24 Aralık 2015 Perşembe

FRANSANIN ERMENİ SORUNUNA YAKLAŞIMLARI,





FRANSANIN ERMENİ SORUNUNA YAKLAŞIMLARI,


Fransa, İngiltere ile birlikte Avrupa'nın en güçlü devleti konumundaydı. Fransa'nın görüntüsü, genel itibarı İngiltere'nin görüntüsüne benziyordu. Fransa'da bir sömürge imparatorluğu görünümündeydi.
Fransa'nın diğer iki ülkeye göre, Osmanlı Devleti ile ilişkileri çok daha erken bir dönemde başlamıştır. İki ülke arasındaki ilk ilişkiler Osmanlı Devletinin 1535 de Fransa'ya verdiği kapitülasyon başlamıştır. Osmanlı Devletinin yenileşme hareketleri içerisine girdiği 18.y.y.'dan itibaren iyice gelişmiş ve Fransa Osmanlı Devletindeki reform çalışmaları için model ülke durumuna gelmiştir. Kapitülasyonlarla birlikte Fransa'ya verilen Osmanlı Devleti bünyesindeki Katoliklerin korunması hakkı Fransa'nın bir doğu politikasının oluşmasında etkili olmuştur. Fransa Osmanlı Devletini toprakları üzerinde çıkarlarını koruma ve genişletme çabasına giriştiğinde kendisine tanınan bu koruyuculuk hakkından oldukça yararlanacaktır.
II.5.1. Fransa'nın Ermeni Politikaları ve Ermenilere Yaklaşımları
Fransa'nın Ermeni Politikası ve Ermenilere yönelik çalışmaları diğer iki devlete göre daha geç bir dönmede başlamıştır. Bunun iki temel nedeni vardır. Bunlardan birincisi Ermeni sorunun ortaya çıktığı dönemlerde Fransa Rusya ile ittifak içersindedir (1894 ittifakı). Bu nedenle bu dönemde Fransa kendisi bir Ermeni politikası üretmek yerine daha ziyade Rusya'nın politikalarını desteklemiştir. Bunun ikinci nedeni birinci nedenden çok daha önemlidir. Bu dönemde Fransa Ermeni sorununda, kendi çıkarları için savunulacak bir şey görmüyordu. Bu nedenlere Fransa, Ermeni Sorunun başladığı tarih ol- an 1890'lı yıllarda bu sorunla ilgilenmemiştir. Ancak, Rusya'nın bu konudaki ağırlığını İngiltere'ye kaptırması ve bölgede İngiliz-Fransızlarının çakışması sonucu Fransa Ermeni sorunu ile aktif olarak ilgilenmeye başlamıştır.
Fransa'nın aktif Ermeni politikasının diğer ülkelerinkine bakış geç başlamasına rağmen Fransızların Ermenilerle teması ve ilişkileri çok daha erken bir dönemde başlamıştır. Ermenilerle Fransızların ataları olan Franklar Haçlı seferleri sırasında tanışmışlardır. Bu tanışma döneminde Ermenilerle Frankların ilişkileri olmuştur. Ancak bu ilişkiler konumuz açısından önemli olamadığı için bunlara değinmeyeceğiz. Ayrıca Fransızların Ermenilere yaklaşımında diğer iki ülkenin yaklaşımlarına bakış farklılık götseren diğer bir noktada, İngiltere ve Rusya daha ziyade Doğu Anadolu'daki Ermenilerle ilgilenmişlerdir. Fransa ise daha ziyade Güney bölgesindeki Çukurova ve yöresindeki Ermenilerle ilgilenmişlerdir. Bunun nedeni Fransa'nın bu bölgeye ilgi duymasıdır. Fransa'nın Çukurova bölgesine ilgi duyması bu sorunun ortaya çıkmasından çok daha eski tarihlere rastlamaktadır. Fransızların, Çukurova Ermenilerin tarih ve kültürleriyle yakın ilgisi, XVI. yüzyılın sonları ile XVII. Yüzyılın başlarında olmuştur. Çukurova ve civarının genel tarihi ile ilgili Fransız araştırıcılarının tespitlerinin 1604'e yayınlanması, bölgeye ilgilerinin çok eskiye dayandığı hakkında ışık tutmaktadır. Bu tarihlerden başlayarak Fransa'nın bölgeyle ilgilenmeleri ve bu bölge hakkında araştırmalar yapmaları giderek artmıştır. Fransa'da Çukurova bölgesi ile birçok araştırma ve eser yayınlanmıştır.
Fransa'nın Çukurova'ya ve dolayısı ile bölge Ermenilerine duyduğu ilgi Amerika'da iç savaşın çıkması ile artmıştır. Çünkü Fransa dokuma sanayisi için gereken pamuk hammaddesini buradan ithal ediyordu. Bu savaşın çıkması ile birlikte Fransa kendine yeni kaynaklar aramak zorunda kalmıştır. Bu yeni kaynak arayışı içinde Çukurova Fransa'nın dikkatini çekmiştir. Pamuk ihtiyacını buradan karşılamayı düşünen Fransa bu dönemde bölgeye yatırımlar yapmaya başlamıştır. Ancak Savaşın 1865'te sona ermesi ile birlikte Fransızların bölgeye olan ilgisi yeniden azalmıştır. Bu dönemde Fransa'nın Ermenilere yaklaşımı iki aşamalı olmuştur. Bunlardan birincisi kültürel boyutludur. Bu yaklaşım çerçevesinde Fransız bilim adamları Ermenilerle ilgili birçok araştırmalar yapmışlardır. Yapılan bu araştırmalar çerçevesinde Ermenilerin tarihi, sosyal ve ekonomik yaşantıları incelenmiştir. İkinci aşamadaki yaklaşım ise daha ziyade dinsel niteliklidir. Bunun çerçevesinde Fransızlar Ermenilerin Katolikleşmesi için uğraşmışlardır. Fransızlar bunu gerçekleştirmek için Katolik olan Ermenilerin Fransız vatandaşı olarak kabul edileceğini ve dolayısı ile Kapitülasyonlardan yararlanabileceğini bildirmiştir. Bunun sonucunda Katoliklik Ermenilerin arasında yayılmış ve Katolik bir Ermeni cemaati oluşmuştur. Fransız'ların Ermeniler yaklaşımı ve ermeni politikaları 20.y.y.'ın başlarına kadar bu şekilde devam etmiştir. Bu tarihlerden itibaren Fransızların Ermeni politikasında değişiklikler meydana gelmiş ve Fransa'da Ermenileri tahrik etme ve bağımsızlık vaat ederek onları kullanma politikasına başlamıştır. Fransızlar bu politika değişikliği ile Ermenileri Çukurova bölgesinde ticari amaçları doğrultusunda kullanmayı amaçlamışlardır.

II.5.2 Ermenilere Yönelik Fransız Tahrikleri ve Kışkırtmaları

Fransa'nın 20.y.y.'ın başlarından itibaren Osmanlı Devletinin güney topraklarında nüfuzunu arttırması, I.Dünya Savaşında Osmanlı devletine karşı İngiltere ve Rusya ile birlikte savaşa girmesi sonucu Fransa da aktif bir Ermeni politikası uygulamaya başlamıştır Bu dönemde Fransa'nın Osmanlı topraklarında büyük yatırımları vardır. Bu yatırımların büyük bir çoğunlu da Güney Anadolu Bölgesinde toplanıyordu. Fransa bu yatırımlarını korumak ve Suriye'yi işgal ettikten sonra da bölgeyi himayesine almak için Ermenileri kullanmaya başlamıştır.
Fransa bölgeye geldikten sonra 'Kilikya Ermenileri' diye tabir edilen Güney Ermenilerini kışkırtmaya başladı. Fransızlar bu bölgede meydana gelen Ermeni isyanlarını desteklemişler ve isyancılara sahip çıkmışlardır. Mesela Tarihimizde Musa Dağı Olayı diye bilinen olayda Osmanlı Askeri birlikleri tarafından Musa Dağında sarılan Ermeni çetecileri Fransız donanması tarafından kurtarılmış buradan alınan 5 bin Ermeni Portsaid Limanına çıkarılmıştır. Fransızlar I. Dünya Savaşı süresince Ermenileri Adana bölgesinde casusluk yaptırmak sureti ile kullanmışlardır. Fransızlar Güney Bölgesinde bağımsız bir Ermenistan kurmak istemişlerdir. Bunu yapmak istemelerindeki amaç bölgedeki özellikle Çukurova bölgesindeki pamuk ve Toros Dağlarındaki maden yatakları olmalıdır. Fransızlar burada bağımsı bir Ermenistan oluşturabilmek için dışarıdan bu bölgeye Ermeni nüfus yerleştirmek için çalışmalar yapmışlardır. Bu çalışmalar kapsamında Fransızların çağrısı üzerine Adana ve civarına 200 bin ermeni gelip yerleşmiştir. Ermenileri kullanmaya tahrik eden Fransa özellikle 1919'dan sonra bu çalışmalarına hız vermiştir. Bu dönemde Fransızların Ermenileri kullanmalarındaki amaçları Güney Ana- dolu'ya yerleşmek isteyen Fransa'nın kendi güçlerini yeterli görmemesi ve bu konuda Ermenilerden yararlanmak istemesidir.
Fransa'nın Ermenilerle ilişkilerini ve Ermenilere yaklaşımlarını genel olarak incelediğimizde Diğer ülkelerin ilişki ve yaklaşımlarına benzer bir durum ortaya çıkmaktadır. Fransa'da, Ermeni sorununa iddia edildiği gibi Hümanist yaklaşımlar çerçevesinde onlara bağımsızlık vermek için değil, tamamen kendi çıkarları doğrultusunda yakalaşmış-tır. Bu bağlamda ana başlıkları ile Fransızları Ermenilerden ne şekilde yaralanmaya çalıştığını şu şekilde sınıflandırabiliriz:
a) Çukurova bölgesini ele geçirmek için
b) Bu bölgedeki ticari imtiyazlarını koruyabilmek için
c) İşgal ettiği Güneydoğu Anadolu Bölgesine yerleşmek için

Fransa bu konularda Ermenilerde yaralanmaya çalışmış ve belli dönemlerde bunu başarmıştır. Buna karşılık Ermenilere bağımsızlık vaat ederek onları kullanmıştır. Ancak Fransa'nın bölgedeki çıkarları sona erince Fransa'nın da Ermenilere olan desteği sembolik bir görünüm halini almıştır.
SONUÇ
Ermeni meselesi diye bilinen ve hala belli aralıklarla gündemimizi işgal eden bu olaylar zinciri Ermenilerin istekleri ve beklentileri doğrultusunda gelişmiş bir olaydır. Bu bağlamda Ermenilerin Avrupa devletleri ile ilişkilerinde Ermeniler hiçbir zaman belirleyici taraf olamamakla birlikte Avrupa devletlerinin siyasi bir piyonu olmaktan ileriye de gidememişlerdir. Bu ilişkilerin Avrupa Devletlerine çıkarlar sağladı bir gerçektir. Fakat olaya Ermeniler açısından baktığımızda onlara sağladığı yarar konusunda somut bir şey görmemiz mümkün değildir. Aksine bu ilişkiler uzun vadede düşündüğümüzde Ermenilere zarar verdiğini görmemiz mümkündür. Bu ilişkiler neticesinde Ermeniler arasında değişik mezhepler yayılmış ve bu mezheplere bağlı oluşan cemaatlerle Ermeniler parçalanmışlardır. Ayrıca Avrupa Devletlerinin kışkırtması ile meydana gelen isyanlar sonucu Ermenilerin Devletle arası açılmış, yüzyıllar boyunca bir birleri ile huzur içinde Müslümanlarla ararlını açılmasına ve karşılıklı can kaybının olmasına neden olmuştur.
Ermenilerin bölgede yaşadıkları bölgelerdeki huzurlarının kaçmasında birinci derece- de etkili olan Avrupa Devletlerinin kışkırtmaları olmuştur. Ermenileri Osmanlı yönetim- inden ve baskılarından kurtarmak ve onlara bağımsızlık vermek hedefi ile yola çıkan Avrupa Devletleri bölgedeki çıkarları sona erince Ermenileri kendi hallerine bırakmışlardır Diğer bir söylemle Ermeni Sorunu Avrupa Devletleri İçin bir İnsanlık bir bağımsızlık meselesi değil bir sömürgecilik meselesidir.
DİPNOTLAR
Hamza Bektaş, Ermeni Soykırımı İddiaları ve Gerçekler Bursa: Uludağ Üniversitesi AİİT Uygulama Araştırma Merkezi Yayınları,2001,s.16.
Armania Yüksek yerler anlamında kullanılmıştır.
Refet Yinanç, Türk Tarihinde Ermeniler Sempozyumu Tebliğler ve Panel Konuşmaları, İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları, 1983, s.67
Hmaza Bektaş, a.g.e.s.21.
Necla Başgün, Türk-Ermeni Münasebetleri, Ankara: Töre-Devlet Yayınevi,1973,s.19.
Yunanlıların bağımsızlık hareketi için bkz. Fahir Armaoğlu, 19.Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), Ankara: T.T.K. Yayınları,1997,s.165-184.
Sırbistan Bulgaristan'ın ve bağımsızlığı için bkz. Fahir Armaoğlu, A.g.e, s.271-275, 625-628.
Hamza Bektaş, Ermeni Soykırımı İddiaları ve Gerçekler, Bursa: Uludağ Ünv. A.İ.İ.T. Uygulama ve Araştırma Merkezi Yayınları, 2001,s.51-52
Fahir Armaoğlu, 19.Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), Ankara: T.T.K. Yayınları, 1997, s.522
Bu Antlaşmaların ilgili maddeleri için bkz. Hamza Bektaş, A.g.e.s.34.
Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, Ankara: Bilgi Yayınevi, 1988, s.187
Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul: Belge Yayınları,1987, s. 263
Taner Akçam, Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu, İstanbul: İletişim Yayınları, s.143
Taha Akyol, Sovyet-Rus Stratejisi ve Türkiye, İstanbul: Ötüken Yayınları,1979, s.19
Esat Uras, A.g.e,s.424
Cevdet Küçük, Türk Tarihinde Ermeniler Sempozyumu Tebliğler ve Panel Konuşmaları, İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları,1983, s.95.
Fahir Armaoğlu, 19.Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), Ankara: T.T.K Yayınları, 1997, s.566
Süleyman Kocabaş, Osmanlı İsyanlarında Yabancı Parmağı, Kayseri: Vatan Yayınları,1992, s. 42.
Gültekin Ural, Ermeni Dosyası, İstanbul: Kamer Yayınları, 1998,s. 87.
Hüsamettin Yıldırım, Ermeni İddiaları ve Gerçekler, Ankara: Sistem Ofset Yayınları, 2000, s.139
Süleyman Kocabaş, A.g.e, s. 43.
Süleyman Kocabaş, Osmanlı İsyanlarında Yabancı Parmağı, Kayseri: Vatan Yayınları, 1992, s.84.
Cevdet Küçük, Ermeni Sorunu ve Bursa Ermenileri, Der. Saime Yüceer, Bursa: Uludağ Üniversitesi Basımevi, 2000, s.19.
Fahir Armaoğlu, A.g.e, s. 566
Bilal Şimşir, Türk Tarihinde Ermeniler Sempozyumu Tebliğler ve Panel Konuşmaları, İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları, 1983, s.125.
Kemal Öke, Ermeni Sorunu, İstanbul: İz Yayıncılık,1996,s.143
Fahir Armaoğlu, A.g.e, s.569,
Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, Ankara Bilgi Yayınevi, 1988, s. 319
Kemal Öke, A.g.e, s.449
Bayram Kodaman , 'Bir Amerikalı Gazeteci Gözü İle Ermeni Macerası (1897)', Belleten, XLIX, 195 ( Mart 1985), s.575-576
Osmanlı Devletindeki yenileşme hareketlerinde Fransız etkisi için bkz. Niyazi Berkes, Türkiye'de Çağdaşlaşma, Yay. Haz. Ahmet Kuyaş, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2002
Fahir Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), Ankara: T.T.K. Basımevi, 1997, s. 575
Yusuf Ziya Bildirici, Adana'da Ermenilerin Yaptığı Katliamlar ve Fransız Ermeni İlişkileri, Ankara: Köksav Yayınları, 1999, s.89
Y.Ziya Bildirici, A.g.e, s. 94
Hamza Bektaş, A.g.e, s. 99
Süleyman Kocabaş, Osmanlı İsyanlarında Yabancı Parmağı, Kayseri: Vatan Yayınları,1992, s. 76
Kayıt Tarihi: 8.8.2008
Kaynak; 
http://www.turksam.org/tr
www.turksam.org



..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder