Özgür, mezarlığın 35 yaşındaki tekvando meraklısı genç bekçisi, buranın tarihini pek bilmiyor, ama ailesinin en az üç kuşaktır mezarlığı koruduğunu anlatıyor. “Buranın sahibi Ermeniler dışında mahallede kimseyle anlaşamıyorduk. Bütün Müslümanlar bize hakaret edip dışlıyorlardı” diyor. Mezarlığı koruyan duvarları dedesi inşa etmiş. “Eskiden çok daha büyüktü bu mezarlık, ama gitgide küçüldü ve bugün ancak bu gördüğünüz kadar kaldı” diye anlatıyor. Kilise vakfının üyeleri bu mezarlığın yerine bir yenisinin yapılmasını tercih ediyorlarmış. “Esrar çekenler, içki içenler geliyor buraya ve benden başka kimse de burayı onlardan koruyamaz” diye anlatıyor. O sırada küçük oğlu mezarlığa girmeye çalışan bir çocuğu bir ıslıkla uzaklaştırıyor. Ailesinin Ermeni kökenli olup olmadığını sorduğumuzda –mahallede yaşadıkları sıkıntının kaynağında belki de bu vardı- “Evet” diye cevap veriyor. “Ne olursa olsun insan aslını unutmaz”. Harikulade işlenmiş ve 150 kilodan daha ağır bir mezar taşını kaldırıyor. “Daha hafif olsaydı çoktan bunu da çalmışlardı” diye ekliyor.


Mezarlık alanı 20 000 m²’den 1000 m²’ye düşmüş.


Çeşitli gazete ve dergilerde çalışan MJM Yerkir Europe Sivil toplum kuruluşu için Ermenistan ve Türkiye'de foto-röportajlar gerçekleştirdi. Çalışmalarından örnekler 
www.mjm-wordsandpics.com          SİTESİNDEN DEN GÖRÜLEBİLİRNİR

http://www.mjm-wordsandpics.com/diyarbakir-now/



DEVAM EDECEK

http://ermeniasala.blogspot.com.tr/2014/12/ermenilerce-hazirlanan-diyarbakirda-14_24.html

..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder