5 Aralık 2020 Cumartesi

Alman Belgelerinde Ermeni Meselesi., BÖLÜM 2

Alman Belgelerinde Ermeni Meselesi., BÖLÜM 2


Kıvanç Galip Över,Alman Belgelerinde, Ermeni Meselesi,ABD, İngiltere, Almanya, Ermeni tezlerini neden tanımıyor,1915 Soykırım Yalanı,


 DEVLET ZAFİYETE DÜŞERSE..

Halep, 12 Nisan 1915. 

Zeytun yakınlarında Ermeniler arasında Nazaret Çavuş adıyla anılan biri etrafında bir 
yağmacı çete oluşmuş. Geçen yılın Ekim ayında Maraş Mutasarrıfı Haydar Paşa bu çeteye karşı mücadele etmiş. Haydar Paşa Zeytun sakinlerine çete üyelerini teslim edenlere hiçbir şey yapılmayacağı sözünü vermiş ve gerçekten de çete üyelerinin teslimini sağlamış. … Haydar 

Paşa çete üyelerinin yakalanması için bilgi verenlere hiçbir şey yapılmayacağı sözünü yerine getirmemiş ve bu konuda bilgi verenleri tutuklattırmış. 

Savaşın çıkmasıyla … Zeytun’da bulunan askeri bölüğü geri çekmiş ve yerine Maraş'tan getirilen, kısmen de Zeytun halkının şahsı düşmanları olan Müslüman jandarmalar yerleştirmiş. 

Zeytun ağırlıklı olarak Hıristiyanlardan oluşan bir şehir ve bu jandarmaların elinde. Jandarma komutanının ve kaymakamın göz yumması sonucu şehrin erkeklerine çok kez kötü muamele edilmiş, kadınlara sarkıntılık yapılmıştır. 

Huzursuzlukların bir başka kaynağı daha var. Maraş'ta bulunan Ermeni kökenli askerler kötü beslendirilmiş ve aralarında Zeytun'lu olanlara kötü muamele edilmiş, işkence yapılmıştır. Bu askerlerden bir kısmı bu nedenle firar etmiş. Hükümet yaklaşık Mart ayının başlarında yöreden kaynaklanmayan nedenlerle buradaki Hıristiyan askerlerin üniforma ve silahlarını almış. Bu olay diğer askerler tarafından bunun Hıristiyanlara yönelik gelecekte alınacak daha ağır önlemlerin başlangıcı olarak görülmüş ve böylece başka Hıristiyan kökenli askerlerin firar etmesine ve Zeytun civarında bulunan çetelere katılmalarına neden olmuştur. 

Firarilerin yakalanması için jandarmalar görevlendirilmiş, bu kişilerin kendilerini koruma girişimi sonucu 9 Martta altı jandarmayı öldürmüşler. … Çetecilerin şehre saldırmasından korkan Zeytun halkı, koruma istemiş, bu istekleri yerine getirilmiş. 
Şehir sakinlerinden bu kişilerin teslim edilmesi istenmiş, ancak bu girişim başarısızlıkla sonuçlanmış, çünkü insanların hükümetin verdiği sözlere güvenleri kalmamış. 
İlginç olan ise, ölen çetecilerden ikisinin başlarının kesilmiş olarak bulunmasıydı. … Öyle görünüyor ki, Türkler tarafından kimliklerinin ortaya çıkarılmasını istemiyorlardı. 
Zeytun'da meydana gelen olaylar çok yakında bulunan ve büyük bir şehir olan Maraş'ı etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Maraş yaklaşık 50 ile 60 bin nüfuslu bir şehir. 
Nüfusun 36 bininin Müslüman, 24 bininin ise Hıristiyan olduğu tahmin ediliyor. 
Çekilen yoksulluğun nedeni bir yandan yaşanan politik huzursuzluklar, bir yandan da oldukça yetersiz ulaşım koşulları neden olmuş. Maraş'ı Antep'e bağlayan tek karayolu 18 yıldır yapılmaya çalışılıyor, ancak henüz yolun yarısı bile tamamlanmış değil. Suları yükseldiğinde yolu ikiye bölen Aksu nehrine birkaç yıl önce bir mutasarrıfın eşi boğulma tehlikesi atlatınca köprü yapılmış. 
Seferberlik ve halkın mallarına geniş ölçüde el konulması insanları zor duruma düşürmüş. … Halep'ten geldiğim araç şehirdeki tek araç. … Hıristiyan katır sahipleri 4 hafta boyunca ücretsiz olarak askeri amaçlar doğrultusunda çalıştırılmaya zorlanmış. 

Kendilerine yaptıkları işin süresini ve içeriğini gösteren bir belge de verilmemiş. 

Bu kişilere görevlerini yerine getirdiklerine dair bir belge verilse dahi, bazı durumlarda başka bir yerde tekrar çalıştırılmışlar. Buna karşın Müslümanlar birkaç gün çalıştırıldıktan sonra salıverilmiş. Gelen haberlerden sonra artık sivil Ermeni halkının silahlan geceleri evleri aranarak ellerinden alınıyordu. Askerler Hıristiyanları dövüyor, kadınların üzerinde silah araması yapılacağı gerekçesiyle sarkıntılık yapılıyor, çocuklara taş atılıyordu. 

Ermenilerin silahları toplanırken Müslümanlar barut ve saçma satın alma fırsatı buldular. Maraş yakınlarındaki Tekerek Köyü sakinleri bir haber göndererek Müslüman olunmasını yoksa bunu hayatlarıyla ödeyeceklerini bildirdiler. 
Cemal Paşa'nın halkı sükunete davet eden emri 31 Mart tarihinde duyuruldu. … Ermenilerden birinin evinin kapısı devriyeler tarafından dipçikle kırıldıktan sonra zorla Müslümanlaştırmak girişimini engellemedi. 

Maraş'tan 450 ve Zeytun'dan 125 asker kaçağı Mart sonundan bu yana teslim oldu ve cezalarını çalıştırılarak çekiyorlar. 
Savaş mahkemesinin kovuşturmaları Maraş'taki saygın ve hali vakti yerinde olan Ermenilerin tümüne karşı sürdürülüyor. Anılan Ermenilerin arasında Zeytun'daki olaylarla uzaktan yakından ilgisi olmayanlar var. Bu kişiler çete olaylarının bir an önce bitmesi özlemi içinde Maraş'ın yeniden huzura kavuşmasını istiyor. 
İncelemenin savaş mahkemesi tarafından tarafsızca yürütüleceği konusunun zayıf bir ihtimal olduğunu düşünüyorum. Öyle görünüyor ki, savaş mahkemesi amaca dönük davranmak yerine gerçek suçluları yakalayamadığı için tüm Ermeni halkını suçluyor ve bu mahkeme yaptıklarını olduğundan fazla göstermek için önde gelen Ermenileri kendisine hedef seçiyor. 

Savaş mahkemesi her fırsatta silah kaçakçılığı yapmaktan çekinmeyen Daşnaksütyun ve Hınçakçılar a karşı harekete geçseydi, bu anlaşılır bir durum olurdu. Ancak böyle olmadı. 
Gerçi şehir dışına çıkma yasağı kaldırıldı, ancak Hıristiyanlar şehir dışında bulunan üzüm bağlarına askerlerden korktukları için gidemiyor. 
Kıyım tehlikesi her ne kadar Müslüman kışkırtıcılar vazgeçmese de şimdilik ortadan kalktı gibi görünüyor. Bu kışkırtmalar 31 Martta merkezdeki hükümet yetkililerine sayıları 10 bin dolayındaki Zeytun'lunun öldürülmesi ve şehrin yerle bir edilmesi gerektiğini bir te1grafla bildirmişler. 

Ülkenin iç sorunlarına karışmadım. Sadece bir olayda, askerlerin cezaevinde bulunan oğluna yemek götürmek isteyen -tutuklular yakınları tarafından besleniyor- bir Ermeni kadının üzerine kor halinde kömür dökmek isteyince görevim dahilinde olmamasına rağmen müdahale ettim ancak bana buna karışma hakkımın olmadığı belirtilmedi. 

Misyoner Blank'a göre dağlara kaçan çeteciler ve asker kaçaklarının eğer teslim olma koşullarına uyulacağına dair bir yetkiliye güvenmeleri durumunda hemen teslim olacaklar. 
Maraş'ta birliklerin ilerlemesiyle korkuya kapılan bir köyün sakinleri köylerini terk edip çetecilere katılmış. Haber doğru ise, hareketlilik çoğalacak gibi görünüyor. 
Halep Valisi Celal Bey, Rus sınırındaki Türk topraklarında Rusların elindeki bazı Ermeni yerleşim~ yerlerinde Rus sempatisi duyumu aldıklarını, Türk topraklarında ki bazı Ermeni köylülerinin Müslümanlar tarafından yok edildiğini ve hükümette Ermenilerin tamamından şüphelenen ya da onları düşman saymaya eğilimli bir görüşün temsilcilerinin hakimiyeti ele aldığını söyledi. 

Haydar Paşa gitti ve halkın da yardımıyla en kötü insanları, yani çetecileri tutuklamayı başardı. Yalnız hangi araçlarla bunu ,gerçekleştirebildi! Korkunçluklar anlatılamaz bile. Kadınlar dahi dövüldü. … Halka ibret olsun diye herkesin önünde asmak yerine, ona kapalı bir yerde, bir ceza evinde işkence yaparak öldürdüler. 
O halk tarafından bir şehit olarak anılıyor. Öbür tutuklu çetecilere ne oldu dersiniz? Hepsi tutuklu bulundukları ceza evinden kaçtı ve şimdi onları halk teslim edecekmiş. Halk bu çetecileri teslim etti zaten. Neden hükümet halkın teslim ettiği ve tutuklu bulunan çetecileri ceza evinde tutamadı? 

Çanakkale savaşında esir düşen … Avustralyalı askerler kaçmayacaklarına dair söz verince kapalı yerlerde tutulmamışlar, Türklerle iç içe yaşam sürmüşler. Askerler, esir oldukları sürece bir nevi Türklerle kültürel alışverişte bile bulunmuşlar. Örneğin Gediz’deki tutsaklar bin kitaptan oluşan bir kütüphanenin kurulmasını sağlamışlar, dil öğrenmişler, dil öğretmişler, yerel yöneticilerin desteğiyle bando kurmuşlar, Gediz halkıyla birlikte ava gitmişler. Ressam olan esirler resim çalışmalarını sürdürmüşler. Bazı yerlerde demiryolu, karayolu yapımında Türklerle 
birlikte çalışmışlar. Türkler esirlere tutsak misafir muamelesi yapmışlar. 
Şu soruya bir cevap bulmak lazım: Türkler Çanakkale gibi muazzam bir savaşın ardından esir aldıkları ve yabancısı oldukları Avustralyalı askerlere bile böylesine mükemmel bir yaklaşım gösterirken, hangi şartlarda kendileri ile beraber yaşayan Ermeniler'e karşı tepkili ve silaha davranacak bir hale gelebilirler? 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder