15 Nisan 2015 Çarşamba

1915 OLAYLARI. 24 NİSAN 1915 NEDİR?


1915 OLAYLARI




Yazı: ermenisorunu.gen.tr  ///  23.02.2015
Millet sisteminden Ermeni ilahiyatına, Kafkas ve Balkan göçlerinin Anadolu’ya yaptığı etkilerden tehcir kararına, Ermeni çetelerinin faaliyetlerinden İttihat ve Terakki yönetiminin ideolojik analizlerine, Eçmiyazin Katogikosluğundan Teşkilat-ı Mahsusa’ya kadar onlarca önemli konuyu doğrudan uzmanlarıyla konuşarak ilginize sunuyoruz.

1915 OLAYLARI SEVR’DE BİLE YOK

2015 senesi özellikle 1915 olaylarının yıl dönümü olması dolayısıyla hem Ermenistan, hem Türkiye hem de konuyla ilgilendiği ölçüde dünya kamuoyunun, yükselen tartışmalara şahit olacağı bir sene olacak gibi görünüyor. Sanıldığının aksine konunun iki tarafı yok. Yani iki temel argümandan birinin diğerine galebe çalacağı bir tartışma zeminini konuşmuyoruz.
Tartışma daha çok zeminin belirlenmesinde alevleniyor. Sayısız argüman etrafında sayısız oyuncu konuyu bir oraya bir buraya çekiştirmekle meşgul. Bu konu soykırım olarak mı nitelendirilecek mukatele mi? Tehcir mi diyeceğiz sevk ve iskan mı? Osmanlı Devleti’nin aldığı kararlar, bir ırkın bile isteye ortadan kaldırılmasına dönük taammüden bir temizlik iradesi miydi, yoksa Ermeni isyanları ve dönemin egemen güçlerinin çıkardığı karışıklıklar karşısında mecbur kalınan bir yer değiştirme mi? Bu konu tarihin mi konusu, politikanın mı? Belgeleri mi konuşacağız, ideolojileri mi? ilh. Bu sorulara şu yönde veya bu yönde bir cevap vermek demek aslında aynı zamanda konunun hangi zeminde ele alınmasının gerektiğini söylemek demek oluyor. Yani bir Ermeni, bir de Türk tarafı var, biri soykırımı diğeri de mukateleyi savunuyor değil. Her iki tarafın tezleri, revizyonist tezleri ve dönem dönem değişen devlet politikaları konuyu kamplara ayırıp analiz etmeyi zorlaştırıyor.
Büyük harf Yayıncılık olarak bu siteyi ve benzeri ortamları kullanıcıların hizmetine sunmaktaki temel amacımız, çerçevesi epeyce dağınık görünen 1915 Olayları üzerine yapılmış ciddi çalışmaları ve çabaları olabildiğince derli toplu bir şekilde, bir arada görmeyi denemektir. Bu bağlamda, Ermeni toplumunun Anadolu coğrafyasındaki serüvenini dönemler halinde farklı bakış açıları eşliğinde bu sitede bulabilirsiniz. Millet sisteminden Ermeni ilahiyatına, Kafkas ve Balkan göçlerinin Anadolu’ya yaptığı etkilerden tehcir kararına, Ermeni çetelerinin faaliyetlerinden İttihat ve Terakki yönetiminin ideolojik analizlerine, Eçmiyazin Katogikosluğundan Teşkilat-ı Mahsusa’ya kadar onlarca önemli konuyu doğrudan uzmanlarıyla konuşarak ilginize sunuyoruz. Hem tarih ilminin derinliklerinde, hem gündelik hayatın detaylarında hem de konunun siyasi bağlamı üzerinde 1915 Olayları’nın arka planıyla ilgili iddialı bir toplamla konuya genişlik kazandırmayı hedefliyoruz. Tabii mümkün mertebe farklı bakış açılarının tümüne yer vermeye çalışarak.
Günümüzde sadece tarihte değil, sosyal bilimlerin hemen hiçbir dalında kendinden fazla emin, kaba ve kocaman tezler seslendirmek eskisi kadar makbul sayılmıyor. Propaganda ve savaş dili artık o dilin taraftarlarına dahi yarar sağlamıyor. Aksine ulus-aşırı yaklaşımlar, daha dar ama ayakları daha çok yere basan yaratıcı yorumlar ve gerçekçi ve objektif olarak kanıtlanabilir tanımlamalar bilim adamlarını öne çıkarıyor. Özellikle bizim gibi ülkelerde kabul gören aşırı politize olmuş ve ancak yüksek sesle dile getirilebilecek yaklaşımlar ise yarına kalmayacak gibi görünüyor. Çabamızı, genç okuryazarlarımıza ve özellikle tarihçilerimize bu çerçevede sakin ve ahlaklı bir bilimsel zeminde hareket etmelerini önermek olarak değerlendirebilirsiniz.
Gerçeği çarpıtmadan anlamanın, bu toprakların hafızasını sadece işimize yarayacak yönüyle değil, hoşlanmasak da her yönüyle kavramanın yolu berrak bir ahlaki tutum ve tavır takınmaktan geçiyor. Doğru tavır ve ahlaklı tutum aşırı derecede politize olmuş taraflarca her mevsim taşlanır. Fakat yine her mevsim yeniden meyve veren ağaçlar gibi insanları beslemeye devam eder. Birinci Dünya Savaşı’nın tartışmalı noktaları başta olmak üzere katkı sağlamayı amaçladığımız bu konular çevresinde tartışma zemininin asgari ahlak kurallarıyla yeniden ve yeniden kurulmasını umuyoruz.
İyi okumalar,

Eren SAFİ


http://www.ermenisorunu.gen.tr/1915-olaylari/


24 NİSAN 1915 NEDİR?

Yazı: ermenisorunu.gen.tr  ///  20.02.2015

Ermeniler tarafından soykırımın başladığı gün kabul edilen 24 Nisan 1915 günü etrafındaki algı ve düşüncelerden bahsedilen makalede tarihsel süreç aktarıldıktan sonra çeşitli görüşler sunuluyor.
24 Nisan tarihi, Ermeniler tarafından 1915-1923 Ermeni Soykırımı’nın başlangıcı olarak kabul edilir ve Ermenistan ve Dağlık Karabağ Cumhuriyeti ile diasporanın etkin olduğu bölgelerde Ermeni Soykırımını Anma Günü olarak anılır.
Bu kabulün altında, 24 Nisan 1915 tarihinde İstanbul’daki Ermeni topluluğunun önde gelen isimleri ve entelektüellerinin sürgün edilmesi kararı yatar. I. Dünya Savaşı Osmanlı Devleti için son derece zorlu koşullar altında devam ederken, Ermenilerin bir tehdit olarak algılanmaları ve bu algıyı doğrular nitelikteki faaliyetler artarak devam eden olgular haline gelmişti. Halihazırda kendi varlığını sürdürme çabası içinde olan Osmanlı Devleti, bu varoluş mücadelesini yalnızca dış devletlere karşı değil, kendi içindeki unsurlara karşı da vermek durumunda kalıyordu. İttihat ve Terakki Cemiyeti yönetimi bu durumla başa çıkabilmek için birtakım olağanüstü kararlar almak durumunda kaldı. Ermeni aydınlarının 24 Nisan 1915’teki tehciri de bu bağlamda değerlendirilebilir.
Dahiliye Nazırı Talat Paşa’nın emir üzerine aralarında din adamları, öğretmenler, doktorlar, gazeteciler, hukukçuların olduğu ve siyasî bağlantıları güçlü Ermeniler’den meydana gelen 235-270 arası kişi İstanbul’dan Çankırı ve Ayaş’ta farklı merkeze getirildi. Bu merkeze getirilen kişi sayısı ilerleyen günlerde arttı. Nihai sayının 2345 olduğu düşünülmektedir. 27 Mayıs 1915’te Tehcir Kanunu’nun çıkmasıyla bu tutukluların bir kısmı Osmanlı İmparatorluğu içinde farklı bölgelere gönderilmiş, bir kısmı da öldürülmüştür.
24 Nisan’da tutuklanan kişilerden bir kısmı henüz Anadolu’ya gönderilmeden önce serbest bırakılmış, bir kısmı da gönderildikleri yerlerden İstanbul’a geri dönme izni elde etmişlerdir. Tanımında herhangi bir ayrım gözetmemenin ve bir topluluğu bütün olarak hedef almayı barındıran soykırım sözcüğünün de bu olaylara atfediliyor olması üzerinde düşünülmeyi hak eden bir noktadır. Çerkes Ahmet’in mahkemeye çıkmak üzere Ayaş’tan Diyarbakır’a gitmekte olan bazı Ermenileri öldürmesi üzerine Cemal Paşa tarafından 1915 Eylülünde yargılanıp idam cezasına çarptırıldıkları da not edilmesi gereken bir başka unsur. Ankara valisi Mazhar Bey’in Talat Paşa’nın sürgün emirlerine karşı gelerek sürgün edilmiş Ermenileri koruması altına alması ve bu sebeple bir süre sonra yerine Atıf Bey’in getirilmesini de not düşelim.
Ermeni topluluğu tarafından “Kızıl Pazar” (Garmir Giragi) olarak anılan 24 Nisan 1915’te sürgün edilen ve daha sonra hayatını kaybeden her Ermeni’nin Osmanlı Devleti’nin varlığını tehdit edecek siyasî faaliyetler içinde olduklarını iddia etmek şüphesiz mümkün değil; fakat bu belirli günün soykırım olarak adlandırılan olaylar bütününün öncülü olarak alınıp alınamayacağı şüpheli.
24 Nisan’ı soykırımın başlangıcı olarak gören görüşlere yerel bir örnek Ara Sarafyan’ın 2012 yılında Agos gazetesinde yayımlanan makalesi “24 Nisan’da Ne Oldu?” verilebilir. Makaleyi Prof. Dr. Yusuf Sarınay’ın 2008 tarihli “24 Nisan 1915’te Ne Oldu: 24 Nisan 1915 Genelgesi ve Ermeni Komite Üyelerinin İstanbul’ta Tutuklanması” makalesine cevap olarak yazan Sarafyan ve Sarınay arasında geçen bu hadise, aslında 24 Nisan’ın iki taraf için nasıl farklılaştığının somut bir örneği. Sarınay makalesinde tutuklananların herhangi birileri olmadığını, yıkıcı faaliyetler içinde bulunan kimseler olduğunu dile getirirken Sarafyan böyle bir ayrım gözetilmediğini savunuyor. İkilinin görüş ayrılığına düştüğü bir başka nokta ise tutuklananların akıbeti. Sarınay’a göre bu insanlar öldürülmemişken Sarafyan durumun böyle olmadığını düşünür. İkilinin farklılaştığı bu noktalar, aslında 24 Nisan 1915’in Türk ve Ermeni tarih yazımlarında nasıl farklı yerleri olduğunu gösterir. Bu iki karşıt tarih yazımından bahsederken Ermeni tezini savunan üçüncü taraflardan da bahsedilebilir. Bunlara örnek olarak “kümülatif radikalleşme” kavramını ortaya koyan Donald Bloxham sayılabilir. Olayları “giderek daha radikalleşen bir tehcir ve öldürme programı” olarak nitelendiren Bloxham, Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde bulunan diğer bütün gruplardan daha aşırı ve keskin bir şekilde bu tür politikalara tabi tutulduğunu ve bunun da “artan bir şekilde ayrımcı” olan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin tutumunun bir sonucu olduğunu iddia eder. Ermenilere karşı izlenen politikanın öncelikli olarak yerel müdahaleler şeklinde şekillendiğini, kısa bir zaman içinde de genel bir politika halini aldığını savunan Bloxham’a göre bu sürecin sonunda en az bir milyon Ermeni ölmüş, bu sayının üçte ikisi kadarı da sürgün edilmiştir.
İlk olarak 1919 yılında İstanbul’daki Kutsal Teslis Ermeni Kilisesi’nde yapılan anma töreniyle birlikte 24 Nisan günü “Yeggherni Zoheri Histahaki Or”, yani Ermeni Soykırımını Anma Günü olarak kabul edilegelmiştir. Bu günde başta Erivan’daki Tsitsernakaberd Soykırım Anıtı olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerindeki anıtlara ziyaret düzenlenir ve çiçekler bırakılır. 24 Nisan günü aynı zamanda Süryani Soykırımını Anma Günü olarak da kabul edilir.
Kaynakça
Yusuf Sarınay, “Decree of April 24, 1915 and Armenian Committee Members Arrested in İstanbul”, Ermeni Araştırmaları 15/16 (2007), ss.69-82.
_____,“What Happened on April 24, 1915? The Circular of April 24, 1915, and the Arrest of the Armenian Committee Members in İstanbul”, International Journal of Turkish Studies, Vol: 14/1-2 (Fall, 2008), s. 75-102.
Ara Sarafian, “24 Nisan 1915’te ne oldu?,” Agos, Mayıs 30, 2012.
- See more at: http://www.ermenisoykirimi.com/24-nisan-1915-nedir-2/#sthash.rOP4bQXQ.dpuf

http://www.ermenisorunu.gen.tr/24-nisan-1915-nedir/

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder