24 Aralık 2015 Perşembe

OSMANLI DEVLETİNDE ERMENİ SORUNU TARİHİ.,




OSMANLI DEVLETİNDE ERMENİ SORUNU TARİHİ., 



OSMANLI DEVLETİNDE ERMENİ SORUNU VE AVRUPA DEVLETLERİNİN ERMENİ POLİTİKALARI
Rıdvan TÜMENOĞLU
Avrupa siyaseti 19.y.y la birlikte değişmeye başlamıştır. Değişen yeni siyasetin ağırlık merkezi kıta Avrupa'sının dışına taşmıştır. Ermeni meselesinin gündeme gelmesi ve Avrupa kamuoyunun bu konuya ilgi duyması bu siyasetin bağlamında gelişen bir olay olarak değerlendirilmelidir. Çünkü Avrupa Devletleri bu siyasetin bir gereği olarak kendi topraklarının dışında da güç noktaları oluşturmak zorunluluğu hissediyorlardı. Bunun için dünyanın değişik bölgelerinde kendilerine bağlı veya kendi çıkarlarına uygun siyasi yapıların oluşması için bir mücadele sürecine girmişlerdir. Bu mücadele özellikle Osmanlı Devleti ile Avrupa Devletleriyle ilişkilerinde gergin bir dönemin başlamasına neden olmuştur. Bu mücadelenin içerisinde Osmanlı Devletinin bünyesindeki farklı etnik unsurların önemli etkisi olmuştur. Özellikle Ermeni Sorunu diye bilinen olay Avrupa Devletleri ile Osmanlı Devletinin ilişkilerinde uzun süre problemlerin yaşanmasına neden olmuştur. Konumuz itibarı ile Osmanlı Devletinin Ermeni politikalarından ziyade Avrupa Devletlerinin Ermeni politikalarını ve bunların nedenlerini inceleyeceğiz. Fakat Ermeni Sorununun Avrupa'ya yansımasını ve Avrupa'da otorite olarak kabul edilen, İngiltere, Fransa ve Rusya'nın Ermeni sorununa yaklaşımlarını ve Ermeni politikalarını anlayabilmek için; öncelikle Ermeni Tarihini, Ermeni sorununu hazırlayan faktörleri, sorunun ortaya çıkışını ve Osmanlı Devletinin Ermenilere yaklaşımını Ermenilere yönelik politikaları gibi konuları araştırma konumuza temel oluşturmak için genel olarak açıklanmalıdır. Çalışmanın bir temele oturtulması ve altyapısının oluşturulması için bu konulara ana hatları ile temas etmenin gerekliliği göz önüne alınmalıdır.
Ermeni sorurunu ve bu soruna Avrupa Devletlerinin yaklaşımlarını inceleyeceğimiz konumuzda, Ermenilerin bölgedeki nüfusu ve Tehcir Kanunu gibi çok daha kapsamlı bir araştırma konusu olabilecek konulara değinmeden Avrupa Devletlerinin Ermenilerle olan ilişkileri ve Ermeni politikaları ve Ermenileri kullanmalarını inceleyerek buna yönelik bir araştırma yapmaya çalışacağız.

I.BÖLÜM

ERMENİLER VE ERMENİ SORUNUN ORTAYA ÇIKIŞI,


I.1.Ermeniler
Ermenilerin etnik menşei konusunda değişik teoriler ortaya atılmakla birlikte özellikle Ermeni tarihçiler tarafından savunulan teoriye göre Ermeniler Frigler'e mensup olup Balkan kökenlidirler. Fakat bu teori kabul görmekle birlikte kesin olarak kanıtlanmamış ve bundan başka görüşler de ortaya atılmıştır. Bu görüşten farklı olarak ortaya atılan görüşlerin başlıcaları ve görüşlerin sahipleri aşağıdaki gibidir
Dr Hanric Pudor'Ermeniler Sami ırkından olup Hıristiyan'dırlar .'
Avusturyalı L. Sufer 'Ermeniler Yahudilerle birlikte Hitit soyundan gelmişlerdir.'
J.Denike 'Ermeniler Hindu, Afgan, Asurî ve Türk ırklarının karışımından oluşmuşlardır.'
Robertde Gais 'Ermeniler Orta Asya yaylalarından gelen Aryen boyları ile Mezopotamya'dan kuzeye çıkan Sami ırkından olan aşiretlerin karışımıdır.'
Ermeni adı Armania olarak genellikle coğrafi bir terim olarak kullanılmakla birlikte bir insan topluluğunun adı olarak 'Ermeni adına ilk defa M.Ö.521'de Pers Kralı Darius'un Behistun yazıtında Ermenileri Yendim ifadesi ile rastlanmaktadır'
Ermeniler bu günkü yaşadıkları coğrafyaya ilk geldiklerinde Erivan, Gökçegöl, Nahçivan Rumiye Gölü kuzeyi ve Maku bölgesine yerleştiler. Daha sonraları, bölgeye hakim olan devletlerin iskan politikaları, baskıları, kendi içlerindeki ekonomik sebeplerden dolayı Kafkasya, Doğu Anadolu ve Kilikya bölgelerine yayılmışlardır. Ermeniler bu bölgeye geldikleri tarihlerden başka devletlere bağlı olarak veya yarı bağımsız bir şekilde yaşamışlardır. Ermeniler bölgede ortaya çıkan otorite boşluklarından ve mücadelelerden yararlanarak kısa ömürlü de olsa küçük krallık ve prenslikler kurmayı başarmışlardır. Bunların en önemlileri Bagrat hanedanı tarafından kurulan Ani Krallığı ve Ardzuruni hanedanı tarafından Van Gölü'nün doğusunda kurulan Vaspurakan Krallığı'dır. Fakat bu devletler çok kısa ömürlü olmuş veya başka devletlerin hâkimiyetinde varlıklarını devam ettirmişlerdir. Ermenilere ve Ermenilerin yaşadıkları bölgelere başka devletler hâkim olmuşlardır. Bölgeye ve dolayısı ile Ermenilere hâkim olan devletlerin kronolojik olarak aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
M.Ö.521-333 Persler
M.Ö. 333-215 Makedonya Kalığı
M.Ö.115-64 kısmen bağımsız
M.Ö.64- M.S. 220 Roma ve Persler arasında el değiştiren mücadele alanıdır.
M.S.220-500 Sasani hâkimiyeti
M.S.500-700 Bizans hâkimiyeti
M.S. 700-1000 Arap hâkimiyeti
M.S. 11.y.y.dan itibaren Türklerin mülkü olmuştur.
Ermeni dilinin kökeni kesin olarak bilinmemektedir. Fakat bu dilin Asurîlerin, Partların, İranlıların ve Yunanlıların etkisi altında geliştiğine dair görüşler vardır. Bölgenin birçok farklı devletin siyasi otoritesinin altında ve birçok farklı kültürün etkisinde buluğunduğu göz önüne alınırsa bu görüşler büyük ölçüde bilimselliğe yakındır. Ermeni Dili 6.y.y.dan itibaren edebi bir dil olmaya başlamış, 18y.y.da Avrupa klasiklerinin de Ermenice ye çevrilmesi ile ivme kazanmış ve gelişmiştir.
Dini inanış olarak Ermeniler bölge halkları ile benzerlikler göstermektedirler. Önceleri İranlıların da etkisi ile doğa varlıkları ve doğa olaylarına inanmışlardır. Daha sonra Hıristiyanlığın bölgede yayılmaya başlaması ile birlikte Ermeniler de bu dini benimse- meye başlamışlardır. 'Hıristiyanlık kesin olarak 4y.y.da Ermenistan da yayılmıştır, ayrıca devlet dini olarak Hıristiyanlığı ilk kabul eden millet de Ermenilerdir.' Ermeniler Hıristiyanlığı ilk kabul ettikleri dönemlerde Gregoiren mezhebini benimsemişlerdir. Fakat daha sonraları Avrupalı misyonerlerin faaliyetleri sonucu mezhepsel ayrılıklar ortaya çıkmıştır. Bu ayrılıkların ortaya nedenleri dinsel olmaktan çok siyasal ve ekonomiktir. Bu nedenle bu konu ikinci bölümde daha geniş bir şekilde yer alacaktır.
Ermeniler Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarından itibaren Osmanlı topraklarının büyük bir kısmına dağılmış şekilde yaşıyorlardı. Ancak Ermenilerin yaşadıkları hiçbir bölgede çoğunluğu teşkil etmedikleri gerek bu konuda çalışma yapan bilim adamlarının yayınladığı eserlerde gerekse bölgeyle ilgili haber yapan yabancı gazetecilerin ve yabacı devlet görevlilerinin raporlarında özellikle belirtilmektedir. 18y.y. sonlarına kadar Ermenilerin mevcut siyasi otoriteyle ters düşmeleri veya çatışmaları söz konusu olmamıştır. Daha ziyade kendi arlarında mezhepsel nedenlerden dolayı çatışmışlar ve ayrılıklar göstermişlerdir.Fakat 18.y.y sonları ve 19.y.y dan itibaren değişik sebeplerle Ermeniler arasında devlete karşı kıpırdanmalar başlamıştır. Bu tarihlerde sonraki bir asır boyunca Avrupa - Osmanlı ilişkilerine damgasını vuracak ve belirleyici bir faktör olacak olan Ermeni Sorunun temelleri atılmıştır.
I.2.Ermeni Sorunu
Fransız İhtilalinin etkilerinin Avrupa'ya yayılmaya başlaması ile birlikte Avusturya Macaristan İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu gibi çok uluslu yapılardan meydana gelen devletlerin içinde kıpırdanmalar başlamıştır. Özellikle Osmanlı Devleti için bu ciddi bir tehlike oluşturmaktaydı. Çünkü Osmanlı Devleti eski gücünü kaybetmiş, Devlet birçok alanda olduğu gibi iç güvenliği ve asayişi sağlama konusunda da zafiyet göstermeye başlamıştır. Bu durumun farkına varan Osmanlı Bünyesindeki halklar, milliyetçilik akımının etkisi ve Avrupa Devletlerinin kışkırtması ve desteği hareketlenmişlerdir. Kendi bünyelerindeki milliyetçi liderlerin öncülüğünde harekete geçen bu halklar kendi ulusal devletlerini kurmak veya en azından devletten alabildikleri kadar imtiyaz alabilmek için örgütlenmeye başlamışlardır. Örgütlemelerini tamamlayan halklar amaçlarına ulaşmak için stratejiler belirlemişler ve faaliyetlerine başlamışlardır. Bu faaliyetlerin ilk aşamaları olan kendi halklarını Avrupa'ya tanıtmak, Avrupa'da kamuoyu oluşturmak ve bu yolla Avrupa otorite devletlerinin desteğini sağlamak için yapılan çalışmalar sonucu, Osmanlı Devletinin bir iç meselesi olan Ermeni Sorunu Avrupa Devletlerinin özellikle Doğu siyasetinin önemli bir gündem maddesi haline gelmiştir. Avrupa, Ermenileri bu şekilde tanımış ve Ermeni Sorunu bu bağlamda ortaya çıkmıştır. Ermenilerin Osmanlı Devletine karşı kışkırtılmasında ve dolaysı ile Ermeni Sorunun ortaya çıkmasında Avrupa'da eğitim gören ve daha sonra kendi ülkelerine dönen Ermeni gençlerinin büyük etkisi olmuştur. Sorunun yaratılması ne kadar Ermenilerin faaliyetleri ile olmuşsa da bu olayın sağlam temellere oturulması ve geliştirilmesi daha ziyade bölgede çıkarları olan Avrupa Devletlerinin katkıları ile olmuştur. Avrupa'nın siyasetini uzun bir süre işgal eden aynı zamanda gerek Osmanlı Devletini gerekse bölge halkını zor durumlara düşüren bu sorunun değişik iç ve dış faktörleri bulunmaktadır.
I.3.Ermeni Sorununu Hazırlayan Faktörler
Osmanlı Devletinin bünyesinde uzun süredir kendi hallerinde yaşayan Ermenilerin durumlarının bir sorun olarak ortaya çıkmasının birçok değişik nedeni olsa da bunları ana başlıklar halinde sınıflandırabiliriz.
Çok uluslu imparatorluklarda buna benzer sorunların ortaya çıkmasının temel nedenlerinden en önemlisi Fransız İhtilalinin sonucunda Avrupa'da yayılmaya başlayan milliyetçilik akımdır. Özellikle varlıklı Ermenilerin çocukları tahsillerini Avrupa'da yapıyorlardı. Bu gençler, öğrenimleri sırasında Fransız İhtilalinin Avrupa'daki etkilerine ve milliyetçilik hareketinin yayılmasına yakından şahit olmuşlardır. Bu durumdan kendileri de etkilenen bu gençler Ermeni milli bilincini oluşturmak ve bağımsız bir Ermenistan için örgütlenmeye başlamışlardır Bu çalışmaların sonucunda bağımsızlık hareketi için girişilen hareketler Ermeni sorunun ortaya çıkmasının temel nedenlerinden. Böylece Ermeni sorunu veya Ermeni Milli Hareketi diye adlandırılan olayın temelini Fransız İhtilali ve bu ihtilalin sonucu olan Milliyetçilik akımı oluşturuyordu.
Avrupa'daki siyasal ve ekonomik dengelerin değişmesi, ülkelerin kendi toprakları dışında da iktidar ve sömürge mücadelesine girmesi, Ermeni sorunun ortaya çıkmasında ve daha çok gelişmesinde oldukça etkili olmuştur. Çünkü Ermenilerin yaşadığı ve Ermenistan diye tabir edilen bu bölge, bu dönemde Avrupa'da güç dengelerini ellerinde bulunduran İngiltere, Rusya ve Fransa'nın çıkarlarının çatıştığı bir bölge durumundaydı. Bu nedenle bu ülkeler bölgede kendi otoritelerini sağlamak ve bölgeyi denetim altında tutabilmek için Ermenilerle yakın ilişkilere girmişler ve Ermenileri Osmanlı idaresine karşı kışkırtmışlar ve Osmanlı Devleti karşısında Ermenilerin savunuculuğunu yapmışlardır. Bu çalışmaları onucunda yukarıda bahsettiğimiz Avrupa devletleri Ermeni Sorununu hazırlayan diğer bir faktör olmuşlardır.
Avrupa Devletlerinin çıkar çatışmaları doğrultusunda bölgeye gönderdiği misyonerler aracılığı ile yürüttüğü misyonerlik faaliyetleri de sorunun ortaya çıkması ve gelişme- sinde önemli rol oynamıştır. Misyonerlerin özellikle isyanların çıkmasında, isyanların desteklenmesi ve Ermenilerin haklılığı ile Avrupa'da yürüttükleri propaganda faaliyetleri Ermeni sorunun ortaya çıkmasını ve gelişmesini sağlayan diğer önemli bir faktör- dür.
Emeni sorunun ortaya çıkmasındaki en öneli faktörlerden biriside şüphesiz Osmanlı Devletinin durumudur. Osmanlı Devleti uluslararası arenadaki saygınlığını ve otoritesini büyük ölçüde kaybetmiş uzun süren ve mağlubiyetlere sonuçlanan savaşlar sonucunda dışarıda olduğu gibi içerdeki saygısını yitirmiştir. Fransız İhtilalinin ve milliyetçilik akımın da etkisi ile hareketlenen Osmanlı Devletinin bünyesindeki halklar devletin zafiyetinden de yararlanarak bağımsızlık hareketlerine başlamışlardır. Osmanlı Devletinin Balkanlar'da başlayan ve Yunanlıların , Bulgarların ve Sırpların bağımsızlıkları ile sonuçlanan ayaklanmaları önleyememesi bu konuda yetersiz kalması Ermenileri bu konuda cesaretlendirmiş ve benzer hareketlere girişmelerine neden olmuştur. Böylece Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu elverişsiz durumda Ermeni sorunun ortaya çıkmasını ve gelişmesini hızlandırmıştır. Ermeni sorununu araştıran ve doktorasını bu konuda hazırlayan Dr. Hamza Bektaş, Emeni sorununun ortaya çıkış sebeplerini 'a) Yabancı devletlerin teşvik, tahrik ve desteği b)Ermeni halkında gelişme- ye başlayan milliyetçilik ve bağımsızlık duyguları c) Osmanlı hükümetinin yönetim hataları ' olarak açıklamak- tadır.
I.4.Ermeni Sorunun Ortaya Çıkması ve Gelişmesi
Ermeni sorunun ortaya çıkması 19.y.y'ın ortalarına denk gelmekteyse bunun ilk zamanları daha ziyade Ermenilerin milli bilincini kazanması ve küçük çaptaki faaliyetleri ile geçmiştir. Ermeni sorunu Avrupa'ya taşıyan iki önemli siyasi olay Ayestefanos (Yeşilköy) Barış Antlaşması (3 Mart1878) ve Berlin Kongresi sonucu imzalanan Berlin Antlaşması (13 Temmuz 1878). Osmanlı-Rus Savaşı sonucu Ruslar İstanbul önlerine kadar gelmişlerdir. Rusların Ayestefanos'a yaklaştıkları sırada İstanbul Ermeni Patriği Narses Varjbedyan ve diğer Ermeni liderleri kont İgnatiyef ile görüşerek Sivas, Van, Muş ve Erzurum illerine özerklik verilmesini istediler. İgnatiyef Ermeni sorunun Aystefanos Antlaşması içerisinde yer alacağına dair Ermenilere söz vermiştir. Onun çabaları ile Ermeni Sorunu anlaşma da yer almıştır . Aystefanos Antlaşmasının 16.maddesi Ermeni sorunu ile ilgilidir. Böylece Ermeni sorunu resmiyet kazanmış oluyordu. Berlin Antlaşması ile de Ermeni sorunu tam manası ile Avrupa'nın gündemine taşınmıştır. Bu antlaşmanın 61.maddesi ile de Avrupa Devletleri Ermenilerin koruyuculuğuna ve hamiliğine soyunmuşlardır. Böylece Emeni sorunu resmen Avrupa'nın gündemine taşınmış ve bu tarihten itibaren Osmanlı Devleti ile Avrupa devletleri arsındaki ilişkilerde belirleyici rol oynamıştır. Gerek Avrupa Devletlerinin Osmanlı Devletlerinin içişlerine karışmasında gerekse bu konuda Osmanlı Devletine baskı uygulaması gibi konularda sürekli gündeme gelmiştir. Böylece Ermeni orunu Osmanlı Devletinin içişi olmaktan çıkmış uluslar arası bir boyut kazanmıştır.
Avrupa Devletlerinin de işin içine girmesi ile Ermeni olayı değişik bir boyut kazanmıştır. Bu tarihe kadar propaganda faaliyetleri ve küçük çaptaki olaylarla devam eden sorun bu tarihten itibaren kanlı bir görünüm kazanmıştır. Avrupa Devletlerinin de desteğini alan Ermeniler isyan hareketlerine ve Osmanlı Devletinin düşmanları ile açık iş birliğine başlamışlardır.



***********


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder