ERMENİ SORUNUNA YAKLAŞIMI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ERMENİ SORUNUNA YAKLAŞIMI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Aralık 2015 Perşembe

İNGİLTERENİN ERMENİ SORUNUNA YAKLAŞIMI,




 İNGİLTERENİN ERMENİ SORUNUNA YAKLAŞIMI,


OSMANLI DEVLETİNDE ERMENİ SORUNU VE AVRUPA DEVLETLERİNİN ERMENİ POLİTİKALARI
Rıdvan TÜMENOĞLU

II.4.1.İngiltere'nin Doğu Politikası
İngiltere 19.y.y.'da Avrupa siyasetinin en etkin devleti durumundaydı. Bunun yanısıra İngiltere 19.y.y.'daki görünümü ile tam manası ile bir sömürge imparatorluğu konumundadır. İngiltere'nin bu konumu dolayısı ile dünyanın birçok bölgesinde çıkarları vardı ve bunun doğal sonucu olarak da İngiltere bu çıkarlarını göz önünde bulunduracak bir dış siyaset uygulamak zorundaydı. İngiltere'nin doğu siyasetini bu bağlamda değerlendirmek gerekmektedir. Öncelikle İngiltere'nin Doğu siyasetinin ortaya çıkış sürecini ve nedenlerini ana hatları ile tespit etmeye çalışalım. İngiltere Hindistan'ı ve bu bölgedeki bazı yerleri sömürgesi haline getirdikten sonra bunları koruyacak bir Doğu siyaseti uygulamaya başlamıştır. Bu siyaset de zamanla değişikliler göstermiştir. Mesela önceleri Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğünü savunan İngiltere dış siyaseti 19.y.y.'ın ikinci yarısından itibaren bunu değiştirerek Osmanlı Devletini yıkmak amacını güden bir Doğu politikasını benimsemeye başlamasıdır. Bunun temel nedeni İngiliz hükümetleri önceleri Hindistan yolunun Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğü ile güvence altına alınacağı tezini benimsiyorlardı. Ancak 19.y.y.'dan itibaren Osmanlı Devletinin eninde sonunda yıkılacağını fark eden İngiltere, Osmanlı Devletinin bünyesinden oluşturacağı ve kendi egemenliği altındaki yeni devletlerle Hindistan'ı ve Hindistan Yolunu güvence altına almak istiyordu. İşte İngiltere'nin Doğu siyasetine yön veren temel görüş bu ol-muştur. İngiltere bu siyaseti uygulamak için Doğuda gerçekleştirmek istediği iki temel düşünce vardır. Bunlar;
a) Kendi toprak bütünlüğünü koruyamayan ve bu bölgedeki topraklarını kaybeden Osmanlı Devletinin topraklarının, İngiliz çıkarlarına zarar verecek ve İngiliz Sömürgelerini tehdit edebilecek bir ülkenin eline geçmesini engellemek.
b) Rusya'nın sıcak denizlere inmesini önlemek önceleri İngiltere bunu Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğünü koruyarak yapmayı düşünüyordu fakat artık Osmanlı Devletinin sonunun yaklaştığını gördüğü için bu bölgede kendisine
Bağlı ve kendi garantisi altında bir devlet yaratarak bunu sağlama düşüncesi İngiltere'nin Doğu siyasetinin temelini sömürgelerinin güvenliğini sağlamak oluşturuyordu. Petrolün de bulunması ve petrol yataklarının büyük bir kısmının bu bölgede bulunması bu bölgeyi İngiltere için tam anlamı ile vazgeçilmez bir bölge konumuna getirmiştir. İngiltere'nin Doğu siyasetinin bir parçası olan Ermemi politikalarını bu bağlamda inceleyebiliriz.
II.4.2. İngiltere'nin Ermeni Politikaları ve Ermenilere Yaklaşımları
İngiltere'nin Ermeni politikalarının temelinde Rusya ile rekabet ve Rusya'nın Akdeniz'e inmesini engelleme politikası vardır. Berlin Antlaşmasından Sonra Rusya'nın Er- menilere yaklaşmasından rahatsız olan İngiltere harekete geçmiştir. Böylece iki devlet arasında Ermeni rekabeti başlamıştır.
Berlin Antlaşmasının ardından İngiltere Antlaşmanın Ermenilere ilgili maddelerinin sıkı bir takipçisi olmuş ve Osmanlı Devletine vaat edilen ıslahatların yapılması için baskılarda bulunmaya başlamıştır. Ayrıca bölgedeki ıslahatları yakından takip etmek iç- in bölgeye konsoloslar atamıştır. İngiltere bu doğrultuda 1878'in sonbaharında, Sivas'a Albay Wilson, Erzurum'a Binbaşı Trotter, Van'a Yüzbaşı Clayton, Kayseri'ye Yüzbaşı Cooper'i konsolos olarak atamıştı.
Ayrıca bölgede faaliyet gösteren İngiliz misyonerleri vasıtası ile Protestanlık mezhebi Ermenilerin arasında yayılmaya başlamıştır. Bunun devamı olarak 1859'da İngiltere'nin çabaları ile Ermeni Protestan Kilisesi kuruldu. Bunun ardından İngiliz misyonerleri bölgede kilise ve oklular açmaya başlamışlardır. Açılan bu okul ve kolejlerde yapılan ilk iş Ermeni Tarihi ve Kültürünün işlenmesi olmuştur. Bu şekilde Ermenilerin milli duygularını harekete geçirmeye çalışmışlar ve Ermeni Protestan cemaati oluşturma çabası içersine girmişlerdir. Böylece İngiltere, Rusya'nın Küçük Kaynarca Antlaşmasında elde ettiği hakka benzere nitelikte bir hak elde ederek, Osmanlı Devletine karşı Ermenileri savunmak için yasal bir dayanak sağlamış olacaktır.
İngiltere'nin Ermenilere yönelik politikalarının temelinde bağımsız bir Ermenistan Devleti kurma fikri vardır. Fakat Ermenilerin bağımsız bir devlet kurabilecek bir olgunluğa sahip olmadığını ve bu devletin uzun ömürlü olmayacağını düşünüyordu. Bunun çözümü olarak da kurulacak olan devletin İngiliz himayesi altında olması gerektiği tezi savunuluyordu. Böylece İngiltere'nin koruması altında kurulacak olan Ermeni Devletin- in sayesinde Rusya'nın güneye sarkmasını önleyecek bir tampon bölge oluşturulabilir-di. Ancak bölgedeki durumun farkında olan İngiltere bunun gerçekleştirilmesi için bir plan hazırlamıştır bu plana göre;
a) Doğu Anadolu'ya dışarıdan Ermeni nüfus getirilecek, böylece Bölgedeki Ermeni nüfus arttırılacaktır.
b) Türk nüfusu bölgeden peyderpey uzaklaştırılacaktır.
c) Süryanilerle Ermeniler mezhep ayrılıkları bir tarafa bırakılarak kaynaştırılacak
d) Bölgedeki Kürtler, silah zoru ile hizaya getirilecektir
Bu faaliyetlerin Osmanlı yönetimi altında reform başlığı altında yapılmasına karar verilmiştir. Böylece Osmanlı Devleti yıkılınca bölgede Ermeni Devleti kurulması için gerekli Altyapı sağlanış olacaktır. İngiltere Ermeni politikasını bu şekilde özetledikten sonra İngiltere'nin Ermenilere yaklaşımı konusuna göz atacak olursak İngiltere özellikle kuru-lan Protestan Cemaati vasıtasıyla Ermeniler üzerinde etkili olmaya ve Ermenileri kullanmaya çalışmıştır. İngiltere'nin Ermenilere yaklaşımında öncelikle Ermenilerin milli duygularını canlandırmaya çalışmıştır. Bundan sonraki faaliyetlerinde ise Ermenileri kışkırtmak onları isyanlara teşvik etmek, isyanları ve isyanları desteklemek ve Avrupa'da Ermenilerin lehine kamuoyu oluşturmak gibi çalışmalar içerisine girmiştir.
II.4.3.Ermenilere Yönelik İngiliz Tahrik ve Kışkırtmaları
İngiltere Geliştirdiği Ermeni politikası doğrultusunda Ermenileri bağımsızlık için kışkırtmaya ve isyana teşvik etmeye başlamıştır. İngiltere Hükümetleri bu faaliyetlerine misyonerler arcılığı ile bölgede kurulan kilise, okul ve kolejlerde başlamıştır. Özellikle 1880'de İngiltere'de 'Türk Düşmanı' Gladstone'un ve Liberal Parti'nin İktidara gelmesinden sonra İngiltere'nin Ermenileri sahiplenme çabaları iyice arttı. İngiltere'nin bu yeni başbakanı Ermeniler lehine girdiği diplomatik çalışmalardan yeterli sonucu almayınca ve bu konuda bir ilerleme kaydedemeyince Doğu Anadolu'da bulunan konsoloslar ve misyonerler aracılığı ile Ermenilerin örgütlenmesi ve silahlı mücadele içerisine girmesi için çalışmalara başlanıldı. Bunun sonucunda Doğu Anadolu'da Ermeni şiddet olayları başladı. Bu olaylar İngiliz ajan ve misyonerleri tarafından destekleniyordu. Hatta Ermeni Komitacıları İngiliz konsolosları ile temas halinde idi. İngiltere Hükümeti Ermenileri tahrik etmekle kalmıyor Ermeni komitacılarına ve isyancılarına sığınma hakkı veriyor Osmanlı Devletinin yakalanan Ermeni çetecileri cezalandırılmasını önlüyordu. Ayrıca İngiltere hükümeti, İngiltere'de Ermeniler lehine mitingler düzenliyordu. Ermeniler için İngiltere'nin Liverpol Şehrinde düzenlenen Başbakan kendiside katılmış ve Ermenileri tahrik eden ifadeler kullanmıştır. Bu dönemde Doğu Anadolu Bölgesini gezen Amerikalı gazeteci George H.Hepworth'ın yazdıkları İngilizlerin Ermeniler olan yaklaşımlarını anlatmaya yeterli olacaktır. Gazeteciye göre;
'…İngiltere Ermeni eşkıyasına sığınma hakkı vermekle kalmadı, aynı zamanda onları sempati ile karşıladı, korudu, yardım etti, destek sağladı ve Türkler aleyhine tahrik etti. Ermeni çeteleriyle hem iş hem de suç ortaklığı yamaya razı oldu. Çetelere vatansever ve milli kahraman oldukları fikrini telkin etti. Çeteler bu sıfatlardan faydalanarak Ermeni toplumunun üzerinde nüfuz sahibi oldular ve kolay yaşamanın yolunu buldular.'
Yabancı ve tarafsızlığına inanılabilecek bir konumda olan Amerikalı gazetecinin yazdıkları İngiltere'nin Ermeni politikalarını ve Ermenilere olan yaklaşımlarını özetlemektedir ve İngiltere'nin Ermeni politikasının ipuçlarını gayet açık bir şekilde göstermektedir.
İngiltere Uyguladığı Ermeni politikası ile Ermenilerin Rusya'nın nüfuzu altına girmesini önlemiştir. Bunun sonucu olarak da Ermenileri kendini yanında tutarak Rusya'nın Asya siyasetine büyük ölçüde engel olmuştur. Ayrıca Rusya'nın yüzyıllardır süren sıcak denizlere inme politikasına en fazla yaklaştıkları dönmede Rusya'nın elindeki Er- meni kozunu da kendi lehine çevirerek buna mani olmuştur.
Netice olarak İngiltere ve Rusya arsındaki Asya rekabetine ve buna bağlı olan Ermeni politikalarının mücadelesinde İngiltere'nin Ermeni politikası başarıya ulaşmış, Rusya'nın Ermeni politikaları başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Fakat 1.Dünya Savaşı sırasında bu iki Devletin ortak Ermeni politikaları yürütmeleri ve Ermenileri kışkırtma siyasetlerine birlikte yön veremleri Bu devletlerin Ermeni Politikalarındaki amacın Ermenistan'ın bağımsızlığının değil kendi çıkarlarının etki olduğunun göstergesidir


....


RUSYANIN VE ERMENİ SORUNUNA YAKLAŞIMI,





 RUSYANIN VE ERMENİ SORUNUNA YAKLAŞIMI,


OSMANLI DEVLETİNDE ERMENİ SORUNU VE AVRUPA DEVLETLERİNİN ERMENİ POLİTİKALARI
Rıdvan TÜMENOĞLU

Rusya'nın Ermenilerle ilişkisini ve Ermeni soruna yaklaşımı ve Ermeni politikaları diğer ülkelerin yaklaşımlarından ve politikalarından farklılıklar göstermektedir. Bu değişikliğin temelinde Rusya İngiltere mücadelesi ve Rusya'nın kendi bünyesinde bulunan Ermenilerin durumu gibi konular yer almaktadır. Ancak Rusya'nın Ermeni politikalarını anlayabilmek için Rusya'nın kendi milli politikalarını ve hedeflerini ana hatları tespit etmek ve Ermeni Politikasını bu konu çerçevesinde ele almak gerekmektedir. Bu bağlamda Rusya'nın temel politikası olan Sıcak Denizlere inme siyasetinden başmak kaçınılmazdır.
II.3.1.Rusya'nın Sıcak Denizlere İnme Politikası
Rusya kurulduğunda bir kara devleti görünümündeydi. Fakat sınırları genişledikçe denizlere daha fazla yaklaşmıştı bununla birlikte Rusya denizlere açılmak ve sadece bir kara devleti hüviyetinden kurtulup hem karada hem denizlerde güçlü bir devlet olmak istiyordu. Rus devleti bu yöndeki çalışmalarına başlarken bunun en iyi yolu Güneye doğru inerek Karadeniz vasıtası ile Akdeniz'e oradan da açık denizlere açılmayı hedefliyordu. Rusya'nın sıcak denizlere inme politikası bu bağlamda başlamıştır. Rusya'da Sıcak Denizlere (daha doğrusu Akdeniz'e) inme politikası I.Petro zamanında başlamış II. Katerina zamanında gelişmiştir. Bu düşünce ile politikalarını oluşturan Rus Devleti 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile Karadeniz sahillerine ulaşmıştır. Yine bu antlaşmada elde ettiği Osmanlı Ülkesindeki Hıristiyanların koruyuculuğu hakkı sayesinde, sıcak denizlere inme düşüncesini gerçekleştirmede Rusya'nın çok işine yaramıştır. Rusya'nın bu siyasetine karşın, Hindistan'ı elinde bulunduran İngiltere Hint yolunun güvenliği açısından Rusya'nın sıcak denizlere inmesini engellemeye çalıyordu. Bunun içindir ki Rusya Asya yolu diye tabir edilen bu bölgede güç dengelerini kendi lehine çevirebilmek için bölgenin Hıristiyan halkı olan Ermenileri nüfuzu altına almak istiyordu. 19.y.y. dan itibaren petrolün bulunmasıyla birlikte Ortadoğu bölgesinin önemi artmış ve İngilizlerin bölgeye gelmesiyle Rusya ve İngiltere arasındaki mücadele zincirine yeni bir halka eklenmiştir.Rus Ermeni münasebetlerini bu çıkar çatışmalarını bölgedeki güç dengelerini göz önüne alınarak değerlendirilmelidir.
II.3.2 Rusya'nın Ermeni Politikaları ve Ermenilere Yaklaşımları
Avrupa Devletleri ilk ilgilenen ülke Rusya olmuştur. Bunun nedeni yukarıda bahsettiğimiz sıcak denizlere inme politikasıdır. Bu politika doğrultusunda Ruslar batıda (Bal- kanlarda) Panslavizm hareketini, doğuda da Ermenileri harekete geçirmiştir. Rusya açısından Ermenilerin ve yaşadıkları bölgenin çok fazla önemi vardı, Rusların Ermenilere verdiği önemin nedenlerini;
a) Sıcak denizlere inmek için Rusların kullanabileceği ikinci güzergâh Ermenilerin yaşadığı topraklardan geçiyordu. Ayrıca Ermeniler, Anadolu'da Erzurum'dan Mersine uzanan bir coğrafyada yaşıyorlardı. Bu bölgede Rusya'nın hamiliğinde kurulacak olan bir Ermeni devleti Rusya'nın sıcak denizlere inmesi anlamına geliyordu.
b) Rusya'nın Doğu cephesinde Osmanlı Devleti ile yaptığı savaşlarda Ermeniler Rusya'ya yardımda bulunuyorlardı. Rusya Ermenileri Osmanlı Devletine karşı her zaman kullanabilirdi.
c) Rusya, İngiltere'nin denetiminde bulunan Hindistan'ı ve Hint Yolunda hâkimiyet kurmak ve İngiltere'ye karşı girişeceği bir mücadelede İngiltere'yi zorlayabilmek için Ermeni topraklarına ihtiyacı vardı
d) Ortadoğu topraklarında petrolün bulunması ve büyük devletlerin dikkatlerini bölgeye çevirmesi Rusya'nın da bölgede yoğunlaşmasına neden olmuştur.
e) Rusya Osmanlı Devleti ile olan mücadelelerinde olduğu gibi İran ile olan mücadelelerinde Ermenilerden yararlanıyordu.
Başlıkları altında toplayabiliriz
Bu faktörler Rusya'nın Ermeni politikasına büyük ölçüde şekil veriyordu. Rusya'nın Ermeni politikalarında bu şartların değişmesine göre değişikliler meydana geliyordu. Bu değişikliğin farklı nedenleri vardır. Ancak Rusya'nın Ermeni politikasını ve Ermenilerle ilgili yaklaşımlarını üç dönem altında toplayabiliriz bunlar;
a) Ermenilerin Bağımsızlığının savunulduğu Dönem: Bu dönem Ermeni sorunun ortaya çıkmasından 1890'lı yılların başın kadar geçen dönemdir. Bu dönemde Rusya Ermenilerin ezilen bir halk olduğu, Ermenilerin yaşadıkları bölgelerde çoğunluğu teşkil ettiği ve Ermenilerin bağımsızlığı yönündeki tezleri savunmuştur. Rusya bu dönemde Ermenilere isyan ve ihtilal gibi fikirleri benimsetmiş ve onları Osmanlı Devletine karşı isyan etmeye teşvik etmiş ve isyanları desteklemiştir. Bu konuyla ilgili bir Ermeni tarafından söylenen '…İhtilal ve isyan fikirlerini de Rusya ve Rusya Ermenilerine (Kafkas Ermenileri) borçluyuz ' bu sözler Ermeni olaylarında Rusya'nın etkisinin ne derece önemli olduğunun göstergesidir.
b) Ermenilerin bağımsız olamayacağının savunulduğu dönem: Bu dönem Berlin Antlaşması ile birlikte Rusya'nın Ermenilerin üzerindeki nüfuzunu İngiltere'ye kaptırması ile başlayan dönemdir. Bu dönemde İngiltere'nin Ermeni meselesine yoğunlaşması ve bölgede Rusya'nın güneye inmesini engelleyecek yapıda bağımsız bir Ermenistan kurmak istemesi Rusya'nın çıkarlarına ters düşmüştür. Bunun üzerine Rusya Ermenilerin bu bölgede bağımsız bir devlet kuracak kadar bir nüfus yoğunluğuna sahip olamadığı tezini savunmuştur. Rusya bu dönemde, Bağımsızlık vaatlerinden vazgeçerek Ermenilerin yaşadıkları bölgelerde ıslahat yapılmasının ve Ermenilerin, Kürt ve Çerkezlere karşı korunmasının yeterli olacağı görüşünü savunmuştur. Bu görüş değişikliğinde Osmanlı Topraklarında kurulacak bağımsız bir Ermenistan'ın Rusya'daki Ermenilere örnek oluşturması kaygısı da etkili olmuştur.
c) Ermenilere Bağımsızlığın tekrar vaat edilmeye başlandığı dönem: Bu dönem Rusya'nın İngiltere'yle anlaşmasından ve 1911'de İran'da nüfuz bölgeleri ele geçirmesinden sonra başlayan dönemdir. Özellikle Osmanlı Devletinin Almanya'nın yanında, İngiltere ve Rusya'ya karşı I.Dünya savaşına girmesi ile hız kazanmıştır. Bu dönemde Rusya, Osmanlı Devletini Doğu Anadolu'da bir Ermeni Devleti kurulması için sıkıştırmaya başlamıştır. Ayrıca Ermenilere Savaşta yararlılık gösterdikleri takdirde bağımsızlık vaat etti. Bu şekilde Savaş içerisinde Ermenilerden azami şekilde yararlanmayı başardı.
Rusya Ermenilere yaklaşımını yukarıda belirttiğimiz şartlar çerçevesinde belirlemiştir. Görüldüğü gibi Rusya'nın Ermeni politikalarında belirleyici olan Ermenilerin durumundan ziyade Rusya'nın diğer devletlerle olan mücadeleleri olmuştur. Rusya Hükümetleri Ermeni politikalarında bir denge kurmaya ve Ermenileri her zaman ellerin altında tutmaya özen göstermişlerdir. Bunu yaparken zaman zaman Ermenilerin bağımsızlık ateşlerini yakmışlar zaman zaman Ermeni isyancılara destek olmuşlar ve onlara yardımlarda bulunmuşlardır. Bu yardımlar ve destekler sayesinde Ermenilerin isyan edebilecek kadar güçlenmesini sağlamışlardır.
II.3.3 Ermenilere Yönelik Rusya Tahrikleri ve Kışkırtmaları
Rusların Ermenileri kışkırtmalarının ve isyanlarını desteklemelerinin nedenlerini yu- karıda açıklamaya çalıştık. Şimdi daha ziyade bu kışkırtmaların ne zaman başladığı? Ne şekilde devam ettiği? Bunu yaparken kullandığı yöntemler üzerinde açıklama yapmaya çalışacağız.
Rusya'nın Ermenilere yönelik politikalarının temeli sıcak denizlere inme hedefinin doğrultusunda bu hedefle başlamakla birlikte kışkırtmalar ve isyan teşvik gibi çalışmalar daha sonraları 19.y.y.'da başlamıştır. Ruslar, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra Doğu Anadolu'da bazı Türk şehirlerini ele geçirmişler ve buradaki Ermeni halkı bağımsızlık amacı ile Osmanlı Devletine karşı kışkırtmaya başlamışlardır. Böylece ilk sorumuzun cevabına ulaşmış oluyoruz Rusların kışkırtmaları bu tarihte başlamış ve bu tarihten itibaren sürekli artarak devam etmiştir. Özellikle 19.y.y.'ın başlarında Rusya İran Savaşı sonucunda İran'ın mağlup olması sonucunda Erivan ve çevresinin Rusların eline geçmesi ile birlikte Rusya Osmanlı Ermenileri ile daha rahat temas etme fırsatı yakalamıştı. Ruslar bu tarihten itibaren Ermenileri,1804 Rusya-İran,1806 ve1812 Osmanlı Rus, 1825 Rusya-İran ve 1828-29 Osmanlı Rus savaşlarında ' Bağımsızlık' vaatler ile Osmanlı Devletine ve İranlı'lara karşı tahrik edip kullanmışlardır.
Paris Antlaşmasından ve Islahat Fermanından sonra Doğu Anadolu'daki Rus tahrikleri iyice artmaya başlamıştır. Bunun neticesinde 1872'de Van'da Rusların desteği ile'Kurtuluş Birliği' adını taşıyan gizli bir örgüt kurulmuştur. Yine bu dönemde Rus ajanları 'Türk Ermenistan' ı' adını verdikleri beş vilayette kışkırtma faaliyetlerine hız vermişlerdir. Bu kışkırtma ve Ermenileri tahrik faaliyetleri bu sürelerde iyice hız kazanmıştır. Bölgedeki Ermeni çeteciler Rus ajanları ve misyonerleri tarafından silahlandırılmışlar ve bu çetecilere askeri eğitim verilmiştir. Ermenileri değişik şekillerde kullanma yoluna giden Ruslar, Ermenileri yalnız kışkırtmakla kalmamış onlardan kendi orduları içersinde birlikler oluşturarak da yararlanmışlardır. Hatta 1828-29 Osmanlı-Rus Savaşında Doğu Anadolu Cephesi'nde Osmanlı Kuvvetlerine karşı çarpışan Rus askeri birliklerine Ermeni asıllı General Boris Milkon'u komutan tayin etmişlerdir. Böylece Ruslar Ermenileri etkilemek ve onların içinden birisini ordularına kumandan tayin etmekle Ermenilerin güveni sağlamak ve bu General sayesinde Ermenilerden daha fazla yararlan- maktan başka ne amaç gütmüş olabilir? Bunun bundan başka bir amacını aramak akla ve mantığa pek uygun olmasa gerektir.
Konunun başında sorduğumuz kışkırtmaların başlama tarihi bunların ne şekilde devam ettiği ve kullanılan yöntemlerle ilgili soruların cevapları yukarıda örneklenmiştir. Şimdi bunları biraz daha genelleştirelim. Bu kışkırtma faaliyetlerinin başlangıç tarihi aşikârdır. Fakat olayın başladıktan sonra gelişimi değişimler göstermiştir. Ermenilerin fikirlerine destek olmak şeklinde başlayan olay, zamanla onların hamiliğine soyunma, propaganda faaliyetleri, silahlı destek, Ermenileri açıkça kendi hizmetlerinde kullanmak gibi değişimler göstermiştir. Rus Devlet adamları Ermenileri kışkırtmak ve onları kullanmak için değişik yöntemler uygulamışlardır. Bunların başlıcalarını şu şekilde sırayla biliriz;
· Bağımsızlık vaat ederek
· Emeni çetecilerine silahlı eğitim vererek ve onlara gerekli cephaneyi sağlayarak
· Ermeni ileri gelenlerine kendi bünyelerinde hizmet hakkı vererek ve onların yardımı ile bu bölgede propaganda yaparak
· Rusya bünyesinde yaşayan Kafkas Ermenilerini kullanarak Anadolu'da faaliyet gösterecek Ermeni çeteleri oluşturarak,
Bu yollarla Ermenileri kendi çıkarları doğrultusunda kullanma çalışmaları Rusya'nın temel Ermeni politikasını teşkil etmekteydi. Bahsedildiği gibi Ermenilere bağımsızlık verilmesi fikri gerçek bir yaklaşım olmaktan daha ziyade Rusya'nın Ermenilerle ilgili amaç ve hedeflerini perdelemek için kullandığı bir perdeden ibarettir. Zaten Ermenilere bağımsızlık verilmesi Rusya'nın işine de gelmiyordu. Çünkü Osmanlı Devleti bünyesindeki Ermenilere bağımsızlık verilmesi, Rusya'nın bünyesindeki Ermenileri hareketlendirebilir ve Bunlar Rusya'ya sorun çıkarabilirlerdi. Bu sebepten dolayı Rusya'nın böyle bir amacı olamazdı. Rusya'nın Osmanlı Ermenileri üzerindeki esas amacı onları bağımsızlıklarına kavuşturmak değil, Bunları kendi hâkimiyeti altına alarak Rusya'ya Akdeniz ve Basra yolunu açmaktır.



*****