16 Ocak 2015 Cuma

1909 ADANA-ERMENİ OLAYLARINA BİR TANIK 2




1909 ADANA-ERMENİ OLAYLARINA BİR TANIK 2


1.2. Mehmet Bozdoğan Derlemesi


Bu ağıtın bir varyantı 1957 yılında Mehmet Bozdoğan tarafından Türk Folklor Araştırmaları’nda (Bozdoğan 1957: 1600) “Müftü‘ye Ağıt” başlığıyla yayımlanmıştı. 

Ancak bu metne eklenen hikâye, ağıtın gerçeğiyle ilgisiz olup, halk edebiyatının doğası gereği biraz tevatüre dayanmaktadır. Çünkü söz konusu olan müftü, herhangi bir softa takımının lideri değildir, bunu aşağıda göreceğiz: 

Müftü‘ye Ağıt 

Müftümün sakalı kara 
Yusufumu çekmen dara
Kefenleri boğazında 
Asılmışlar sıra sıra. 

Hele üleşe üleşe 
İnsanlar öldü beleşe 
Biz müftüyü vermek deyi 
Mapuslar düşmüş talaşa.

Kalmadı Osmanlının fendi 
Asılan da müftüm belli 
Aşiretten ünün almış 
Azizli Mehmet efendi. 

Adanadan Vali biner
Gelir de odama iner
Vallahi yalan değilim
Dört yanımda kandil yanar.

Avradının adı Melek
Kucağında ağca bebek
Adana’ya inmiş gelmiş
Başı kabak yalın ayak.

Kara sakal parıl parıl
Kuran okur gürül gürül
İstanbul’da alim hoca
Gel de asanlara darıl.

Saat asılı döşünde
Yaşil sarığı başında
İkisini birden asman
Yazık olur genç yaşında.



1.3. İsmail Görkem Derlemesi 



Çukurova ağıtları üzerine en ayrıntılı ve diğer varyantlarla karşılaştırmalı  bir çalışmayı gerçekleştiren İsmail Görkem, adı geçen ağıtın 38 kıtalık bir derlemesini  ortaya koymaktadır. Bu metin  şu şekildedir (Görkem 1990: 473-477): 

Müftü’nün Ağıdı 

1. 
Karası yağlık karası 
Karıştı Erzin arası 
En büyüğü Müft/ü/ Efendi 
Boğazı kendir yarası 
2. 
Müftü’mü çektiler dara 
Yusuf’uma geldi sıra 
Biz Müftü’yü vermek diye 
Hapisler düştü telaşa 
3. 
Müft/ü/ oğlum şahriyat vali 
Yusuf’um da daha deli 
Gelin helallaşak kuzum 
Elinizi verin beri 
4. 
Kara sakal pırıl pırıl 
Kur’an okur gürül gürül 
Ankara’da ders hocası 
Müftü’mü asana darıl 
5. 
Müftü’mün sakalı kara 
Yusuf’umu çekmen dara 
Kefenleri boğazında 
Asılmışlar sıra sıra 
6. 
Kalmadı Osmanlı fendi 
Asılan da Müftü’m belli 
Aşiretten ünün almış 
Azizli Mehmet Efendi 
7. 
Adana’dan vali biner 
Gelir de odama iner 
Vallahi yalan değilim 
Dört yanımda kandil yanar 
8. 
Avradının adı Melek 
Kucağında akça bebek 
Adana’ya inmiş gelmiş 
Başı kabak yalın ayak 
9. 
Saat asılı döşünde 
Yeşil sarığı başında 
İkisini birden asman 
Yazık olur genç yaşında 
10. 
Saat sekizde bastılar 
Candan umudu kestiler 
Kadasını aldıklarım 
Cebel müftüsün astılar 
11. 
Müftü Bey’im Müftü Bey’im 
Kefenini ben örteyim 
Varınca haber alırlar 
Gelenlere ben ne deyim 
12. 
Atını çekin pazara 
Müftü’m dayanmaz nazara 
Kadanız allım aşiret 
İkisini kon mezara 
13. 
Altında atı hışılar 
Döşünde içlik ışılar 
Eli yanına dökülsün 
Seni öldüren yahşılar 
14. 
Düşümde gördüm düşümde 
Yeşil sarığı başında 
Padişahtan emir geldi 
Yazılı ferman döşünde 
15. 
Nesini deyim nesini 
Ya kimler almış fesini 
Müft/ü/ oğlumu asarkennek 
Melekler duşmuş sesini 

16. Hiç durman atını satın 
Koyunu kuzuya katın 
Koc/a/ Erzin’i yol ederken 
Yoruldun mu Sultan Hatun 
17. 
Birin koyam birin gezem 
Evimi odamı bozam 
Bir elimde iki efe 
Ben de kapı kapı gezem 
18. 
Müft/ü/ oğlum oda/da oturur 
Çocukları avutarak 
Yusuf oğlum kahve döver 
Serçe pürçük dağıtarak 
19. 
Ak konaklar karşı karşı 
İçi bezirganlı çarşı 
Karşı gelmedi mi kuzum 
Yedirdiğim pirinç aşı 
20. 
Adım adım ark eyledim 
Büyük evi terk eyledim 
Soysuz imiş elin kızı 
Ben de yeni fark eyledim 
21. 
Kollarım kürekten bağlı 
Ünün/ü/ almış Gavurdağlı 
Ferman elinde oğlumun 
Okunmaz karalı aklı 
22. 
Köpüklü atın bağlıyam 
Evlatsız gönlüm eğliyem 
Gel oğlum yanıma otur 
Uğrun uğrun çok ağlıyam 
23. 
Müft/ü/ oğlum emir donlu 
Yusuf’umun gözü kanlı 
Size diyom emmileri 
Osmanlılar iki dinli 
24. 
Gelinin adı Döndü 
Bir biz değil alem yandı 
Asıyorlar Yusuf’umu 
Kefiye başına indi 
25. 
Dar ağacı yapılıyor 
O da tahtanın eninden 
Bir günceğiz gördük idi 
O da Hamid’in gününden 
26. 
Biri Yusuf biri Müftü 
Böyle Osmanlı’nın ahdı 
Yusuf’umu öldürenin 
Yıkılsın sarayı tahtı 
27. 
Gümüş fincan gümüş tabak 
Oda/sın/da dövülür dibek 
Kızlar Adana’ya gitmiş 
Hepisinin başı kabak 
28. 
Padişahtan geldi ferman 
Dizimde kalmadı derman 
Hasta olmuş Müft/ü/ Efendi 
Sekiz isbat sana kurban 
29. 
Biri Yusuf biri Ali 
Veyli çiftelerim veyli 
Menciliste laf veriyor 
Sanırım esnekli tülü 
30. 
Adana’nın valisini 
Bağlasınlar derisini 
Varın söylen Bahçeli’ye 
Kaldırsınlar ölüsünü 
31. 
Adana’dan gelen beyler 
Yusuf’umu çekmen dara 
Ben (de) Hakk’a niyaz ettim 
Allah sizi yaksın nara 
32. 
Evimizin önü asma 
Asmanın dalına basma 
Gavur muydun gavur düşman 
Birin astın birin asma 
33. 
Müftü oğlum okur yazar 
Yusuf oğlum deli gezer 
Erzinliler kabir kazar 
Yazık oldu ikisine 
34. 
Karşıdaki koca çınar 
Çınar dalların döküle 
Dil verip de söylesene 
Çınar bellerin büküle 
35. 
Fendi deli gönül fendi 
Ciğerimin başı yandı 
Bilmem bunlara n’etmişsin 
Bahçeli Müftü Efendi 
36. 
Müftü aya Yusuf güle 
Verin kefenini giye 
Hanesine haber olmuş 
Varınca ben neler diyem 
37. 
Dut ağacın budamışlar 
Yenisinden bitsin diye 
Dördünü birden asmışlar 
Ocakları batsın diye 
38. 
Yusuf’un giydiği çizme 
Güzellik Yusuf’u yakar 
Hükümete varıncağız 
Kaymakam ayağa kalkar 


A simgesiyle gösterilen bu metin, Göksun, 1929 doğumlu, Sarıhoca aşiretinden ev kadını ve tahsilsiz Şerife Erdem’den derlenmiştir. 

Kaynak kişi, ağıtı yakan şahıstan öğrendiğini belirtmiştir (bkz. Görkem 1990: 128). 


...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder