30 Ekim 2014 Perşembe

BAĞIMSIZLIK SONRASI ERMENİSTAN-RUSYA İLİŞKİLERİ VII _ VIII




VII.  Robert Koçaryan Döneminde Ermenistan-Rusya İlişkileri

1980’li yılların sonlarından itibaren Dağlık Karabağ’da Krunk (Turna) teşkilâtının liderliğini yapan Koçaryan, 1992’de sözde Dağlık Karabağ Savunma Komitesi Başkanı, 1996’da ise Cumhurbaşkanı seçilmiştir.[42] Petrosyan tarafından Mart 1997’de Ermenistan Başbakanlıkğı görevine getirilen Koçaryan, daha sonra  muhalefet saflarına katılarak Petrosyan’ın ekonomi ve Dağlık Karabağ politikasını eleştirmeye başlamıştır. Petrosyan, 1998’te istifa ettikten sonra Başbakanlık görevinde bulunan Robert Koçaryan devlet başkanının yetkilerini kullanmaya başlamıştır. 30 Mart 1998’te yapılan seçimlerde devlet başkanı seçilmiştir.

Koçaryan iktidara geldikten sonra Ermenistan’ın iç ve dış politikasında ciddi değişiklikler olmuştur. Her şeyden önce, Rusya ile ilişkilerini geliştirmeye çalışan Koçaryan, askeri, ekonomik ve siyasi açıdan Rusya ile işbirliğine önem vermiştir. Koçaryan, iktidarının ilk yıllarında ekonomik sorunlardan daha çok siyasi sorunların çözülmesine öncelik vermiştir. Karabağ sorununun çözümü için Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev ile yaptığı görüşmelerde konu ile ilgili anlaşma sağlanmamıştır. Koçaryan, yönetimi ‘çözümsüzlükde bir çözümdür’ prensibine göre hareket ederek sorunu zamana yaymaya çalışmıştır.

Dış politika çerçevesinde başta Rusya olmak üzere ABD ve Avrupa ülkeleri ile ilişkiler geliştirilmeye çalışılmış, yurtdışında yaşayan Ermenilere yönelik ciddi çalışmalar başlatılmıştır. Diaspora Ermenileri ile ilişkilere özel önem veren Koçaryan, bununla da diaspora Ermenilerinin yatırımları ile ekonominin sorunlarını Azerbaycan da olsa hafifleteceğini düşünmüştür. Ermenistan ve Rusya arasında ekonomik ve ticari ilişkileri etkileyen en önemli sorunlardan biri de Ermenistan’ın Rusya’ya olan borcunun ödenmesinde yaşanan zorluklar olmuştur. Bağımsızlığın ilk yıllarında Rusya’nın verdiği borçlarla ayakta kalmaya çalışan  Ermenistan birkaç yıl sonra bu borçları ödeyemez duruma gelmiştir. Rusya bulduğu her fırsatta Ermenistan’a borcunu geri ödemesi gerektiğini hatırlatmış ve verdiği doğalgazda kesintiler yapmaya başladıktan sonra, Ermenistan hükümeti Rusya’ya olan borcunu ödemek için yollar aramıştır. Taraflar arasında yapılan uzun görüşmelerden sonra Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan’ın teklifi üzerine Rusya, toplam 101 milyon Dolar borç karşılığında Ermenistan’ın büyük askerî sanayi tesisi olan Nairit, Mars ve ülke elektrik ihtiyacının % 40’nı üreten Hrazdan hidroelektrik santrali başta olmakla beş büyük sanayi tesisini almaya karar vermiş ve 17 Temmuz 2002’de bu konuda anlaşma imzalanmıştır.[43] Taraflar arasında imzalanmış bu anlaşma uzun süre Rusya Duma’sında onaylanmamıştır. Bunun en büyük nedenlerinden biri de Rusya’nın kontrolüne verilmiş bu sanayi merkezlerinin demirbaş sayısının kesin olarak hesaplanmaması olmuştur. Yapılan görüşmelerden sonra bu konudaki anlaşmazlıklar da halledilmiş ve Rusya Duma’sı Ermenistan ile imzalanmış anlaşmayı 15 Mayıs 2003 tarihinde onaylamıştır.

20 Mayıs 2003 tarihinde Rusya federasyonu Sanayi, Bilim ve Teknoloji Bakanı İlya Klebanov  yaklaşık 80 Rus işadamı ile birlikte Ermenistan’a resmi bir ziyarette bulunmuştur. Ermenistan Devlet Başkanı Koçaryan, Rus heyetini kabul ederken Ermenistan ve Rusya arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da geliştirilmesi imkanlarının olduğunu ifade etmiştir. Klebanov ise Rusya’nın Ermenistan ile bilim ve teknoloji alanında işbirliğini geliştirmek istediklerini vurgulamış, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin siyasi ilişkilerin gölgesinde kaldığını dile getirmiştir. Klebanov, Ermenistan’a yatırım yapmak için Ermeni işadamlarının heyette yer almasının önemini belirtmiş ve Ermenistan’a yatırım için teklif edilen koşulların çok etkileyici olduğunu, tek engelin ise ulaştırmada yaşanan sorunlar olduğunu bildirmiştir. Klebanov, birinci toplantının devamının olması ve benzer toplantıların gelenek haline gelmesi gerektiğini vurgulamıştır. Ermenistan Ticaret ve Ekonomik Gelişme Bakanı Karen Cşmarityan ise Rusya’nın Ermenistan’ın kimya ve metalürji alanında yatırımları olduğunu ifade ederek, bankacılık, finans hizmeti, sigortacılık ve başka alanlarda da işbirliğinin geliştirilmesinin önemli olduğunu bildirmiştir.[44]

VIII. Siyasi İlişkiler            

Araştırmacılar Güney Kafkasya devletlerinden hiç birinin kendi iç kaynakları, ekonomileri ve askeri güçleri ile milli güvenliklerini ve bağımsızlıklarını koruyamayacağı görüşünde hemfikirdir.[45] Bu araştırmacılar özellikle, Ermenistan’ın jeopolitik konumu itibarıyla bu konuda yetersiz kaldığını ve milli çıkarlarının bölgede etkili olan bir devletin çıkarları ile örtüşmediği sürece, kendisini siyasi, askeri ve ekonomik olarak güvende hissetmeyeceğini ifade etmiştir.

Azerbaycan ve Gürcistan’ın Rusya karşıtı politikalar izlemesi, Rusya’yı Ermenistan ile işbirliğine yönelten nedenlerden biridir. Bu devletler sahip oldukları ekonomik potansiyellerini ve jeopolitik konumlarını (Azerbaycan’ın sahip olduğu Hazar enerji kaynakları ve Gürcistan’ın Karadeniz’e kıyısının bulunması açısından) göz önünde bulundurarak, Rusya’nın bölgede yeniden başat güç olmasına karşı çıkmışlardır. 1991’den itibaren hukuken bu devletler üzerindeki egemenliğini kaybeden Rusya, Kafkasya’daki varlığını korumak için Ermenistan’ı ciddi şekilde desteklemiştir.

Ermenistan, Rusya’nın Azerbaycan ve Gürcistan ile siyasi ve ekonomik işbirliğinden ciddi şekilde rahatsız olmuş, bu devletlerin Rusya ile anlaşması durumunda Ermenistan’ın Rusya için öneminin büyük bir ölçüde azalacağından endişe duymuştur. Vladimir Putin’in devlet başkanı seçilmesinden sonra Kafkasya devletlerinden ilk olarak Azerbaycan’ı ziyaret etmesi  Ermeni siyasileri ve basını tarafından ‘Ermenistan-Rusya ilişkilerinde kriz döneminin başlangıcı’ olarak değerlendirilmiştir. Rusya’daki Ermeni diasporası ise bu olaydan dolayı büyük hayal kırıklığı yaşadıklarını dile getirmiştir.[46]
1980’li yılların sonlarından itibaren Azerbaycan, Türkiye ve Gürcistan toprakları hesabına genişleme planları yapan ve uygulamaya başlayan Ermenistan, bir anlamda bu ülkeler tarafından köşeye sıkıştırılmıştır. Coğrafi konumuna göre denize çıkışı olmayan ve uluslararası ulaştırma hatlarından uzak kalan Ermenistan, bu dönemde Rusya’ya sığınmıştır. 21 Aralık’ta Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) kurulduğu zaman Azerbaycan ve Gürcistan bu kurumun SSCB’nin devamı olduğu gerekçesiyle üye olmaya itiraz ederken, Ermenistan BDT’ye  üye olan ilk devletlerden biri olmuştur.[47]

Güney Kafkasya’da çıkarları aleyhine gelişen siyasi olaylar Rusya’yı doğal olarak bölge devletlerinden biri ile ittifak arayışı içine sokmuştur. Rusya 1991’de Ermenistan ile ‘Dostluk İşbirliği ve Karşılıklı Yardımlaşma Anlaşması’ imzalamış, 1997’de ise bu anlaşmayı yenilemiştir. Anlaşma şartlarına göre üçüncü bir devlet Ermenistan veya Rusya’ya karşı askeri müdahalede bulunursa her iki ülke birbirine yardım edecektir.[48]


DEVAM EDECEK


..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder