5 Kasım 2014 Çarşamba

ERMENİLER VE '' VAN İHTİLAL ÖRGÜTÜ '' 3




ERMENİLER  VE  '' VAN İHTİLAL ÖRGÜTÜ ''   3 






Ali Paşanın Öldürülmesi.,

Ali Paşa, İstanbul'a dönerken Van’da devlet ve milletin çıkarları için gözünü bile kırpmadan çalıştığı için Ermeni komitacıları tarafından mutlaka 
öldürüleceğini biliyordu. Onun için İstanbul’a gideceği güzergahını gizli tuttu. Yaklaşık bir buçuk  yıl canla başla çalışarak hizmet verdiği Van 
halkıyla vedalaştı. Bu manzarayı hatırlayan yaşlılar bütün Van halkının gözyaşlarını tutamadığını söylerler.  Ali Paşa gözü dönmüş Ermeni 
çetecilerinden kurtulmak için hedef saptırarak önce Erzurum'a oradan bin bir güçlükle Revan'a gider. Her gittiği yerde bölgede organize olmuş 
Ermeni komitacılarının nümayişleri ile karşılanan Ali Paşa hemen Tiflis'e geçer ve Tiflis  üzerinden de Batum'a geçip oradan da vapurla 
İstanbul'a gitmek ister.  Fakat Ermeni komitacılarından Alev Başyan  tarafından 1908 yılının son günlerinde Ali Paşa Batum iskelesinde vapura 
binerken öldürüldü.  Harekete hazır olan gemi Ali Paşanın cenazesini İstanbul'a götürmek için demir alır. Fakat aksilikler birbirini kovalar ve gemi 
ancak on beş günde Sinop açıklarına gelebilir. Ali Paşanın cesedinde çürüme emareleri baş gösterince kaptan Sinop limanına yaklaştı. 

Cenaze  Seyid Bilal cami bahçesine dış kapıdan girip camiye doğru ilerlerken sol tarafta caminin giriş kapısının karşısında defnedildi. 
Camiye girip çıkanların ilk gözüne çarpan bu mezardır. Mezarın başucundaki taşta şu ibare vardır. (Van İlbayı (valisi) Ali  Batum'da Ermeni 
komitaları öldürdü.)   
Vaspurakan/Van Ermeni İhtilal Komitesi ve Meclis-i Meşveretinin                  

Müzakerat Fezlekesi


Ali paşa olayı ve ilan edilen II. Meşrutiyetin getirdiği ortam Ermenileri önü alınamaz bir cesarete sevk etmişti. Gerçi büyük bir silah ve teçhizat 
kaybına uğramışlardı ama bunun telafisi mümkün gibi görünüyordu. Aram Manukyan örgütlenmeye kaldıkları yerden devam kararı almış, ve her 
olaydan yeni dersler çıkararak yeniden fakat daha plânlı ve programlı çalışmaya koyuluyorlardı. Yeni açılan okullardan mezun olan Ermenilerin 
öğrendikleri lisanlar sayesinde Avrupa fikir hareketlerini çok rahat takip edebildikleri gibi basın ve matbuatın bütün imkânlarını kullanarak Van’da 
bir sürü gazete, dergi ve risale basımını gerçekleştirmişlerdir. 

Bunlardan en önemlisi Emek dergisidir. 

Askhatang (Emek) Dergisi: Van’da Ermeniler siyasi propaganda vasıtası olarak basından oldukça fazla yararlanmışlardır. Erek dağı eteklerindeki 
Vanak manastırı bodrumunda bir matbaa kurularak yayın faaliyetlerine başlanmış olup Vaspurakan ve Van Kartalı isimli iki gazete çıkarılmıştır.  
-------------------
70  - Hüseyin Çelik age, s. 77; Ergünöz Akçora, age, s. 157.
71  - Cumhuriyetin Ellinci Yılında Van, İstanbul 1973, s. 116.
72  - Aydın Talay, age, s. 120.
73  - Hüseyin Çelik “Ali Paşayı Vurdular”, İhlâl Finans Van Turizm ve İş Rehberi, İstanbul 1998, s. 59. (Ali Paşanın komiteciler tarafından 
öldürüleceğini bile bile Van’dan ayrılması onun görevden alınmasına karşı gizli bir tepkisi olarak değerlendirebiliriz. Zira Ermeni  komitecileri 
kendilerine karşı sert tedbirler alan eski Van Valisi Bahri Paşaya Trabzon’da suikast düzenleyerek öldürmeye çalışmışlardır.2 ekim 1893. BOA YEE; 
36/131/152 lef127; BOA YEE, 36/131/152 lef 231.)
74  - Abdulkerim Abdulkadiroğlu, “Ermeni Katliamını Sergileyen bir Belge Daha”, Türk Kültürü, Ankara 1991, S. 329, s. 432; Van Kütüğü, 
Ankara 1992, s. 571. (Ölümünden çok sonra dikilen ve bugün okunamayacak derecede silinen mezar taşındaki Latin harfleriyle yazılan kitabenin 
tarihi yanlışlıkla 1907 yazılmış olması lazımdır.  Zira Ali Paşa’nın yerine atanan Ferit Paşanın atanma tarihi 20 ekim 1908 dir. Ali Paşa yeni vali 
şehre gelmeden buradan ayrıldığına göre 20-30 ekim tarihleri arasında Van’dan ayrılmış olmalıdır. Batum’a ise en iyimser tarihle kasım ayının 
sonlarına doğru ulaşması gerekir.  Mevsimin kış olduğu  geminin 15 günde ancak Sinop önlerine gelmesinden bellidir. Dolayısıyla Ali Paşa’nın 
öldürülme tarihi 1908 kasım ayının son günleri ile aralık ayının ilk günleri içerisinde aramak daha uygundur. Van Valiliğinin bu mütevazı mezarı 
bir anıt mezar haline getirmelidir. Zira geçenlerde mezarı ziyarete gittiğimde mezar tanınamayacak hale geldiği müşahede edilmiştir.)
---------------

Gazete yayıncılığının dışında bu matbaada ihtilal ve isyan ile ilgili bir çok risale ve kitap basılarak gizlice Ermeniler arasında dağıtılmış olup böylece 
halk beyninde isyan fikrini oluşturmaya çalışmışlardır.  Askhatang dergisi  1910 dan 1914 yılına kadar yayınlanmış olup nisan-mayıs 1915 de 
II. Van isyanı sırasında tekrar yayınlanmıştır. Küstahlığa varan serbest bir üslubun kullanıldığı bu yayın organında Ermeni meselesi, meclis 
seçimleri, Türk milliyetçiliği gibi genel konuların yanı sıra tarihçiler açısından oldukça önem taşıyan yerel konulardan da bahsediyordu. 
Van ilinin bütçesi, vergilerin ağırlığı, Ermeni ve Türk okul sisteminin yetersizliği, nüfus istatistikleri, tarım meselesi, Kürt meselesi, çiçek, kolera, 
tifo ve veba salgınları; ticaret ve kooperatif hareketleri gibi konular.  Dergide bir çok vesilelerle Avrupa sosyalizmine değinilmekte ve bu hareketin 
ölen önderlerine atıflarda bulunularak Ermeni ihtilal hareketine heyecan vermeğe çalışmaktadır.  İdeolojik olarak ihtilalci sosyalizmi kendisine 
yayın politikası olarak benimseyen dergi Van ve çevresinde ihtilalci komitesinin örgütlenmesini ve  etkili olmasını sağlamıştır.  

İsyan ve İhtilal için Provokasyon

Avrupa devletlerinin kışkırtmalarına kapılan Ermeni Patriği Nerses Varjabedyan “dikkat çekmek için isyan ve ihtilal gerekiyorsa bunu yapmak zor 
değil”  diyerek büyük bir talihsizlik eseri olarak artık Taşnak ve Hınçak partilerine ve diğer örgütlere mensup Ermenilerin Osmanlı coğrafyasında 
her türlü provokasyona hazırlanması için çalışmalara başlanmıştı.  Osmanlı coğrafyasında yaşayan Ermenilerin ancak yüzde onu bu olaylara alet 
olurken doğan sonuçtan maalesef büyük bir Ermeni çoğunluğu etkilenmiştir. Bu çalışmaların yoğun bir şekilde yapıldığı yer hiç şüphesiz Van ve 
çevresi olmuştur.

-----------------
75  - Ragıp Memişoğlu, “Van’da Ermeni Mezalimi” İki Nisan Gazetesi Van 12 nisan 1974
76  - Anahide Ter Minassian, “1876-1923 Döneminde Osmanlı İmparatorluğunda sosyalist hareketin doğuşunda ve gelişmesinde 
Ermeni topluluğun rolü”, Osmanlı İmparatorluğunda Sosyalizm ve Milliyetçilik, derleyen M. Tunçay, Erich Jan Zürcher, İstanbul 1995, s. 189-90.
77  - H. H. Huşabadum, Daşnakzutyun 1890-1950,  Boston 1950, s. 572-579.
78  - Anahide Ter Minassian, “1876-1923 Döneminde Osmanlı İmparatorluğunda sosyalist hareketin doğuşunda ve gelişmesinde 
Ermeni topluluğun rolü”, Osmanlı İmparatorluğunda Sosyalizm ve Milliyetçilik, derleyen M. Tunçay, Erich Jan Zürcher, İstanbul 1995, s. 189-90.
79  - Osman Karabıyık, Türk-Ermeni Münasebetleri, İstanbul 1984, s. 74; Patrik Nerses’in faaliyetleri için bakınız, Erdal İlter, Ermeni Kilisesi 
ve Terör, Ankara 1999.
80  - Bu çalışmalara bir örnek olarak, Hayri Mutluçağ, İzmir Ermeni İhtilal Komitesi ve Terör, İstanbul 1986.
81  - Ermeni Komitelerinin A’mal ve Harekat-ı İhtilaliyesi, İstanbul 1332, s. 262. Akdamar Kilisesi katibi olan bu Oseb aynı zamanda muallim 
olarak görev yapmakta olup, sonraki yıllarda yine faaliyetlerine devam ettiğinden tekrar tutuklama kararı çıktığında Gevaş bölgesinde 
Ermeniler arasında isyan çıkmış ve 2. Van isyanı denilen ve sonuçta Van’ın Ermeniler tarafından işgal edilmesine sebep olan gelişmeler olmuştur. 


-----------------

  Gevaş kaymakamı meydana gelen basit bir adli vakadan  Ermeni Taşnak partisinin organize ettiği olayların hangi boyutlara ulaştığını 
hayretler içerisinde idrak ederken artık bir isyanın kapıya dayandığı belki de acı bir şekilde hissederek olayları Van valiliğine bildirmiştir.
“Kaza dahilinde hiçbir kimsenin ne malına ne canına ne ırzına ve namusuna hiçbir taraftan taarruz ve tecavüz edilmediği ve meydanda 
adi bir olay gelmediği bir sırada Akdamar manastırında özel kâtip olarak çalışan Van’ın Keşişoğlu köyünden Oseb’in   köylerde ve şurada burada 
dolaşarak güya Kürtlerin güya Hıristiyanların karı ve kızlarını takip ettiklerini ve Kürtlerin silahlanarak Hıristiyanlara taarruz fikriyle dolaşmakta 
olduklarını ve kendisine kasabaya yirmi dakika mesafede bulunan Baklakar gediğinden geçerken bir takım Kürtlerin üzerine hücumla kendisini 
kovaladıklarını (Provokasyon amacıyla) yayıyordu. Bu Kürtlerin  yolları kestiklerinden ahalinin gelip gidemediklerini söyleyerek kamuoyu 
oluşturmaya çalışmaktadır. Her iki topluluğu bir birine düşürerek karışıklık çıkarmak gayretindeydi. Bu çalışmaları dikkate alınarak  adı geçen 
şahıs göz altına alındı. Yapılan üst aramasında üzerinde Ermenice bir tomar yazı çıktı. Bu yazıların biri Taşnak fırkasının Van merkez komitesi 
müzakere meclisine ait özel bir talimat. Diğeri ise bir takım şikayet telgrafları meyanındaydı.  

Taşnak fırkası Van merkez komitesine ait hususi talimatın tercümesinden anlaşıldığına göre adı geçen komite 14 nisan ila 17 nisan 1909 tarihleri 
arasında Van’da gizli bir mahalde toplantı yaparak “İhtilal faaliyetinin lüzumu”  kabul edilmiş olup, bilumum Hıristiyan ahalinin silahlandırılması, 
muharebe için cesaretlendirilmesi için propaganda yapılması, komitenin nezaretinde yapılan silah talimlerine halkın katılımını sağlamak, gibi 
konular müzakere edilmiştir. 
Her ne kadar bu talimat ve kararlar tevile müsait bir vaziyette kaleme alınmış ise de yazılanların tamamı gerçekleştiği takdirde mülk ve millet 
açısından ne derece vahim bir sonuç doğuracağı anlamak için sıradan bir fikir yürütmek kafidir. 
Talimatnamede Kafkasya’da yapılmış tecrübelerden bahsedilmemesine rağmen Aram ve İşhan’ın da adı geçen komiteye dahil oldukları ve bunların 
geçmişteki sabıkası göz önünde bulundurulursa memleket için yaman bir fesat için çalıştıkları anlaşılmaktadır. 
Bunların öneminden dolayı Oseb’in üzerinde çıkan iş bu talimatname ve komitenin itimatname nazaran kendisinin de komiteye mensup 
olup iftira ve yalanlarında iş bu talimatın ihtilal fikrine dayanarak hükümlerini husule getirmek gayesinde olduğunu ispat etmektedir. İhtimal ki bu 
konudaki talimatı gizli surette almıştır. 
Oseb’in Katogigos vekilinin temiz ve saf halinden istifade ederek zaten Katogigos’un vekili dahi Arsin rahibin akıbetinden  aldığı tehdit 
dersi neticesinde komitenin ve komitenin kâtip namıyla manastırda vekili ve hizmetçisi Oseb ile yine komita mensuplarından muallim namıyla 
bulundurulan Rusyalı Yeprim ve Horkomlü Dikran ile her bir işlerine tabiiyet mecburiyetinde olduğundan “Meclis-i Umumiye-i Milli” namıyla hem 
efkarlarından mürekkep meclisin 14 nisan ile 17 nisan  günleri arasında vuku bulan davet üzerine hiç olmazsa hükümete on beş dakika uzaklıkta 
mesafede bulunan karakola  malumat verilmeyerek Akdamar’da toplantı ederek meydanda hiçbir sebep olmadığı halde Oseb’in ihtimal ki 
komitadan aldığı emir üzerine ve her halde komitanın işlerine uygun olarak tertip ettiği bir telgrafı katogigos vekiline çektirmiştir. 

-----------------------
82 -Anadolu’dan  İstanbul’da Ermenice yayınlanan bir çok Ermeni gazetesine bu meyanda haberler gelmekteydi. Bu haberlerin doğruluğu 
incelenmeden neşredildiğinden istenmeyen bazı olaylar oluyordu. Bunu üzerine Bab-ı Ali yazışmaları kontrol altına alabilmek için önce nahiye 
müdürlüğüne, oradan kazaya ve oradan da vilayet yoluyla Bab-ı Aliye bir meratip yoluyla gelmesini ve oradan doğruluk derecesi incelendikten 
sonra neticelendirilmesine karar vermiştir. Tasvir-i Efkâr, 29 mart 1909 tarihinde  bu konu ile ilgili geniş bir yazı yayınlanmıştır. 
83 -Artık Ermeniler sıkı bir şekilde örgütlenerek işi ihtilal boyutuna getirmişlerdir. Ali İhsan Gencer, “İhtilalci Ermenilerin Kaza İhtilal Teşkilatı 
Talimatnamesi”, Tarih Enstitüsü Dergisi İstanbul 1987, XIII, 577-596. Bu talimatname 1909-1910 yıllarında Van’da görev yapmış olan Miralay 
Mehmet Fuad Bey tarafından Bitlis’te ele geçirilmiştir. Hayri Mutluçay, İzmir Ermeni İhtilal Komitesi ve Terör, İstanbul 1986; Hasan Oktay, 
“Taşnak Partisi Van Şubesinin 5i Kongresi”, Yeni Türkiye, Ankara 2001,  Yıl 7, sayı (Mart-Nisan) 38, s. 822-831. Ayrıca Ermenilerin Osmanlı 
coğrafyasında çıkardığı isyanlar için bakınız, Belgelerle Ermeni Sorunu, Ankara 1992.
84 -Ermeni komitecilerinin isteklerine cevap vermeyen ve Taşnak komitesinin kilise üzerindeki baskılara boyun eğmeyerek kilisenin asli ve tarihi 
vazifesi ile varlığını sürdürmesi konusundaki ısrarı üzerine Rahip Arsin Gevaş’ta Ermeni komitecileri tarafından öldürülmüştür. 
-----------------------

Çekilen telgrafın köylüler tarafından meclise verilen bir takım evrak üzerine cereyan eden müzakere neticesinde verilen karara binaen keşide 
kılındığı dermeyan edilmekte ise de bu yolda azalar tarafından gizli bir karar ve hatta telgrafın bazı azaların gelmesinden önce yazılması ve 
azalardan  bir kısmının dahi Katogigos vekili bile telgrafın içeriğine vakıf olmamaları ve mahalli asayişin emniyeti hakkında meclise verildiği iddia 
edilmiş dilekçe ve raporların iddiasından imtina edilmesi bunun sırf komitenin itibarının artması için yazılmış ve uydurma bir telgraf olduğunu teyit 
etmekte ve azaların celbi de çekilen telgrafın olay çıkarmak için köylerde fesadı ortadan kaldırmak için tenbihat olduğunu göstermekte ve bu 
ayın yirmi bir  Cuma gününden itibaren sebepsiz yere okulun tatil edilmesi ahaliyi heyecanlandırma maksadında olduğundan fesat fikirlerini teyit 
etmektedir. Komitacılar dünyada hızla yayılan sosyalist ihtilal metodu gereği Van’daki  hedefleri için  prova yapmaktadırlar. Bu çalışmaların 
sonucunda taraflardan birisi muhakkak başarısız olacağı açıktır. 

İddia ettikleri olaylara gelince:

Ermenilerin yeni propaganda usul ve teknikleriyle Osmanlı erkanını şaşırtmak için kullandıkları metodunu anlamakta zorlanan yetkililer şaşkınlık 
içerisinde iddialara safiyane bir şekilde cevap vermeye çalışmaktadırlar. İlk önce o kazada emniyet ve asayişin olmadığından ve bir takım 
kimselerin eşkıyalık yaptığı iddia edilmektedir. Bunun en ciddi delili bu an şimdiye kadar kendilerinden başka hiçbir ferdin nümayişte bulunmamış 
ve her tarafta sükun ve huzurun devamı ve hiçbir kimsenin hiçbir taraftan zarar gördüğüne dair hükümete müracaat etmemesi ve hükümetin de 
bu yolda bir istihbaratta bulunmamasıdır. Kendileri dahi davalarına maddi delil gösteremediklerine nazaran bu fesatlığın sırf kendilerinde olduğunu 
ispat etmektedir. 
İkincisi Kürtlerin Hıristiyan karı ve kızlarına taarruzda bulunduklarını iddia etmektedirler. Bu yolda dahi hükümete her hangi bir müracaatta 
bulunulmamıştır. Kendileri Paktan köyünde karı ve kızların bu yolda bir taarruza maruz kaldıklarını ifade  etmekte iseler de Paktan köyü ihtiyar 
heyetinin verdikleri ifadelerde böyle bir olayın olmadığını yalnız Paktan köyünün dağ yamaçlarında karı ve kızlar pancar toplarken beş altı tane 
Kürt gördüklerini ve bunları karı ve kızlara söz ile bile bir sataşmada bulunmadıklarını beyan etmişlerdir. Bu ise kaale bile alınmayacak bir şeydir. 

Zira yaz mevsiminde yollarda dağlarda insan bulunması tariz olduğu manasına gelmez.    
Üçüncüsü Oseb kendisini Baklağan gediğinde beş altı tane Kürt kovaladığını ve bu adamların yolu kestiğinden halk korkusundan bu yerden geliş 
gidiş yapamadığını beyan etmektedir. Olayın incelenmesiyle ve kendisinin getirdiği şahidin şahadetiyle bu olayda uydurma ve iftira olduğu ispat 
edilmiştir. Her gün kazanın en uzak noktalarından yüzlerce yolcu geldiği halde bir kimsenin bir şikayette bulunmadığı bir taarruza hedef 
olmadığından bununda uydurma olduğu diğer bir delildir. 
Hasılı Oseb’in ve Taşnaksutyun fırkasının “Komitesi Müzakerat Meclisi” azalarıyla İslam ve Hıristiyan arasına bir fesat sokmaya gayret ettikleri 
ele geçen talimatnamenin maddeleri incelendiğinde anlaşılmakta olup bundan başka Oseb’in özel maddelerinde yazılı fikirler ihtilali hızlandırarak 
meydana getirmeğe çalıştığı bunun için de bizzat köylerde ve şurada burada dolaşarak İslam ve Hıristiyan ahaliyi galeyana getirecek surette 
yalan ve uydurma haberler yayıyordu. Bunun yanında Gevaş ahalisi namına sahte telgraflar düzerek ortalığı karıştırmak istediği yapılan 
sorgulamada anlaşılmıştır. 

Ayın 14-17 günlerinde manastırda toplanan “Meclis-i Umumi-i Milli” namı verdikleri azalarından bazılarından da adı geçen†muhtevası yalan ve 
iftira dolu düzmece telgrafla haksız yere kamuoyunu heyecanlandırmaya gayret ettikleri anlaşılmaktadır. 
Bundan başka komite meclislerinin ahaliyi hapis ve tazyik ederek cebren para aldıkları  hükümetçe malum ise de korkudan hiçbir kimse resmen 
hükümete müracaat ve ihbara cesaret edemediğinden olayları takip etmek zorlaşmaktadır. Bu kere Oseb’in cep defterinde yazılanların 
tercümesinden anlaşıldığına göre dört kişiden nakdi  ceza tahsil edildiği anlaşılmakta olup fakat bunların kimler olduğu bilinmediğinden bu yönde 
daha derin araştırma yapılabilmesi için Van bidayet mahkemesi savcılığına sevki münasip ise de karar sizindir.”   
Gevaş kaymakamlığının Van valiliğine gönderdiği bu yazı üzerine valilik durumu derhal Dahiliye Nezaretine  bildirmiş, Gevaş’ta tutulan inceleme 
fezlekesi, kaymakamın yazısı ile yakalanan tutanakların tercümesi gönderilmiş, yakalanan evrakların asılları da ait olduğu mahkemeye tevdi 
edilmiştir.  

Dahiliye nezareti Van’dan gelen bu beklenmedik yazıyı derhal   incelemeye almış, 31 Mayıs 1909 da Van’a çekilen bir telgrafta Oseb’in üzerinde 
yakalanan evrakların asıllarını aceleyle Dersaadet’e gönderilmesi talep edilmiştir.  
Van valiliği bu gelişmeleri yakından takip edilmesinden memnunluk duyarak derhal istenen belgeler 2 haziranda Dahiliye Nezaretine gönderdi.  

Dahiliye nezareti Van’dan gelen yazıları tekrar inceledikten sonra metinlerde dikkate değer bazı fikirlerin olduğunu görmüş ve hükümet ve ya 
ahaliye karşı isyan şeklinde bir oluşumun olabileceğinden Ermenice metnin itimada şayan birisi tarafından aslına kesinlikle sadık kalınarak harfen 
tercüme edilmesi için Maarif nezaretine göndermeğe karar vermiştir.  Van’dan gelen Ermenice metin tercüme edilmesi için mahremane bir şekilde 
Maarif Nezaretine 5 temmuzda gönderilmiştir.  
Maarif Vekaleti işin ehemmiyetinden dolayı kısa zamanda metni tercüme ettirerek 11 temmuzda evrakları tekrar Dahiliye Nezaretine göndermiştir.  
Belgeler bu şekilde elden ele dolaşırken Van’da devam eden mahkeme 2 ekim 1909 da beraat şeklinde sonuçlanmış ve netice bir telgrafla Dahiliye 
nezaretine bildirilmiştir.  
Aram Manukyan’ın rüşvet vererek Van memurlarını etki altına aldığını yukarıda görmüştük. Bu mahkeme üyelerine de bu şekilde bir yaklaşım 
içerisinde oldular mı  bilemiyoruz fakat bu kadar önemli bir kongre tutanakları hakkında beraat verilmesinin şayet içeriğinin ne manaya geldiği 
anlaşılamamışsa başka bir anlamı yani rüşvet ve iltimas içerisinde davranıldığı açıktır. Van’ın ele geçen bu tutanaklardan hareket eden bir komite 
tarafından sevk ve idare edilen Ermenilerce beş yıl sonra kanlı bir isyan  ile işgal edileceği hiç   kimse tarafından hesap edilemedi.  

 -----------------
85  - İhtilali gerçekleştirebilmek için komite her türlü yola başvurduğu gibi ilk uygulama zorla para toplamak şeklinde gerçekleşmiştir. Komitacılara 
para vermeyen Ermeni zenginlerinden öldürülenlerin listesi bir hayli yekûn tutmaktadır.
86  - BOA DH MUİ, 55-1/54-2 Gevaş kaymakamı Ali Rıza beyin Van Valiliğine 26 mayıs 1909 da gönderdiği fezleke suretidir. 
87  - BOA DH MUİ, 55-1/54-4. Van vali vekili ve kumandanı Mirliva Mehmet Beyin 30 mayıs 1909 tarihli yazısı.
88  - BOA DH MUİ, 55-1/54-5.
89  - BOA DH MUİ, 55-1/54-8.
90  - BOA DH MUİ, 55-1/54-6.
91  - BOA DH MUİ, 55-1/54-8.
92  - BOA DH MUİ, 55-1/54-14.
93  - BOA DH MUİ, 55-1/54-15.

------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder