19 Mart 2019 Salı

1914 -2014 YÜZYILIN HİKAYESİ - TÜRK KAFKAS İSLAM ORDUSU VE KAFKASLARDA ERMENİ KATLİAMLARI. BÖLÜM 5

1914 -2014 YÜZYILIN HİKAYESİ - TÜRK KAFKAS İSLAM ORDUSU VE KAFKASLARDA ERMENİ KATLİAMLARI. BÖLÜM 5



Tehcir Öncesi Hazırlıklar 

Hükümet, Ermeni tehcirine başlamadan önce aşağıdaki tedbirleri aldı: 

. Bütün vilâyetlere “bölgelerinden geçecek kafilelerin ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tedbirlerin alınması ve yiyecek stoklanması” talimatını verdi. 
. İhtiyaçların tespit ve temini için İskân-ı Aşâir ve Muhacirîn Müdürü Şükrü Bey bizzat görevlendirildi. 
. Sevkiyat sırasında kafilelerin ihtiyaçlarının karşılanması için Konya, İzmit ve Eskişehir sancakları ile Adana, Halep, Suriye, Ankara ve Musul vilâyetlerine toplam 2.250.000 kuruş tahsis edildi. 

Tehcir sırasında ortaya çıkan ihtiyaç için vilâyetler kendi imkânları nispetinde yardımlarda bulunmuşlar, zaman zaman ihtiyaç durumuna göre merkezden yeni para tahsisleri de yapılmış, Amerika'dan Ermeni muhacirlere verilmek üzere gönderilen bir miktar para da Amerikan misyonerleri ve konsolosları tarafından Hükümetin bilgisi dâhilinde Ermenilere dağıtılmıştır. 

Tehcire tabi tutulan Ermenilerin 

. Devlete ve şahıslara olan borçları, ya ertelenmiş ya da tamamen af edilmiş, 
. Kafilelerine hastalık durumlarında tedavi edilmeleri için sağlık görevlileri atanmış, 
. Aralarında bulunan suçlu ve zanlılar hakkındaki takibat ertelenmiş, 
. Malları koruma altına alınmış, 
. Bozulabilir malları, hayvanları veya işletilmesi zorunlu olan imalâthaneleri, kurulan komisyonlar tarafından açık arttırma  ile satılarak, paraları sahiplerine gönderilmiştir. 

Tüm bu işlemler yapılırken herhangi bir suiistimale meydan vermemek için büyük bir dikkat gösterilmiş, bu kapsamda vilayetlere aşağıdaki talimatlar verilmiştir: 

. Tahliye edilmiş olan bölgelere hiçbir şüpheli şahıs sokulmayacak. 
. Eğer bazı şahıslar ucuza mal satın almışlarsa, satışlar feshedilecek ve gerçek değeri takdir olunarak, meşru olmayan bir menfaat teminine meydan verilmeyecek. 
. Tehcir edilen Ermenilerin, istedikleri eşyayı götürmelerine müsaade edilecek. 
. Götüremeyecekleri eşyadan, durmakla bozulacak olanlar zaruri olarak satılacak, fakat bozulmayacak durumdaki eşyalar ise sahipleri adına korunacak. 
. Taşınmaz malların icar, ferağ ve rehin gibi işlemlerinin sahipleriyle olan ilgilerinin bozulmamasına dikkat edilecek ve tehcirin başladığı tarihten itibaren bu hükümlere aykırı olarak yapılan uygulamalar varsa feshedilecek. 
. Bu mallar hakkında anlaşmazlık durumlarına meydan verilmeyecek. 
. Sevke tâbi tutulan Ermenilere, mallarını yabancılar dışında istediği kimseye satmalarına izin verilecektir. 

Talimatlar büyük bir titizlikle uygulanmaya çalışılmış, sevk edilen Ermenilerden kalan sanat ve ticaret müesseseleri iskân şirketleri kurularak, değerleri üzerinden bu şirketlere intikal ettirilmiş; satılan malların bedelleri Emvâl-i Metrüke Komisyonları tarafından sahiplerine gönderilmiştir. Nitekim iskân mahallerine varan muhacirler, kendilerine aktarılan bu paralarla işlerini 
kurmuşlar ve bölgeye uyum sağlamışlardır. 

Tehcirin Başlatılıp Sonlandırılması 

Tehciri Başlatırken 

. Tehcire tabi tutulan kimselerin imhasının söz konusu olmadığı, sevkiyat esnasında emniyetlerinin sağlanması ve  iaşelerine ait her türlü tedbirin -muhacirin tahsisatından sarfiyat yapılarak- alınması, 
. Tehcirin gayesinin hükümet aleyhine faaliyetlerde bulunmalarını engellemeye ve bir Ermenistan Hükümeti teşkili hakkındaki hedeflerini gerçekleştirmelerine mani olmaya matuf olduğu, 
. Yerlerinde kalan Ermenilerin bundan sonra yerlerinden çıkarılmayacağı, asker aileleriyle ihtiyaç nispetinde sanatkâr,  Protestan ve Katolik Ermenilerin sevk edilmeyeceği, 
. Ermeni kafilelerine saldırıda bulunanlar veya bunlara önayak olan jandarma ve memurlar hakkında şiddetli kanunî tedbir  alınacağı ve bu gibiler derhal azl edilerek Divan-ı Harbe teslim edileceği; bu gibi olayların tekrarından vilâyet ve 
sancakların sorumlu tutulacağı hususları yetkililer tarafından ilgililere sıklıkla hatırlatılmıştır. 

İskâna tabi tutulanlar, istedikleri hayvanlarını yanlarına alabiliyor, eşyalarını kağnılarla taşıyorlardı. Kendi kağnısı olmayana devlet bu seyahat için sürücüsü ile bir kağnı veriyordu. İsteyenlerin kıymetli eşyaları denk içinde depo olarak kullanılan kiliselerde, kilit altına alınıyordu. Sahipleri geri döndüklerinde emanetlerini alabilirlerdi. Asıl jandarmalar cephede savaşta olduğundan 
imkânlar ölçüsünde oluşturulan jandarmaların korumasında birkaç yüz kişilik gruplar halinde Haziran sonlarından itibaren yollanmaya başlandılar. Yollarda muayyen yerlerde revir ve Ermeni Papazların bile bulundurulduğu dinlenme-besleme kampları oluşturulmuştu. Bu şekilde Ermeni kafileleri, iskân sahalarına dağıtılmak üzere yol kavşakları üzerinde belirli merkezlerde toplandı. Kafilelerin, muhtemel zorluklarla karşılaşmamaları, emniyet ve muhafazalarının sağlanması için uygun ve yakın güzergâhlardan nakilleri plânlandı. Nitekim Musul'a Kayseri'den ve Samsun'dan gönderilenler Malatya üzerinden; Sivas, Mamuretülaziz, Erzurum ve havalisinden gönderilenler ise Diyarbakır-Cizre yolundan sevk edilmişlerdir. Yolların yoğunluk ve sancakların asayiş durumları dikkate alınarak zaman zaman güzergâhlarda değişiklikler de yapılmıştır. 

Bütün bu güzergâhların seçiminde tren yolları ve nehir nakliye araçları en emniyetli olduklarından dolayı tercih edilmiştir. 

Nitekim Batı Anadolu'dan iskân mahalline gönderilenlerin hemen hepsi trenlerle nakledilmiştir. Cizre yolu ile sevk edilenler de tren ve "Şahtur" denilen nehir kayıklarıyla taşınmışlardır. Tren ve nehir nakliyatının bulunmadığı yerlerde kafileler hayvan ve arabalarla belli merkezlere toplanmışlar ve buralardan trenlere bindirilmişlerdir. Trenle gidenler yerleşim bölgelerine olaysız ve 
az kayıplarla varabildiler. Nitekim güneye yollanan ilk kafilede olan Protestan Ermenilerim vekili Zenop Bezciyan, döndükten sonra İstanbul’daki ABD büyükelçisi Morgenthau’u ziyaret ederek, “hiçbir olay olmadan yerlerine varıp yerleştiklerini ve yeni ikamet yerlerinde iş tuttuklarını” ifade etmiştir. 

 Osmanlı Hükümeti savaş şartlarına rağmen, sevkiyatın bir düzen içinde yürümesine ve kafilelerin herhangi bir zarara uğramamasına itina etmiş, bunun için elindeki imkânları zorlayarak nakli gerçekleştirmeye çalışmıştır. Cepheye asker ve zahire nakli sebebiyle, zaman zaman muhacirlerin sevkinde vasıta sıkıntısına düşülmüştür. Hükümetin, tehcire tabi tutulan Ermenileri büyük bir intizam içerisinde yeni yerleşme alanlarına sevk etmeyi başardığı yabancı misyon tarafından gönderilen raporlarda da doğrulanmıştır. Amerika'nın Mersin Konsolosu Edward Natan, 30 Ağustos 1915'te Büyükelçi Morgenthau’ya 
gönderdiği raporunda, “Tarsus'tan Adana'ya kadar bütün hat güzergâhının Ermenilerle dolu olduğunu; kalabalık yüzünden birtakım sıkıntıların olmasına rağmen Hükümetin bu işi son derece intizamlı bir şekilde idare ettiğini; şiddete ve düzensizliğe yer vermediğini; göçmenlere yeteri kadar bilet sağladığını; muhtaç olanlara yardımda bulunduğunu” belirtmiştir. Buna karşılık Ermeni komiteleri, tehcir devam ederken bile, saldırılarına devam etmiş, âdeta tehcirde devletin ne kadar isabetli davrandığını göstermişlerdi. 

Hükümet; 

. Nakil sırasında konvoylara emniyet kıtaları ve sağlık ekipleri refakat ettirmiş, 
. Nakledilenlerin devlete olan borçlarını silmiş, 
. Kendi ordusuna bile yemek çıkaramazken, tehcire tabi Ermenilerin iaşesini sağlamıştır, 
. Yeni gittikleri bölgelerde toprak, ev, sermaye ve mesleklerini yapabilmeleri için ücretsiz olarak mesleki alet vermek suretiyle gelecek yaşamlarını kolaylaştıracak her türlü yardım ve desteği sağlamıştır. 

Aynı tarihlerde Ruslar, Kafkaslardan bir milyona yakın Müslüman göçmeni aç ve perişan bir şekilde Osmanlı topraklarına sürmüş, yollarda bunlardan yüz binlercesi ölmüştür. Bu yüzden Osmanlı Hükümeti, bir yandan da bu Müslüman göçmenlerin yerleştirilmeleri ve iaşelerinin temini ile uğraşmak durumunda kalmıştır. 

Savaş ortamının getirdiği olumsuz şartlar, kafilelerin emniyetinin sağlanmasını ve iaşelerinin teminini güçleştirmiştir. Yollarda yer yer görülen salgın hastalıklardan can kayıpları olmuştur. Bu kargaşada dağ başlarında idarenin emir ve bilgisi aksine, hırsızlık yapan, cinayet işleyen, ırza geçen, askerin kumanyasını çalıp karaborsada satan, hayvan yemlerini bile çalanlar olmuştur. 
Hama'da bulunan kafilede her gün tifo ve dizanteriden 70-80 kişinin öldüğü ve derhal tedbir alınması hususunda emir verildiği rapor edilmiştir. Kafilelerden bazılarının Arap ve Kürt aşiretlerinin saldırılarına maruz kalarak soyulduğu ve öldürüldüğü istihbaratı alınmıştı. Bu çerçevede bir Amerikan tarihçi şöyle yazmıştır: “Kürt ve diğer haydut çetelerince bazı kafilelere yapılan hücumlar 
hükümetin kontrolü dışındaydı, yokluk ve fukaralık bölgede yaşayanların tümü tarafından pay ediliyordu…”. Erzurum Vilâyeti'nden, Dersim eşkıyasının sevk olunan Ermeni kafilelerinin yolunu keserek katlettikleri ve onları kurtarmanın kabil olmadığı, bildirilmiştir. Bunun üzerine yetkililer ilgili Vilâyetlere, 

. Bundan böyle zaptiyesiz hiç bir kafilenin yola çıkarılmaması ve sevkiyatın emniyet içinde yapılması için gerekli tedbirlerin alınması, kafileleri koruyan muhafızların sayılarının arttırılması; 
. Sevkiyat sırasında güzergâhta bulunan aşiretlerin ve köylülerin taarruzlarına karşı her türlü vasıtanın kullanılması, katle ve gaspa cüret edeceklerin şiddetle cezalandırılması talimatları vermiştir. 

Hükümet, bu Talimatlarına istinaden; 

. Ermeni kafilelerine saldıranlardan kaç kişinin cezalandırıldığını soruşturmuş ve 
. Ermeni kafilelerinin sevki sırasında ihmali veya yolsuzluğu görülen görevlileri tespit etmek üzere tahkik heyetleri kurmuş, 
. Tahkik heyetlerinin verdikleri raporlar ışığında, görevini kötüye kullanan pek çok görevliyi, işten el çektirmiş; bir kısmını  Divan-ı Harb'e sevk etmiş, yargılatarak ağır cezalara çarptırılmalarını sağlamıştır. 

Çeşitli yollardan sevk edilen Ermenilerin ayrıldıkları ve vardıkları yerlerdeki sayıları devamlı şekilde kontrol edilmiş, Ermenilerin belli bir yerde yoğun olarak bulunmaları sakıncalı bulunarak, ayrı kasaba ve köylere yerleştirilmeleri plânlanmıştır. Osmanlı Arşivi'nden derlenen bilgilere göre 9 Haziran 1915'ten 8 Şubat 1916 tarihine kadar tehcirin uygulandığı muhtelif bölgelerden iskân sahalarına Ek-2’deki verilere göre 431.513 kişi nakledilmiş ve 33.921’i yerlerinde bırakılmıştır. ABD görevlileri tehcire tabi tutulan Ermeni sayısını kendilerince kabul edilen en iyi enformasyon kaynaklarına göre 486.000 olarak vermiştir 
(Ek-3). 
Burada dikkat edilmesi gereken husus sayıların Osmanlı verilerinde belgelere dayalı ve rakamların detaylı olarak verilmesi, ABD kayıtlarında ise kendilerince en iyi enformasyona (bilgiye) dayandırılması ve kabaca yuvarlatılmış olmasıdır. 
İki veri arasındaki farklılık, büyük ihtimalle ABD kaynaklarında -propaganda amaçlı olarak- sayıların abartılı olarak yuvarlatılmasından kaynaklanmış olabilir. 

Tehcir sırasında sevkiyat gerek iklim şartları, gerekse meydana gelen yığılmalar yüzünden zaman zaman durdurulmuştur. Ermeni sevkiyatı 15 Mart 1916 tarihinde vilâyetlere ve sancaklara gönderilen bir genel emirle sonlandırılmış, bu tarihten itibaren hiçbir sebep ve vesileyle sevkiyat yapılmaması bildirilmiştir. O tarihte henüz iskân mahallerine varmamış, yani yollarda olan Ermenilerin, bulundukları vilâyet dâhiline yerleştirilmeleri talimatı verilmiştir. Ermeni nüfusun büyük kısmının Suriye tarafına nakledilmesi sebebiyle, 10 Ağustos 1916 tarihinde İstanbul'daki Ermeni Patrikhanesi lağvedilerek Kudüs'e nakledilmiş; bu arada Sis ve Akdamar Katogikoslukları da birleştirilerek Kudüs'e kaldırılmıştır. 

Osmanlı Devleti’nin kayıtlarına göre tehcire tabi tutulan 431.513 Ermeni’den 382.148’i (% 82’si) tehcir yerlerine ulaşmıştır. 

Aradaki fark 56.610 kişi olup, bunlardan 500‘ü Erzurum-Erzincan arasında, 2000’i Meskene’de, 2000’i Mardin civarında ve 5000’i Dersim bölgesinde eşkıya saldırıları sonucunda öldürülmüştür. Bunlara ilave olarak yolculuk esnası ve varılan yerlerde Tifo, Dizanteri gibi hastalıklardan 25.000 civarında ölen olduğu tahmin edilmektedir. Nitekim 1. Dünya Harbi yıllarında 1915-1918 yılları 
arasında Osmanlı ordusunda da hastalıklar nedeniyle 466.759 kişinin vefat ettiği dikkate alındığında tehcir sırasındaki ölümlerin çoğunun salgın hastalıklardan kaynaklandığı gerçeği daha kolay anlaşılabilmektedir. 

Öte yandan tehcir bölgesinde bulunan Ermenilerden bir bölümünün Rusya'ya, Batı ülkelerine ve Amerika'ya gittiklerine/götürüldüklerine dair bilgiler vardır. Nitekim belgelerde, Osmanlı ordusunda silah altında bulunan Ermenilerden 50.000'inin Rus ordusuna iltihak ettiğine, yine Türklerle savaşmak üzere binlerce Ermeni’nin de Amerikan ordusunda üç-dört yıl eğitim gördüğüne dair, merkezi İstanbul'da bulunan ve Osmanlı ülkesindeki Ermenileri menfaat karşılığında 
Amerika'ya kaçıran bir şebekeye ait belgeler vardır. Ayrıca, Ermeniler ve diğer yabancıların verdikleri bilgilere göre; tehcir dışında Kafkasya'ya 345 bin, Suriye'ye 140 bin, Yunanistan ve Ege Adalarına 120 bin, Bulgaristan'a 40 bin, İran'a 50 bin, Lübnan'a 50 bin, Ürdün'e 10 bin, Mısır'a 40 bin, lrak'a 25 bin; Fransa, ABD, Avusturya ve diğer bazı ülkelere 35 bin olmak üzere, toplam 855.000 Ermeni’nin yurt dışına çıktığı anlaşılmaktadır. Bu miktara tehcir yerlerine ulaşan 382.148 Ermeni dâhil edildiğinde toplam sayı 1.237.148 rakamına ulaşmaktadır. Osmanlı Ermenilerinin 1914 Nüfus istatistiğine göre sayılarının 1.221.850 olduğu bilindiğine göre, Ermenilerin iddia ettiği gibi bir Ermeni soykırımı veya 2-3 milyon Ermeni’nin yok edilmesi mümkün değildir. 

Yukarıda verilen bilgilerden de anlaşılacağı gibi Osmanlı tebaası pek çok Ermeni, harpten önce ve harp sırasında Amerika ve Rusya başta olmak üzere çeşitli ülkelere dağılmışlardır. Gösterilen itinaya rağmen; Osmanlı belgelerine göre 1915 yılındaki tehcir esnasında salgın hastalıklardan 25 bin, eşkıya saldırıları sonucu 9 bin civarlarında Ermeni'nin öldüğü anlaşılmaktadır. Bunların dışında ölüm kayıtlarına rastlanılmamaktadır. 

Bütün aksamalara rağmen, “Geçici Sevk ve İskân” yasası istenilen sonucu vermiştir. Ermeni köyleri boşalınca, Ermeni çeteleri saklanacak-beslenecek yer bulamamışlar; sabotajlar bitmiş, asker de savaş yerlerine gidebilmiştir. 

6. CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder