VAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
VAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Aralık 2015 Cuma

« ERMENİLER, 122 bin Müslüman'ı katletmişler ! »




« ERMENİLER, 122 bin Müslüman'ı katletmişler ! »


Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu,


«Tehcir denilen dönemden önce Ermeni komiteleri tarafından 122 bin insan katledildi» dedi.


Halaçoğlu, Sarıkamış'ta 93 yıl önce şehit olan askerler anısına düzenlenen etkinlikler kapsamında, Toprak Otel'de "Birinci Dünya Savaşı ve Sarıkamış" konulu konferans verdi.

Birinci Dünya savaşı'nda milyonlarca insanın hayatını kaybettiğini belirten Halaçoğlu, Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nden 4 sene içinde revire giden asker sayısının 3 milyon 57 bin olduğunu, bunların salgın hastalıklardan dolayı hastaneye gittiklerini belirtti. Halaçoğlu, şunları söyledi:

«Bundan sonra Kafkasya'da yıkım oldu. 2.5 milyon insan göç etmek zorunda kaldı. Daha sonraki yıllarda Ermeniler'in tehcir edildiğini söyleyenlerin, 1.5 milyon Ermeni'nin nereye gittiğini soranların, aslında 2.5 milyon insanın Kafkasya'dan nasıl sökülüp atıldığını sormamaları enteresandır.

1914'te Erivan'ın yüzde 80'i Müslüman nüfustu. Buradan ve Tiflis'ten sürülenlerin sayısı 1 milyon 300 bini buldu. Bunların sadece 701 bini Anadolu'ya geldi. Geri kalanlar yollarda kırıldı.»

BATI TÜRKLER'İN KATLEDİLMESİNE NEDEN SESSİZ


Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda nüfusunun 13 milyon olduğunu ifade eden Halaçoğlu, bu nüfusun 5.5 milyonunu Kafkasya ve Balkanlar'dan gelenlerin oluşturduğunu belirtti.

Bunun dünya tarihindeki en büyük nüfus değişimi olduğunu, ancak dünyanın buna sessiz kaldığını ifade eden Halaçoğlu, Birinci Dünya Savaşı'nda dört cephede mücadele eden Osmanlı'ya karşı Ermeniler'in silahlı mücadele başlattığını kaydetti.

Kars, Iğdır, Bitlis, Muş, Van ve Erzurum'da Ermeni komitelerince insanların katledildiğini anlatan Halaçoğlu

,«Kars'ın Subatan ve Derecik ilçelerinde toplu mezarlar açıldı. Iğdır'da tam 21 köyde Ermeniler tarafından katliam yapıldı» dedi.
Tehcirden sonra ise katledilen insan sayısının 410 bin olduğunu aktaran Halaçoğlu,
«Öldürülen Müslümanlara ne ad verilecek? Bunu batı dünyası ve sözde soykırım iddialarını kabul eden parlamentoların düşünmesi gerekir»
diye konuştu.



Okudugunuz bu içeriğin bağlantı adresi:


http://www.heddam.com/index.asp?H=7768 

..

8 Ocak 2015 Perşembe

AKDAMAR (AH TAMARA) ADASI




AKDAMAR (AH TAMARA) ADASI


image00139.jpgimage00211.jpg


Van Gölü adasıdır. 915-922 yılları arasında Ermeni Kralı 1.Gagik tarafından ada da “kutsal haç” görünümlü, bir kilise yaptırılmıştır. Kilise, İncil ve Tevrat’tan figürlerle donatılmıştır. Mimari özelliğinden dolayı, kültürel ve dini önemi büyüktür.
Adanın ismi, bir acıklı öyküden kaynaklanmaktadır.
“Kilisedeki baş keşişin çok güzel Tamara adında bir kızı varmış. Tamara, çoban olan Türkmen gencine aşıkmış… Tabi delikanlı da, Tamara’ya… Türkmen Yiğidi her gece, yüzerek ada’ya gelir Tamara ile buluşurlarmış… Bir gün Keşiş, durumu farketmiş. Kızını, bir odaya kapatıp kendisi sahile inmiş… Keşiş, eline kızın yol gösterdiği mumu almış ve yüzerek gelen delikanlıya çıkacağı yeri göstermeye başlamış… Ancak Keşiş sürekli mum ateşi ile değişik yerlere gitmiş… Delikanlıyı öyle bir yere getirmiş ki, zaten sürekli yüzmekten takatı kesilen genç başını kayalara çarparak  yaralanmış. 

Delikanlı

 “AH TAMARA, AH TAMARA diyerek can vermiş. Bu feryatı duyan kız, kendini gölün sularına atarak intihar etmiş…”

Adanın ismide bir Türk Yiğidinin feryatından gelmedir.
Bugün ada ve kilise ne durumda? Kilise, Hükümet tarafından  3 trilyon TL bedelli “Zeydanlı Ltd şti” ne aslına uygun tarzda restore ettirilmiştir. Hükümetin programına göre 29 Mart 2007 tarihinde açılışı yapılacaktır.
Açılışa, Başbakanımız ile birlikte muhtemelen Ermenistan Başbakanı ve Kültür Bakanı, Ermeni Patriği, tüm kiliselerin temsilcileri, yabancı misyon şefleri ve diyalogçularla birlikte küreselleşenlerde katılacaklardır…
Ne var bunda ? Kültürel mirasımıza sahip çıkıyoruz…  Elbette tarihi anıtlarımızın korunması ve yaşatılması uygarlığın gereğidir…
Ancak; geçmişte bu ada’da ve kilisede Türk Milletine karşı yapılanları unutmak mümkünmü! Unutanlar veya unutturmak isteyenler  varsa, Müslüman Türk kimliğini sorgulamak gerekir…
Bu ada, “Tecavüz ve Katliam” adasıdır…
Bu kilise, “Suç” kilisesidir…
1-    Van Valisi, Ali Paşa’yı Ermeniler katletmiştir.
2-    Kilise’nin gizli yerlerinde müslümanların katledilmesinde kullanılan silahlar depolanmıştır.
3-    Van Halkının katliam planları kilise de yapılmıştır.
4-    Rus destekli, Ermeni Komitecileri Van’da genç kızlarımızı toplayarak ada’ya getirmişler ve tecavüze yeltenmişlerdir. Namusuna leke getirtmek istemeyen müslüman kızlarımız kendilerini göle atarak intihar etmiştir…
Ada’ya getirilen müslüman erkeklerine ise vahşice işkenceler yapılmış ve katledilmiştir.
          
Türk Milleti olarak isteğimiz sadece şu ;
1-    “Ahtamara” kilisesi, Ayasofya statüsünde sadece kültür turizmine açılsın.
2-     Van’da katledilen kardeşlerimizin isimleri bir anıtta belirtilsin ve ada’ya  dikilsin.
Kültürel mirasımıza sahip çıkıyoruz! Tamam çıkalım da; Birazda
Tarihi Şuurumuzu kaybetmeden “Ahde Vefalı” olalım. Ahde Vefası olmayanın “Geleceği” karanlıktır…   19.03.2007
Yılmaz KARAHAN
 http://www.yenidenergenekon.com/ah-tamara/#sthash.oFnkfRfD.dpuf

.

2 Kasım 2014 Pazar

VAN BELEDİYE REİSİ KAPAMACIYAN EFENDİNİN ERMENİ TAŞNAK KOMİTESİ TARAFINDAN KATLİNE DAİR

VAN BELEDİYE REİSİ KAPAMACIYAN EFENDİNİN ERMENİ TAŞNAK KOMİTESİ TARAFINDAN KATLİNE DAİR



* (Dr. Hasan Oktay)
*- YYÜ Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü VAN

İkinci meşrutiyetin ilanından sonra oluşan siyasi atmosfer sonrası Van’da belediye başkanlığı, Van idare meclisi azalarından Bedros Kapamacıyan isminde Millet-i Sadıka’dan bir Ermeni’ye 1909 yılı ortalarında teslim edilmiştir. Şehir nüfusu Müslüman çoğunluğa sahip olmasına rağmen hiçbir ayrıma uğramadan Kapamacıyan efendi herkesin teveccühünü kazanarak aza seçilmiş, dolayısıyla Müslümanların da oyunu almıştı. Zira yapılan seçim neticesinde 10 idare meclisi azasından ikisi millet-i sadıkadan seçilmişti. Çalışmalarıyla büyük bir takdir toplayan belediye reisi hakkında pek bilgiye sahip olmasak ta onun sevilen sayılan, manifatura ticaretiyle uğraşan bir ailenin ileri gelen önemli bir ferdi olduğuna dair kanaat hakimdir.

Yöneticiliği esnasında geniş bir kitleyi memnun etmesine rağmen Van’da oldukça etkili olan ve farklı beklentiler içerisindeki Ermeni İhtilalci Taşnak Komitesinin arzuları doğrultusundaki bir kolaylığı sağlamamıştır. Kapamacıyan efendi Ermenilerin geleceği hakkında ne yapmak istedikleri ve ne yaptıkları pek de belirgin olmayan Taşnak ve Hınçak komitelerine karşı daima Devlet-i Osmaniye’den yana tavır koyarak Van’da yaşayan her iki topluluğun da huzur ve refahı için açık yüreklilikle hizmet etme gayreti içerisindeydi. Belediye reisi Kapamacıyan, halkın huzuru ve şehrin geleceği için canla başla çalışırken Ermeni Patriği, Ermeni meselesini Avrupa devletleri nezdinde canlı tutabilmek için Taşnak komitesiyle işbirliği yaparak Van ve civarında bazı tertip ve provokasyonlara girişti.

Bu tertipler doğrultusunda Van’da nisan 1912 de bir dizi yangınlar çıkmış ve bu yangınlarda bazı Ermenilerin de evleri yanmıştı. Patrik bu yangın ve provokasyonlar meselenin belediye reisi ağzıyla Avrupa elçiliklerine rapor edilmesini yani Müslümanların Ermenilerin mallarını canlarını her an ortadan kaldırmaya hazır olduğunu, bu olayları Müslümanların çıkardığını bildirmesini istemiştir. Belediye reisi Kapamacıyan efendi ise meselenin böyle olmadığını yangını Ermeni Taşnak komitelerinin çıkardığını anlatan bir rapor göndermiştir. Aynı zamanda Van Valiliğine çıkarak sadakatini ve Devlet-i Osmaniye’ye bağlılığını bildirdi. Patriklik ise bu durum karşısında derhal Van’a bir heyet göndererek Reisi yatıştırıp olayları ört pas etmeğe çalıştı. Zira Kapamacıyan efendinin dostu, seveni, hısım ve akrabası çok olduğundan onun bu tavrı komitenin Van’da bitme noktasına geldiği manasına yorumlanabilirdi.

Yıllardır Van merkezli büyük bir gayret içerisinde çalışan Komitenin işlerini oldukça zora sokan Reisin yaşaması artık komite için hazmedilemez bir durumdu ve Reis hakkında infaz kararı çıktı. Teorilerini Ermeni - Türk çatışması üzerine kuran ihtilalci çeteler, daha önceleri de Ermeni ileri gelenlerinden Osmanlı devletine destek vererek halkın üzerindeki kendi hakimiyetlerini yok edenlere karşı suikastlar düzenlemişler, böylece korku salarak aleyhlerinde oluşacak muhalefeti de ortadan kaldırmış olacaklardı.

Olayların Önlenmesi Çalışmaları

19. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı coğrafyasındaki gelişmeler neticesinde artık huzurun bozularak kargaşaların çıkacağı kendini göstermeye başlamıştı. İkinci meşrutiyetin ilanından biraz evvel ihtilalci Taşnak Ermenilerinin ayrılıkçı hareketlerini halka zarar vermeden kendi çapında önlemeye çalışan Van valisi Ali Rıza Paşa, çetecilerin etkisini kırmak için vali yardımcılığına Ermeni Ohannes Ferit Boyacıyan Efendiyi getirmiş, kardeşi Armarak Boyacıyan Efendiyi ise Gevaş’a kaymakam olarak tayin etmişti. Gevaş’ın Van’a uzaklığı otuz beş kilometre civarında olup Ermenilerce önemli bir dini merkez sayılan Akdamar adası bu ilçe sahilindedir. Bu tayinlerle Ermeniler arasında ayrılıkçı propaganda yapan ve yine bu durumu sık sık Avrupa devletlerine şikayet konusu yapan Taşnak Ermeni komitesinin Avrupa devletleri nezdinde bahaneleri kalmayacaktı. Armarak Efendi Ermeni çetecilerinin Akdamar adasını üss olarak kullanmalarını şiddetle engelleyerek çetelerin işlerini zorlaştırdığı gibi, onların halkın üzerindeki tesirini de ortadan kaldırmak üzereydi. Böylece vali Ali Rıza paşanın politikası meyvelerini vermeye başlamıştı. Bunun üzerine Çeteler Armarak Efendiyi öldürerek önlerindeki büyük bir engeli kaldırmış oldular. Kardeşinin öldürülmesi üzerine Ohannes Ferid Efendi artık Van’da kalamayacağını ifade edip Ali Paşadan izin alarak Elazığ vali yardımcılığına tayin istedi.

Ali Paşa durumun nazikliği karşısında ahali-i mutiinin hükümete bağlılığını artırmak, çetelerin hesaplarını bozmak için Erzurum vilayeti eski tercümanı Ermeni Mikail Efendinin Van vali yardımcılığına atanması için Bâb-ı Aliye gerekli ikazları yapmıştı. Bab-ı Ali bu ikazları yerinde bularak Mikail Efendiyi Van vali yardımcılığına tayin etti. Fakat Mikail Efendinin Van’da Taşnak Ermenilerinin bu anlaşılmaz tutumundan rahatsızlık duyduğundan istenilen hizmeti veremeyeceğini bildiğinden bu görevinden affını istemiştir. Bunun yerine eski kaymakamlardan Leon Efendi tayin edilerek Van’daki Ermenilerin gönlü razı edilmeye çalışıldı. Bunu yanında Osmanlı coğrafyasında yaşayan Ermeni ileri gelenlerine taltifatlar veriliyordu. Böylece çetelerin bahane olarak ileri sürebileceği meseleler bir bir çözüm yoluna koyuluyordu. Bütün bu iyi niyet çalışmalarına rağmen Ermeni komiteleri faaliyetlerine son vereceklerine Rusya Ermenileriyle irtibatlarını kuvvetlendirerek çalışmalarını yer altına çekip daha gizli bir biçimde sürdürmeye devam ettiler. Ermeni komitacılarını artık hiçbir şey durduramıyordu.

Kapamacıyan Efendi Öldürülüyor

Van Belediye reisi Bedros Kapamacıyan efendi Ermeni çetelerine karşı durmanın onların emirlerine uymamanın cezasını çekecekti. Sık sık tehditler alan Van belediye reisi Kapamacıyan efendi isminin üzerine kara haç basıldığından habersiz bir şekilde kalabalık aile efradıyla akşam vakti akrabalarından Marcidciyan efendinin isim koyma günü kutlamalarına misafir olarak gitmek için evinden dışarı çıkıp kapısında bekleyen kızağa bindi. Bu esnada evin etrafında tertip alan Taşnakcı bir grup, kalabalığın üzerine yaylım ateş açmağa başladı. Hazırlıksız ve korumasız bir şekilde yakalanan Reis kafasına isabet eden iki adet kurşunla cansız bir şekilde yere yığıldı. 10 aralık 1912. 65 yaşında öldürülen Bedros Kapamacıyan’a karşı suikastın olacağı gün gibi ortadayken devlet tarafından her hangi bir tedbir, koruma alınmamış olması ise oldukça düşündürücüdür.

Başkanın evi Bağlar mevkiinde olduğundan en yakın karakol on dakika mesafedeydi. Bunun için jandarma olay mahalline yetişinceye kadar katiller karanlıktan da istifade ederek kaçtılar. Bağlar mevkii büyük bir çoğunlukla Ermenilerin iskan ettiği bağlık bahçelik bir mahalle olup Taşnak komitesinin en güçlü olduğu yerdir. Bu yüzden katillerin kaçıp saklanması oldukça kolay olmuştur. Karakol kumandanı her hangi bir taşkınlığa mahal vermemek için olay yerine yeteri kadar polis ve jandarma sevk ederek bir dizi tedbir aldı.

Kumandan olay yerinde hiçbir şeyi gözden kaçırmamak için büyük bir inceleme yaparak bütün delilleri topladı. Yapılabilecek en ufak bir hata Van’da büyük bir karışıklığın çıkmasına sebep olabilirdi. Van Ermeni ihtilal örgütlerinin önem verdikleri bir şehir olarak geçmişte ciddi manada Ermeni isyanı provasına sahne olmuştu.

Katiller Yakalanıyor

Olayı görenlerin şaşkınlıkları üzerlerinden geçtikten sonra acilen ifadeleri alınmağa başlandı. Katillerin eşkal ve haklarında bilgiler yavaş yavaş ortaya çıkıyordu. Özellikle Reisin oğlunun verdiği ifadeden anlaşıldığına göre Karakin ve arkadaşı bu cinayeti işlemiş olabileceği ortaya çıkıyordu. Böylece katillerin aşağı yukarı belirmesi Müslüman ahali ile Ermeniler arasında çıkması olası bir karışıklık önlenmiş oldu Hızlı bir şekilde operasyonlar yapılarak Karakin yakalanmış ve ismini tespit edemediğimiz arkadaşı ise kaçmayı başarmıştı. Olayı gerçekleştiren ekibin içerisinde arabasıyla bulunan ve daha önce Van’a silah sokmak suçlarından aranan arabacı Potur, Saraç Osep, kuyumcu Karakin, olaydan sonra Karagündüz köyüne kaçan ve Taşnak komitesinin önde gelen üyesi ve Kapamacıyan efendinin öldürülmesini planlayan Sahaf lakaplı şahıslar da sıkı bir takipten sonra yakalanmışlardır.

Olay anından beri kayıp olan katil Karakin’in arkadaşı daha sonra yakalanarak hapishaneye konulmuştur. Faillerin bu şekilde hızlı yakalanması aslında Van için alışılmış bir manzara olmamakla beraber Kapamacıyan efendinin şahsı ve olayın nazikliği bu gelişmeyi sağlamıştır.

Van’da Taşnak komitesi mensuplarının çıkardığı Azadamart gazetesi köşe yazarlarından Viramyan efendiyle Ermeni mektepleri müfettişi ve Taşnak komitesinin Van sorumlusu Aram Manukyan efendinin ve bazı ileri gelen Taşnak komitesi üyelerinin bir kısmı Belediye başkanı Kapamacıyan efendinin öldürülmesinin azmettiricisi olarak tutuklanmalarına karar verildi.

Taşnak komitesinin ileri gelen üyeleri daha evvelce her fırsatta valiliği Dersaadete ve Avrupa elçiliklerine şikayet ettiklerinden haklarında çıkan bu tutuklama kararının da bununla alakalı olduğunu zannediyorlardı. Bunun için sık sık Taşnak komitesi kulübünde toplantılar yaparak durum değerlendirmesinde bulunuyorlardı. Van’da daha önce büyük olaylar olduğundan ve Ermeni çeteleri birkaç yıl önce üzerlerine fazlaca gelen Van valisi Ali Rıza paşayı Batum’da katlettiklerinden bırakın komite üyelerini tutuklamayı en ufak bir zabıta vukuatında bile Ermeniler hakkında her hangi bir soruşturma yapılamıyordu. Dolayısıyla halkın üzerinde bir korku ve bıkkınlık oluşurken komite üyelerinin kendilerine güveni artıyordu. Onunu için Belediye reisinin katledilmesini organize eden ve yönlendiren Aram ile Viramyan efendilerin tutuklanmaları münasip bir zamana ertelenmiştir. Hem Ermeniler ve hem de Müslümanlar tarafından Kapamacıyan efendinin cinayetiyle ilgili gelişmeler valiliğe sık sık sorulmasına rağmen Van şartlarında bir iki kişinin tutuklanması dışında kayda değer bir netice alınamayınca olay Dersaadet’e intikal etmiştir. Cinayeti işleyen bir iki kişi tutuklanmasına rağmen asıl olayın arkasındaki komite ile ilgili bir gelişme sağlanamadığından halk yılgınlığa kapılabilirdi.

Viramyan Efendi ve Savunması

Yukarıda da belirttiğimiz gibi hem Ermeniler ve hem de Müslümanlar tarafından Kapamacıyan efendinin cinayetiyle ilgili gelişmeler valiliğe sık sık sorulmasına rağmen Van şartlarında bir iki kişinin tutuklanması dışında kayda değer bir netice alınamayınca olay Dersaadet’e intikal etmiştir. 1912 seçimlerinde milletvekili seçilemeyen Viramyan Papazyan Azadamart gazetesinde köşe yazarlığına başlamıştı. Belediye reisinin öldürülmesi olayının arkasında Aram Manukyan ile beraber Viremyan’ın da olduğu ile ilgili haberlerin yayılması ve kendisine bu olay ile ilgili celpname gönderilmesi üzerine Dahiliye nezaretine bir dilekçe göndermiştir.

“ Dahiliye Nezaretine'' ,

Üç aylık yokluğumdan sonra Van’a varışımda vilayetimizle Bitlis’in Hizan kazasını vahim bir buhran içerisinde gördüm. Hayli adaletsizlikleri neticelendirmek için ciddi bir gayret olmadığı gibi bilakis canilerle şakilere tam serbestlik verilmiş, çiftçiler baharın gelmesinden son derece rahatsız oluyorlar. Zira katl, ve yaralama ve yağma birbirini takip edeceğine şüphe etmiyor. Şekavet ve cinayetle bilinen Kürt ağaların adet haline getirdikleri Kürt köylülerini zorla silahlandırarak savaşa hazır hale getirmelerini Van valisi İzzet paşa görmezlikten gelerek nefsi müdafaa içerisindeki Ermenileri ve Taşnak komitesinin bilinen elemanları aleyhinde yavaş yavaş ve devamlı bir takibat icra kılmaktadır.

Elyevm hapishanede suçsuz ve günahsız köylülerle Karkanlı Kolost, Mindanlı Sahak, Karagündüzlü Şirin ve bazı Ermeniler kalmaktadır. Ve çokları dahi korkularından firar etmektedirler. Kapamacıyan 10 aralıkta öldürülmüş, benim Van’dan ayrılışım bundan 19 gün öncedir. Buna rağmen dün bu olaydan dolayı savcılıkça hakkımda zanlı sıfatıyla celbname geldiği gibi Akdamar Katogigoshanesi mektepleri seyyar müdürü maktül Rafael efendinin arkadaşı müdür Aram efendiyi mahvetmek maksadıyla Aram’a da aynı meseleden yine zanlı sıfatıyla celbname gönderildiğini haber aldım.

İzzet bey ve müşavirlerinin maksatlarının ve adliye memurlarının hapishanede adam çürütmekten zevk aldıklarını bildiğimden hayatımı onlara teslim etmedim. Böyle alçak iftiralara karşı aciz olmamakla beraber kendilerinin arzularına kurban olmak istemediğimi arz ederim. İzzet bey ve adamları Ermeniler hakkında şu hareketlerinde devam ederlerse meydan katil, gasıp ve hırsızlara kalacağından namus ve korku taşıyanlar firar edecekleri muhakkaktır.

Ermeni milleti menfaatinin gayr-ı kabil tefrik bir suretle Osmanlı vatanına bağlılığını tasdik ettiği . Vilayetimizi tehdit eden şu belalara devletin dikkatini celbiyle beraber vakti var iken etkili seri tedbirlere başvurulması ricasını ,iletirken Rumeli’de düşülen hataya Anadolu’da düşülmemesi ümidiyle cevap bekliyorum.” Önceki dönem Van mebusu Viremyan.

Viramyan’ın ilk etapta masumane gibi gözüken bu isteği Dahiliye nezareti tarafından dikkate alındığı görülmektedir. Dahiliye nezareti muhaberat-ı umumiye dairesi tarafından Van vilayetine gönderilen şifrede Viramyan’ın cinayetten önce Van’dan ayrıldığını ve Van’da yaşayan Ermeniler aleyhine takip edilen hasmane hareketlerden şikayet ettiği bildirilerek bu olayların aydınlatılarak bir neticeye kavuşturulması istenmektedir. Bunun yanında halin nezaketi göz önünde tutularak Ermeniler hakkında endişelenmelerine sebep olacak şiddetli muameleden mümkün mertebe kaçınılması tavsiye olunmuştur.

Viremyan’ın Taşnak komitesinin ileri gelen bir üyesi olarak bu cinayetle alakası olmaması düşünülemez. Yazdığı dilekçe tamamen profesyonel olarak tarihe yazılmış bir dilekçe olarak karşımıza çıkar. Aslında yazdığı bu dilekçede özellikle belirttiği Balkan hadiseleri aba altından sopa göstermek kabilinden addedilebilir. Bunun yanında Viramyan 1912 de yapılan seçimde tekrar milletvekili seçilememiş, belki de Kapamacıyan’ın öldürülmesi altında bu gerçeği göz önünde bulundurmak gerekir.

Cenaze Merasimi

Ermeniler tarafından oldukça fazla sevilen Kapamacıyan efendinin katli üzerine hızlı bir şekilde gidilmesi en azından katillere gerektiği ceza verilemese bile yakalanması ahali arasında memnuniyetle karşılandığı gibi katillerin Ermeni olması da ayrıca Ermeniler içerisinde derin bir üzüntü meydana getirdi. Kapamacıyan’ın icra edilecek cenaze merasimi için gerekli tedbirler alınarak asayişin bozulmamasına özen gösterildi. Büyük bir kalabalık eşliğinde sabahın erken saatlerinde icra edilmeye başlayan cenaze merasiminde yapılan konuşmalarda hep Kapamacıyan efendinin faziletlerinden, iyilik ve güzel ahlakından bahsedildi. Cenaze merasime yabancı misyon şeflerinden İngiliz, Rus, Fransız konsolosları da katıldılar.

Bunun yanında merasime askeri erkandan kimse iştirak etmediği gibi cenazede Taşnak komitesinden de hiç kimse bulunmamsı manidardır. Taşnak komitesi bu tavrıyla açıktan reisi öldürdüğünü net bir tavırla sevenlerine ve düşmanlarına bir gözdağı vesilesi yapmıştır.

Van’da faaliyet gösteren gizli polis teşkilatına cenaze merasimine katılan halkın hissiyatını ve aralarında geçen konuşmaları ve tavırları gözlemleme görevi verildi. Bunun yanında gizli polisin vazifesi cenaze merasimi esnasında doğabilecek taşkınlıkları, provokasyonları da önlemekti. Gizli polisin tespit ettiklerine göre cenazenin Bağlar mevkiindeki Ermeni mezarlığındaki defin merasimi esnasında katılanlar arasında yapılan yarım ağız sohbet türü konuşmalarda bu cinayeti Taşnak komitesinin işlettiği aleni olarak ortada olduğu, hükümetin bu konuda vakit geçirmeden hareket etmesi gerektiği anlatılarak Kapamacıyan efendinin memleketine yaptığı hizmetler de ağızdan ağıza dolaşıyordu. Bunun yanında Ermeniler komiteden çekindikleri için mümkün olduğu kadar sessizce konuşarak nefretlerini ortaya koyuyorlar ve komiteyi kınıyorlardı. Yakında komitenin Ermeniler üzerindeki tesiri etkisini kaybedeceğini ve Ermeniler arasında büyük bir infialin ortaya çıkacağını da söylemekten geri durmuyorlardı. Cenaze merasimi akşam vaktine kadar sürdü ve akşam vaktine yakın aile kabristanlığına defnedildi. Kapamacıyan efendinin belki de hayatını ortaya koyarak devam ettirmeğe çalıştığı birlikte yaşamanın asgari şartları hızla bozulmuş, artık Van’da gidişat geri dönülemez bir şekilde ters yüz olmuştu..

İhtilalci Taşnak Ermenileri emellerine ulaşabilmek için gözünü bile kırpmadan kendi insanlarını öldürebiliyorlardı. İhtilal için uygun ortamın oluşturulabilmesi için her türlü eylemi göze alan komiteciler faaliyetlerini bir sistematiğe bağlayarak yaptıkları çalışmalar Rusların da yardımıyla netice vermiş ve Van’ı geçici olarak işgal etmişler, ekim 1917 bolşevik ihtilaliyle Ruslar geri çekilince Van tekrar Türklerin eline geçti. Fakat Ermeni Taşnak çetesinin akıl almaz cinayet ve baskıları neticesinde bin bir güçlük ve zorlukla şehri terk eden Müslüman halk geri döndüğünde hem şehir ve hem de şehrin huzuru tamamen bozulmuş bir manzarayla karşılaştılar. Artık Ermeni komşu ve dostları da Van’da yaşamıyorlardı. Taşnakçıların önünde zorla bir maceraya sürüklenen Kirkorlar, Arabacıyanlar, Terzibaşıyanlar, Avadisler, Boyacıyanlar ve isimlerini sayamayacağımız yüzlerce Ermeni ailenin torunları dedelerinden, ninelerinden dinledikleri Van şehrinin hayali içerisinde tekrar birlikte ve beraber Müslümanlarla yaşamanın hayalini nesilden nesile anlatarak bir özlemi gidermektedirler.

Dipnot:

*- YYÜ Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü VAN

(1) Teotik Salnamesi, İstanbul 1911, s. 253; Türk belediyeciliğinin tarihi gelişimi hakkında bakınız; İlber Ortaylı, Tanzimattan CumhuriyeteYerel Yönetim Geleneği, İstanbul 1985, s. 9; Mehmet Ali Gökaçtı, Dünyada ve Türkiye’de Belediyecilik, İstanbul 1996; İlhan Tekeli, Türkiye’de Belediyeciliğin Gelişimi, Ankara 1982.
(2) BOA DH MUİ, nr. 23-2/23-1
(3) Kapamacıyan efendiye 2 şubat 1908 de ihsanda bulunulmuştur. BOA İrade Taltifat, 1325. Za/ 111.
(4) Teotik Salnamesi, İstanbul 1911, s. 253;Y. Çark, Türk Devleti Hizmetinde Ermeniler, İstanbul 1953, s. 175; M. Sadi Koçaş, Tarihte Ermeniler ve Türk Ermeni İlişkileri, İstanbul 1990, s. 124.
(5) Taşnaksutyun örgütü, Ermeni ihtilal cemiyetleri ittifakı olarak Balkanlardaki ayrılıkçı çeteleri örnek alarak 1890 da Tiflis’te kuruldu ve kısa zamanda İstanbul, Erzurum ve Van’da şubeler açarak faaliyete başladı. L. Nalbantyan, The Armenian Revolotonary Movement: The Development of Armenian Political Parties Through The Nineteenth Century Los Angeles 1963, s. 442; Fıruz Kazemzadeh, Russıa And Brıtaın ın Persıa 1864-1914, a Studıa in Emperialism, London 1968, s. 527; Nejat Göyünç, Osmanlı İdaresinde Ermeniler, İstanbul 1983, s. 65; Mim Kemal Öke, Ermeni Meselesi, İstanbul 1986, 95; Cevdet Küçük, Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışı, İstanbul 1984, s. 100; M. Sadi Koçaş, Tarihte Ermeniler ve Türk Ermeni İlişkileri, İstanbul 1990, 153; Komitenin siyasi yönü için bakınız Anahide Ter Minassian, “1876-1923 Döneminde Osmanlı İmparatorluğunda sosyalist hareketin doğuşunda ve gelişmesinde Ermeni topluluğun rolü”, Osmanlı İmparatorluğunda Sosyalizm ve Milliyetçilik, derleyen M. Tunçay, Erich Jan Zürcher, İstanbul 1995, s. 163-238; 
(6) 1873 de Vanlı Khrimian Hairik İstanbul patriği olarak tayin edildikten sonra Ermeni meselesini taşradan İstanbul’a oradan da Avrupa elçilikleri nezdine taşıyabilmeyi hedeflemişti. Böylece başlayan tertip ve kundaklamalar hızla Anadolu’ya yayılmış olduğundan bu olaylardan en fazla nasibini Van almış oldu. Bakınız Frederic Macler, Autour de L’Armenie, Paris 1917, s. 183 den naklen Yves Ternos, Ermeni Tabusu, İstanbul 1993, s. 58; ayrıca Patrik Khrimyan’ın faaliyetleri için bakınız, Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, Ankara 1996; Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, Ankara 1988; Erdal İlter, Ermeni Kilisesi ve Terör, Ankara 1999.
(7) BOA DH SYS 109/2-1.
(8) BOA DH SYS 109/2-1.
(9) BOA DH MUİ 55-1/54 ( 18-22 mart 1909 tarihli Van ihtilal cemiyetinin 5. istişare toplantısı tutanakları Anahide Ter Minassian bu toplantının Hınçak komitesi tarafından yapıldığını belirtmesine rağmen (Anahide Ter Minassian, “1876-1923 Döneminde Osmanlı İmparatorluğunda sosyalist hareketin doğuşunda ve gelişmesinde Ermeni topluluğun rolü”, Osmanlı İmparatorluğunda Sosyalizm ve Milliyetçilik, derleyen M. Tunçay Erich Jan Zürcher, İstanbul 1995, s. 179) toplantı tutanaklarında “Daşnaksutyun” ibaresi geçtiğinden bu toplantı Taşnak cemiyetinin ihtilal toplantısıdır.) 
(10) BOA DH SYS 109/2-3 (Genelde ihtilalci örgütlerde bu tip kararlara oldukça sık rastlanmakta olup Ermeni tethiş örgütlerinde ise uygulama isim üzerine kara haç basılarak infaz süreci başlatılıyordu.)
(11) Ermeni Komitelerinin Amal ve Hareketi İhtilaliyesi, Ankara 1983, s. 250;Ermeniler Anadolu’da faaliyetlerini sürdürürken bir taraftan da İstanbul’da kendilerine yüz vermeyen dindaşı Ermenileri katlediyorlardı. Avukat Haçik, Gedikpaşa kilisesi başpapazı Dacad Vartabet, tüccar Karagözyan, kandilci Onnik, Apik Uncuyan, polis memuru Markar, Meclis-i ruhani üyesi Mampre Vartabet, Hacı Dikran Mıgırdıc Tütüncüyan Ermeni çeteciler tarafından katledilen yüzlerce Ermeni’den sadece birkaçıdır. Altan Deliorman, Türklere Karşı Ermeni Komitecileri, İstanbul 1975, s. 31.
(12) Y. Çark, age, s. 168.
(13) Faiz Demiroğlu, Van’da Ermeni Mezalimi, Ankara 1995, s. 54; Teotik Salnamesi, İstanbul 1911, s. 250;Y. Çark, age, s. 168.
(14) Ali Paşanın bu çalışmaları neticesi Van’da bozulmaya çalışılan sosyal düzen tekrar eski güzel günlerine dönmeğe başlamıştı. Fakat çeteler kendi faaliyetlerini baltalayan Ali Paşayı uzaklaştırmak için yaptıkları mücadeleyi kazandıktan sonra Ali paşayı Batum’da öldürdüler. Hasan Oktay, “Valiler Eskiden de Hedefti”, Tarih ve Medeniyet, İstanbul 1999, sayı 62, s. 60-63.
(15) BOA İrade-i Dahiliyye, 2685/55, 27 /Şevval/ 1325.
(16) BOA İrade-i Dahiliyye, 2685/55, 27 /Şevval/ 1325. 
(17) BOA İrade-i Dahiliyye, 1596/35, 16 /Recep/ 1326.
(18) BOA İrade-i Dahiliyye, 2118/72, 22 /Şaban/ 1326.
(19) BOA İrade Taltifat bu katologda yüzlerce Ermeni’ye taltifat verildiği görülmekte olup bunlardan bir tanesi de Kapamacıyan efendiye verilmiştir. BOA İrade Taltifat, 1325. Za/ 111.
(20) BOA DH SYS 109/2-2.
(21) Anahide Ter Mınassıan, “Ermeni Kaynaklarına Göre Yüzyıl Başında Van”, Modernleşme Sürecinde Osmanlı Kentleri, İstanbul 1999, s. 118.
(22) Anahide Ter Mınassıan, age, s. 118; Bağlar mahallesi şehrin doğusunda 7 km uzunluğunda 3 km genişliğinde bağlık bahçelik bir alanı oluşturuyordu. Evleri bahçe içerisinde kalın ve yüksek duvarlar çeviriyor, evleri birbirine bağlamak için bahçeleri sulamada kullanılan Urartulardan kalma sulama kanallarıyla rahatlıkla evler ve bahçeler arasında gizli geçitler oluşturuluyordu. Bu bölge daha sonra Van isyanında kale gibi kullanılarak direniş noktasının oluşturmuştur. Bakınız, M. Kalman, Batı-Ermenistan (Kürt İlişkileri) ve Jenosid, İstanbul 1994, s. 116; La Defense Heroigue de Van (Anonyme) Geneve 1916; Yves Ternos, age, s. 268. Van’da Ermenilerin isyanı esnasında Türk kuvvetlerinde görevli Venezuella uyruklu Nogales Mendez’in anlattıkları için bakınız; Kaymakam Hakkı, Hilal Altında dört Yıl ve Buna Ait Bir Cevap, İstanbul 1931; Mehmet Necati Kutlu, Türkiyede Bir Gezgin Şövalye Nogales Mendez, İstanbul 2000.
(23) BOA DH SYS 109/2-2.
(24) Ergünöz Akçora, Van ve Çevresinde Ermeni İsyanları, 1896-1916, İstanbul 1994. 
(25) Belediye başkanının oğlu da Taşnak komitesine sempati besliyordu. Dolayısıyla komitenin gönderdiği şahısları tanıma ihtimali fazladır, bunun yanında komite bütün gizli çalışmasına rağmen reisin oğlu babasına karşı yapılan bu suikastı deşifre ederek komiteyi ele vermiştir. Hatta başkanın oğlu tarafından öldürüldüğü ile ilgili bilgiler olayın olduğu esnada küçük yaşta olanlarla yıllar sonra yapılan röportajlarda anlatılmış, fakat olayın dehşeti karşısında derin hissiyata kapılan halkın kulaktan kulağa bu olay anlatılırken hadisenin içerisine destansı halkıyat karışmasından ibarettir. İşin gerçeği yukarıda anlatıldığı gibidir. “Bunlar kendilerine hizmet etmeyen Ermenileri de yaşatmıyorlardı. Mesela burada Ermenilerden bir belediye başkanı vardı. İsmi yanılmıyorsam Kafanaciyan olacak, bu onlara pek taraftar olmadığından onu oğluna öldürttüler.” Ergünöz Akçora, “Yaşayanların Diliyle Van ve Çevresinde Ermeni Mezalimi” Yakın Tarihimizde Van Uluslar arası Sempozyumu, Van 1990, s. 151. “Belediye başkanının oğluna içki içirterek babasının üzerine gönderip öldürttüler”, Hüseyin Çelik, Görenlerin Gözüyle Van’da Ermeni Mezalimi, Van 1996, s. 70.
(26) BOA DH SYS 109/2-2.
(27) BOA DH SYS 109/2-3.
(28) BOA DH SYS 109/2-11.
(29) Aram Manukyan Van İhtilalci Ermeni komitesi başkanı olarak Van’da bir dizi eylem gerçekleştirmiş olup Batum’da Alev Başyan tarafından katledilen Van valisi Ali Paşanın öldürülmesini teşvik suçundan yakalanmış fakat tam idam edileceği sırada ilan edilen II. Meşrutiyet ile siyasi tutuklu addedilip salıverilmiş olup, Van Birinci dünya Savaşında Ruslar tarafından işgali esnasında isyancı Ermenilerin başında bir çok Vanlıyı katlettikten sonra Rusların valisi olarak buraya atanmıştır. Ermeni Komitelerinin Amal ve Hareketi İhtilaliyesi, Ankara 1983. Aram Manukyan Van geri alındıktan sonra Ruslarla beraber çekilmiş ve bu günkü Ermenistan cumhuriyetinin kurulmasında görev almış 1919 da ölümüne kadar da bu cumhuriyette iç işleri bakanı olarak görev yapmıştır. Yves Ternon, age, s. 274.
(30) BOA DH SYS 109/2-15,16.
(31) Hasan Oktay, “Valiler Eskiden de Hedefti”, Tarih ve Medeniyet, İstanbul 1999, sayı 62, s. 60-63.
(32) BOA DH SYS 109/2 ( II. Meşrutiyetin ilanından sonra devletin şahsına karşı işlenen siyasi suçlardan idam cezası almış olmasına rağmen salıverilmeleri kolluk kuvvetlerinin şevkini kırdığı gibi çetecilerin cesaretini arttırmıştır.)
(33) BOA DH SYS 109/2-15. Van on birinci kolordu kumandanı Cabir paşa İstanbul’a çektiği bir telgrafta adı geçen şahısların şu an yakalanmasının herhangi bir fayda sağlamayacağını bildirip münasip zaman beklemesi Van’da gelişen Ermeni ihtilalci Taşnak mensuplarını adeta cesaretlendirmiş ve olayları körüklemiştir. 
(34) BOA DH SYS 109/2-15,16.
(35) BOA DH SYS 109/2-12-13-14.
(36) BOA DH SYS 109/2-10/1
(37) Belirli bir ideolojik kesimin tarihe ne gibi yön vermek istiyorsa ona göre bilgi sunulması hakkında bakınız, Tamer Akçam, Türk Ulusal Kimliği ve ermeni Sorunu, İstanbul 1994, s. 220. 
(38) Halk nezdinde daha evvel bu tür olaylara karışanlara gerekli cezanın verilemediği kanaati oluştuğundan Kapamacıyan olayına karışanlar için de gerekli cezanın verilemeyeceği görüşü hakimdi. Hatta bu kanaat Van’da görev yapan resmi zevat için de geçerlidir. BOA DH SYS 109/2-11.
(39) BOA DH SYS 109/2-4.
(40) BOA DH SYS 109/2-7a
(41) BOA DH SYS 109/2-6
(42) BOA DH SYS 109/2-8
(43) BOA DH SYS 109/2-7b.
(44) Taşnak ve Hınçak Ermenilerinin Van’da Müslüman ahaliye yaptığı eziyet, işkence ve zulümler için bakınız, Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslar’da ve Anadolu’da Ermeni Mezalimi, I-IV, Ankara 1995; Faiz Demiroğlu, Van’da Ermeni Mezalimi, Ankara 1995; Ergünöz Akçora, Van ve Çevresinde Ermeni İsyanları, 1896-1916, İstanbul 1994; Ergünöz Akçora, “Yaşayanların Diliyle Van ve Çevresinde Ermeni Mezalimi” Yakın Tarihimizde Van Uluslar arası Sempozyumu, Van 1990; Hüseyin Çelik, Görenlerin Gözüyle Van’da Ermeni Mezalimi, Van 1996; Kaymakam Hakkı, Hilal Altında dört Yıl ve Buna Ait Bir Cevap, İstanbul 1931; Van olaylarının Ermeni perspektifi açısıyla anlatımı için bakınız, M. Kalman, Batı-Ermenistan (Kürt İlişkileri) ve Jenosid, İstanbul 1994, s. 116; La Defense Heroigue de Van (Anonyme) Geneve 1916; Yves Ternos, Ermeni Tabusu, İstanbul 1993; Tamer Akçam, Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu, İstanbul 1994.

..